ABD yapımı Kaçak Saray Despotu ve payandaları. Ortak payda Amerikancılık…

Saygıdeğer Halkımız!

Hem muhalifi oynayıp hem de Kaçak ve de Haram Saray’da mukim, Psikozlu Seri Hırsız’a, vatan satıcı ABD Devşirmesine, Kuvayimilliye, Mustafa Kemal ve Laik Cumhuriyet Düşmanına “Sayın Cumhurbaşkanı”, “Sayın Erdoğan” diye seslenenlere asla güvenme!

Onlar korkaklar ve sahtekârlardır. Onlar insan olmanın sorumluluğunu taşıyamayanlardır.

Ne yazık ki “Muhalif Cephe” de böyle zayıf kişilikli insanlarla doludur…

Tayyip ve avanesi, bir yönüyle de bu sebepten zulüm iktidarını, Saray Saltanatını sürdürebilmektedir…

Bu korkak, ürkek muhaliflerin tutumu neye benzer?

Şuna:

Bir cinsel sapığa, bir nitelikli taciz suçlusuna, doğrudan bu suçunun hesabını sormayıp da, ondan hiç söz etmeyip de; “Ya bu işi yaparken niye şiddet uyguladın, niye kurbanın özgürlüğünü kısıtladın?”, gibi sorgulamalarla işi geçiştirmeye çalışmaya…

Yahu bir kere Tayyip, yasal bir Cumhurbaşkanı değildir. O makamı sahtekârlıkla -tabiî Amerika’yı da arkasına alarak- gasp etmiş bir mücrimdir. “Resmi Evrakta Sahtecilik” ve “Nitelikli Dolandırıcılık” suçlarını işleyerek Cumhurbaşkanlığı makamını kanunsuz bir biçimde işgal etmiştir.

Böylece de 83 milyonu açıktan eşek yerine koymuştur.

Neden?

Şundan:

Cumhurbaşkanlığına aday olabilmek için, o insanın yüksekokul bitirmiş, dolayısıyla da “Yüksekokul Diploması”na sahip olması gerekir.

Tayyipgiller ve FETÖ’nün karikatüre çevirdiği, şu anki “Sahte Anayasa”da bile bu husus netçe belirtilir:

“Madde 101:

“Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.”

Eee…

Tayyip Hafız’ın böyle bir diploması var mı?

“Everybody Knows-Herkes Biliyor” ki yok… Yok… Yok…

Diploma diye ortaya sürdüğü kâğıt parçasının tıpkı “Pelvan Hamza’nın lise diploması” gibi bir sahtekârlık ürünü olduğu en son “Türkiye Noterler Birliği Disiplin Kurulu” kararıyla bir kez daha açıkça ve kesince ortaya konmuş oldu.

Şimdi bu sahtekârlığa gözümüzü mü kapatacağız, yoksa zavallı tarikat müritleri gibi idrakimizden mi vazgeçeceğiz?

Eğer bu kanunsuzluğa, adımız gibi bilmemize rağmen, razı olursak, Türkiye insanının tamamına karşı işlenmiş olan bu suçu sineye çekersek aynalara nasıl bakabileceğiz?

Nasıl “Biz de insanız” diye ortalıkta dolaşabileceğiz?

Olmaz böyle bir şey!..

Eğer insanlık iddiasında bulunuyorsan, insanlığının hakkını vereceksin…

Yıllardan beri söyleyegeldiğimiz gibi sadece insan doğmuş olmakla insan olamazsın… İnsan doğmuş olmanın sana yüklemiş olduğu ahlâki, vicdani ve insani sorumluluklar var… Onları yerine getireceksin…

Sorumluluk sahibi olmak eyleme geçmeyi emreder… Yukarıda andığımız değerler doğrultusunda sürekli eylem içinde olacaksın. Ancak o zaman insan kalabilirsin.

“Kedi Davaları Savunmaları”ndan oluşan kitabımıza yıllar önce verdiğimiz adla söylersek; “İnsan Kalmak Kolay Değil.”

Saygıdeğer Halkımız!

Ne yazık ki Siyaset, Medya, Akademi, yukarıda acıklı hallerini anlattığımız “İnsan Kalamayanlarla” doludur…

Onlar görünüşte Kaçak Saray’ın muhalifini oynarlar ama muhalifliklerinin içi boştur.

Tıpkı insanlıklarının içinin boş olduğu gibi…

Son olarak şu kahredici gerçeği bir kez daha haykıralım ki, Tayyip Cumhurbaşkanı filan değildir. Hem de kesinkes…

O ve avanesi tepeden tırnağa binbir suça batmış “Çıkar Amaçlı Organize bir Suç ve İhanet Örgütü”dür.

Ve tamamı er geç Tarafsız ve Bağımsız Mahkemeler önünde tüm cürümlerinin hesabını vereceklerdir…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

13 Şubat 2021

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email