ABD bu hizmetkârlarını bir de “Hazine Yardımı” adı altında halkımızın sırtından besletiyor…

Yerli-yabancı Parababaları düzeni, Meclisteki kodaman Amerikancı sermaye partilerini, bir de halkımızın alınterinden gasp edilen ve adına “Hazine Yardımı” denilen 4,5 milyarlık parayla besliyor, sanki bunların paraya ihtiyacı varmış gibi…

Yahu bu partilerin önde gelenlerinin ve destekçilerinin zaten milyarlarca TL’lik hatta dolarlık servetleri var be…

Üstelik bunlar, milletvekili bazında her ay en az 56 bin liralık vekil maaşı almaktadırlar. Kaldı ki bunların çoğu, bir de vekil emekliliği maaşı almaktadır, 39 bin 500 TL tutarında. Ayrıca bürokrasiden, esnaflıktan gelenleri, SGK, BAĞ-KUR gibi kurumlardan da emekli maaşı alabilmektedirler.

Kaldı ki bu maaşlar bile, mesela AKP’giller bağlamında, çerezdir. Çünkü bunların vekilleri ya Fatma Betül Sayan Kaya, Ravza Kavakçı Kan örneğinde olduğu gibi Belediyenin milyonlarını dolandırmışlardır, burs vs. gibi kılıflarla. Ya Zehra Taşkesenlioğlu örneğinde olduğu gibi yüz milyonlarca dolarlık vurgunlar yapmışlardır nüfuzlarını kullanarak ya da kendi bakanlığına “dezenfektan” satmıştır Ticaret eski Bakanı Ruhsar Pekcan örneğinde olduğu gibi.

Özetçe arkadaşlar; zaten bunların hırsızlığa, yolsuzluğa, vurguna, soyguna batmayanını bulamazsınız. Bakan olsun, milletvekili olsun, belediye başkanı olsun, il-ilçe başkanı olsun hepsi kamu malı gördü mü “vur Allah vur”, der. Bunlara devlet teslim etmek, tilkiye kümes teslim etmekle eşdeğerdir aslında.

Bu Amerikancı sermaye partilerinin mensuplarının bir teki olsun “Yahu biz bu paraları hak etmiyoruz. Halkımız işsizlik pahalılık cehenneminde kıvranırken biz bu paralara nasıl el sürebiliriz”, diyebiliyor mu?

Demişliği var mıdır?

Görülmüş, yaşanmış mıdır böyle bir olay?

Yok, tam tersine, “vur Allah vur”, der bunlar. Hep daha çok olsun, der. Bunlar için siyaset tam anlamıyla kendileri açısından bir “Dolçe Vita-Tatlı Hayat”tır. Tabiî sadece şahısları açısından değil, yakın çevreleri açısından da değil, tüm sülaleleri açısından…

Karşılığında ne yapar bunlar, arkadaşlar? Böyle bir hayat sürerler de bunun diyetini kime, nasıl öderler?

Kendilerini o koltuklara oturtan, ceplerini, çantalarını, küplerini tıka basa o paralarla, dolarlarla, avrolarla dolduran devşiricileri ve efendileri ABD Emperyalist Hayduduna karşı, onun çıkarlarını savunarak öderler. Onun her dediğini pratikte ikiletmeksizin yerine getirirler.

Ha, lafta halkımızın gözüne kül serpmek için bir iki gak guk ederler, karşı çıkıyormuş numarasına yatarlar fakat pratikte harfi harfine uygularlar ABD Emperyalistlerinin emirlerini. Yoksa Emperyalist Haydut, kapının önüne koyuverir bunları. Hep söyleyegeldiğimiz gibi, biz filan seçmiyoruz bunların bir tekini olsun; ABD Emperyalist Çakalı seçiyor. Onun casus örgütleri seçiyor. Bunlar da o seçici efendilerine karşı sorumlu hissediyorlar kendilerini ve ona hizmette bulunuyorlar.

Halkımız mı?

Halkımız zerre miktarda olsun umurlarında değil bunların. Halkımıza ahmak gözüyle bakar bunlar. Bir iki din, iman, ezan, bayrak nutku attık mı, bu cahil, bilinçsiz, zavallı insanlar peşimize takılıverir, diye düşünürler, ki gerçekte de ne yazık ki olan budur.

Bunların bu hainane, bu aşağılık oyunlarını kim veciz biçimde, ağzından kaçırarak itiraf etmişti, arkadaşlar?

Tayyipgiller’in eski Avrupa Birliği Bakanı, şimdinin Prag Türkiye Büyükelçisi Egemen Bağış…

Şöyle demişti, değil mi?

“Bakara makara bir iki ayet salladık mı bu millet peşimize takılıverir.”

Bu Bakara makaracı ABD hizmetkârı, bir zamanların Washington-White House’da getir götür işleri yapan bir elemanmış.

İşte oradan nereye zıplatmış Amerika bunu?

Tayyipgiller’den milletvekilliğine, bakanlığa ve sonrasında da Büyükelçiliğe.

E, Tayyip de ne demişti?

“Biz Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Kuzey Afrika Projesinin (BOP’un) Eşbaşkanlarından bir tanesiyiz. Ve bu görevi yapıyoruz.”

Yaptı mı bu görevi Tayyip?

Yaptı. Hem de âlâsıyla…

Kendine hizmet edeni görür, Emperyalist ABD Çakalı. Zaten onlarınki bir çıkar ilişkisi… Halkımız da der ya; “Menfaat evlenmesi”, diye, işte öyle bir şey…

Bunlar, daha önce de belirttiğimiz gibi, sık sık ABD’ye giderler. Aslında gerçek Kâbe’leri olan Washington-White House’a giderler, tabiî randevu alırlarsa. Her zaman randevu alamazlar. Daha aşağı çeperlerde dolaşırlar, oradaki görevlilere sadakat beyanlarını tazelerler, sonra da geri dönüp gelirler.

İşte kısa süre önce Tayyip ve ardından Sorosdaroğlu Kemal nam Hafız ziyaret etti, değil mi, efendilerinin ülkesini?

Türkiye işte böylesine kapkaranlık günlerden geçiyor, arkadaşlar. Meclistekilerin alayı ABD’ye hizmet için birbirleriyle yarış halindedirler.

İşte bu hainler haini güruh, 4,5 milyar lira önümüzdeki yıl Hazineden para alacakmış; karşılıksız, hibe yani…

İşte listesi, bu Amerikancı çetelerden hangisinin ne kadar para alacağını gösteren, Meclise sunulan 2023 bütçesinin ilgili bölümü:

“Seçim kararının ardından yapılacak hazine yardımı ile birlikte gelecek yıl partilerin alacakları toplam yardımlar şöyle:

“AK Parti’ye toplam 1 milyar 961.3 milyon lira,

“CHP’ye 1 milyar 43,9 milyon TL,

“HDP’ye 539.5 milyon TL,

“MHP’ye 511.5 milyon TL,

“İYİ Parti’ye de 459.2 milyon TL.” (https://www.gazeteduvar.com.tr/2023te-siyasi-partiler-ne-kadar-hazine-yardimi-alacak-galeri-1585444?p=8)

İşte rakamlar bunlar, arkadaşlar…

Bu Amerikan uşağı, halk düşmanı sermaye siyasetçileri, gün gelecek, Halk İktidarımızda yargılanacaklardır. Onca ihanetleriyle birlikte halkımızdan gasp ettikleri bütün servetler de ellerinden alınacak ve halkımıza iade edilecektir.

Şimdilik devran sürüyorlar. Sürsünler bakalım, utanmaz arlanmazlar…

İnanın, arkadaşlar; bunların hiçbiri olmasa, ülkemizi sadece liyakatli, iyi eğitimli, donanımlı, deneyimli bürokratlar yönetse, şimdikinden bin kat daha iyi yönetirler ve ülkemiz böylesi felaketlerle yüz yüze gelmezdi. Bugün getirildiğimiz uçurumun kenarında olmazdık. Bunlar Tantanacılık yaparak ülkemizi yok oluşa götürüyorlar, uçurumdan aşağıya itişe götürüyorlar. Efendileri öyle emretti çünkü…

Zavallı halkımız, tam da kasabın bıçağını yalayan dana durumuna düşürülmüş vaziyette, büyük çoğunluğuyla. Cahil bırakılmış, bilinçsiz, yoksul, aç, işsiz; geçim derdinden başka bir şey düşünebilecek durumda değil.

Öyleyse halkımızı uyandırmak gerek. Bu hainlerin, bu ABD işbirlikçilerinin kendisinin dostu değil, düşmanı olduğunu göstermek gerek.

Buna uğraşıyoruz on yıllardan beri. Uğraşmaya da devam edeceğiz, halkımızı uyandırana kadar…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

24 Ekim 2022

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email