30 Ağustos Dumlupınar Zaferini Yaşatacağız!

30 Ağustos Dumlupınar Zaferini Yaşatacağız!

 

10 Ağustos 1920’de Batılı Emperyalistler, Osmanlı devletinin ölüm fermanını hazırladılar. Bu fermanın adı Sevr Anlaşmasıydı. Adı anlaşmaydı, ama ortada bir anlaşma yoktu. Yapılan, Osmanlı’nın emperyalistlerce yağmalanma, bölünüp parçalanma planını Osmanlı’ya da dikte ettirmekti.

Ancak Türk ve Kürt Halkları bu planı boşa çıkardı. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Birinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı başlatıldı. Birinci Kurtuluş Savaşı’mızda yaklaşık 1 milyon insanımız şehit oldu. Toplamda 4 yıl süren bu savaşın sonunda, 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar Zaferi’yle birlikte işgalci Batılı Emperyalistler ve onların maşası Yunan işgalcileri ülkemizden defedilmiştir .

Türk Ordusu’nun, Türk ve Kürt Halkının bu parlak zaferi tüm ülkede coşkun bir sevinç yarattı. Kentlerde ve köylerde mitingler, gösteriler düzenlendi.

Sovyet Hükümeti, Türk Halkının Batılı Emperyalistlere karşı nihai zaferi olan Dumlupınar Zaferi’ni şöyle selamlıyordu:

“Rus Halkı, Avrupa emperyalizmine karşı birkaç yıldır kahramanca bir savaşı yürüten Türk Halkının sevincini içtenlikle paylaşmakta ve Türk Ordusu’nun Türkiye’yi barışçıl çalışma günlerine yaklaştıran her zaferine Türk Halkıyla birlikte içtenlikle sevinmektedir.”

Hindistan, Afganistan, İran, Irak, Suriye, Mısır ve öteki mazlum halklardan da kutlama mesajları geldi. Bir zamanlar bizim ülkemizin Batılı Emperyalistlerce işgaline tepki gösteren ve buna karşı verilen mücadelenin zaferle taçlanmasını selamlayan Suriye Halkları, bugün aynı kaderi paylaşıyor. Ve Türkiye’nin bugünkü yöneticileri Tayyipgilller, Suriye’nin aynı emperyalistlerce bugün işgal edilmek istenmesine ne yazık ki destek veriyor. Suriye Halkının ezici çoğunluğunun desteklediği Beşşar Esad Hükümetinin devrilip ülkenin emperyalistlerce talan edilmesine, yağmalanmasına hizmet eden, insanlıktan çıkmış sözde “Özgür Suriye Ordusu” adlı çapulcu takımı Türkiye’deki kamplarda eğitiliyor ve silahlandırılıyor.

Niye?

Çünkü Tayyipgiller iktidarı, ABD-AB Emperyalistlerinin hizmetinde, bu emperyalistlerce bize dayatılan Yeni Sevr’i uygulamak, Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın rövanşını almak istiyor. Bunun için de bu planın uygulanmasında engel olarak gördükleri Mustafa Kemalci, yurtsever, antiemperyalist, ilerici unsurları tasfiye ediyorlar. Büyük çoğunluğunu da tasfiye ettiler.

Bugün cumhurbaşkanı Abdullah Gül kulağı ağrıdığı için resmi kutlama olarak kabul edilen 30 Ağustos Resepsiyonunu iptal ediyor. 30 Ağustos’a, Cumhuriyet’e, Mustafa Kemal’e bu kadar değer veriyor Tayyipgiller. Bunlar Tefeci-Bezirgân Sermayenin temsilcisi. Bunlarda vatan-millet-ulus kavramı yok. Bunlar ümmetçi. O yüzden ulusal değerlere, laikliğe ve bunların sorumlusu olarak gördükleri Mustafa Kemal’e düşmandırlar. Hal böyle olunca da bir ülkenin bağımsızlığa kavuşmasının yıldönümü kutlamasının önüne kulak ağrısı geçebiliyor.

Gün artık onların günü. Geçmişte binbir maskeyle, içleri burularak katıldılar bu resepsiyonlara; bugün artık katılmak istemediklerini, bu kutlamalara da, 30 Ağustos’a ve Mustafa Kemal’e de düşman olduklarını gizlemiyorlar. Yoksa kulak bahane…

Geçen yıl da Tayyipgiller’in süt kuzusu Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, PKK ile çatışmaların yoğunluğunu bahane ederek 30 Ağustos resepsiyonunu iptal etti. Tam tersine Türk ve Kürt Halkının birlikte kazandığı bu zaferi kutlamak, iki halk için de bilinç tazeleyici ve kardeşleştirici olabilirdi.

Tayyipgiller kutlamaları yavaş yavaş ortadan kaldırarak 30 Ağustos Zaferi’ni halkımızın ve çocuklarımızın bilincinden çıkarmak istemekteler. Halkın Kurtuluş Partisi buna izin vermeyecektir.

Halkımıza, İşçi Sınıfımıza, çocuklarımıza, gençlerimize, Batılı Emperyalistlerce işgal edilen ülkemizi, onlara karşı yekvücut savaşarak nasıl kurtardığımızı anlatacağız, haykıracağız.

Ve haykıracağız yine, sende bu güç, bu irade, bu fedakârlık var. O gün savaştın, başını hiç eğmedin, bugün de ülkemizi yine bölüp parçalamak ve halkların birbirini katlettiği mahşer yerine çevirmek isteyen Tayyipgiller’e, ABD-AB Emperyalistlerine karşı savaşacağız, kazanacağız. Bir kez yaptık, yine yapacağız. Bizde bu güç, bu inanç var. 30.08.2012

Halkın Kurtuluş Partisi