16 Mart Beyazıt ve Halepçe Katliamlarını unutmayacağız
Bundan 40 yıl önce 16 Mart 1978 yılında, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde faşist katil sürüleri, okuldan topluca çıkan devrimci, demokrat öğrencilere bombalarla, taramalı silahlarla vahşice saldırmıştı ve bu saldırının sonucunda Cemil Sönmez, Hatice Özen, Baki Ekiz, Turan Ören, Abdullah Şimşek, Hamit Akıl ve Murat Kurt halkların kurtuluş mücadelesinde canlarını verdiler. Ancak onların isimleri ve mücadelesi o günden bugüne yaşıyor, yaşatılıyor.
Nasıl gerçekleşmişti bu canice saldırı, sebepleri nelerdi?
27 Mayıs Politik Devrimi’nin yarattığı ortam sayesinde sol klasik eserler, Marks, Engels, Lenin ve daha birçok devrimci eser Türkçe’ye çevrilmişti. Gençler ve özellikle üniversite gençleri bu kitaplarla tanışmış, onları okumaya başlamıştı. Ülkemizde sosyalizm hızlıca yaygınlaşıyor ve gelişiyordu. İşte bu gelişme sürecinde 68 Gençliği ortaya çıktı. Denizler, Mahir’ler, Sinan Cemgiller ortaya çıktı. Özellikle gençlik içerisinde sosyalizm yaygınlaşıyordu. Ancak bunu gören ABD-AB Emperyalistleri hızla yükselen bu ivmeyi durdurmak için 12 Mart 1971 Faşist Darbesi’ni tezgâhladılar. Gençliğin önderlerini katlettiler. Denizleri astılar, Mahirleri Kızıldere’de, Sinanları Nurhak’ta katlettiler.
Ancak tüm bu yapılanlar devrimci mücadelenin büyümesine, gelişmesine engel olamadı. Sosyalizm kitleler içinde hızla tekrardan büyüdü. Sosyalizm mücadelesi özellikle de liselerde, üniversitelerde yaygınlaştı. Devrimci öğrenciler 68 kuşağını örnek aldı ve onu büyüterek devam ettirdi.
Bunu gören ABD-AB Emperyalistleri CIA tarafından kurdurduğu Özel Harp Dairesi de denen Kontrgerillayı devreye soktu. Onlar da devrimci mücadeleyi baltalatabilmek için onlarca katliama sebep olacak MHP’yi kurdurttu. MHP ki kurulduğu günden bu yana ABD Emperyalistleri tarafından kendisine verilen görevi yerine getiriyor, eli kanlı faşist sürüleriyle katliamlara sebep oluyor.
İşte 16 Mart Katliamı da bu şekilde olmuştur. O gün İstanbul Üniversitesi’nden topluca çıkan devrimci, demokrat öğrencilere MHP’li ülkücü faşist çeteler önce bombayla ardından taramalı silahlarla saldırmışlar ve 7 devrimci öğrenciyi katletmişlerdir.
Sadece ülkücü faşistler tarafından mı gerçekleştirilmiştir bu katliam? Hayır. O gün yani 16 Mart 1978 günü normalde 30-40’tan aşağı olmayan polis sayısı o gün 8-10 polis arasındadır. Normalde arka kapıdan çıkan devrimci öğrenciler o gün faşist çetelerin beklediği ana kapıdan çıkarılmıştır. Yani bu bize açıkça gösteriyor ki o günkü katliam ABD-AB Emperyalistleri tarafından planlanan ve polis-ülkücü iş birliğiyle gerçekleştirilen bir olaydır.
Bu katliamın yapılma sebebi devrimci öğrencileri kanla susturmaya çalışmak ve ülkemizi 12 Eylül Faşist Darbesi’ne hazırlamaktır. Çünkü ABD Emperyalizmi nerede bir ilerici hareket olursa onu yok etmek, ortadan kaldırmak ister.
16 Mart 1978 Beyazıt Katliamından 10 yıl sonra yapılan bir diğer katliam da: Halepçe Katliamı.
Irak’ın Halepçe kentinde gerçekleşen bu katliam Saddam Hüseyin tarafından Kürt Ulusal Hareketini yok etmek amacıyla yapılmıştır. Kendisine Emperyalistler tarafından verilen kimyasal silahlarla saldırmıştır Kürt Halkının üzerine. Ve bu saldırının sonucunda kadın, çocuk, erkek 5.000 insan hayatını kaybetmiş, on binlercesi ise yaralanmıştır. Bu katliama ABD ve AB Emperyalistleri göz yummuş, Birleşmiş Milletler ise sesini çıkarmamıştır.
Emperyalistler tarafından kendisine verilen silahlarla Kürt Halkı’nı katletmiştir Saddam. Ancak yine aynı Emperyalistler tarafından ülkesi işgal edilmiş ve bu işgale karşı direnirken asılmıştır.
O günden bugüne hem Irak hem de tüm Ortadoğu gün yüzü görmedi. Emperyalistlerin Ortadoğu’yu ve ülkemizi bölüp parçalama planı olan BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ABD-AB Emperyalizmine karşı olan tüm Ortadoğu’daki devletlere karşı uygulanmaya başlandı. Libya’da, Mısır’da, Tunus’ta kendisine karşı olan iktidarları indirip yerine kukla iktidarlar getirildi. Şimdi aynısı Suriye’ye yapılmak isteniyor. Suriye Devletinin yiğit lideri olan Beşşar Esad’ı düşürüp kendi Ortaçağcı iktidarlarını getirmek istiyorlar. Ancak Emperyalistlerin bu planı tutmadı. Yiğit Beşsar Esad dayandı ve iktidarını Emperyalistlere terk etmedi. Ve biz biliyoruz ki; Emperyalizm, Suriye’de yenildiği gibi dünyanın her tarafında yenilgiye uğrayacaktır. Halklar gerçek özgürlüğüne kavuşacaktır.
Bizler, Kurtuluş Partisi Gençliği olarak bir kez daha söylüyoruz:
Bu devran böyle gitmez. Ezilen halklar er geç 16 Mart Katliamlarının hesabını soracaktır. Ve partimizin önderliğinde Devrimci Demokratik Halk İktidarı kurulacaktır. Gücümüze inanıyoruz…
16 Mart Beyazıt Şehitlerine;
Beyazıt’ta şehit düşen
silkinip kalktı kabrinden
ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını
yıktı Şahmeran’ın mağarasını.
Kahrolsun MİT-CIA-Kontrgerilla!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Beyazıt ve Halepçe’nin Hesabı Sorulacak!
Yaşasın Gençliğin Devrimci Mücadelesi!
16.03.2018
Kurtuluş Partisi Gençliği