12 MART FAŞİST DARBESİ VE GAZİ KATLİAMLARINI UNUTMADIK! UNUTTURMAYACAĞIZ!
Bu yıl, 12 Mart 1971 Faşist Darbesi’nin 40’ıncı yıldönümü. Bundan 40 yıl önce faşist generaller tarafından CIA patenli bir darbe tezgâhlandı. Amaç 27 Mayıs 1960 Politik Devrimi’nin kazanımlarını ortadan kaldırmaktı. Çünkü 27 Mayıs Anayasası sınırlı da olsa bir özgürlük ortamı getirdi, Sosyalizmi serbest bıraktı. İşçi Sınıfımıza Grev ve Toplusözleşme hakkı verildi. Halkımızın örgütlenmesi, hak araması önündeki engeller nispeten kaldırıldı. Bu özgürlüklerle birlikte devrimci hareket de hızla gelişiyordu. Sosyalizme gidişi önlemek için AB-D Emperyalistleri tarafından tüm dünyada yapıldığı gibi ülkemizde de kanlı bir senaryo uygulandı. 12 Mart Faşist Darbesi tezgâhlandı.
Halkımız, aydınlarımız işkencelerden geçirildi; cezaevlerine hapsedildi. 27 Mayıs’la birlikte kısıtlı da olsa gelişme gösteren ekonomimiz ve eğitimimiz çökertildi. 12 Mart’ın yarattığı bu ortamla birlikte, AB-D karşıtı yurtsever ve devrimci gençlerimiz Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edildi; Kızıldere’de Mahirler katledildi.
DİSK kapatılmak istendi. Ancak, devrimci bir sınıf olduğunu ispatlayarak 15-16 Haziran’ı yaratan İşçi Sınıfımız buna engel oldu.Bu faşist darbenin sorumlusu, AB-D Emperyalistleri, yerli satılmışlar ile Amerikancı generallerdir.12 Mart aynı zamanda Gazi Katliamı’nın da yıldönümüdür. 12 Mart 1995’te Alevi insanlarımızın yaşadığı Gazi Mahallesi’nde bir katliam yaptı Parababaları. Katliam, Mahalledeki kahvelerin taranmasıyla başladı. Ardından, bu olaya tepki gösteren Ümraniye’deki ilerici-demokrat insanlarımız da katledildi. Böylece toplamda 34 insanımız hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.Gazi Mahallesi Katliamı’yla, Alevi Halkımız terörize edilerek, devrimcilikten uzak tutulmak istenmiştir.
Bugün de Tefeci-Bezirgân Sermayenin temsilcisi Tayyipgiller, “ibadet özgürlüğü tanıma” demagojisiyle Alevi insanlarımızı kendi gerici politikalarına eklemek istemektedir. Ama Alevi insanlarımız Tayyipgillerin bu demagojilerine pirim vermeyecektir. Bugün ülkemiz ve dünya halkları çok zor günlerden geçiyor. AB-D Emperyalizmi ve yerli işbirlikçileri olan Ortaçağcıların politikaları, saldırıları nedeniyle emekçi halklarımız, gerçek devrimciler, yurtseverler açısından çok zor günler yaşanıyor.Ülkemizi Yeni Sevr’e ve Ortaçağa götürme adımları hızlandırılıyor. “Ergenekon” adlı CIA Operasyonunda artık gemiyi iyice azıya aldılar. Operasyonun kapsamına artık Tayyipgiller’e muhalif tüm kesimleri girmeye başladı. Son dalganın hedefi gazeteciler oldu. Soner Yalçın, Odatv yazarları, Ahmet Şık ve Nedim Şener gibi muhalif gazeteciler tutuklandı.Yani muhalif yazılar yazmak “Ergenekoncu” olmaya yeter görülmeye başlandı. Artık “darbe ya da darbe planı yapmak” gibisinden uyduruk gerekçelere de ihtiyaç duymaz oldular. Kendilerine muhalif olan tüm kesimleri susturmaya ve gözdağı vermeye başladılar.
Tayyipgiller, son 12 Eylül Referandumu ile Anayasa Mahkemesinin ve Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısını değiştirdiler. Adalet Bakanlığı bürokratı Ortaçağcı kadroları buralara doldurdular. Böylece Yargıyı iyice ele geçirmiş oldular.Ancak bu zor günler de geçecektir. Bunun son kanıtı da Arap ülkelerindeki gelişmelerdir. Uzun yıllardır ABD destekli diktatörler elinde inim inim inleyen Arap Halkı artık ayağa kalktı. Zalim diktatörlerden kurtulmak için mücadele ediyor. Biz de bu ülkenin devrimcileri, demokratları, ilericileri olarak bu haince gidişe karşı örgütlü gücümüzle dur diyeceğiz! Bunu mutlaka başaracağız! Ve o zaman 12 Mart Faşist Darbesi’nin de, 12 Mart Gazi Katliamı’nın da hesabı elbet sorulacaktır! 12 Mart 2011
HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ GENEL MERKEZİ