103’üncü yıldönümünde emperyalistlere karşı İlk Kurşunu atan Hasan Tahsin’i saygıyla anıyoruz

Halkın Kurtuluş Partisi İzmir İl Örgütü olarak Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızın İlk Kurşununu atan Hasan Tahsin’i andık.

Konak’taki Hasan Tahsin Anıtı önünde bir araya gelen Partili Yoldaşlarımızla birlikte Mustafa Kemal’in “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” ve “Emperyalistler İşbirlikçiler Geldikleri Hibi Gidecekler” pankartlarının yanı sıra “Yeni Sevre Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşı’mız” pankartını açtık.

Eylem sırasında “Hasan Tahsin Onurumuzdur”, “Hasan Tahsin Ölümsüzdür”, “Mustafa Kemal Ölümsüzdür”, “Yeni Sevr’e Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşımız”, “Emperyalistler, İşbirlikçiler, Geldikleri Gibi Gidecekler”, “Gün Gelecek, Devran Dönecek, AKP Halka Hesap Verecek”, “Halkız Haklıyız Yeneceğiz” sloganlarını attık.

Hasan Tahsin Anıtı önünde yaptığımız eylemde Partimiz adına Genel Sekreter Yardımcımız ve İzmir İl Başkanımız Avukat Tacettin Çolak bir açıklama yaptı. Avukat Tacettin Çolak’ın yaptığı açıklamayı aynen yayınlıyoruz.

***

15 Mayıs 1919’da daha Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın Önderi Mustafa Kemal ve arkadaşları Samsun’a çıkmadan Kuvayimilliye’nin İlk Kurşun’u Hasan Tahsin tarafından atıldı. Hasan Tahsin, Türkiye Devrimi’nin Önderi Ustamız Hikmet Kıvılcımlı’nın “Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense ölmek yeğdir” sözünün gereğini yerine getirenlerdendir. Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı da Kurtuluş Savaşı’mızda daha 17 yaşında Kuvayimilliye’ye katılarak bileğinin hakkına Köyceğiz Kuvayimilliye Komutanı olmuş ve bizzat savaşta yer almıştır.

15 Mayıs 1919’da Sevr Anlaşması’nın ilk ayağı olarak Yunan Askerlerinin İzmir’i işgali başlamıştır. O yıllarda bu anlaşmaya karşı çıkan yurtseverler örgütleniyor ve işgale karşı direnişin başlangıcını örüyorlardı. İşte bu yurtseverlerden biri de gözüpek Gazeteci Hasan Tahsin’di. Arkalarına İngiliz Emperyalizmini alan Yunan İşgalcileri, İzmir’i işgal edip oradan Sevr Planı çerçevesinde kendilerine vaat edilen bölgelere doğru hareket edecekti. Padişah Vahdettin, teslimiyet bayrağını çoktan çekmişti. Yandaşlarına işgale karşı direnmemeyi öğütlüyordu. Zaten Ordu dağıtılmış, silahsızlandırılmıştı. Geriye sadece Yurtseverlerin kıt olanaklarla savaşması kalmıştı.

15 Mayıs 1919’da ilk Yunan birlikleri karaya çıkmaya başlayınca, Hasan Tahsin gözünü kırpmadan elde silah karşılarına çıkar ve silahını ateşler. O artık “İlk Kurşun” olmuştur. Hasan Tahsin orada şehit edilir ancak kahramanlığı tüm yurtseverlere ilham kaynağı olur. Dört yıl süren zorlu bir savaştan sonra, dünya halklarının dostu Lenin’in Sovyetler Birliği’nin de desteğiyle tüm mazlum halklara ilham kaynağı olan Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mız zaferle sonuçlanır. 15 Mayıs 1919’da İzmir’i, dolayısıyla ülkemizi işgal edenler, 9 Eylül 1922’de yine İzmir’den denize dökülürler. Mustafa Kemal’in dediği gibi “Geldikleri gibi giderler.”

O gün olağanüstü kahramanlıklar göstererek defettiğimiz emperyalistler, bugün yerli satılmışlar cephesi ile el ele vermiş BOP adı altında ülkemizi parçalamaya çalışıyorlar. AKP’giller tüm ulusal onurumuzu ayaklar altına alıyorlar. İktidarda kalabilmek için emperyalist devletlerin bir dediğini iki etmiyorlar. FETÖ İblisi ile birlikte, Cumhuriyet’in başta Laiklik olmak üzere tüm kazanımlarına saldırıyorlar. Özellikle, iktidara yerleştikten sonra yıktıkları Laik Cumhuriyet’i yönetme kavgasına giriştiler. Bunun sonucunda 15 Temmuz Kanlı Ganimet Paylaşım Savaşı’na girdiler. AKP’giller önceden bildikleri halde ve engelleyebilecekken bilinçli bir şekilde insanların ölmesine seyirci kaldılar. Çünkü iktidarlarını pekiştirmeleri için insanların ölmesi gerekiyordu. Böylesine hinoğlu hince planlar içine girdiler.

Bugün ülkemizdeki koşullar, Kurtuluş Savaşı’mızın başladığı dönemdeki koşullardan farklı değil. Karanlık günlerden geçiyoruz. Akıl ve bilim düşmanı, Mustafa Kemal ve Laik Cumhuriyet düşmanı Ortaçağcı gericilik, AKP’giller eliyle memleketin en ücra köşelerine kadar kök salmış. Yargı AKP’giller’in özel hukuk bürosu olarak çalışıyor. Yurtseverler hapis cezaları ile yıldırılmaya çalışılıyor. İşsizlik ve Pahalılık Cehennemine can dayanmaz oldu. Mustafa Kemal’in Gençliğe Hitabe’sinde dediği gibi “Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.” Evet, millet fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüştür. Kurtuluş Savaşı’mızın öncesinde Namık Kemal’in “Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; Yok mudur kurtaracak baht-ı kara mâderini?” sözlerine karşı Mustafa Kemal; “Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini. Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini”, demiştir.

Bugün bahtı kara maderini kurtaracak olan; en yurtsever, en halksever, en doğasever parti olan Halkın Kurtuluş Partisi etrafında örgütlenmiş halktır. Halkın Kurtuluş Partisi, Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın Önderi Mustafa Kemal ve Emperyalist Çakallara İlk Kurşun’u atan Kahraman Yurtsever Hasan Tahsin’lerin devamcısıdır. Türkiye Devrimi’nin Önderi, Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın teorik ve pratik tek mirasçısıdır. HKP’liler de “Vatan aşkını söylemekten ve gereğini yapmaktan korkar hale gelmektense ölmek yeğdir” diyenlerdendir.

Halkız, haklıyız, yeneceğiz!

Hasan Tahsin ölümsüzdür!

15 Mayıs 2022

HKP İzmir İl Örgütü

Print Friendly, PDF & Email