2016 1 Mayısı’nda demokratik hakkımızı kullanarak Taksim’e yürümek istediğimiz için biz Halkın Kurtuluş Partisi üyelerini Beşiktaş’ta, uyarı yapmaksızın, orantısız güç kullanarak kolluk kuvvetleri gözaltına almıştı.
Bugün, Üç ayrı ekip olarak “TAKSİM VATANDIR!” şiarıyla Beşiktaş’tan Taksime yürümek isteyen ve gözaltına alınan ekiplerden ikinci ekibin duruşması görüldü.
İddianameye göre 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet suçlamasıyla yargılamanın yapıldığı bugünkü duruşmada, tüm yoldaşlarımız kararlılıkla Taksim’e yürümenin yasal hak olduğunu, Taksim’in biz devrimciler için önemli olduğunu, aynı zamanda 1977 kanlı 1 Mayısı’nda şehit olan yoldaşlarımızı anmak için de önemli bir yer olduğunu belirttiler.
Avukatlarımız, Anayasanın 34. maddesi, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin 20. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesine göre demokratik toplantı ve gösteri hakkının tüm vatandaşlara tanınan bir hak olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türkiye ile ilgili birçok kararında bu hakkın engellenmesinin bir suç olduğuna karar verildiğini; 1 Mayıs 2014 ve 1 Mayıs 2015 kutlamaları ile ilgili açılan davalarda İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi ve İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinin belirtilen nedenlerle BERAAT kararları verdiklerini, Anayasa Mahkemesinin 2013/2394 başvuru numaralı dosyasında demokratik bir toplumda siyasi fikirlerin, toplantı özgürlüğü ve diğer araçlarla kendini ifade edebilmesi kamu otoritesi tarafından sunulmalıdır şeklindeki kararı ve 2008 1 Mayısı’yla ilgili olarak AİHM’nin Taksimde 1 Mayıs kutlamalarına katılmanın suç olmadığı, aksine bu kutlamalara engel olmanın suç olduğu şeklindeki kararları karşısında bu davanın hiç açılmaması gerektiğini; aslında 2911 sayılı Kanunun 12 Eylül Faşizmi döneminde çıkartılan tamamen antidemokratik bir kanun olduğu ve kaldırılması gerektiğini, tüm bu yasal düzenlemeler ve yargı kararlarına rağmen bu tür davaları açan savcıların polis güdümünde davranarak, hiçbir hukuki araştırma yapmadan, delilleri değerlendirmeden polis fezlekesini iddianameye dönüştürmesinin ve bazı mahkemelerin de aynı yoldan yürümelerinin yargının içinde olduğu içler acısı durumun aynası olduğunu, Mahkemeden hukuka uygun yargılama temenni ettiklerini, deliller de toplanmış olduğundan derhal BERAAT kararı vermesini talep ettiler.
Dava 30 Mayıs gününe ertelendi.
Duruşma sonrası Çağlayan Adliyesi’nin önünde konuyla ilgili basın açıklamasını İstanbul İl Başkanı ve aynı zamanda bugün iddianameye göre“ yargılananlar” ama aslında yargılayanlar arasında yer alan Av. Pınar Akbina Yoldaş’ımız yaptı.
Yoldaş’ımız, duruşmada diğer yoldaşlarımız ve avukatlarımızın ifade ettiği gibi: Taksim’in biz HKP’liler için VATAN olduğunu, 1977 1 Mayıs Şehitlerimizin kanıyla sulanan VATAN TOPRAĞIMIZDAN ASLA VAZGEÇEMEYECEĞİMİZİ, başkaları gibi AKP’nin gösterdiği Bakırköy vb. gibi çukurlarda 1 Mayıs kutlanamayacağını belirtirken, burada yargılananların biz değil, bu emri verenlerin ve uygulayanların olması gerektiğini belirtti. Bu davada da verdiğimiz ifadelerle ve avukatlarımızın yaptığı savunmalarla yargılanan değil, yargılayan olduğumuzu belirtti.
Eylem sırasında “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek!” “Taksim Vatandır!” “Direne Direne Kazanacağız!” sloganlarımızı haykırdık. 31.01.2017
Halkın Kurtuluş Partisi
İstanbul İl Örgütü
