Bundan tam 105 yıl önce Mustafa Kemal ve Birinci Kuvayimilliyecilerimiz, Emperyalist Yedi Düvelin işgali altındaki vatanımızı, Emperyalist Çakallardan ve yerli işbirlikçilerinden kurtarabilmek için “Ya İstiklal Ya Ölüm” şiarıyla yola çıktılar. Silah yoktu, ordu yoktu, para yoktu. Ama umudunu hiçbir zaman kaybetmeyen, “Sözkonusu Vatansa Gerisi Teferruattır”, “Bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir”, diyen bir önder ve onun peşinden giden Kuvayimilliyeci Atalarımız vardı. Vatan Topraklarının, Emperyalistlerin kanlı ayaklarıyla çiğnenmesine göz yummayan ve ayağa kalkan bir halk vardı.
Mustafa Kemal’e;
“Ordu yok!”, dediler. “Kurulur!”, dedi.
“Para yok!”, dediler. “Bulunur!”, dedi.
“Düşman çok!”, dediler. “Yenilir!”, dedi.
İşte Mustafa Kemal önderliğinde Birinci Kuvayimilliyeci Atalarımız, bu kararlılıkla, bu inançla, bu cesaretle, 4 yıl süren ve dünyada ilk olarak zaferle taçlanan Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirdiler. Emperyalistleri ve yerli işbirlikçilerini ülkemizden kovdular. Mazlum Halklara ve Önderlerine umut oldular, örnek oldular.
İşte, 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal’in Bandırma Vapuruyla Samsun’a çıktığı gün olan 19 Mayıs 1919’da Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın kıvılcımı çakılmış ve Ulusal Kurtuluş Savaşımız fiilen başlamıştır.
Peki, nedir19 Mayıs?
Mustafa Kemal Dolmabahçe’de demirlemiş olan işgalci İngiliz, Fransız zırhlıları için “Geldikleri gibi giderler!”, demişti. İşte 19 Mayıs; Vatanımızı işgal eden insan soyunun en büyük düşmanlarını yerli işbirlikçileriyle birlikte göndermek için, Mustafa Kemal’in verilecek kurtuluş savaşının fitilini ateşlemeye Samsun’a çıktığı gündür.
19 Mayıs; Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın kıvılcımı, Antiemperyalist, Antifeodal, Antişovenist İkinci Kurtuluş Savaşı’mızın Meşalesi, güncel anlamıyla ABD ve AB Emperyalsitlerine karşı mücadele günüdür.
19 Mayıs; Mustafa Kemal’in bağımsızlık ve aydınlanma için yaktığı meşaleyi gençlere armağan ettiği gündür.
Antiemperyalist mücadelenin zaferle taçlandırılması, Mazlum Halkların Emperyalist Haydutlara karşı mücadele azmini ateşlemiş, bu haydutların yenilebileceği inancını uyandırmıştır. Fakat Batılı Emperyalistler, Mazlum Halklara örnek ve umut olan bu şanlı zaferi sindirememişler, Halkların gözünden bu şanlı zaferi örnek ve umut olmaktan çıkarmak için hain planlarını devreye sokmuşlardır.
Mustafa Kemal ve Silah Arkadaşlarının yırtıp bir paçavraya dönüştürdükleri Sevr, emperyalist canavarların içinde bir ukde olarak hep kalmıştı. İşte Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın başladığı günden bugüne Sevr hasreti çeken emperyalistler, ülkemizi ekonomik ve siyasi olarak kendilerine bağımlı hale getirmişlerdir.
AB-D Emperyalistleri, Yeni Sevr’i de yaşama geçirmek için Ortaçağcı AKP’giller’i iktidara taşımışlardır. Yeni Sevr’in adı olan BOP’un Eşbaşkanının AKP’giller’i; iktidara taşınmanın karşılığında, Lozan Antlaşması’nın 12. maddesinde yer alan “Asya kıyısından 3 milden az bir uzaklıkta bulunan adalar, Türk egemenliği altında kalacaktır” maddesini çiğneyerek Vatan Toprağımız olan, Ege’deki 20 Adamızı ve 2 Kayalığımızı Yunanistan’a peşkeş çekmiştir.
Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının günümüzdeki temsilcisi Ortaçağcı AKP’giller, insan soyunun baş düşmanı AB-D Emperyalistlerinin emirleri doğrultusunda ülkemizi BOP cehennemine sürüklemenin yanı sıra, Mustafa Kemal’lerin, İsmet İnönü’lerin kurduğu Laik Cumhuriyet’i yıkıp yerine Ortaçağcı Faşist Din Devleti’ni inşa etmektedir. Bu sürecin sonunda da, emperyalist çakallar, yerli satılmışlarla birlikte ülkemizi en az üç parçaya bölerek Yeni Sevr’i yani BOP’u yaşama geçirmenin ve 19 Mayıs 1919’da çakılan kıvılcımı söndürmenin hayallerini kuruyorlar.
Onurumuzu, kimliğimizi, tarihimizi yok etmeye çalışan Emperyalist Yedi Düvele karşı, Sevr’i parçalayan Birinci Kuvayimilliyeci Atalarımızın mücadelesini bugün, İkinci Kuvayimilliyeciler yani biz HKP’liler ve Kurtuluş Partisi Gençliği sürdürüyor. Bizler İkinci Kurtuluş savaşçıları olarak mücadele bayrağımızı önderimiz Hikmet Kıvılcımlı’dan aldık. Önderimiz Hikmet Kıvılcımlı daha 17 yaşında, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığı zamanlarda Ege’de Yörük Ali Efe Çetesi’ne kızan olarak katılmış ve işgalci Yunan Ordusu’na karşı mücadele etmiştir. Ve başarılarından dolayı bileğinin hakkına Köyceğiz Kuvayimilliye Askeri Komutanı olmuştur.
Biz Anadolu’yu ve Trakya’yı Batılı Emperyalistlere peşkeş çeken, Osmanlı’nın başkenti İstanbul işgal altındayken İngilizlere sığınan Vahdettin’lerin, Damat Ferit’lerin, Nemrut Mustafa Paşa’ların, Ali Kemal’lerin değil; vatanının bağımsızlığı uğrunda emperyalistlere ve onların yerli işbirlikçilerine karşı gencecik yaşta mücadeleye atılan Hikmet Kıvılcımlı’nın devamcılarıyız!
Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı; “Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense, ölmek yeğdir!” der. Biz Halkın Kurtuluş Partisi olarak vatan aşkımızı söylemekten hiçbir zaman korkmadık, korkmayacağız!
Mustafa Kemal ve Birinci Kuvayimilliyeciler tarafından yakılan meşaleyi İkinci Kurtuluş Savaşçıları olarak her daim taşımaya devam edeceğiz. Onurla taşıdığımız bu meşaleyle harlayacağız İkinci Kurtuluş Savaşı’mızı. Bu savaşın zaferiyle gelecek nihai kurtuluş. İşte o zaman bir daha gelmemek üzere AB-D Emperyalistlerini ve yerli işbirlikçilerini Tarihin karanlık sayfalarına gömeceğiz!
Yeni Sevr’e Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşı’mız!
Katil ABD, Ortadoğu’dan Defol!
Yaşasın 19 Mayıs!
Emperyalistler İşbirlikçiler Geldikleri Gibi Gidecekler!
Halkız Haklıyız Yeneceğiz!
19 Mayıs 2024
Kurtuluş Partisi Gençliği