İşte nihayet Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu oybirliğiyle karara bağladı, Tayyipgiller’in Kaçak Saray’ının kaçak olduğunu, kanunsuz olduğunu…
Burada öncelikle bu kararı alan yargıçları kutlamamız gerekir. Bir zamanlar Çaycı Zerrin Güngör’ün (kızı da şu anda Saray’ın hukuk işlerinin başındadır) yıllar boyu başkanlığını yaptığı bir yargı organının böylesine cesaret isteyen, vicdan isteyen bir kararı, hem de oybirliğiyle almış olması yargı adına sevindiricidir.
Bu kararı almak tabiî ki cesaret ister. Fakat işi sadece cesarete bağlamak, olayı tek yönlü görmek olur. Bu yargıçlar bizce Tayyipgiller’in bayır aşağı gidiş içinde olduklarını da görmüşlerdir.
Şimdi Mecliste içtenlikli bir muhalefet olsa ne yapar?
Tayyipgiller’in oradan çıkarılmasını, bu hukuksuz ve kanunsuz işgali, Mustafa Kemal’in Türkiye Halkına hibe ettiği o arazinin -AOÇ’nin- Tayyipgiller tarafından tarumar edilmesini en önemli siyasi gündem maddesi yapar. AOÇ’nin vakıf amacına uygun hale getirilmesini en öncelikli görev edinir.
Ama nerede o muhalefet…
Türkiye’nin trajedisi buradadır: Sadece iktidarı değil, Meclisteki muhalefet görünümlü Amerikancı Burjuva Partileri de “proje”dir. ABD, İngiltere ve Siyonist İsrail projesidir. Onlar da AKP’giller’in iktidar olması, hükmetmesi, hükümet etmesi için oynamakta, oynatılmaktadırlar. İşte bu sebepten biz bunların tamamına birden “Meclisteki Beşli Çete” diyoruz… Amerikancı “Beşli Çete”…
Şimdi Danıştay kararını görelim isterseniz:
“Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yapımına olanak sağladığı belirtilen Kültür Varlıkları Koruma Yüksek Kurulu (KVKYK) kararının hukuka aykırı olduğuna yönelik kararına karşı Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan karar düzeltme istemini geri çevirdi.
“Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Kurul’un oybirliği ile verdiği, Saray’ın “hukuksuz ve kaçak” olduğunu teyit eden bu karara ilişkin değerlendirme açıklaması yaptı.
“Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan imzalı açıklamada, “Bir ülkenin Cumhurbaşkanının hukuken kaçak olduğu tescillenmiş bir yapıda oturması kabul edilemez, Kaçak Saray acilen tahliye edilmelidir” denildi.
“BEKLENTİ ÇOK NET, YAPI TAHLİYE EDİLMELİ
“Cuma müjdesi Kaçak Saray ile ilgili yüksek yargıdan geldi “Saray Kaçak” başlıklı açıklama şöyle:
“Atatürk Orman Çiftliği’nde hukuka aykırı, vicdana aykırı, bu ülkenin kurucusunun iradesine aykırı inşa edilen Kaçak Saray ve Atatürk Orman Çiftliği talanı için 150’yi aşkın davamız devam ediyor. Danıştay İdari Dava Daireleri’nin verdiği bu karar, Kaçak Saray’ın yapımı sürecinde, hukuku arkadan dolaşmak için Kültür Varlıkları Yüksek Koruma Kurulu’nun 271 sayılı ilke kararına tarihi SİT alanlarına kamu hizmet binasının yapılacağına dair ibare koyması idi.
“Bunun anlamı, Kaçak Saray’a ilişkin Ankara 5. İdare Mahkemesinin o dönemde verdiği yürütmeyi durdurma kararını boşa çıkartarak Kaçak Saray’ı meşrulaştırma çabasından başka bir şey değildi. 271 sayılı ilke kararının yargıya taşınması, davanın reddedilmesi, temyizde bozulması ve Cumhurbaşkanlığı’nın buna itiraz etmesi ile İdari Dava Daireleri Genel Kurulu Cumhurbaşkanlığı’nın itirazını reddederek tarihi alanlarda kamu hizmet binalarının yapılamayacağının altını kalın çizgilerle oybirliği ile bir kez daha çizmiştir.
“Bu karardan sonra beklenti çok nettir; kararın Danıştay 14. Daire tarafından iptal edilmesi ve Kaçak Saray’ın boşaltılması. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak Kültür Bakanlığı’na, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne, Atatürk Orman Çiftliği alanlarında Kaçak Saray’a dair verilen tüm ruhsat ve iskanların iptal edilmesinin yolunun açıldığını ifade ederek, Atatürk’ün şartlı bağışına uygun bir şekilde yapının tahliye edilmesi için yazı yazacağız. Bu karar tüm Türkiye için hakikatli bir müjdedir. Adaletin belli noktalarında Cumhuriyete olan inanç, Atatürk’e olan saygı ve sevgi devam etmektedir. Umut ve müjde budur işte. Kaçak Saray tahliye edilinceye kadar mücadelemiz devam edecek. Müjdeler Olsun Türkiye.” (https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/mimarlar-odasi-danistay-kararini-duyurdu-sarayin-kacak-ve-hukuka-aykiri-oldugu-tescillendi-1760045)
Bu karar karşısında Tayyipgiller şefi Kaçak Saray’da mukim zat ne diyecek dersiniz?
Ya sessiz kalıp işgaline, talanına, Mustafa Kemal’in emanetine ihanete devam edecek ya da daha önceden de yaptığı gibi; “Ne yaparsanız yapın, ben burada oturmaya devam edeceğim”, diyecektir. Veya da hak hukuk, kanun tanımazlığını ileri boyutlara taşıyıp; “Bu karar şahsıma yapılmış bir yargı darbesidir”, diyerek hem saldırganlaşacak hem de aynı zamanda “mağduru oynayacaktır.” Biliyorsunuz, “mağduru oynamak”, Karagöz Oyunu’ndaki Çıfıt karakterinin yaptığı gibi hem vurup hem de; “Ne vuruyorsun be!”, demek en sevdiği işlerden biridir.
Saygıdeğer arkadaşlar;
Biliyorsunuz ki yargı kararlarını uygulamamak-yok saymak suçtur…
Fakat yine biliyorsunuz ki Tayyipgiller suç makinesi gibidir. Bu yasa, hak hukuk, yargı kararı tanımazlığını da on yıllardır sürdürüyorlar…
Fakat yine de biz hukuk mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz. Tayyipgiller’in bu yargı kararını hiçe sayışlarını da yargıya taşımalıyız. Henüz bunu yapmaya, yani yargı kararını uygulatmaya gücü yetecek bir yargı kurumu ya da organı bulunduğunu pek sanmıyoruz ya, olsun. Böylece onların kanun tanımazlıklarını bir kere daha perçinletmiş oluruz…
Gerçi bu konuda baştan bu yana çok takdire şayan bir mücadele örneği ortaya koymuş olan Ankara Mimarlar Odası Saygıdeğer Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve Yönetim Ekibi, bundan sonrası için de gereken hamleleri yapacaklarını açıklamış oldular, ama olsun. Biz de onlara yardımcı olmuş olalım, destek vermiş olalım böylelikle. Yani; “çorbada bizim de bir tuzumuz bulunsun”, hiç değilse…
Saygıdeğer arkadaşlar!
Tayyipgiller’in düşüşü hızlandıkça Yargıdaki namuslu yargıç ve savcılar da insani ve mesleki onurlarının gerektirdiği, sorumluluklarının gerektirdiği davranışları koyma cesaretine kavuşacaklardır. Bunlar da Tayyipgiller için felaket olacaktır…
Mesela “Diploma”nın peşine düşecek ve onun yokluğunu kesin hükme bağlayacak savcı ve yargıçlar çıkacaktır. Böylece de Tayyip’in; “Resmi Evrakta Sahtecilik ve Nitelikli Dolandırıcılık”, gibi suçlar işlediği, 83 milyonun önüne serilecektir. Tabiî Tayyipgiller’in işlediği binbir suçun da bir bir peşine düşülecektir…
Böylece de Tayyipgiller AKP’sinin kriminal bir örgüt olduğu Halkımız tarafından da anlaşılır olacaktır.
O günleri de kesinkes göreceksiniz, arkadaşlar…
Adam, “Kaçak Saraylı” dedik diye ve benzer nitelemelerde bulunduk diye, kendisine hakaret ettiğimiz iddiasıyla avukatlarına şikâyette bulundurttu, terörize ederek ya da başka yollardan emri altına aldığı savcı ve yargıçlardan oluşan mahkemelerde bize cezalar verdirtti. Hâlâ da verdirtmeye devam ediyor…
Ne oldu Tayyip nam Hafız?
Demek ki Kaçak Saray’ın gerçekten “Kaçak Saray”mış. İşte Danıştay Yargıçlarının oybirliğiyle almış oldukları kapı gibi sağlam karar. Hadi boşalt bakalım orayı. Kanunsuz işgal ve talanına son ver!..
Zaten eninde sonunda yapacaksın bunu.
Seni ne Ayasofya Tiyatron kurtarabilecek ne de; “Karadeniz’de büyük gaz bulduk”, gazın!.. Yahu o gazın orada bulunduğu zaten en az 15 yıldan beri biliniyormuş ve gazın çıkarılmaya başlanabilmesi için en az üç beş yıllık ciddi bir çalışmaya ihtiyaç varmış. Hem de bunu bugün söyleyenler arasında senin bir dönem Kültür Bakanlığını da yapan Ertuğrul Günay da var…
Gördüğün gibi kandırmacaların, gündem belirleme numaraların eskisi gibi sökmüyor artık, Hafız…
Her nesnenin bir sonu var be Hafız.
Sizin de mutlaka olacak… Hem de hazin bir son!..
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
25 Ağustos 2020
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı