Üç Şehitlerimiz Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşlar ve Engin Yüzbaşıoğlu Yoldaş Devrimci Kavgamızda Yaşıyor!

Üç Şehitlerimiz Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşlar ve Engin Yüzbaşıoğlu Yoldaş Devrimci Kavgamızda Yaşıyor!

Bundan tam 46 yıl önce, 1 Eylül 1979 tarihinde Ankara’nın Şentepe’sinde faşistler tarafından canice katledilen Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşları, Ankara Karşıyaka’da arkadan vurularak katledilen Engin Yüzbaşıoğlu Yoldaş’ı, 9 yıl önce kanser illetinin bedence aramızdan aldığı Ayhan Kaya Yoldaşımızı Ankara, İstanbul ve İzmir’de saygı ve özlemle andık.

Ankara

Üç Şehitler Tepesi koymuşlardı Şentepe Halkı, Devrim neferleri Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşlarımızın yargısız infazla bedence aramızdan alındıkları yeri. Çünkü Üç Şehidimizin Halkı için kendilerini feda ettiklerini, halkının kurtuluşu, Şentepe Mahallesinde yoksul emekçi halkının faşist işgalden kurtuluşu için canlarını ortaya koyduklarını biliyorlardı. Faşist darbeye ülkeyi hazırlamak, devrimcilerimizi, aydınlarımızı katletmek aşağılık görevini icra eden Kontrgerilla güdümündeki Pol-Bir’li Faşistlere katliam emri verildi ve üç devrim neferi 1978 yılının 1 Eylülünde aramızdan bedence ayrıldı.

Elbet sorulacak hesabı.

Kontrgerilla cinayetlerinin arttığı, Kontrgerilla güdümündeki MHP’li faşistlerin devrimcilere yönelik saldırılarını arttırdığı 1979 yılının 3 Eylülünde de daha 16’sında Engin Yüzbaşıoğlu Yoldaşımız faşist kurşunlarla katledildi. Hala kulaklarımızda kurşunlar bedenine saplandığında attığı “Kahrolsun Faşistler” sloganı. Bedence aramızdan ayrılışına saatler kala bıraktığı, “Yoldaşlar mücadelemi devam ettirsinler” vasiyeti andolsun ki eninde sonunda zaferle taçlanacak. Ve o zafer günlerinde daha gençliğinin baharında aramızdan alınan yiğitlerin ve tüm devrim şehitlerinin hesabı sorulacak.

1 Eylülde Karşıyaka Mezarlığında Üç Şehitlerimizin ve Engin Yoldaşımızın mezarı başında düzenlediğimiz anma etkinliğinde Emine ve Tolga Yoldaşların yaptığı konuşmalar:

Emine Yoldaş’ın 3 Şehitlerin Mezarı başında yaptığı konuşma:

Sevgi ve saygıdeğer Yoldaşlar;

Bugün, 1 Eylül 1978 tarihinde faşist cellâtlar tarafından şehit edilen üç Devrimci Yoldaşımızı anmak için buradayız.

Kendilerini genç yaşta halkların kurtuluş mücadelesine adamış Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşlar, 1980 Faşizmi öncesi ilk yargısız infaz olan iktidarın kolluk gücü faşist POL-BİR’li polisler tarafından kalleşçe katledildiler.

Çünkü bu ülkede emperyalizme, yoksulluğa ve zulme karşı durmuş olan Mahmut, İbo ve Sadi Yoldaşlar, genç yaşlarına rağmen halkının kurtuluşu için kararlı bir mücadele veriyorlardı.

Yoldaşlarımız, sadece kendi özgürlüklerini değil, ülkemizdeki tüm ezilen, sömürülen halkların bağımsızlığını savundular.

Onlar; Hikmet Kıvılcımlı Usta’mızın on yedisinde sırım gibi delikanlı iken vatan için yıkım demek olan Sevr paçavrasına isyan edişini, Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşımızda Köyceğiz Kuvayi Milliye Komutanı olarak görev alışını, Anti-şovenizme, Anti-feodalizme karşı son soluğuna kadar savaşına dayanak olan devrimci anlayışını benimsediler. Ve bu inanç ve adanmışlıkla Örgütsüz Halk Köle Halktır, Örgütlü Halk Yenilmez şiarını yaşadıkları bölgeye, şu an aşağısında bulunduğumuz Şentepe Mahallesine taşıdılar.

Böylelikle Yoldaşlarımız yaşadıkları, hemhal oldukları Şentepe’yi resmi-sivil faşistlerin zulmünden kurtarıp, Şentepe halkına umut oldular.

Yoldaşlarımız, düşündüğü gibi yaşamayan, yaşadığı gibi düşünür uyarı ve prensibini yaşamına rehber ederek devrimci mücadele vermiş olan Hikmet Kıvılcımlı Usta’mızın teorisi ve pratiğini benimsemişlerdi. İşte Hikmet Kıvılcımlı Usta bu prensiplerle yaşadığı için, ilkelerinden ödün vermediği için, Devrim Önderleri Marks-Engels-Lenin Ustaların öğütlerini, teorik ve pratik mücadelesini örnek aldığı, ülkemizin sınıf ilişki ve çelişkilerini çözümlediği için Türkiye Devrimi’nin Önderiydi. Ve Devrim, onun ve devamcıları, düşünce oğulları ve düşünce kızlarının gösterdiği yoldan gerçekleşecekti.

Bugün Devrim Önderleri, Devrim Ustaları Marks-Engels-Lenin-Kıvılcımlı’nın mirasını, Anti-Emperyalist, Anti-Faşist ve Anti-Şovenist mücadelesini Nurullah Efe Ankut Önderliğindeki Partimiz, Halkın Kurtuluş Partisi vermektedir.

Bu mücadele tam bir adanmışlık ister. Boş vakti değerlendirme ya da gençlik heyecanı ile bir girip çıkılacak kulüp değildir. Bugün İkinci Kurtuluş Savaşçılarından yani bizlerden beklenen 3 Şehitlerimiz ve onlar gibi mücadele verirken hayatımızı bu kutsal davaya vakfetmek, bağışlamaktır. Geriye bırakacak mirasımız, onurlu mücadelemizde örnek olmamızdır. Özümüzle sözümüzün bir olmasıdır. İşte doğru teorik hat, bu yiğitlik, dürüstlük ve adanmışlık 3 Şehitleri Şentepe’ye önder yapmıştır. İşte Kurtuluş Partisini, Partimizi tanımlarken bu nedenle yiğitlikler, dürüstlükler partisiyiz diyoruz.

Bugün Mahmut İbo ve Sadi yoldaşların mücadelesi, gerçek devrimciler ve onların devamcıları olan Yoldaşlarımızın ellerinde, işte bizim ellerimizde dalgalanıyor. Anıları bizimle birlikte yaşayacak ve devrimci mücadeleye ışık tutmaya devam edecek.

Tolga Yoldaşın Engin Yoldaşın Mezarı başında yaptığı konuşma:

Sevgili Yoldaşlar;

Bugün burada bir araya gelmemizin sebebi, devrimci mücadelemizin yiğit neferlerinden biri olan Engin Yüzbaşıoğlu’nu anmak. Bedence aramızdan ayrıldı belki, ama ruhuyla, mücadelesiyle ve devrimci inancıyla hâlâ aramızda. Onu her anışımızda, devrimci mücadelenin ne kadar kutsal ve vazgeçilmez olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz. Tıpkı Mahmut, İbo ve Sadi Yoldaşlar gibi, Engin Yoldaş da faşizme karşı mücadelesinde gözünü kırpmadan canını feda etti. O, halkın özgürlüğü için savaştı. Genç yaşında, en zor koşullarda dahi devrimci kararlılığından bir an bile vazgeçmedi.

Engin Yoldaş’ı anlamak, onun ne uğruna savaştığını bilmek demektir. O, Karşıyaka’nın yoksul halkının önderiydi. Halkının acılarını görmezden gelmeyen, onların kurtuluşu için sonuna kadar mücadele eden bir devrimciydi. Faşistlere karşı en ön saflarda direndi, Yoldaşlarıyla birlikte halkın umut ışığı oldu. Ne yazık ki, faşistler, sırtına haince sıkılan kurşunlarla onu aramızdan aldı. Ama şunu çok iyi biliyoruz; gerçek devrimciler ölmez, faşistler sadece bedenleri yok eder, fikirler ve mücadeleler ise yaşamaya devam eder.

Tıpkı Mahmut, İbo ve Sadi Yoldaşlar gibi, Engin Yoldaş da devrimci mücadelenin en ön saflarında savaştı. Onların başladığı mücadele, bugün bizim omuzlarımızda devam ediyor. Şentepe’nin yoksul sokaklarında başlayan bu kavga, halkın kurtuluşu için verilen büyük bir savaştır. Mahmut, İbo ve Sadi Yoldaşlar, faşistlerin kontrolündeki bu mahallede umut oldular. Şentepe halkını faşistlerin zulmünden kurtardılar, mazlum halkımıza yol gösterdiler. Onlar, Hikmet Kıvılcımlı’nın ışığında, devrimin ateşini harladılar.

Ve şimdi bizler, onların bıraktığı bu mirası devraldık. Her anmada, her mücadelede onların adlarını haykırıyoruz; Mahmut, İbo, Sadi ve Engin, onların mücadelesi, bizim mücadelemizdir, onların inancı, bizim yol göstericimizdir. Onların cesareti, bizim en büyük silahımızdır.

Değerli yoldaşlar,

Bu mücadelenin ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama Hikmet Kıvılcımlı’nın dediği gibi, “Görev yapıyorduk, muhallebi değil.  Bu yolda vurmak da vardır, vurulmak da. Hepsi vız gelir ve de gelmelidir.” Faşistlerin baskısı, emperyalistlerin oyunları, Parababalarının zulmü bizi yıldırmayacak. Çünkü biliyoruz ki, gerçek devrimciler, sonuna kadar halkı için savaşanlardır.

Engin Yoldaş da bunu çok iyi biliyordu. O, son nefesini verirken bile “Kahrolsun Faşizm!” diye haykırdı. O’nun bu haykırışı, bugün bizim de haykırışımızdır. Onun bıraktığı miras, bizim de sorumluluğumuzdur. Bizler, Engin Yoldaş’ın vasiyetini yerine getireceğiz. O’nun inandığı davayı zaferle taçlandıracağız.

Bugün burada, sadece Engin Yoldaş’ı değil, tüm devrim şehitlerimizi anıyoruz. Mahmut, İbo, Sadi ve daha nice kızıl karanfil, mücadelemizin ateşini yakanlar oldular. Onlar, faşizme ve emperyalizme karşı halkın kalkanı oldular. Onların anısını yaşatmak, devrim bayrağını en yüksekte dalgalandırmak bizim en büyük görevimizdir.

Unutmayalım ki, bu mücadele onların bize bıraktığı bir mirastır. Bu mirası geleceğe taşımak, onların uğruna canlarını feda ettikleri davayı zafere ulaştırmak bizlerin boynunun borcudur. Parababalarının saltanatını yıkana, emperyalistleri bu topraklardan kovana kadar mücadelemiz devam edecek.

Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz:

Devrim şehitleri ölümsüzdür!

Mahmut, İbo, Sadi ve Engin Yoldaş’lar ölümsüzdür!

Halkın iktidarını kurana kadar, mücadelemizi sürdüreceğiz. Engin Yoldaş’ın cesareti ve kararlılığı bizlere her zaman yol gösterecek.

İstanbul

İstanbul il örgütü olarak, 1978 yılında Ankara’nın Şentepe ilçesinde üniformalı faşistler tarafından katledilen Mahmut, İbo, Sadi Yoldaşlarımızı ve onların nezdinde tüm devrim şehitlerimizi andık.

Anma etkinliğimiz Üç Şehitler nezdinde tüm devrim şehitlerimiz anısına saygı duruşuyla başladı, ardından Türkiye Devrimi uğruna canlarını feda etmiş olan Üç Şehitleri ve tüm devrim şehitlerimizi anlatan sinevizyon gösterimiyle devam etti. Anma etkinliğimizin sunucusu Berfin Yoldaş, anmamızın anlam ve önemiyle ilgili şunları söyledi:

“46 yıl önce bugün Pol-Birli faşist polisler tarafından canice pusuya düşürülerek katledildiler gençliğinin baharında üç şehidimiz. En büyükleri henüz 21 yaşındaydı, kısacık yaşamlarına rağmen dolu dolu mücadele etmişlerdi. Yiğit bilinçli kararlı birer devrimci önderdiler. Şentepe’yi faşistlerden arındırmış ve faşistlerin korkulu rüyaları haline getirmişlerdi. Genç yaşlarında mahallede herkesin örnek aldığı, saygı duyduğu insanlardı Yoldaşlarımız. Onların bu mücadelesidir bizim yolumuzu aydınlatan. O yüzden Yoldaşlarımızın mücadelesini örnek almalıyız biz de. “

Anma etkinliğimizde konuşmacı Doğan Yoldaşımız, konuşmasında hem 1978 yılında Pol-Bir’li faşist polisler tarafından alçakça katledilen Üç Şehitlerimize hem de kavgamızın güncel meselelerine değindi.

Doğan Yoldaşımız konuşmasında şunları dile getirdi:

“Kısacık ömürlerine örnek mücadeleler sığdırdılar. İçinden çıktıkları Şentepe’nin faşistlerden temizlenmesi için Devrimci Derleniş Bayrağı altında, Hareketimizin önderliği doğrultusunda en önde kavgayı başlattılar. Şentepe’de İPSD’nin de kurucuları arasında yer alan Yoldaşlarımız, diğer grupların çalışmalarında rastlanmayan bir şekilde halkla bütünlük içerisine girdiler. Hiçbir grubun giremediği Şentepe bölgesine halkla etle tırnak gibi kaynaşan Yoldaşlarımız girmişler, faşistleri püskürtmüşler ve Şentepe’yi faşistlerin zulmünden kurtarmışlardı.

Emperyalistler ve yerli satılmışlar bir ülkede doğru devrimci teori ve pratiğin önünü kesmek için her türlü kalleşliği gözlerini kırpmadan yapabilmektedir. Mahmut, Sadi ve İbo Yoldaşların Hikmet Kıvılcımlı Usta’mızın öğrencileri olması ve devrimci teorimizi halka ulaştırarak uyanışa ve derlenişe öncülük etmeleri, yerli ve yabancı Parababalarını rahatsız etti. 1 Eylül 1978 tarihinde bu Üç Yoldaşımız faşist cellâtlar tarafından acımasızca katledildi.

Ülkemizin bugün en güncel meselesi ekonomi ile beraber ne yoldaşlar?

Mülteci kılıklı istilacılar meselesi değil mi, Böyle bir sorun neden var Yoldaşlar?

Çünkü partimizin her alanda bahsettiği Büyük Ortadoğu Projesi yani BOP isimli, Ortadoğu’yu ve ülkemizi parçalara bölmeyi hedef alan ABD-AB Emperyalizminin projesi var.  Amaç hepimizin bildiği gibi ABD Emperyalizmine kafa tutabilen Ortadoğu ülkelerinin parçalara bölüp güçsüzleştirmek. Türkiye bakımından amaçları da 20 yıldan bu yana iktidarda tuttukları uşakları olan AKP iktidarı sayesinde, Mustafa Kemal ve Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşımızın intikamını almaktır. Ülkemizi de parçalara bölmektir. İşte bu planın hayata geçmesi açısından aslına baktığımızda dünyada bizim dışımızda hiçbir ülkenin kabul etmediği ve etmeyeceği derecede büyük rakamlarda bir istilacı girişi yaşadık ülkemize.

Tabiî buna kim çanak tuttu?

ABD ve AB Emperyalizminin uşağı olan AKP’giller.”

Anma etkinliğimizde Genel Sekreterimiz Ali Serdar Çıngı ve bazı Yoldaşlarımız söz alarak duygu ve düşüncelerini belirttiler.

Kurtuluş Partisi Gençliği olarak,Üç Şehitlerin mücadele bayrağını ve onların uğrunda canlarını feda ettikleri bu onurlu davayı zafere ulaştıracağız. İkinci Kurtuluş Savaşımızı zafere ulaştırıp, Demokratik Halk İktidarını kuracağız. Kızıl bayrağı göndere çekip sosyalizmi zafere ulaştıracağız.

İzmir

İzmir İl Örgütü olarak 9 yıl önce bedence aramızdan ayrılan Ayhan KayaYoldaş’ımızı ve Ankara’nın Şentepe Mahallesi’nde 1 Eylül 1978 tarihinde Pol-Birli faşist polislerce katledilen Üç Şehitlerimizi (Mahmut-İbo-Sadi) İzmir’de Ayhan Kaya Yoldaşımızın mezarı başında andık. Mezar başı anmasından önce Ayhan Kaya Yoldaşımızın ailesini ziyaret ettik. Oradan ailenin de katılımıyla mezar başına geçtik.

Mezar başında Ayhan Kaya ve Üç Şehitler başta gelmek üzere tüm şehitlerimiz için yapılan saygı duruşunun ardından Partimiz Gençlik Komitesinden Ahmet Engin Gençer ve Genel Sekreter Yardımcımız aynı zamanda İzmir İl Başkanımız Av. Tacettin Çolak birer konuşma yaptılar. Kutay GülayYoldaş’ımız da Nazım Hikmet’in “Güneşi İçenlerin Türküsü”, şiirini okudu.

Ahmet Engin Gençer konuşmasında şunları söyledi:

“Herkese merhaba Yoldaşlar;

Bugün 1 Eylül, bundan 46 yıl önce Ankara Şentepe’de Üç Şehitlerimiz; Mahmut, İbo, Sadi  Yoldaşlar’ın Pol-Bir’li faşist polislerce katledilişinin yıl dönümü ve aynı zamanda bundan 9 yıl önce bu kanser düzeninin  aramızdan aldığı Ayhan Kaya Yoldaş’ın  bedence ayrılışının yıl dönümü Yoldaşlar. Yoldaşlarımız bildiğiniz üzere Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşlarımız, yaşadıkları mahallede Ankara Şentepe’de mahalle halkınca benimsenmiş, önderlikleriyle örnek olmuş, halkın sevgisini güvenini kazanmış ve bu mücadeleye zümrüt bir denize dalarcasına dalmış cesur, kararlı ve yürekli Yoldaşlarımızdır. Aynı şekilde Ayhan Kaya Yoldaş da Yamanlar’ın korkusuz genci, Yamanlar Halkı tarafından sevilen, çalıştığı iş yerinden arkadaşlarınca sevilen, arkadaşlarının güvenini kazanmış ve sivrilip önder olmuş, öncülük etmiş cesur ve kararlı bir Yoldaşımızdı. Bugün burada bizlere düşen görev, onlardan kalan mücadele bayrağını daha da ileriye taşıyıp, zaferle sonuçlandırana kadar mücadele etmektir. Bugün bizlere düşen görev, Yoldaşlarımızın bizlere bıraktığı mirasa layıkıyla sahip çıkmaktır Yoldaşlar. Bizler Kurtuluş Partisi Gençliği olarak bulunduğumuz her alanda, her eylemde, her mücadelede, her direnişte Ayhan Kaya Yoldaş’ın, Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşların soluğunu taşıyoruz. Onların mirasını taşıyoruz ve bu kararlılıkla mücadele etmeye devam ediyoruz. Ne mutlu bizlere ki; bu mücadeleden Mahmut Yoldaş geçmiş, ne mutlu bizlere ki bu yoldan İbrahim Yoldaş geçmiş, ne mutlu bizlere ki bu yoldan Sadi Yoldaş geçmiş, ne mutlu bizlere ki bu yoldan Ayhan Kaya gibi yürekli devrimciler geçmiş. Ve biz şimdi bu yolu yürümeye aynı solukla, aynı kararlılıkla, aynı yüreklilikle devam ediyoruz yoldaşlar.”

Kutay Gülay Yoldaşımızın okuduğu şiirin ardından söz alan Partimiz Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanımız Av.Tacettin Çolak da konuşmasında şunları söyledi:

“Saygı duruşumuzda devrim andımızda ne deniyor Yoldaşlar?

İnsan ateştir yanarken yakar. Şunu şöyle değiştirirsek: devrimci insan daha çok yakar ve gerçekten özellikle Ayhan Yoldaş’ımızın şahsında anacığı aradan 9 yıl geçmiş olmasına rağmen aynı acıyı, aynı duyguyu yaşıyor. Babası, akrabaları ve Yoldaşları olarak bizler de aynı acıyı yaşıyoruz. Fakat devrimciler acılara yas tutarak hayata tutunmazlar. Kendinden önceki kaybettikleri Yoldaşların mücadele geleneğine sahip çıkarak, o geleneği yaşatarak onlara layık olmanın yollarını bulurlar. İşte Halkın Kurtuluş Partisi şehitlerimizin mücadelesini ve mücadele geleneğini 46 yıl geçmiş olsa da 9 yıl geçmiş olsa da ya da 90 yıl geçecek olsa da yine aynı heyecan, aynı duyguyla sürdürmektedir. Üç Şehitler de Ayhan Yoldaşımız da halk önderiydiler. Özellikle Üç Şehitlerden Mahmut Yoldaşımız aynı zamanda bir işçi önderiydi, devrimci bir işçiydi. Ayhan Yoldaş da aynı zamanda devrimci bir işçiydi ve halk önderiydi. Yani bu ülkenin vatanının, vatan topraklarının, doğasının, çevresinin talan edilmesine; baskı, sömürü ve soygun düzenine isyan ettikleri için devrimci kavgaya atılmışlardı.

Bakın daha bir ay oldu bu çevrede gözümüzün gördüğü bütün alanlar yanmış durumda. Ayhan Yoldaşımızın yanında bulunan ağaçlar da yanmış durumda. Yani bu Parababaları düzeni, bu vurguncu-soyguncu iktidarlar, bugünkü gazetelerde ya da basında çıktığı gibi ortaya çıkıyor ki bu ormanları bilerek yaktılar. Buraları imara açmak için yaktılar. 30 Ağustos tarihli cumhurbaşkanı kararnamesinde de bu yayınlanmış durumda. İşte bunlara isyan ediyoruz biz. Yoldaşlarımız da geçmişte, sağlıklarındaki yaşadıkları bütün haksızlıklara isyan ettiler. Şentepe’de Üç Şehitler halk önderi olmanın hakkını fazlasıyla verdiler. O nedenle polisin hedefi oldular uykularında. Aslında bir çatışmaya girmiş olsalardı belki de canlarını koruyacaklardı. Bellerinde silah ama gece yarısı uykularında kalleşçe, alçakça katledildiler. Ayhan Yoldaş da hayata çok sıkı sıkıya sarılan, devrimci kavgaya bilinçlice, dürüstçe, onurluca sahip çıkan bir Yoldaşımızdı ama onun da şansızlığı ya da kaderin bizi böyle bir sonla karşılaştırması, kanser düzenindeki o yakalandığı kanser illetiydi. Aslında bir yandan da Ayhan Yoldaş kendine her alanda olduğu gibi sağlık sorununda da aşırı güvendiğinden geciktiğini düşünüyorum ben.  Yani keşke daha önce erken teşhisle sağlık sorununu yakalayabilseydik, kurtulabilseydi Yoldaşımız, şu anda birlikte mücadele edecektik. Sözü fazla uzatmayalım Yoldaşlar; yine Kutay Yoldaş’ın şiirinde de belirttiği gibi ölenler dövüşerek öldüler, güneşe gömüldüler, vaktimiz yok onların matemini tutmaya. Akın var güneşe akın. Güneşi zapt edeceğiz, güneşin zaptı yakın.”

Anma sırasında sık sık “Ayhan Kaya Ölümsüzdür”, “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür”, “Üç Şehitler Ölümsüzdür” sloganları atıldı.

01.09.2024

Ankara-İstanbul-İzmir’den Kurtuluş Partililer