Üç Şehitler, Engin Yüzbaşıoğlu ve Ayhan Kaya Yoldaşlar Devrimci Mücadelemizde yaşıyor, yaşayacak

Ankara:
Faşist cellâtlarca katledilen Mahmut-İbo-Sadi ve
Engin Yüzbaşığlu Yoldaşları mezarları başında andık

41 yıl önce, faşistlerden kurtardıkları mahalleleri Şentepe’de bulunan saz evinde Pol-Bir’li faşist polisler tarafından korkakça pusuya düşürülüp katledilen Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşlar’ın mezar başındaydık. Mezar başında Tüm Devrim Şehitleri için saygı duruşunda bulunduktan sonra anmamıza başladık.

Kurtuluş Partisi Gençliği’nden Enes Yoldaş burada Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşlar’ın mücadelesini anlattı bizlere. Enes Yoldaş konuşmasında, Üç Şehitlerimizin genç yaşlarına rağmen Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın mücadelesini devam ettirdiklerini ve yoksul mahallelerini Parababalarının kiralık faşistlerini nasıl kovduklarını anlattı.

Enes Yoldaş konuşmasının devamında Üç Şehitler’imizin Devrimci Derleniş bayrağının şimdi Kurtuluş Partililerde olduğunu Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşlar’ın ve tüm Devrim Şehitlerinin kanlarının yerde kalmayacağı ve zafere kadar mücadelelerinin devam ettirileceğini söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Mezar başında dönemin canlı şahidi, Türkiye Devrimi’nin Önderi Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın öğrencisi Partimizin Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şahbaz Yoldaş da vardı.

Mustafa Şahbaz Yoldaş da Şehitlerimizin mezar başında bir konuşma yaptı. Mustafa Şahbaz Yoldaş konuşmasında, Üç Şehitlerimiz ve Engin Yüzbaşıoğlu Yoldaş’ın mücadeleye nasıl katıldıklarını, Usta’mızdan devraldıkları mücadele bayrağını yaşamlarının son anına kadar en yüksekte dalgalandırdıklarını, Engin Yüzbaşıoğlu Yoldaş’ın ölüm döşeğinde bile Yoldaşların mücadeleyi devam ettirmelerini haykırarak bedence aramızdan ayrıldığını anlatarak, bizim de Parababaları düzenine ve onların insanlıktan çıkmış katillerine olan kinimizi bir kez daha biledi.

Ardından yürüyüşe eşlik eden sloganlarımızla Engin Yüzbaşıoğlu Yoldaş’ın mezarına vardık.

Engin Yüzbaşıoğlu Yoldaş’ın mezarı başındaki konuşmayı Kurtuluş Partisi Gençliği’nden Mustafa Yoldaş yaptı.

Mustafa Yoldaş da konuşmasında, yoksul halkın acılarına katlanmayarak Devrimci Derleniş bayrağı saflarında mücadeleye katılan ve gencecik yaşında faşistlere göz açtırmayan Engin Yüzbaşıoğlu Yoldaş’ın, Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşlar’dan bir sene sonra Ankara Karşıyaka’da faşistlerin korkakça sırtında vurarak katledilişini anlattı.

Mustafa Yoldaş konuşmasının devamında, Yoldaşların sadece bedence aramızdan ayrıldıklarını ve biz Kurtuluş Partililerin var oldukları her yerde Mahmut-İbo-Sadi ve Engin Yüzbaşıoğlu Yoldaş’ın mücadelesini durmadan sürdüreceklerini belirterek konuşmasını sonlandırdı.

Mezar başı etkinliğimizi Mahmut-İbo-Sadi ve Engin Yüzbaşıoğlu Yoldaşlar’ın huzurunda sloganlarımızı gür sesle haykırıp, elbet hesap soracağımızı, uğruna mücadele ettikleri insanın insanı ezmediği kardeşlik düzenini kurmak için çalışacağımıza söz verip, anma programımızı sonlandırdık.

Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!

Mahmut-İbo-Sadi Ölümsüzdür!

Engin Yoldaş Ölümsüzdür!

Kahrolsun Faşizm Yaşasın Sosyalizm!

Yaşasın Halkın Kurtuluş Partisi!

***

İzmir:
Üç Şehitler; Mahmut-İbo-Sadi ve Ayhan Kaya Yoldaş İzmir’de Anıldı

Bundan dört yıl önce yakalandığı kanser illeti yüzünden bedence aramızdan ayrılan; Partimizin Karşıyaka İlçe Örgütü yöneticisi, milletvekili adayımız, İşçi Sınıfı mücadelesinin yılmaz neferi, Yamanlar’ın korkusuz çocuğu Ayhan Kaya Yoldaş’ı bedence aramızdan ayrılışının dördüncü yıldönümünde yoldaşları, ailesi ve sevenlerinin katılımıyla andık.

1 Eylül Pazar günü Yamanlar Doğançay Mezarlığı girişinde Ayhan Yoldaş’ın ve Üç Şehitler’in resminin olduğu döviz, pankartlar ve bayraklarla kortej oluşturup sloganlarla mezar başına kadar yürüyüşe geçildi.

Yürüyüş sırasında “Ayhan Yoldaş Ölümsüzdür”, “Ayhan Kaya Yaşıyor HKP Savaşıyor”, “Ayhan Kaya Onurumuzdur”, “Üç Şehitler Ölümsüzdür”, “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür” sloganları atıldı.

Mezar başında Ayhan Kaya ve tüm devrim şehitleri için yapılan saygı duruşunun ardından Bayraklı İlçe Başkanı Yusuf Gençer tarafından bir açış konuşması yapıldı. Yusuf Gençer  konuşmasında;

“Bedence aramızdan ayrılışının dördüncü yıldönümünde Ayhan Yoldaş’ımızı ve yine aynı zamanda bundan 41 yıl önce Ankara’nın Şentepe Mahallesinde Parababalarının aylıklı cellâtları tarafından katledilen Üç Şehitler’imizi anmak için toplandık. Ayhan Kaya Yoldaş’ımız ve Üç Şehitler’imiz de o kısacık ömürlerine haklı bir davayı sığdırdılar. Ayhan Yoldaş’ı, ne yazık ki bu düzen gibi bir illet olan kanser hastalığına şehit verdik. Diğer yoldaşlarımız da az önce belirttiğimiz gibi, Parababalarının aylıklı cellatları tarafından katledildiler. Ayhan Yoldaş’ımız örnek kişiliği ile hem İşçi Sınıfı mücadelesinde hem de semtimizde tanınan bir yoldaşımızdı” dedi.

Kurtuluş Partisi Gençliği adına anma konuşmasını Kurtuluş Partisi Gençliği’nden Kıvılcım Çolak yaptı. Kıvılcım Çolak konuşmasında şunları söyledi:

“Bugün 1 Eylül bazıları için Barış Günü. Bizim için ise yoldaşlarımıza Ayhan Yoldaş’a, Mahmut, İbo ve Sadi Yoldaşlara verdiğimiz sözü haykırma günü.

“Biz, şehitlerimizin arkasından ağlamayız, dövünmeyiz.

“Biz, onların yaşamını adadıkları mücadeleyi ve Partimizin bayrağını onların çıkardığı yerden daha yukarı çıkarmak için mücadele ederiz.

“Bundan 4 yıl önce Ayhan Yoldaş bedence aramızdan ayrıldı. Yoldaşımızı aramızdan kanser illeti aldı. AKP’giller’in içini çürüttüğü sağlık sistemi yüzünden yoldaşımız aramızdan ayrıldı. Ayhan Yoldaş uzun toplantıları sevmeyen bir yoldaşımızdı. Ayhan Yoldaş için bir kara alındı mı bitti, o iş yapılacaktı. Ayhan Yoldaş Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın, “Diyalektik Materyalizm Nedir, Nasıl Kullanılır, Ne Değildir” isimli anıt eserinde “Partili olmak nedir?” başlığı altındaki “Amel” bölümünde “partili olmak parti içerisinde işleyen bir vida ve yahut da çark olabilmektir” sözünü hayata geçiren bir yoldaşımızdı. 26 yaşında bir işçi, bir halk önderi idi. Dostun da, düşmanın da kabul ettiği Yamanlar’ın korkusuz çocuğuydu.

Bugünün bizim için başka bir önemi de 1 Eylül 1978’de Ankara’da Şentepe Mahallesi’nde faşist Pol-Bir’li polisler tarafından katledilen 3 gencecik yoldaşımızın katledildiği gündür: Mahmut-İbo ve Sadi Yoldaşlar Şentepe’de İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği’nin örgütlenmesi için bulunuyorlardı. Şentepe halkının o kadar gönüllerini kazanmışlardı ki, gencecik yaşlarında, düzen, uykularında onları katletme gereği duydu. Yoldaşlarımızın katlinden sonra Ankara’daki Şentepe Mahallesi’nin adı Üç Şehitler Tepesi olarak anılmaya başlandı.

Yoldaşlara sözümüzdür: Onların yaşamlarını adadıkları mücadeleyi zafere ulaştıracağız!

Devrim Şehitleri ölümsüzdür!

Halkın Kurtuluş Partisi adına anma konuşmasını Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Avukat Tacettin Çolak yaptı. Tacettin Çolak konuşmasında şunları söyledi:

***

“Sevgili arkadaşlar

“Birileri için 1 Eylül Dünya Barış Günü olarak anılıyor, öyle kutlanıyor. Oysa Dünya halklarına emperyalist haydutlar tarafından kan kusturulduğu günümüzde hatta bu sınıflı toplumla birlikte ezen ezilen sınıfın ortaya çıkmasıyla İşçi Sınıfı davasında mücadele edenlerin acımasızca katledildiği bir ortamda gerçek anlamda bir barışın dünyaya gelemeyeceği ve bundan söz edilemeyeceği açık. Bunun teorik açılımlarını çok fazla yaparız. Ortadoğu şu an kan gölüne döndürülmüş durumda. Ölüm tarlalarına çevrilmiş durumda Ortadoğu ülkeleri. Ülkemizde aynı şekilde insanlar işsizlik ve pahalılık cehenneminde inim inim inliyor.

Bizim için 1 Eylül; hem Üç Şehitlerimizin Ankara’daki Mahmut-İbo-Sadi Yoldaşlarımızın acımasızca katledildiği, genç arkadaşımızın söylediği gibi, uykularında faşist cellâtlar tarafından katledildiği bir gün.

Hem de omuz omuza mücadele ettiğimiz, yan yana kavga ettiğimiz, bitmez enerjisi ile sağlam inancı ile dürüst, yiğit, mert kişiliğiyle birlikte davrandığımız Ayhan Yoldaş’ımızın aramızdan ayrıldığı güne denk geliyor.

O anlamda 1 Eylül’ler bizim için bu yoldaşlarımızın, yine genç yoldaşımızın net bir şekilde belirttiği gibi, matemiyle yas tutma, ağıt yakma günü değil, onların kavgalarını bilince çıkartıp daha ileri noktalara taşıma sözü verdiğimiz gündür.

Gerçekten dört yoldaşımızın da kişilikleri benziyor. Aralarında 37 yıl olmasına rağmen, özellikle Ayhan Yoldaş’la bir kuşak farkı olmasına rağmen, tam anlamıyla dört yoldaşımız da bir halk önderi. Yiğitlikte, cesarette, kavgada, sonunu düşünmemede benzeşiyor bu dört yoldaşımız.

Davaya inanışta, Partiye bağlılıkta benzeşiyor bu dört yoldaşımız.

Dördü de halkı uğruna ölümü göze almış ve bu uğurda insanlığından başak her şeyini vermiş yoldaşlarımız.

Gerçekten 12 Eylül öncesi koşullarını biz de yaşadık. Aynı yaştayız biz Üç Şehitlerimizle. Birisi 3 yaş büyüktür benden. Kendileri ile tanışamadım, farklı bölgelerde yaşadık. Onlar Ankara’da mücadele ederken biz Konya’da, Konya gerici ortamında mücadele ediyorduk.

Onlar faşist işgali 21 yaşlarına, 18 yaşlarına rağmen bileklerinin hakkıyla kıran yoldaşlarımızdı. 18 yaşında, çocuk denecek yaşta da halkın gönlüne girmiş yoldaşlarımızdı. Ölümlerinden sonrada mahallenin adını Üç Şehitler olarak değiştirecek kadar benimsenen yoldaşlarımızdı.

Ayhan Yoldaş da aynı şekilde, burada gerçekten 4 yıldır Ayhan’ın acısıyla kavrulan, hiçbir zaman acısını unutmayan en yakınları; annesi, babası, nineleri, eşi, çocuğu, kayınpederi, amcaları var. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Onların kanbağı ayrıca yakıyor, ama biz Yoldaş’ımız olduğu için, Ayhan Yoldaş’ımızı kendi kardeşimizden çok daha üstün belledik. Ayhan Arkadaşımız da bu yaşına rağmen gerçekten yaşamını düzene sokmuş, işçi mücadelesi içinde, sendikal mücadele içerisinde kendini kanıtlamış, haksızlıklar karşısında zaten isyanla dolu bir arkadaşımızdı.

Zaten öyle değil mi arkadaşlar, Che’nin dediği gibi; dünyanın neresinde olursa olsun bir haksızlık karşısında öfkeden tirtir titremiyorsak, o zaman insanlığımızdan şüphe edeceğiz. İnsan olmanın, gerçek insan olmanın hakkını veren yoldaşımızdı Ayhan Yoldaş. Maalesef doğanın acımasızlığı karşımızda. Daha önceki konuşmalarımda da söyledim, birileri için erken ölüm hayırlı ölümdür. Çok yaşamaları onların daha çok insanlıktan çıkmalarına neden olur. Ölümleri de son hallerini hatırlatır. Ama Ayhan gibi yoldaşları, o yaşına rağmen gerçek insan olmanın değerlerini barındırmalarına rağmen, o acımasız kanun aramızdan aldı.

Değerli arkadaşlar,

Bugün aynı zamanda bizim mücadele ile geçen ömrümüz içerisinde Parababalarının acımasızlığını, katliamcılığını ve saldırganlığını gösteren bir deneyimi de yaşadık o gün.

1994 yılında Aras Kargo’da işçi arkadaşlarımızın gerçekleştirdikleri Direnişin kırıldığı gündür. Dolayısı ile neden biz 1 Eylül’ün Barış Günü olmadığını söylüyoruz?

Parababaları Barış Günü filan dinlemiyor. İşçi Sınıfına, halklara saldırmak istediği anda Aras Kargo’da da, Ankara’da Aktarma Merkezinde gece yarısı yoldaşlarımıza saldırarak işgali kırmışlardı. O mücadeleyi de buradan tekrar selamlıyorum. O mücadelede bilfiil yer almış yoldaşlarımız var; Yusuf Başkan gibi. O arkadaşlarımızı da tekrardan kutluyorum.

Sonuç olarak saygıdeğer arkadaşlar, bu genç yoldaşlarımızdan; Ayhan Yoldaş’ımızdan, Mahmut-İbo ve Sadi Yoldaşlarımızdan öğreneceğimiz çok şeyimiz var.

Yani az yaşamak, çok yaşamak önemli değil. Az yaşayarak dolu dolu yaşayan yoldaşlarımız gibi yaşamak gerek.

Yoldaşlar en yakınımızda Ayhan Yoldaş’ımız olmak kaydı ile ben tekrardan onların mücadelesi önünde saygıyla eğildiğimi ve onların dalgalandırdığı bayrağın yere düşmeden dalgalanmaya devam ettiğini belirtiyor, bu bayrağın dalgalanmya devam edeceği sözünü vererek, hepinize saygılar sunuyorum.

***

Anma sırasında genç yoldaşlarımızdan Mustafa ve Deniz şiirler okudu.

Bugünlerde tohum olmalı
Bütün dünyaya serpiştirilen
Çiçeklerden karanfil olmalı
Yamanlarda Ayhan yoldaş olmalı

Bugünlerde tohum olmalı
Ağaçlardan söğüt olmalı
Dallarına şiirler bezenmiş
Gölgesinde yoldaşlarımız
Dostlukla beslenen

Bugünlerde tohum olmalı
Meyvelerden nar olmalı
Oraya buraya saçılan tohumlaşan
İkinci kurtuluş savaşçısı olmalı,
Kaz dağlarında umut olan

Bugünlerde tohum olmalı
Mahmut olmalı İbo olmalı Sadi olmalı
Şentepeleri üç tepe yapan
Umutları umudumuz
Mücadeleleri mücadelemiz

Bugünlerde tohum olmalı
Korkusuzca rüzgârla savrulan
Güzel günlere yelken açan
Halklar için savaşan
Kurtuluş Partili olmalı

Mustafa

Kızıl bir güneşin doğduğu sabahta
İçimizde büyüttüğümüz sevdamızla yürüyoruz.
Üç şehitlerimizin açtığı yolda yürüyoruz.
Geleceğe yön vermek için yürüyoruz
Umudumuzla yürüyoruz
Mahmut’umuzla, İbo’muzla, Sadi’mizle yürüyoruz.

Işıklar içinde uyu yamanların hırçın çocuğu
Gün gelecek yarınımız daha güçlü
Daha mutlu daha umutlu geçecek
Rahat uyu yoldaş.

Şimdi çalışma, güçlenme, savaşma zamanı
Şimdi hakkımızı alma, insanca yaşama zamanı
Şimdi Kıvılcımlı Usta’nın açtığı yolda yürüme zamanı
Şimdi sizden devraldığımız
Kurtuluş Partisi bayrağını dalgalandırma zamanı

Rahat uyu Ayhan Yoldaş,
Gün sizin için savaşma zamanı.

Deniz

Ayhan Kaya Yoldaş Ölümsüzdür!
Mahmut-İbo-Sadi Devrimci Kavgamızda Yaşıyor!
Selam Olsun Bizden Önce Geçene,Selam Olsun Savaşırken Düşene!