Türkiye’nin üzerine kabus gibi çöken Amerikancı burjuva siyasetçilerinin ağır leş kokusu

Kafamızı ne tarafa çevirsek, mide bulandırıcı, iğrenç bir yüzle karşılaşıyoruz, bir içtenliksiz, sahte gülücükle, ihanet kokan, kandırmaca amaçlı vaatlerle, sözlerle karşılaşıyoruz.

Bu ne böyle yahu…

Bu kadar mı çürüdü bu ülke, bu insanlar…

İnanın, kardeşler; bu vatanın, bırakalım başka şeyleri, böyle insanlara havası suyu bile haram…

Sanki Sümer’in, Asur’un, Hatti’nin, Hitit’in, Urartu’nun, Lidya’nın, Frigya’nın, Bizans’ın ruhu hortlamış da hiçbir şekilde ve hiçbir konuda güvenilmeyen, ruhsuz, vicdansız, ahlâksız, değerler sisteminden yoksun, insan suretinde yaratıklar ortaya çıkmış.

Tek becerileri, tek yetenekleri, sahip oldukları kallavi ihanet potansiyeli, ABD uşaklığı ve insanları kandırabilme hüneri…

Yeniçağ yazarı Ahmet Takan’ın iki gün art arda yayımladığı yazılardan yaptığımız şu aktarmalara bakar mısınız bir?..

***

İnce, Türk topraklarının işgaline neden sessiz kaldı?..

(…)

AKP iktidarı döneminde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilk toprak kayıplarını yıllardır acı belgeleriyle ortaya koyuyoruz. Ege’deki 18 Türk adası ve 1 kayalığının Yunanistan tarafından işgalini… İktidar kanadından en ufak bir ses gelmemesinin yanı sıra muhalefetin bu konuya yeterince duyarlılık göstermemesini de eleştiriyoruz. Şimdi, Türkiye Cumhuriyetini yönetme iddiası ile yola çıkan Muharrem İnce’ye önce hatırlatıp sonra da sormak isterim;

Seçim kampanyasında kullanılmak üzere size çok yakın arkadaşlarınız, Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli kurmay Albay Ümit Yalımdan işgal edilen Türk toprakları hakkında kapsamlı bir dosya istedi. Bu dosyanın İnce tarafından meydanlarda dile getirileceğini söylediler. Ümit Yalım da belgelerin dışında çeşitli video görüntüleri ve fotoğrafları da içeren oldukça kapsamlı bir dosya hazırladı. Brifing vermek üzere atladı arabasına Ramazan bayramının ikinci günü (16 Haziran) size ulaşmaya çalıştı. O gün İstanbul’da 4 ayrı yerde, Beykoz, Üsküdar, Sancaktepe ve Pendik’te  meydan mitingleriniz vardı. Yalım, her nedense ulaşmak mümkün olmayınca dosyaları size iletilmesi için CHP Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Tanal’a teslim etti. Sonra da Mahmut Tanal’dan dosyaların size teslim edildiğinin teyidini aldı. Bekledi durdu… Ege’de işgal edilen Türk topraklarını belgeleriyle millete anlatacaksınız ve sorumlularından hesap soracaksınız diye… Çok şaşırdık!.. Türkiye’nin Batı’dan bölünmesi gerçeklerine bir cümle ile bile olsa değinmediniz…

Neden Sayın İnce?..

Dosyayı talep ettiğiniz halde okumaya mı fırsat bulamadınız?..

Okudunuz da, konuşmaya değer görmediniz mi?..

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başına geçmeye talip olan bir siyasetçi Türk topraklarının işgaline karşı sessiz kalmasını nasıl izah edebilir?..

Yoksa, siz de AKP’nin bu gaflet ve dalaletini sessizce onaylayanlardan mısınız?..

Meydanlarda Erdoğan ve AKP ile yaptığınız mücadele kayıkçı kavgasından mı ibaretti?..

AKP iktidarını en zayıf noktasından neden vurmadınız?..

Yoksa, CHP Genel Başkanlığı için çıktığınız yolda fincancı katırlarını ürkütmemek mi istediniz?..

Siyasetin gereği(!) CHP’de herkesin kendine göre bir hesabı var. Rövanşist duygularla yapılan hesaplar kitaplar… Yaklaşan  yerel seçimlere yönelik istikbal beklentileri… Parti Meclisi… Başkanlık Divanı…

İktidarı ve muhalefeti ile birlikte kurgu siyasetinin doğasındandır bu!.. Büyük gerçeklerin gözden kaçırılması için de elzemdir… Büyük gerçekleri gözden kaçırtırlar, magazinle uğraşır oyalanır durursunuz.

Aslında neye benzer bilir misiniz?..

Balerin elbisesi giyenlerin çamur içinde dans etmeye çalışmalarının seyredilmesine… (Ahmet Takan, 5 Temmuz 2018, http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ince-turk-topraklarinin-isgaline-neden-sessiz-kaldi-48055yy.htm)

***

İnce’nin Trumpçılardan aldığı brifing!..

Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, dünkü yazım üzerine aradı. Şimdi bu sütunlarda okuyacağınız şok bilgiler verdi. Telefon görüşmemiz önce onun sorusuyla başladı;

ABD’de yapılan başkanlık seçimlerine Rusya’nın müdahil olduğu ve seçim sürecinde Hillary Clinton’un itibarsızlaştırılarak Trump’ın başkan seçilmesinin sağlandığı CIA ve FBI raporlarıyla kanıtlandı. Peki Türkiye’deki seçimlere kim ya da kimler müdahil oluyor? Siyasetçiler nasıl yönlendiriliyor? Biliyor musunuz?”

“Az biraz bilirim!” dedim. Kısa bir gülüşmenin ardından başladı anlatmaya Ümit Yalım;

Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı sivil toplum kuruluşları arasında Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü (International Republican Institute-IRI) de var. ABD Başkanı Donald Trump’ın partisi Cumhuriyetçi Parti’nin yan kuruluşu olan IRI’nınAnkara ve İstanbul’da büroları var. Merkezi ABD Washington’da olan Enstitü’nün amacının ‘dünyada demokrasi ve özgürlükleri ileriye götürmek, ayrıca farklı ülkelerdeki siyasi partilerle iş birliği içerisinde sonuç alıcı önerilerde bulunmak’ olduğu ifade ediliyor.

IRI’nın 2017 yılı başında Türkiye genelinde yaptığı ankette ilginç sonuçlara ulaşılmış. Türk toplumunun liderlere olan güven sıralamasına göre Tayyip Erdoğan %45, Muharrem İnce %27, Meral Akşener %25 oy almış. Meral Akşener siyasi parti kurarsa destekler misiniz sorusuna, Türk toplumunun %13’ü kesin desteklerim, %8’i de parti programını beğenirsem destekleyebilirim cevabını vermiş. Ankette Türk toplumunun AKP’nin dış politikasından rahatsız olduğu sonucu da çıkmış. Türk Milleti’nin rahatsız olduğu dış politika başlıkları arasında birinci sırada Ege’de işgal edilen 18 Ada ve 1 Kayalık, ikinci sırada Suriye politikası, üçüncü sırada Irak politikasının olduğu tespit edilmiş.”

Konunun nereye geleceğini merakla bekledim. Ümit Yalım, bombayı patlattı;

Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü (International Republican Institute-IRI) temsilcileri, 9 Şubat 2017’de Muharrem İnce’ye brifing verdiler. Brifingte, IRI’nın 2017 yılı başında Türkiye genelinde yaptığı anket sonuçları hakkında İnce’ye ve beraberinde bulunan CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan’a bilgi verildi. Aynı gün İnce’ye brifing vermek üzere randevu aldığımdan, İnce’nin daveti üzerine brifingin son bölümüne ben de katıldım. Brifing sırasında IRI Türkiye Direktörü Ilija VOJNOVİC, ‘Türk Milleti’nin rahatsız olduğu AKP’nin dış politika başlıkları arasında birinci sırada Ege’de işgal edilen 18 Ada ve 1 Kayalık’ın yer aldığını’ söyledi. Bunun üzerine Muharrem İnce eliyle Tanju Özcan’ı göstererek, ‘Tanju Bey de o işgal edilen adalara Türk bayrağı dikecek’ dedi.

IRI’nın brifingi bittikten sonra Muharrem İnce’ye Ege’de işgal edilen adalar ve Kıbrıs’taki gelişmeler konusunda en ince ayrıntısına kadar iki saat süreyle brifing verdim. Tayyip Erdoğan’ın 18 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığını alenen Yunan askerine teslim ettiğini ve Tayyip Erdoğan’dan bu konunun hesabının siyaseten sorulmasını talep ederek vatan topraklarına sahip çıkmasını istedim. İnce, gereğini yapacağını söyledi. Ancak, Anayasa Referandumu süresince ve sonrasında bu konuyu gündeme getirmedi. (…)

Muharrem İnce ile 21 Ekim 2017’de, İzmir Hilton Oteli’nin kahvaltı salonunda karşılaşınca IRI’nın anket sonuçları ve kendisine verdiğim brifinge rağmen, Ege Denizi’nde işgal edilen adalar konusunu neden gündeme getirmediğini sordum. İnce, soruma cevap vermedi ve tebessüm ederek sorumu geçiştirdi.”

***

Ümit Yalım’a, “İnce, Türk topraklarının işgaline neden sessiz kaldı?” başlıklı yazımda geçen, işgal edilen adalar dosyasının CHP İstanbul  milletvekili Mahmut Tanal’a teslim ettiği ile ilgili hususa beni arayarak itiraz ettiğini söyledim. Tanal’ın “Bana öyle bir dosya verilmedi. Verilseydi gereğini yerine getirirdim.” sözlerini de aktardım. Yalım, bu itiraza şöyle yanıt verdi;

İnce, Cumhurbaşkanı adayı olduktan sonra işgal edilen adalar konusunu gündeme getirmesi için danışmanlarından birisi ile temasa geçtim. İnce’nin danışmanı Sivas mitingi sonrasında bu konuyu kendisine ileteceğini söyledi. İnce, adalar konusunu yine gündeme getirmeyince CHP’li arkadaşların talebi üzerine 16 Haziran 2018’de, Ramazan Bayramı’nın ikinci gününde adalar hakkında brifing vermek üzere İnce’nin Beykoz, Sancaktepe ve Pendik’teki mitinglerini izledik. Ancak İnce’ye ulaşamayınca, adalar hakkında hazırladığım dosya ve yoğun diski CHP’li gazeteci Hıdır Ulağ ile birlikte aynı gün saat 21.00 sularında Pendik’te seçim otobüsünün direksiyonunda oturan CHP Milletvekili Mahmut Tanal’a teslim ettik.

 Muharrem İnce, ısrarla ve inatla işgal edilen adalar konusunu gündeme getirmedi. Erdoğan’a, Cumhurbaşkanlığını altın tepsi içinde sundu. Erdoğan karşısında yenilgiye uğrayan İnce, şimdi de CHP Genel Başkanlığı’na soyunuyor. Ancak, CHP’yi kuranlar vatan topraklarındaki Yunan askerlerini denize döktü ve Lozan Konferansı sırasında adaları geri almak için çok büyük gayret gösterdiler. Lozan Antlaşması ile 150’den fazla ada, adacık ve kayalık Türkiye’nin egemenliğinde kaldı. CHP’nin kurucuları bu kadar hassasiyet gösterirken, Muharrem İnce, İzmir, Aydın ve Muğla il sınırları içinde işgal edilen 18 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığına sahip çıkmadı. Vatan topraklarında açılan 13 Yunan Askeri Üssünü ve vatan topraklarında elini kolunu sallayarak dolaşan 5 binden fazla Yunan askerini görmezden geldi. Türk Adalarına atanan Yunan Valisi ve Yunan Belediye Başkanlarının, adalara yerleştirilen ağır silahlar ve adalarda açılan Yunan Liselerinin hesabını sormadı. Seçim yenilgisi sonrasında da Yunanistan’ın Sömbeki (Simi) adasını ziyaret ettiği ortaya çıktı.”

Ümit Yalım’ın tarih, yer ve saat verdiği söz konusu brifingte acaba Muharrem İnce’ye daha başka neler anlatıldı?.. Bu brifinglerin devamı oldu mu?.. Siyasette bu kadar da tesadüfler olur mu?.. (Ahmet Takan, 6 Temmuz 2018, http://www.yenicaggazetesi.com.tr/incenin-trumpcilardan-aldigi-brifing-48064yy.htm)

***

Tarihe dikkat edelim, arkadaşlar: 9 Şubat 2017’de brifing veriyor Amerikalılar. Daha doğrusu, onların derin devletinin bir uzantısı olan “IRI”… Tayyip’in Anayasa Referandumu öncesinde…

Kime veriyorlar?

Muharrem Efendi’ye…

Demek ki, ondaki ihanet potansiyelini keşfedip devşirmiş adamlar. “Bak evlat”, diyorlar; “Senin önünü açarız ama dediklerimizi harfiyen yerine getireceksin.”…

Yazılanlardan öğreniyoruz ki, İnce Muharrem, efendilerine verdiği sözden hiç caymamış. Onlara sadakatte kusur etmemiş…

Bir burjuva yazarı olan, Kraliçe’nin Gülü’nün yıllarca danışmanlığını da yapan Ahmet Takan bile diyor ki bu Amerikancı Beşli Çete arasındaki olayları kapsayan seçim tiyatrosuna; “Meydanlarda Erdoğan ve AKP ile yaptığınız mücadele kayıkçı kavgasından mı ibaretti?..”

Seçim öncesi değerlendirmelerimizde ne demiştik biz?

Bu Amerikancı Çete’nin seçim oyununun sonucu ne şekilde belirlenirse belirlensin, sonuçta Amerika kazanacaktır. Halkımızın payına ise ölümlerden ölüm beğenmek düşecektir.

Aynen de öyle olmaktadır, arkadaşlar…

Kaçak Saraylı Hafız, on yıllar boyu denenmiş, sınanmış ve ihanet kapasitesi de sınırsız olduğu için; bir süre daha iktidarda kalmasını öngörmüş Amerika.

Hani ne demişti adam, İngiltere’de Kraliçe’nin ve İngiliz istihbaratçılarının önünde?

İlk planda Kıbrıs’ı veririm, federasyonu da gerçekleştiririm. Arkası da sizin dediğiniz şekilde sürer.

Türker Ertürk’ün duyumlara dayanarak aktardığına göre, İngilizler şaşkınlıkla karşılamışlar, Tayyip’in böylesine pervasızca teslimiyetini. Ve güvenememişler ona…

Tabiî Tayyip aynı teklifleri baş efendisi ABD’ye de yaptı, kuşkusuz. Onlarla da işi anlaşmayla sonuçlandırdı. Bu sebeple de bir dönem daha bu seçim oyunundan galip çıkartıldı.

İnce Muharrem Efendi, Devlet Başkanlığı koltuğunu kapamadı. E, yaşı genç, sağlığı da yerinde, sıranın gelmesini bekleyecek gayrı.

Ama bizce Yeni CHP’nin Genel Başkanlığını kaptı…

Sorosçu Kemal artık orada tutunamaz…

Türkiye’nin makûs talihi, ne acıdır ki, bir süre daha böyle sürüp gidecek. Amerikancı burjuva siyasetçiler arasında mide bulandırıcı oyun, oynanmaya devam edecek.

Tâ ki Halkımız bunların ciğerini görüp okuyana dek…

Bunlardan kendilerine zerre miktarda olsun bir fayda gelmeyeceğini anlayana dek…

Bunların hepsinin keyfi yerinde. Gelirleri de yerinde. Koltukları da gelirleri gibi kallavi, ünleri pozları da var. Bunlar tatlı hayat yaşamaya devam edecekler.

Ve en sonunda yine bir burjuva dünya görüşüne sahip Kemalist Paşa’nın, Türker Ertürk’ün de kabul ve itiraf ettiği gibi, bu seçimin tek kaybedeni Halkımız olmuştur.

Her seferinde de Halkımız olmaktadır, arkadaşlar, tanık olduğumuz gibi…

Kolay değil bu ihanetleri, bu düzenbazlıkları, bu riyakârlıkları sona erdirmek. Bu hainlerden, bu talancılardan, bu ahlâki ve insani değer yoksunlarından hesap sorabilmek.

Zordur ama asla imkânsız değildir…

Yıkılacaklar ve temizlenecek enkazları ülkemizden!

Daha önce de birkaç kez söylediğimiz gibi, bu hainler güruhunun nüfusumuza oranı binde birdir. Böylesine küçük bir azınlık olmalarına rağmen, ABD ve AB Emperyalistlerini arkalarına aldıkları için ve onlarla eklemlendikleri için 81 milyon insanımızı kündeye getirip esir alabilmektedirler.

Eninde sonunda halkımız kurtulacak bunların esaretinden! Halkımızı uyandıracağız, örgütlendireceğiz ve en sonunda da bu zulüm düzenini defedeceğiz, zalimleriyle birlikte.

Halkın kendi Demokratik İktidarı kurulacaktır, eninde sonunda!

Eninde sonunda halkımızla birlikte başaracağız bu zor görevi. Ve baştan aşağı yıkacağız onların zulüm, ihanet, sömürü ve vurgun düzenini!

Bu topraklara da gelecek halkın adaleti, halkın mutluluğu, halkın güleryüzü…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

6 Temmuz 2018

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı