Tüm dünyanın onurunu içinde taşıyan Kahraman Gerilla Ernesto Che Guevara

“Marti’nin dediği gibi, onursuz insanların olduğu yerde, pek çok insanın onurunu içlerinde taşıyan insanlar vardır! Bu sözlere, içlerinde tüm dünyanın onurunu taşıyan kişiler de vardır ve Che de onlardan biridir diye ekleyebiliriz!”

Küba Halkının yiğit önderi Fidel Yoldaş böyle tanımlıyor silah arkadaşını, dostunu.

Neden mi dünyanın onurunu içinde yaşıyor Kahraman Gerilla?

Kim İl Sung Yoldaş versin yanıtını:

“Ortaçağ’ın dini ve politik düzenbazlıklarıyla maskelenmiş sömürü yöntemlerini, açık ve ahlâkdışı, dolaysız ve acımasız çağdaş sömürü yöntemleriyle değiştiren ve insanı alım-satım değeri haline dönüştüren modern burjuvazinin tarihin kanlı sahnesine çıkmasından bu yana geçen uzun süre içersinde, çağdışı ve çürümüş her şeyi yok etmek ve toplumun tüm toplumsal yapısını yeniden, devrimci biçimde örgütlemek, kokuşmuş, lanetlenmiş toplumun üstyapısını parçalamak ve yeni, özgür ve mutlu bir toplumun doğuşunu hazırlamak için yeryüzünde nice komünist ve devrimci kanlarını duraksamaksızın döktü ve hayatını devrimci fırtınalarda yitirdi. Hayatını hiç duraksamaksızın bu kutsal mücadeleye adayan Che Guevara, en onurlu biçimde, dünya kahramanları mertebesine ulaştı.”

Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut anlatıyor:

“İnsanlığın genel geçer ortak değerleri vardır.

“Nedir bunlar?

“Dürüst olmak, sevgi dolu bir yüreğe sahip olmak, hoşgörülü olmak. İnsanları eşit görmek yani rengine, dinine, mesleğine bakmadan. Ve adil olmak, merhametli olmak.”

İşte Kahraman Gerilla Che, insanlığın bu ortak değerlerini Cesaret Vatanına sahip kişiliğinde topladı, insanlığın kurtuluşuna, bu ortak değerlere kavuşmasına kendini adadı, bu uğurda, pek çok fedakârlığı, zorluğu, çileyi, acıyı, zulmü, çabayı göze aldı. Bu yüzden bütün dünyanın onurunu içinde yaşıyor, bu yüzden insanlığın unutulmasına izin vermeyeceği kahramanlar arasında aldı yerini ve “Che, bugün tüm ezilenler, tüm sömürülenler, tüm yurtsever ve demokratik güçler için, tüm devrimciler için sürekli ve yenilmez bir simgeye dönüştü.

Küba Halkının önderi, Che Yoldaş’ın komutanı, kader birliği ettiği Fidel Castro Yoldaş anlatsın Kahraman Gerilla’nın örnek kişiliğini:

***

 Che insana inanırdı. İnsana inanmayan, insanın yola gelmez bir hayvan olduğunu, ancak önüne ot atıldığında yararlı bir iş yapacağını, havuçla kandırılıp sopayla cezalandırılacağını sanan biri asla devrimci olamaz; buna inanan, böyle düşünen biri asla sosyalist olamaz; buna inanan, böyle düşünen biri asla komünist olamaz.

Hiçten, sıfırdan başlayarak zafere ulaşan devrimimiz insana inancın örneğidir. Ne tek bir silahımız, ne de paramız vardı, mücadeleyi başlatanın adını bile kimse bilmiyordu, yine de onların tüm gücüne, yüz milyonlarca pesoluk servetlerine, binlerce askerine karşı koyduk ve devrimimiz zafere erişti, çünkü insana inanıyorduk. Yalnızca zafere erişmekle kalmadık, emperyalizme de karşı koyduk, devrimimizi bugüne ulaştırdık, (…) insana inanmasaydık bütün bunları nasıl yapardık?

Che her şeyden önce eylem adamı, asker, lider, gerillacı, her şeyde en önde olan örnek bir insan, ilk önce kendisinin yapmayacağı bir şeyi başkalarından asla istemeyen bir kişi, doğruluk, dürüstlük simgesi, tertemiz ruhlu, cesur, yoldaşlarını daima destekleyen bir kişi olarak tanınır.

Che, olağanüstü yetenekli askeri liderdi. Ama biz Che’yi hatırladığımızda, Che’yi düşündüğümüzde, temelde onun askeri başarılarını düşünmeyiz. Hayır! Savaş bir araçtır, amaç değildir. Savaş devrimcilerin elinde bir alettir. Önemli olan devrimdir, devrimci duygular, devrimci erdemlerdir.

(…) Emsalsiz bir eylem adamıydı, ama Che yalnızca benzeri görülmemiş bir eylem adamı değildi, engin bir hayal gücüne, büyük bir zekâya sahipti, geniş kültürlüydü, derin düşünürdü. Onun kişiliğinde bir düşünce adamıyla bir eylem adamı birleşmişti.

Che yalnızca düşünce adamı -derin düşünceler adamı- ve eylem adamı olmak gibi çifte özellik taşımakla kalmaz, bir devrimcinin sahip olduğu erdemlerin tam anlatımı diye tanımlanabilecek tüm yüksek nitelikleri kendinde toplardı. Son derece dürüsttü, onuruna yüce bir değer verirdi, kesinlikle içtenlikliydi, günlük yaşamında, bulduğuyla yetinen bir kişiydi, çok yalın bir hayat sürerdi, davranışlarında en küçük bir kusur bulunmazdı. Bu erdemleriyle, gerçek bir devrimci örneği oluşturuyordu.

Bir başka niteliği daha vardı, ne zekâ, ne de irade özelliğiydi, mücadeleden, ya da deneyimden kaynaklanan bir nitelik de değildi, yüreğinin özelliğiydi: Che olağanüstü sevecen, olağanüstü duyguluydu.

Che, bu kıtanın ezilenlerinin, sömürülenlerinin, çıkarlarını ve davasını savunurken öldü. Che, bu dünyanın yoksullarının, aşağılananlarının davasını savunurken öldü. Bu davayı savunurken gösterdiği örnek davranışı ve fedakârlığı, en gözü dönmüş düşmanları tarafından bile tartışılamaz.

O, bize devrimci düşüncesini, devrimci erdemlerini bıraktı. Bize karakterini, iradesini, dayanıklılığını, çalışma anlayışını miras bıraktı. Tek kelime ile bize örneğini miras bıraktı.

Che’nin örneğine, her zaman esinlenmek için bakmalıyız; mücadelede esin için, dayanıklılıkta esin için, düşmanla uzlaşmazlıkta esin için, enternasyonalist duygularda esin için bakmalıyız bu örneğe.

Çalışmaya karşı tutumuyla, kendi örneğine dayalı öğretim ve eğitim yöntemiyle, her şeyde öncü olmak isteğiyle, en zor, en ağır, en çok fedakârlık gerektiren görevler için hemen öne atılmasıyla; dava uğruna canını vermeye her an hazır bir kişi olarak, başkaları için canını vermeye her an hazır bir kişi olarak, gerçek dayanışma timsali kişi olarak, yoldaşlarını asla hayal kırıklığına uğratmayan insan, söyledikleriyle yaptıkları, öğrettikleriyle pratiğe uyguladıkları arasında hiçbir çelişki bulunmayan insan, sade insan, kusursuz insan, düşünce ve eylem adamı olarak simgelediği her şeyle Che’den örnek alınmalıdır.

***

Nasıl unutulur böyle niteliklere sahip olan bir insan? Dünyanın ezilen ve sömürülen halkları nasıl izin verir böyle bir Kahramanın unutulmasına?

Nitekim unutulmadı Kahraman Gerilla Che. 56 yıldır AB-D Emperyalistlerine karşı direnen halkların bayrağı oldu. Mazlum Halkların sesi oldu. Ezilen insanların çığlığı oldu.

“Devrimin ideoloji ateşini bizlere kulan veren dünyanın bütün köşelerine, Amerika’nın bütün uzak köşelerine taşımak görevimizdir”, diyordu Che. Bedence aramızda değil ama Kahraman Gerilla, 56 yıldır bu görevine devam ediyor…

Diyordu ki Che:

“Dünyadaki tüm yoksulluğa, tüm sömürüye ve haksızlığa karşı duyarlı olmak gerekir. Marti’nin pek çok kez anılan, başucumuza, en görünür yere koymamız gereken bir sözünde dile getirdiği gibi duyguyu beslemeliyiz hep; Marti şöyle der: ‘Gerçekten insan olan herkes, başkasına atılan tokadın acısını kendi yanağında duymalıdır.’”

Başkasına atılan tokadın acısını kendi yanağında hissetmeyi en büyük erdem sayan, bu sözü başucumuza koymayı, bu duyguyu sürekli beslemeyi öğütleyen Ernesto Che Guevara’lar unutulamaz!

Yüreklerimizi, usta elindeki bir enstrümanın telleri gibi titreten Kübalı Yiğit Devrimciler Devrim Ateşini Küba’da harladılar. Bu topraklarda İkinci Kurtuluş Savaşçıları Halkın Kurtuluş Partisi harlandıracak Devrim Ateşini. Biz sahibiz bu topraklarda devrimci erdemlere, yiğitliğe, bilgeliğe. Çünkü bizler Marks-Engels-Lenin Ustalardan sonra İşçi Sınıfı Biliminin geliştiricisi Hikmet Kıvılcımlı’nın öğrencileriyiz. Biz başaracağız, arkamıza aldığımız halkımızla birlikte. Çünkü biz sahibiz Che Yoldaş’ın, bir öncüde olması gerektiğini belirttiği niteliklere.

Her türlü acıyı, zorluğu, çileyi göze alan, gerilemek nedir bilmeyen, bu toprakların Gerçek Devrimcileri, Cesaret Vatanına sahip İkinci Kurtuluş Savaşçıları olan, Vatan aşkını söylemekten ve gereğini yapmaktan korkar hale gelmektense ölmeyi yeğ tutan Halkın Kurtuluş Partililer olarak sözümüzdür:

Omuzlarımıza yüklenen Devrim görevimizi yerine getireceğiz!

9 Ekim 2023

HKP Genel Merkezi