Tayyipgiller’in dokunulmazlığı sona eren dört bakanı hakkında yeniden suç duyurusunda bulunduk

4bakanTayyipgiller’in dokunulmazlığı sona eren dört bakanı hakkında yeniden suç duyurusunda bulunduk

Ülkemizin bütün yeraltı ve yer üstü zenginliklerini kendi kazançları uğruna yerli yabancı Parababalarına peşkeş çeken Tayyipgiller’in dört bakanı hakkında suç duyurusunda bulunduk.

Hırsızlar İmparatorluğu’nun gerizi 17-25 Aralık sürecinde patladı, hepimizin bildiği gibi. Aralarında Rıza Sarraf, Ali Ağaoğlu, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, dönemin İçişleri Bakanı’nın oğlu Barış Güler, dönemin Ekonomi Bakanı’nın oğlu Kaan Çağlayan, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın oğlu Oğuz Bayraktar’ın da bulunduğu birçok kişi hakkında gözaltı kararı çıkmıştı. Şüpheliler arasında bulunan dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış hakkında cezai kovuşturma yapılabilmesi için hazırlanan fezlekeler, TBMM’ye gönderilmek üzere Adalet Bakanlığına sunulmuştu. Fakat Hırsızlar İmparatorluğu’nun adalet sisteminde gerçek bir yargılanma olmadığı için yolsuzlukları gün yüzünde olan şüpheliler cezasız kalmıştır.

Ülkemizde 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan genel seçimlerin ardından milletvekilliği düşen dört eski bakan hakkında Halkın Kurtuluş Partisi olarak Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptık. Yapılan açıklamamızda, Hırsızlar İmparatorluğu’nun yapmış olduğu yolsuzlukların ve halklara uyguladıkları zulümlerin hesabını Halkın İktidarında soracağımızı bir kez daha dile getirdik. Basın açıklamasından sonra avukat arkadaşlarımız aracılığıyla savcılığa suç duyurusunda bulunduk.

Bizler Halkın Kurtuluş Partisi olarak Tayyipgiller’in yapmış oldukları yolsuzlukların, hırsızlıkların ve katlettikleri insanlarımızın hesabını soracağız ve Halkın İktidarını kuracağız. 15.06.2015

 

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

 

Suç Duyurusunda Bulunan: HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ

Vekilleri                            : Av. Orhan ÖZER, Av. Metin BAYYAR, Av. Ayhan ERKAN,

Av. Ali Serdal ÇINGI, Av. Tacettin ÇOLAK, Av. Sait KIRAN, Av. Azime Ayça ALPEL,

Av. Halil AĞIRGÖL, Av. Doğan ERKAN, Av. Pınar AKBİNA,

Atatürk Bulvarı Emlak Bankası Blokları B Blok K: 4 D: 16

Fatih/İstanbul

Şüpheliler:

1- Egemen Bağış

2- Muammer Güler

3- Zafer Çağlayan

4- Erdoğan Bayraktar

Suç:

Suç işlemek için Örgüt Kurmak (TCK 220. Md.)

Zimmet (TCK 247. Md.)

İrtikâp (TCK 250. Md.)

Görevi Kötüye Kullanma (TCK 257. Md.)

Konusu:

17-25 Aralık Yolsuzluk eylemleri suçlamasıyla başlayan ancak “etkili soruşturma” prensibinin ve “etkili başvuru hakkı”nın ihlal edilmesiyle takipsizlik kararları verilerek kapatılan ve bu sebeplerle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürdüğümüz İstanbul C. Başsavcılığı’nın 2014/120653 ve 2014/111868 dosyalarında, soruşturma dönemindeki dokunulmazlık zırhı sebebiyle TBMM’den Yüce divan oylaması AKP’nin oylarıyla reddedilen dört şüpheli hakkında işlem yapılamadığından, 07.06.2015 tarihli 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi ile birlikte milletvekili dokunulmazlıkları düşen dört şüpheli hakkında soruşturma başlatılması talebimizin sunulmasıdır.

Beyanlarımız:

Bilindiği gibi bazı kamu kurumlarına ve savcılığa yapılan rüşvet, görevi kötüye kullanma ve ihalelere fesat karıştırma ihbarı üzerine 13 Eylül 2012, 21 Eylül 2012 ve 14 Şubat 2013 tarihlerinde yolsuzluk soruşturmaları başlatılmıştı. Başsavcılık tarafından görevlendirilen Cumhuriyet Savcısı Celal Kara’nın talimatı üzerine, 17 Aralık 2013 tarihinde şüphelilerin ev ve işyerlerinde arama yapılarak ele geçirilen çeşitli eşya ve paralara el konulmuştu. Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Kaan Çağlayan, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Oğuz Bayraktar, işadamı Ali Ağaoğlu, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan ve Rıza Sarraf gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 71 şüpheliden 24’ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmış, 38’i de adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Şüpheliler arasında bulunan İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış hakkında cezai kovuşturma yapılabilmesi için hazırlanan fezlekeler, TBMM‘ye gönderilmek üzere Adalet Bakanlığına sunulmuştu.

25 Aralık’ta Savcı Muammer Akkaş yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla başlattığı soruşturma kapsamında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ı şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırmak üzere bir belge hazırlamıştı. Ancak, Emniyet Müdürü Selami Altınok, gözaltı ve arama talimatını, gerekçe ve delillerinin yetersizliği nedeniyle geri çevirmişti. Yeni atanan İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın, Erdoğan’ların evinin çevresine Özel Tim yerleştirerek olası gözaltına almaları engellediği basına yansımıştı.

Tutuklanan şüpheliler, 28 Şubat 2014’te serbest bırakılmıştı.

İçişleri Bakanlığı’nca, savcılığın gözaltı ve mahkemenin arama kararlarını yerine getiren adli kolluk amir ve memurlarının önemli bir kısmının görev yerleri değiştirildi, görevden alındı veya meslekten ihraç edildi. 29 Ocak 2014’te soruşturma savcısı Celal Kara 1 Şubat 2014 tarihli HSYK kararnamesi ile de, soruşturma iznini veren İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz‘ün aralarında bulunduğu 166 hâkim ve savcının görev yeri değiştirildi.

Celal Kara 16 Ocak 2015’de soruşturma nedeniyle açığa alındı. Kara, 24 Ocak 2014’de Can Dündar ile yaptığı söyleşide Rıza Sarraf’ın lider sıfatıyla örgütün faaliyetleri kapsamındaki tüm suçlardan sorumlu olduğunu, polis fezlekelerinde ve Meclise yollanan bilgi notunda yer almasa da dönemin başbakanı Erdoğan’ın da işin içinde olduğunu düşündüğünü söyledi: “Dönen işlerin Başbakan’dan habersiz, bilgisiz ve izinsiz dönmesine imkân ve ihtimal yok. Telefon konuşmalarına, aralarındaki diyaloglara bakınca kesinlikle diyorsunuz ki, perde arkasından bu işlere yol ve izin veren, Başbakan’dır” açıklamasında bulundu.

Bu sürecin ardından HSYK’nin yapısında değişiklik öngören bir yasa çıkartıldı. Düzenlemeyle HSYK bünyesinde Adalet Bakanına hâkim, savcı ve adalet müfettişlerinin atanması, disiplin soruşturmaları, vb. birçok konuda geniş yetkiler verildi. Ayrıca düzenleme HSYK Kurullarının yapısında değişiklik öngörüyordu ve düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle yönetim ve denetim kurulları ile Adalet Akademisi üyelerinin görevlerine son verilmesini içeriyordu.

Yeni durum kamuoyunun büyük bir bölümü tarafından “hükümet yargıyı kendine bağladı” olarak yorumlandı. AB Komisyonu da hükümeti, atılan adımın “hukuk devleti” ve “kuvvetler ayrılığı” ilkelerine uymadığı gerekçeleriyle eleştirdi. Ayrıca HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, 66 sayfalık bir açıklama yaparak, değişikliğin Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledi.

Anayasa Mahkemesi, bu düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan iptal başvurusu üzerine, 11 Nisan 2014’te verdiği kararla, düzenlemenin Adalet Bakanına verdiği olağanüstü yetkileri Anayasaya aykırı bularak iptal etti.

17 Aralık sürecinden sonra istifa eden ya da görevden alınan bakanları araştırmak üzere 5 Mayıs 2014’te TBMM’de 15 kişilik bir komisyon kuruldu. Komisyon 5 Ocak 2015’e kadar çalıştı. Gelinen noktada Mecliste yapılan oylama sonucu AKP’lilerin oylarıyla, bakanların Yüce Divan’a gitmemeleri yönünde karar çıktı.

Diğer yandan, süren soruşturmalarda, polis ve savcılara gerekli gözdağı verilip yeni ve revize edilmiş HSYK tarafından atanan yeni savcılarca iki ayrı dosyada verilen “kovuşturmaya yer olmadığı” yönündeki kararlara, müvekkil parti tarafından itiraz edilmiş, itirazlarımızın reddi üzerine de “etkili soruşturma” prensibinin ve “etkili başvuru hakkı”nın ihlalleri gerekçesiyle konu önce Anayasa Mahkemesine, ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gönderilmiştir. Ancak bu dosyalarda dört şüpheli, dokunulmazlıkları bahanesiyle soruşturma geçirmemişlerdir.

Bu kere, 25. Dönem Milletvekilliği seçimleriyle birlikte, adı geçen dört şüpheli hakkında cezai soruşturma yapılması önünde hiçbir engel kalmadığı gibi, CMK Madde 160/1 uyarınca “Cumhuriyet savcısı, kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen İŞİN GERÇEĞİNİ araştırmaya başlar” görevi hayat bulmalıdır.

Aynı Kanunun 161/1 fıkrası uyarınca “Cumhuriyet Savcısı her türlü araştırmayı yapabilir; yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir.”

Yine aynı kanunu 161/4 emredici hükmü çerçevesinde “Diğer kamu görevlileri de, yürütülmekte olan soruşturma kapsamında ihtiyaç duyulan bilgi ve belgeleri, talep eden Cumhuriyet savcısına vakit geçirmeksizin temin etmekle yükümlüdür.”

Özetle, cezai dokunulmazlıkları kalkan dört şüpheli hakkında cumhuriyet savcılığı, derhal soruşturma yürütmeli, ve numarası verilen dosyalardaki deliller de dahil olmak üzere, haklarındaki tüm delil, bilgi ve belgeler de toplanarak hakkında ivedilikle iddianame hazırlanmalıdır.

Bu neden ve taleplerle, dört eski bakan hakkında soruşturma açılması için makamınıza başvuruyoruz.

Sonuç ve İstem:

Dokunulmazlıkları kalkan dört şüpheli hakkında soruşturma başlatılarak, atılı suçlardan cezalandırılmalarını bilvekale talep ederiz. Saygılarımızla. 12.06.2015

HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ

VEKİLLERİ

Av. Ayhan ERKAN Av. Ali Serdar ÇINGI Av. Pınar AKBİNA