Türkiye’de 2024 yılında ne yazık ki kölelik koşulları hâlâ devam ediyor. BirGün Gazetesi’nin yayımladığı habere göre; Ordu Valiliği, yaklaşık 40 üniversite öğrencisine yapmış oldukları stajdan ücret talep etmediklerine dair bir yazı imzalattı. İmzalamayı reddeden, hakkını arayan arkadaşlarımızın da stajları iptal edildi. “Kamuda Tasarruf Tedbirleri” adı altında halkımızın boğazına dayanan kılıç bu sefer de öğrencilere uzatıldı.
Doymuyorlar!
“Tıksırıncaya, çatlayıncaya” kadar yediler yine de doymuyorlar! AKP’giller’in lüks içinde yaşam sürmesi için 85 milyonluk halkımız boğazını tutmak, aç gezmek zorunda! Biz öğrenciler binbir güçlükle okumaya çalıştığımız üniversitelerimizde, içlerinde hayatta kalmaya çalıştığımız daracık, penceresi olmayan evlerimizde yahut küf kokulu sefil yurt odalarımızda zaten çok zor koşullar altında yaşamaya mahkûm ediliyoruz. Bu yetmezmiş gibi bir de yarın öbür gün iş bulma derdine düştüğümüzde işverenler deneyimsiz eleman almadıkları için, deneyim kazanamayıp iş bulamayacağız korkusundan özgeçmişimize eklemek için yahut bölümlerimiz bizi zorunlu kıldığı için yaptığımız stajlarımızdan bir de şimdi maaş alamıyoruz.
Bizlere hiçbir beceri kazandırmayan, hiçbir şey öğretmeyen staj yerlerimizde biz öğrencilerin yaptığı tek şey hamallık! Yapılması en can sıkıcı, en ağır işleri bizlere veriyorlar bir de üzerine kuruş vermiyorlar. Yani işverenler, AKP’giller iktidarından gördüklerini işyerlerinde uygulamak istiyorlar; çalışıp çabalayan hiç kimseye hakkını vermek istemiyorlar! Özel kurumlar staj yapmanın mecburi olduğunu bildikleri için artık “ucuz işgücü”” kavramının da ötesinde “bedava işgücü” olarak görüyorlar bizi. Zamanında Avrupa’da, Amerika’da Afrika kökenli insanlara yapılan o insanlık dışı muamelenin bir parçası olan boynuna halka geçirip zincire vurmayı bize de uygulayacaklar bu gidişle! Zira bu tarifini ettiğimiz şey kölelikten başka bir şey değildir!
Gerçi bizler bu kirli düzenin hiçbir zaman hakkımızı vermek istemediğini ve de vermeyeceğini, bizleri daima sömüreceğini biliyoruz. Bilimsel Sosyalizmin Ölümsüz Kurucusu Karl Marks, devletin egemen sınıfların ezilen sınıflara baskı kurma aracı olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştu. Kapitalist sistemde de Tekelci Burjuvazinin yani Finans-Kapitalin bizlere karşı baskı aracıdır devlet. 22 yıllık AKP’giller iktidarının yarattığı ucube devlet ise kapitalizmin sömürüsünün iyice azgınlaştığı bir baskı aracına dönüşmüştür. Bunun için de devlet kurumları biz stajyer öğrencilerin alacağı üç kuruş paraya göz dikmiş, “Kamuda Tasarruf Tedbirleri” adı altında maaş demeye utanılacak cep harçlıklarımızı da elimizden almıştır. Fakat aynı sözde tasarruf tedbirleri ne hikmetse 1165 odalı Kaçak Saray’a, halkımızın alınterini gasp eden AKP’giller’in arpalığı haline gelmiş olan kamu kurumlarına hiç uğramadığı için şimdi dört bir yandan topa tutulan öğrenciye yeni bir darbe olmuştur. Türkiye Devrimi’nin Önderi Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı, “Gençliğin Üç Alın Yazısı” isimli yazısında şöyle diyordu:
“10- Gençlik Sömürü İstemiyor
“İşte efendilerimizin Türkiye gençliğine, hele aydın gençliğine beğendirmeye giriştiği bu iki tip ölümlerden ölümdür. Bu iki türlü ölümü de gençliğimiz göze alamıyor. Yaşamak istiyor. Kendi toprağında yaşamak ama ne yerli, ne yabancı bir avuç vurguncu ve soyguncuya kul köle (hırsız uğursuz) olmaksızın yaşamak istiyor. 500 yerli Finans-Kapitalle 2 bin 500 Tefeci-Bezirgâna otuz beş milyon Türkiye insanını rahatça sömürtmek için bekçi köpekliği etmektense, Türkiye’de sömürüyü kaldırıp, herkese insanca yaşama hakkını, görevini ve olanağını bileğinin hakkıyla vermek istiyor.”
Ordu Valiliği derhal arkadaşlarımızın ücretlerini ödemelidir. Parababalarına sofralar dizip milyonlar harcayanların bizim üç kuruş ücretimizi elimizden almaya hakları yoktur! Bizler köle değiliz, bu kölelik düzenine hiçbir zaman baş eğmedik, eğmeyiz! Bizler bu Ortaçağcı, gerici faşist iktidarın, gençlikten ölesiye korktuğunu biliyoruz. AKP’giller’in sonu hiçbir zaman bu kadar yakın olmamıştı. Onların sonu bizler sayesinde gelecek; biliyorlar ve bundan korkuyorlar.
Bunun için de bizlere her türlü zulmü reva görüyorlar. Biz bu iktidarın sonunu getireceğiz, biz bu Finans Kapital ve Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının kirli düzeninin ölümü olacağız! Usta’mız Kıvılcımlı’dan edindiğimiz “Yıldırılamaz Gençlik!” şiarıyla yılmadık, yılmayacağız! Bizler biliyoruz ki örgütlü mücadelenin yenemeyeceği zulüm, aşamayacağı acı yoktur. Bizlere ve halkımıza çektirdiklerinin hesabını verecekler. Ve biz mazlumlar bu zalimlerden hakkımızı söke söke alacağız!
21 Ağustos 2024
Kurtuluş Partisi Gençliği