Sorosçu Kemal’in Yeni CHP’sinin Adaletten de, Halkçılıktan da anladığı budur işte…

Sorosçu Kemal’in Yeni CHP’sinin Adaletten de, Halkçılıktan da anladığı budur işte…

Bakın. Bu gördüğümüz işçiler, Çankaya Belediyesi Taşeronu, Norm-Altaş Şirketinin işçileridir.

En doğal yasal hakları olan, sendikalaşarak toplu iş sözleşmesi talebinde bulundukları için başlarına gelmiştir bu felaketler. Yani yasal haklarını kullanmak istedikleri için…

İşten atılmışlar, bu zalimane kanunsuzluğu topluca protesto etmek isteyince de, polisin ilaçlı, renkli, tazyikli, yakıcı, sularıyla ıslatılmışlar, biber gazlarıyla zehirlenmişler; ve bununla da yetinilmeyerek polis coplarıyla yaralanmışlar, plastik mermilerle taranmışlar, tüm bunların üzerine de gözaltına alınmışlardır, Sendika Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu ve öncü işçiler.

Yani Çankaya Belediye Başkanı, işçilerin yasal haklarını tanımamış; onlarla toplusözleşme masasına oturmayı ve ücret pazarlığı yapmayı kendilerine yedirememiştir. Tüm zalim işverenler gibi, Parababaları gibi, işçi düşmanlığını en acımasız bir biçimde ortaya koymaktan çekinmemiştir.

Oysa, işin bu noktaya gelmemesi için, Türkiye’nin Gerçek İşçi Sınıfı Sendikası Nakliyat-İş, elinden gelen bütün çabayı göstermiştir. Bütün yolları aramış, bütün barışçıl anlaşma yollarını göstermiştir işverene.

Bu konuda, DİSK Eski Başkanları Rıdvan Budak ve Süleyman Çelebi de aracılık etmişler, CHP Yönetimi ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’le görüşmeler yapmışlardır, işin barışçıl bir şekilde ve yasal çerçevede sonuçlanması için.

Fakat, hak hukuk bilmez, işçi düşmanı Belediye Başkanı Alper Taşdelen, bütün bu anlaşma, uzlaşma tekliflerini, düşünmeksizin reddetmiştir.

Hatta, işi kabalığa dökerek Süleyman Çelebi’ye cevap verme gereğinde bile bulunmamıştır.

Bu konuda aracılık etmesi için CHP’nin sendikalar ve kitle örgütlerinden sorumlu milletvekili Veli Ağababa ve yerel yönetimlerden sorumlu milletvekili Seyit Torun’la da görüşülmüştür. Görüşmeler sonucunda bu milletvekilleri de yapabilecekleri bir şey olmadığını belirtmiştir.

Şimdi, soralım burada arkadaşlarımıza:

Bu Belediye Başkanının ve onu oraya getiren siyasi partinin ne farkı kalmıştır, Meclisteki diğer burjuva partilerinden ve onların yönetiminde bulunduğu Belediyelerinden?

İşçiler, bu son derece haklı olan taleplerini sonuna kadar savunmakta kararlıdırlar. Yarın da, CHP Genel Merkezine topluca bir yürüyüşle gidecekler ve burada dile getireceklerdir taleplerini.

Hatırlanacağı gibi, CHP’li Belediyelerin yaptığı bu işçi düşmanlığı, bu kanunsuzluk, sadece Alper Taşdelen başkanlığındaki Çankaya Belediyesine has bir tutum değildir.

Daha öncesinde de İzmir Büyükşehir Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi, İstanbul Sarıyer, Beşiktaş, Bakırköy ve hatta Şişli Belediyeleri bile işçi düşmanlığı ve kanunsuzluk konusunda, yani işçilerin kanuni hak ve taleplerini tanımama konusunda benzer tutumlar sergilemişler; hak arayan işçi kardeşlerimizi işten atmışlar ve zabıtalara, özel güvenliklerine dövdürtmüşlerdir.

Burada bir gerçek daha gözünüze çarpmıştır, sanıyoruz:

CHP’li Belediyeler de, söylemlerinin tam tersine, AKP’giller gibi ve Meclisteki diğer burjuva partileri gibi ve onların etkinliğindeki devlet kurumları gibi, taşeronluk sistemine filan karşı değildir zinhar. Tam tersine; hepsi taşeronlar aracılığıyla hizmet vermekte, dolayısıyla da İşçi Sınıfımızı sendikasızlığa ve asgari ücrete mahkûm etmektedir.

Yani yıllardan beri söyleyegeldiğimiz gibi, Meclisteki Amerikancı Dört Burjuva Partisi de işçi düşmanıdır, halk düşmanıdır, kanunsuzluğu kendine meşrep edinmiştir. Bunlardan Halkımıza da, vatana ve millete de zerrece fayda gelmez. Sadece zarar gelir…

Çünkü bunların tamamı burjuva partisidir ve ABD işbirlikçisidir.

Gün gelecek, bunlar da efendileri, Emperyalist Haydut ABD gibi yok olup, defolup gideceklerdir. Halklarımız atacaktır bunları ülkemizden ve Ortadoğu’dan.

Bunların hayatları, daha önce de söylediğimiz gibi hep ikili oynamakla geçmiştir.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

16 Aralık 2017

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı