Bundan 30 yıl önce Sivas’ta Pir Sultan Abdal Etkinliklerinde Ortaçağcı gericiler tarafından, aralarında sanatçılarımızın, aydınlarımızın, çocuk yaşta insanlarımızın olduğu 33 insanımız katledildi. Mustafa Kemal ve Laik Cumhuriyet düşmanı bu güruh, aydınlarımızın, sanatçılarımızın kaldığı Madımak Oteli’ni ateşe vererek insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecek alçakça bir katliam yapmışlardır. Akıl ve bilim düşmanı Ortaçağ özlemcisi bu gerici tayfa, özellikle 12 Eylül Faşist Darbesinden sonra iyice palazlanmış, bugün AKP’giller’le birlikte iktidar olmuştur. Ülkemizin en ücra köşesine kadar yerleşmiş durumdadırlar. Tarikatlar, cemaatler, İmam Hatip Okulları eliyle ayrık otu gibi her yere kök salmış durumdalar.
Katliamı yaparken attıkları “Cumhuriyet Sivas’ta Kuruldu, Sivas’ta Yıkılacak” sloganıyla asıl niyetlerini de ortaya koyan bu güruha karşı, bu canavarlığa karşı ne yazık ki devletin kolluk güçleri seyirci kalarak adeta katliama davetiye çıkarmışlardır. Oysa yüreği insan sevgisiyle dolu aydınlarımızın, sanatçılarımızın yaptıkları tek şey; yüz yıllar öncesinden günümüze seslenen, dünya insanlığına mal olmuş, zulme başkaldırmış, haksızlığa isyan etmiş ve bu uğurda idam edilmiş; devrimcilere, yurtseverlere ilham kaynağı olmuş, “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan”, diyen Pir Sultan Abdal’ı anmaktı. Bu katliamın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen, katliamın failleri göstermelik cezalarla adeta ödüllendirilmiş bir kısmı da ceza almadan kurtulmuştur. İnsanlığa karşı işlenen bu suçun cezasız kalması, hatta bu katillerin avukatlığını yapanların AKP’den milletvekili yapılması ise insanlarımızı diri diri yakan bu alçakların AKP’giller’le bire bir aynı ruhiyata sahip olduklarının göstergesidir.
Ülkemiz 1950’lerden beri Ortaçağcı gericiliğin saldırısı altındadır. Özellikle son 21 yıllık AKP iktidarında bu saldırılar daha da azgınlaşmıştır. Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın sonucunda kurulan Cumhuriyetimizin tüm kurumları bu saldırıdan nasibini almıştır. Kuvayimilliye yadigârı ne kadar kurum, kuruluş varsa hepsinin içi boşatılmış, hepsi işlevsiz hale getirilmiştir. Üniversitelerimiz, eğitimimiz bu Ortaçağ artığı kafalarca yönetilmektedir. Madımak Katliamı’nı yapanlarla AKP’giller arasında zerre kadar bir fark yoktur. Aksine, aynı anlayışın ürünüdürler. Siyasi genetik şifreleri aynıdır. CIA-Pentagon, Muaviye-Yezid İslamı’yla halkımızı kandırarak mal küplemektedirler, şatafatlı bir yaşam sürmektedirler. Emekçi halkımıza ise dünyada cehennemi yaşatmaktadırlar.
Sivas Katliamı’nın bir sorumlusu da Ortaçağcı gericiliğin siyasi simgesi olan türban eylemlerine, “kılık-kıyafet özgürlüğü” adı altında destek veren sözde solculardır. Onların önder belledikleri Said-i Nursi gibi Ortaçağcı gerici için Anma Toplantıları düzenleyen, ilanlar veren Amerikancı Kürt Hareketi ve onlarla saf tutan Sevrci Soytarı Sahte Solculardır. Ve şimdi bunlar, iğrenç bir ikiyüzlülükle Sivas Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anıyorlar, utanmadan!
Bu devran böyle gelmedi, böyle gitmeyecek!
Elbette ki halkımız bu Ortaçağcı gericilikten de, ABD-AB Emperyalist Çakallarından da, yerli satılmışlar cephesinden de hesap sormak için Partimiz etrafında örgütlenecek ve bu insanlık dışı düzene son verecektir. O zaman insanlığın baş belası olan ve halklara dayatılan modern gericilik Emperyalizm ve antika gericilik Ortaçağcılık, Tarihin çöplüğünde yitip gideceklerdir.
İşte bunun için ABD-AB Emperyalizmi ve yerli satılmışlar cephesinin Ortaçağcı Muaviye-Yezid, CIA-Pentagon İslamcılarıyla, tarikatlarla, cemaatlerle, İmam Hatip Okullarıyla, Diyanet İşleri Başkanlığıyla el ele verip Mustafa Kemal ve Laik Cumhuriyet’e karşı yürüttükleri bu savaşa karşı bu ülkenin tüm yurtseverleri bir araya gelmeliyiz. Bu ve benzeri katliamların yaşanmaması için örgütlenmeliyiz. Halkın Kurtuluş Partisi bunun için de mücadele etmektedir.
Mustafa Kemal ve Laik Cumhuriyet düşmanı Ortaçağcı gericiler tarafından katledilen Sivas Şehitlerini saygıyla anıyoruz. Unutmadık, unutturmayacağız! Ant olsun ki hesap soracağız!
1 Temmuz 2023
HKP Genel Merkezi