Selam olsun 15-16 Haziran’ı yaratanlara, Selam olsun 15-16 Haziran’ı yaşatanlara !

15-16 Haziran Şanlı İşçi Direnişi’mizin 49’uncu yıldönümü kutlu olsun. İşçi Sınıfımızın Mücadele Tarihine altın harflerle yazılmış bu şanlı direnişi ne kadar anlatsak azdır. İşçi Sınıfımız, o zamanlarda sınıf körü kesimlerce sürdürülen “Türkiye’de İşçi Sınıfı var mıdır, yok mudur?” tartışmalarına bir hareketle son verdi ve varlığını en kör gözlere bile gösterdi. İşçi Sınıfımızın bu tarihsel direnişinin nasıl geliştiğine kısaca göz atmakta fayda var.

27 Mayıs 1960 Politik Devrimi’nin kazanımlarından olan örgütlenme özgürlüğünün ortadan kaldırılmak istenmesine karşı yüz binlerce işçinin şanlı direnişidir, 15-16 Haziran.

27 Mayıs Politik Devrimi sonrası çıkartılan ve İşçi Sınıfının örgütlenmesinin önünü açan 274 ve 275 Sayılı Sendika, Grev ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası gibi yasalar sayesinde İşçi Sınıfı Mücadelesi her geçen gün yükseliyordu. Bu yükseliş 13 Şubat 1967’de DİSK’in kurulmasıyla, kısa sürede sayısı yüz binlerle ifade edilen işçilerin örgütlü mücadeleye girişmesini getirdi.

DİSK, o dönem en büyük antiemperyalist ve demokratik sınıf örgütü haline geldi. DİSK’in bu yükselişi başta Amerikancı sarı TÜRK-İŞ’i ürküttü. Ve tabiî ki Parababalarını da. Bunun üzerine Parababalarının siyasi plandaki temsilcisi Adalet Partisi, DİSK’in örgütlenmesinin önüne geçmek için 274 ve 275 sayılı yasalarda değişikliğe gitti.

Bu duruma karşı işçiler, kazanılmış haklarını korumak için DİSK’in çağrısı ile 15 Haziran 1970 tarihinde fabrikalardan üç kol halinde İstanbul’da şehir merkezine yürüdüler. Bu yürüyüş 16 Haziran’da adından söz ettirecek kadar büyük bir eyleme dönüştü. Bu çağrıya TÜRK-İŞ içinden de sendikalar destek verdi. Bu eylemler karşısında çaresiz kalan Parababaları İktidarı 3 işçiyi katletti. 60 gün sıkıyönetim ilan etti. Aralarında Partimizin şimdiki Genel Başkanı Nurullah Ankut’un ve İPSD yöneticilerinin bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı, tutuklandı. Bu şanlı direnişin sayesinde Anayasa Mahkemesi hükümetin çıkarmak istediği, değişiklik getiren yasaları iptal etti. Bu şanlı direnişten sonra İşçi Sınıfı hızla örgütlenmeye başladı. Kısa sürede DİSK Türkiye’nin en büyük işçi örgütü oldu.

Günümüzde, bu şanlı direnişin 49. Yıldönümünde İşçi Sınıfımız daha ağır koşullarda çalışıyor. Sendikal örgütlenmeler, barajlar ve uzun yasal prosedürlerle engelleniyor. Ya da sendikalaşan işçiler işsizlik ve pahalılık cehennemine atılıyor. İş cinayetleri iç savaş durumundaki gibi onlarla, yüzlerle ifade ediliyor,  hesap sorulamıyor. En ufak bir protesto eylemleri, gözaltı ve polis zoru ile bastırılıyor, en ufak bir eleştiriden bile Tayyip’e hakaret davası açılıyor. AKP’giller zamanında binlerce insan cumhurbaşkanına hakaretten hüküm giydi, tutuklandı yüzlercesi hâlâ cezaevinde. İşsizlik ve pahalılık her geçen gün artmakta, enflasyon önüne geçilemez durumda.

Böylesine ağır, kahredici koşullardan geçiyoruz. Bu koşullar altında, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’mizin yıldönümünde, “başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere” diyen biz HKP’lilerin, bu zulüm düzenine karşı 15-16 Haziran ruhunu tüm çalışma alanlarına yayma gibi bir görevimiz var.

Bizler, yıllardır verdiğimiz mücadele ile sayısız İşgaller, Grevler, Direnişler, Örgütlenmeler ve Zaferler kazandırdık, mücadele Tarihimize.

Hangi birini sayalım?..

Aras Kargo İşgali’ni mi, Arçelik Direnişi’ni mi, Coca-Cola İşgal ve Direnişi’ni mi, İzmir İzelman Örgütlenmesini mi, Bursa Gintem Direnişi’ni mi, Ambar Örgütlenmelerini mi, Ankara Çankaya Belediyesi İşçilerinin Örgütlenmesini ve Direnişi’ni mi?.. Hangi birini sayalım?..

Partimiz iradi olarak on binlerce işçiyi örgütledi. Onlarca İşgal, Grev, Direniş gerçekleştirdi. İşçi Sınıfımızı, insanca yaşayabilecekleri ve çalışabilecekleri toplusözleşmelere kavuşturdu.

Direnmeyi, mücadele etmeyi öğretti.

İşçi Sınıfımızın yüzakı Nakliyat-İş Sendikası önderliğinde nerede haksızlığa uğramış bir işçi varsa işkoluna bakmaksızın derhal sahip çıktık. Mücadeleyi büyüttük ve zaferlerle sonuçlandırdık. Ve tabiî ki Partimiz bütün işçi direnişlerinde hep önder oldu, olmaya devam ediyor.

İşte bugün, Real İşçileri İstanbul’da, Makro-uyum işçileri Konya’da, Kayseri’de,  Malatya’da, Ankara’da, Uzel Traktörişçileri İstanbul’da, Muğla, Eskişehir, Şanlı Urfa Tüvtürk araç muayene istasyonu işçileri, aylardır (kimileri 1 yıldan fazladır), direniyorsa, her gün yeni bir eylem gerçekleştiriyorsa, işgaller gerçekleştiriyorsa  bu sayededir. Ve bugün Türkiye’nin dört bir yanında bu direnişleri yürüten Proletarya Sosyalistleri önderliğindeki, Türkiye Devrimi’nin Önderi Hikmet Kıvılcımlı’nın tek ve gerçek devamcılarıdır. Ve onların önderliğindeki Devrimci Nakliyat-İş Sendikasıdır. Şan olsun onlara!

Bugün gerçek Proletarya Sosyalistleri önderliğindeki bu biricik devrimci sendikal hareket Siyonist İsrail’in, Filistin Halkına gerçekleştirdiği katliama tepki gösteriyorsa, Yunanistan İşçi Sınıfıyla dayanışıyorsa, Hindistan İşçi Sınıfıyla dayanışıyorsa, Fransız, İtalyan, İngiliz İşçi Sınıfıyla dayanışıyorsa, tüm dünyayı kucaklayan uluslararası örgütlerde aktif biçimde mücadele ediyorsa; ABD Emperyalist çakalının Venezuela’daki karşıdevrim hareketine tepki gösteriyorsa, onurlu Küba Halkıyla dayanışma içindeyse, kısacası dünya çapındaki haksızlıklara karşı amansızca mücadele ediyorsa, 15-16 Haziran ruhuna sahip çıkışındandır.

Peki bu şanlı direnişin 49. Yıldönümünde şu anki DİSK yönetimi hangi noktadadır?

15-16 Haziran Direnişi ile İşçi Sınıfımızın canı-kanı pahasına sahip çıktığı DİSK’in yönetimi şu an kuruluş ilkelerinden, mücadele geleneklerinden, İşçi Sınıfından uzaklaşmıştır. İşçi Sınıfının ekonomik, demokratik, kitlesel mücadele örgütü işlevini giderek yitirmektedir.

DİSK yönetimi, sarı sendikacılığa karşı 22 aydan beri devam eden Real Market Direnişine, Parababalarının İşçi Düşmanlığına karşı 207 gündür devam eden Tüvtürk Şanlıurfa Polçak Direnişimize, 205 gündür devam eden Tüvtürk Eskişehir Reysaş Direnişimize, 305 gündür devam eden Tüvtürk Muğla Direnişimize, aylardır devam eden Uyum/Makro Market Direnişimize ve Uzel İşçilerinin direnişine, yani sendikamız öncülüğünde devam eden direnişlere karşı üç maymunu oynamaya devam etmektedir.

Bu şanlı direnişin 49. Yıldönümünde Partimiz, ülkemizin içinden geçtiği bu kara günlerde, başta emekçi halkımıza karşı yapılan haksızlıklar olmak üzere, 18 Ege Adamızın Yunanistan tarafından işgaline, Cumhuriyet’in kazanımlarının bir avuç yerli yabancı Parababasına peşkeş çekilmesine karşı hep en ön safta olmuştur. Ülkemizi Yeni Sevr bataklığına çekmenin projesi olan BOP’a karşı da hep en ön safta olmuştur. Bu ihanetlere karşı hem hukuki hem de fiili mücadeleyi tüm kararlılığıyla sürdürmektedir. Ve Partimiz, bu zulüm düzeninin yıkılıp yerine daha insancıl bir düzen olan Demokratik Halk İktidarının kurulması için 15-16 Haziran Şanlı Direnişi’mizin ruhuyla İkinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mıza önderlik etmektedir.

Ve 15-16 Haziran Şanlı Direnişi’miz şu iki gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir;

1- İşçi Sınıfının örgütlü olunca neleri yapabileceğini,

2- İşçi Sınıfının devrimin özgücü olduğunu, o özgüç olmadan devrimin başarıya ulaşamayacağını.

Bugün gerek 15-16 Haziran, gerekse de 1977 1 Mayısı’nın ruhu HKP’lilerin bilincinde. Her 1 Mayıs’ta Taksim Anavatanını savunmak tarihsel göreviyle hareket ediyoruz. Grevlerde, direnişlerde, işgallerde 15-16 Haziran’ı yaşatıyoruz.

Son sözü Devrimci şair Nazım Hikmet’e bırakalım:

Türkiye işçi sınıfına selam!

Meydanlarında hasretimizi haykıranlara,

toprağa, kitaba, işe hasretimizi,

hasretimizi, ay yıldızı esir bayrağımıza.

Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selam!

Paranın padişahlığını,

karanlığın, yobazın

ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selam!

Türkiye işçi sınıfına selam!

Selam yaratana!

 “Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan, ekmek, gül ve hürriyet günleri” için tüm halkımızı partimiz HKP saflarında örgütlü mücadeleye davet ediyoruz.

Yaşasın Şanlı 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’miz!

Selam Olsun İşçi Sınıfımızın Şehitlerine!

Şan Olsun 15-16 Haziran’ı Yaratanlara!

Şan Olsun Bugünlerde Yaşatanlara!

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

15 Haziran 2019
HKP Genel Merkezi