Şanlı 15-16 Haziran Direnişi’ni anarken zor günlerden geçiyoruz. İşçi Sınıfımız sarı gangster sendikacıların elinde, halklarımız Ortaçağcı partilerin ve Burjuva partilerinin kıskacında. AKP’giller tarafından hak arama yolları KHK’ler ile kapalı. Grevler OHAL gerekçesi ile yasaklı, işten atmalara karşı işçi haklarını elde etmenin yasal yolları engellerle dolduruldu.
İş cinayetleri iç savaş durumundaki gibi onlarla, yüzlerle ifade ediliyor, hesap sorulamıyor. En ufak bir protesto eylemi OHAL bahane edilerek gözaltı ve polis zoru ile bastırılıyor, en ufak bir eleştiriden bile Tayyip’e hakaret davası açılıyor. AKP’giller zamanında binlerce insan cumhurbaşkanına hakaretten hüküm giydi, tutuklandı yüzlercesi hâlâ cezaevinde. İşsizlik ve pahalılık her geçen gün artmakta, enflasyon önüne geçilemez durumda.
Böylesine ağır, kahredici koşullardan geçiyoruz. Bu koşullar altında, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’mizin yıldönümünde, “başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere” diyen biz HKP’lilerin, bu zulüm düzenine karşı 15-16 Haziran ruhunu tüm çalışma alanlarına yayma gibi bir görevimiz var.
Biz, yıllardır verdiğimiz mücadele ile sayısız İşgaller, Grevler, Direnişler, Örgütlenmeler ve Zaferler kazandırdık, mücadele Tarihimize.
Hangi birini sayalım?..
Aras Kargo İşgali’ni mi, Arçelik Direnişi’ni mi, Coca-Cola İşgal ve Direnişi’ni mi, İzmir İzelman Örgütlenmesini mi, Bursa Gintem Direnişi’ni mi, Ambar Örgütlenmelerini mi, Ankara Çankaya Belediyesi İşçilerinin Örgütlenmesini ve Direnişi’ni mi?.. Hangi birini sayalım?..
Partimiz iradi olarak on binlerce işçiyi örgütledi. Onlarca İşgal, Grev, Direniş gerçekleştirdi. İşçi Sınıfımızı, insanca yaşabilecekleri ve çalışabilecekleri toplusözleşmelere kavuşturdu.
Direnmeyi, mücadele etmeyi öğretti.
İşçi Sınıfımızın yüzakı Nakliyat-İş Sendikası önderliğinde nerede haksızlığa uğramış bir işçi var ise işkoluna bakmaksızın derhal sahip çıktık. Mücadeleyi büyüttük ve zaferlerle sonuçlandırdık. Ve tabiî ki Partimiz bütün işçi direnişlerinde hep önder oldu, olmaya devam ediyor.
İşte bugün, Real Market İşçileri aylardır direniyorsa, her gün yeni bir eylem gerçekleştiriyorsa, işgaller gerçekleştiriyorsa Alman Parababasının da ortağı olduğu Metro, Media Markt ve Real’de, bu sayededir.
Siyonist İsrail’in, Filistin Halkına gerçekleştirdiği katliama tepki gösteriyorsa, Yunanistan İşçi Sınıfıyla dayanışıyorsa, Fransa, hatta Kolombiya İşçi Sınıfıyla dayanışıyorsa, tepki gösteriyorsa dünya çapındaki haksızlıklara, bu sayededir.
Aynı zamanda Partimiz, ülkemizin içinden geçtiği bu kara günlerde, başta emekçi halkımıza karşı yapılan haksızlıklar olmak üzere, 18 Ege Adamızın Yunanistan tarafından işgaline, Cumhuriyet’in kazanımlarının bir avuç yerli yabancı Parababasına peşkeş çekilmesine karşı hep en ön safta olmuştur. Ve Partimiz, bu zulüm düzeninin yıkılıp yerine daha insancıl bir düzen olan Halk İktidarının kurulması için 15-16 Haziran Şanlı Direnişi’mizin ruhuyla savaşıyor.
Nedir 15-16 Haziran’da olan?
27 Mayıs 1960 Politik Devrimi’nin kazanımlarından olan örgütlenme özgürlüğünün ortadan kaldırılmak istenmesine karşı yüz binlerce işçinin şanlı direnişidir.
27 Mayıs Politik Devrimi sonrası çıkartılan ve İşçi Sınıfının örgütlenmesinin önünü açan 274 ve 275 Sayılı Sendika, Grev ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası gibi yasalar sayesinde İşçi Sınıfı Mücadelesi her geçen gün yükseliyordu. Bu yükseliş 13 Şubat 1967’de DİSK’in kurulmasıyla kısa sürede sayısı yüz binlerle ifade edilen işçilerin örgütlü mücadeleye girişmesini getirdi.
DİSK, o dönem en büyük antiemperyalist ve demokratik sınıf örgütü haline geldi. DİSK’in bu yükselişi başta Amerikancı sarı TÜRK-İŞ’i ürküttü. Ve tabiî ki Parababalarını da. Bunun üzerine Parabalarının siyasi plandaki temsilcisi Adalet Partisi, DİSK’in örgütlenmesinin önüne geçmek için 274 ve 275 sayılı yasalarda değişikliğe gitti.
Bu duruma karşı işçiler, kazanılmış haklarını korumak için DİSK’in çağrısı ile 15 Haziran 1970 tarihinde fabrikalardan üç kol halinde İstanbul’da şehir merkezine yürüdüler. Bu yürüyüş 16 Haziran’da adından söz ettirecek kadar büyük bir eyleme dönüştü. Bu çağrıya TÜRK-İŞ içinden de sendikalar destek verdi. Bu eylemler karşısında çaresiz kalan Parababaları İktidarı 3 işçiyi katletti. 60 gün sıkıyönetim ilan etti. Aralarında Partimizin şimdiki Genel Başkanı Nurullah Ankut’un ve İPSD yöneticilerinin bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı, tutuklandı.
Diğer taraftan devrimci gruplar arasında İşçi Sınıfı var mıdır, yok mudur tartışmaları sürerken, işçiler bu tartışmalara 15-16 Haziran 1970’te son noktayı koymuş oldular. Aynı zamanda da Türkiye Devrimi’nin Önderi Hikmet Kıvılcımlı Usta’nın devrim stratejisindeki “başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere” tespiti, 15-16 Haziran 1970’teki İşçi Sınıfımızın büyük eylemi ve direnişi ile olayca da doğrulanmış oldu.
15-16 Haziran Şanlı Direnişi’miz bize iki şeyi öğretti;
1- İşçi Sınıfının örgütlü olunca neleri yapabileceğini,
2- İşçi Sınıfının devrimin özgücü olduğunu, o özgüç olmadan devrimin başarıya ulaşamayacağını.
Bugün gerek 15-16 Haziran, gerekse de 1977 1 Mayısı’nın ruhu HKP’lilerin bilincinde. Her 1 Mayıs’ta Taksim Anavatanını savunmak tarihsel göreviyle hareket ediyoruz. Grevlerde, direnişlerde, işgallerde 15-16 Haziran’ı yaşatıyoruz.
Devrimci şair Nazım Hikmet’in dediği gibi “Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan, ekmek, gül ve hürriyet günleri” için tüm halkımızı partimiz HKP saflarında örgütlü mücadeleye davet ediyoruz.
Yaşasın Şanlı 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’miz!
Selam Olsun İşçi Sınıfımızın Şehitlerine!
Şan Olsun 15-16 Haziran’ı Yaratanlara!
Şan Olsun Bugünlerde Yaşatanlara!
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
15 Haziran 2018
HKP
Merkezi İşçi Komitesi