Artık “diploma” denilince akla Cumhurbaşkanlığı makamında oturan AKP’giller’in Reisi Recep Tayyip Erdoğan’ın olmayan üniversite diploması ve tüm delillere rağmen kimsenin cesaret edemediği bir dönemde var gücüyle, kararlıca, bıkmadan, yılmadan bunu ortaya çıkarmaya çalışan Halkın Kurtuluş Partisi geliyor.
Halkın Kurtuluş Partisi tüm olanaklarını kullanarak bu konunun üzerine gidiyor. Suç duyurularında bulunuyor, diplomanın bulunabileceği kurumlara Bilgi Edinme Kanunun çerçevesinde yazılar yazarak diploma bilgisinin kamuoyu ile paylaşılmasını istiyor. Ancak bugüne kadar diplomayı kamuoyu ile paylaşan bir kurum olmadı. En son Mayıs 2021’de İstanbul Büyükşehir Belediyesine başvuru yaparak kurum bünyesinde bulunması gereken diplomayı soran Halkın Kurtuluş Partisi’ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi, “özel hayatın gizliliği kapsamında” olduğu ve Bilgi Edinme hakkı kapsamı dışında olduğundan bahisle başvuru ile ilgili işlem yapılmadığı cevabını vermiştir.
Bunun üzerine karara itiraz edilmiş, itiraz reddedilince de Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna başvuru yapılmıştı. BEDK de aynı gerekçe ile başvuruyu reddedince bu defa HKP tarafından 10 Ekim 2021 tarihinde kararın yürütmesinin durdurulması ve iptal talepli idari dava açıldı.
Ancak Ankara 9. İdare Mahkemesi jet hızıyla, dava açıldıktan 10 gün sonra 20.10.2021 tarihinde HKP’nin davayı açma ehliyeti olmadığı gerekçesi ile söz konusu davayı reddetti.
Kararda şu ifadelere yer verildi:
“İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceği kabul edilmektedir.
“Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisinin varlığı davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin, hukuken korunması gereken bir menfaat bağının bulunması dava açma ehliyeti için gerekli sayılmaktadır.
“Bu bağlamda, dava konusu işlemle davacı siyasi parti arasında güncel, kişisel ve meşru bir menfaat ilişkisinin olmadığının anlaşıldığı, dava konusu olayda olduğu gibi menfaat ihlalinin bu kadar geniş yorumlanmasına hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla davacının söz konusu işlemin iptalini istemede güncel, kişisel ve meşru bir menfaatinin bulunduğunun kabulünün mümkün olmadığı anlaşıldığından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davanın 2577 sayılı Kanun’un 15/1-b maddesi uyarınca ehliyet yönünden reddine…”
Günümüzde kimi davaların yıllarca sürmesine rağmen bu davada 10 gün içinde karar verilmesi, Yargının AKP’giller’in hukuk bürolarına dönüştüğünü bir kez daha göstermiştir. Hele bir de kararın gerekçesine bakınca nasıl bir korku imparatorluğu yarattıkları da bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Eğer Türkiye’de, 81 ilde, 3 kez seçimlere katılmış ve son seçimde yaklaşık 85 bin oy almış bir siyasi Partinin Cumhurbaşkanlığı makamında oturan bir kişinin diploması hakkında bilgi edinme hakkı, “güncel, meşru, ciddi ve makul, maddi ve manevi, hukuken korunması gereken bir menfaat bağı”, kısacası bu davayı açma “ehliyeti” yoksa kimin vardır?
Mahkemenin bu gerekçesi tamamen hukuksuz ve sübjektiftir! Üzerindeki siyasi baskının ürünüdür! “Lehe karar verirsem sürülür müyüm? Mesleğimden olur muyum?” korkusunun sonucudur!
Ancak HKP bugüne kadar yaptığı gibi bu konunun üzerine gitmeye devam edecektir. Bu karara karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesine giderek İstinaf başvurusunda bulunacaktır. Bütün hukuki yolları sonuna kadar zorlayacaktır.
Davamız Halkın Kurtuluş Davasıdır!
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
6 Kasım 2021
HKP Genel Merkezi