Peki, anlaşıldı…ROK, psikopat, hain, satılmış, bu vatanın ve milletin düşmanı.

Peki, anlaşıldı…ROK, psikopat, hain, satılmış, bu vatanın ve milletin düşmanı.

İyi de; onu bugüne dek televizyondan televizyona gezdirenler, oralarda sürekli, Nihat Genç’in deyişiyle “Haydaaa diye öküz gibi böğürtenler” ve yandaşlarına lüplettikleri Makina Kimya’nın kuşbakışı Boğaz gören arazisi üzerine yaptırdıkları “Sultan Makamı” adlı villalardan birini 21 milyon liraya devredenler ve de bu alım satım için Bank Asya’dan 15 milyon TL kredi verenler ve de düne kadar onu Beyaz TV gibi Gökçek Ailesi televizyonunda sağa sola saldırtanlar nedir, kimdir?

Bunların hiç mi suçu yoktur?

Bank Asya’nın önünden geçenleri bile Tayyip, FETÖ’cülükten içeri attırdı, bildiğimiz gibi.

Peki, bu ROK’a, hiçbir teminat istenmeden 15 milyon TL krediyi nasıl aldığı hiç mi sorulmayacak?

(İstanbul Çengelköy’de kuşbakışı Boğaz gören Makina Kimya Endüstrisi’nin geniş bir arazisi vardı. Burayı Tayyipgiller, yandaş Parababası müteahit, eskiden DYP Milletvekilliği yapmış Hasan Peker’e peşkeş çekmiştir. Tabiî bu türden her işlerinde olduğu gibi komisyon karşılığında. Zaten ne demişti Tayyip? “Kupon arsalar benden habersz satılmasın.”)

Bu haini, bu saldırgan ahlâksızı yetiştirenlerin ve bugüne dek kollayıp koruyarak kullananların hiç mi suçu yok?

Var, arkadaşlar, var…

Bunların tamamı, hep söylediğimiz gibi, aynı toptan kesmedir. Bunlar vatan millet, halk, Birinci Kuvayimilliye ve Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın ve onun Önderlerinin; Mustafa Kemal’in, İnönü’lerin ve LAik Cumhuriyet’in en ağulu düşmanlarıdır.

İşte bu sebeptendir dayanışmaları, birbirlerini koruyup kollamaları. Aşırdıkları trilyonlarca dolarlık kamu malını aralarında bir hiyerarşiye uygun biçimde (tabiî aslan payı Tayyip ve ailesinin olmak üzere) paylaşmaları, hırsızlamaları…

 

Peki, ROK saldırgan ve küfürbaz da, en tepede oturan Kaçak Saraylı Hafız farklı mı?

Hatırlanacaktır; o da birkaç yıl önce Yeni CHP’nin tepesine CIA’ca oturtulan Sorosçu Kemal’e açıktan “Bahtsız Bedevi” diye küfretmişti.

Sorosçu, tabiî İbişgillerden olduğu için bunun hesabını soramadı. Yeni CHP’nin tepesini dolduran benzerleri de soramadı. Yediler bu belden aşağı hakareti.

Yine aynı zat, yani Kaçak Saray’da mukim şahıs, Laik Cumhuriyet’in kurucusu ve Kurtuluş Savaşı’nın en önde gelen iki komutanı Mustafa Kemal ve İnönü’ye “İki Ayyaş” diyerek saldırmıştı, hakaret etmişti.

Yine aynı şahıs, bu kahramanlara “Ölmüş İnek” diye saldırmıştı.

Bu şahsın ROK’tan ne farkı var küfürbazlıkta ve saldırganlıkta?..

Hep söylüyoruz ya; Türkiye’de hukukun ve bağımsız yargının zerresi olsa, bırakalım hukuk devletini de kanun devletinin olsun zerresi olsa, bu AKP’giller’in tamamının, tüm takım taklavatlarıyla iktidarın tepesinde  değil, aşırılmış kamu mallarıyla kurulmuş televizyonlarda, gazetelerde değil, Belediye Başkanlıklarında ve Meclislerinde değil; işledikleri binbir suçtan dolayı Silivri, Hasdal, Sincan gibi zindanlarda olmaları gerekirdi. Neylersiniz…

ABD Emperyalist Haydut Çakalı önce “Yeşil Kuşak Projesi” adlı namussuzca projesiyle yetiştirdi bunları ve de milletin başına bela etti. Laik Cumhuriyet’imizi yıktırdı bunlara. Şimdi de BOP’una hizmet ettiriyor…

Kur’an ve Hz. Muhammed İslamı’yla hiç ilgisi ve benzerliği olmayan yeni bir din kurdurdu bunlara: “Hırsızlar Dini”… “Allahla Aldatıcılar Dini”…

ROK’un ortaya çıkış ve ihanetlerini sergileme süreçlerine ilişkin Odatv’de bir yazı yayımlandı. Onu okuyalım şimdi de:

***

Gökçekler’in sahibi olduğu Beyaz TV’de yayınlanan “Beyaz Futbol” programında, ırkçı ve belden aşağı şekilde “Kusturmalı Boşnak Saksosu” ifadesini kullanmasının ardından, Rasim Ozan Kütahyalı kovulmuştu.

Başta yandaşlar olmak üzere pek çok kişi “görünen köy” ROK’un sözlerine çok şaşırdı.

Oysa perşembenin gelişi yıllar önceden belliydi.

Geçmişe gidip, biraz inceleyelim…

BİR ALTAN-YAYLA-ÇETİN PROJESİ

ROK, bir zamanlar, FETÖ’nün yayın organı olan Taraf gazetesinin yazarıydı. ROK ve ekibi Türkiye’de yaşanan ve Cumhuriyetin kazanımlarının “kökünü kazıma” operasyonlarında hep en öndeydi. Türkiye’de AKP eliyle yaşanan dönüşümlerde “tetikçilik” rolü yapmaktan hiç çekinmemişlerdi.

ROK, Eski Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanan yazarı Ahmet Altan başta olmak üzere, Plato Film Yayıncılık sahibi Sinan Çetin ve uzun süre Cemaat’in gazetesi Zaman’da köşe yazarlığı yapan Atilla Yayla gibi isimlerin yarattığı bir projeydi. Plato yayıncılık, Atilla Yayla’nın önerisi ile liberalizmi Türkiye’de yaymak için kurulmuştu.

ROK, önce Atilla Yayla’nın yazılarının yer aldığı siteye yorum yazdı. Yazdığı yorumlar Yayla’nın dikkatini çekti, tanıştılar. Atilla Yayla yazılarına yer verdi. Ve bir gün Sinan Çetin’in yanına gittiler. Sinan Çetin, Yayla’nın tanıştırdığı yazarı kadrosuna aldı ve ona reklam metinleri yazdırmaya başladı. Derken, genç yazar Taraf gazetesinin yorum köşesine yazılar gönderdi. Bu yorumlar gazetede “dikkat çekmiş olacak” ki, yazar oluverdi.

FETÖ KUMPASLARINDAN FETÖ YALISINA

ROK’un tüm yazı hayatı boyunca, “Ergenekoncu” ilan etmediği kişi kalmadı.

Bununla yetinmeyip, Deniz Gezmiş’e “ırkçı”, Küba devriminin efsanevi lideri Fidel Castro ve eski Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’e “diktatör”, tam bağımsızlık düşüncesine ise “barbarlık” demişti. ROK, Gezi direnişi için, “Gezi’de kullanılmış prezervatif bulundu, eşcinsel ilişkiye girmişler” diyecek kadar da pişkindi.

Bu sayede kimi zaman yemek kimi zaman siyaset kimi zaman magazin programlarında boy gösterdi.

Bilmiyor konuşuyor, konuşmuyor böğürüyor, bu sayede forum yazarlığından Bank Asya kredisiyle alınan yalıya koşuyordu.

ROK’UN SALDIRGANLIĞI YENİ DEĞİL

Yani, etrafa “hönkürerek” ve “bağırarak” cevaplar üreten ROK’un, son programında söylediği, “Kusturmalı Boşnak Saksosu” ifadesinin, geçmişte söylediği sözlerden ve saldırganlıktan hiçbir farkı yok.

Çok değil daha bir ay önce “Fakat Gülen’in 1970’lerin sonundan itibaren devletin ve yargının içine ektiği fidanlar ağaç olmasa bu devrim yapılamazdı ve askeri vesayet rejimini hiçbir güç yıkamazdı…” yazacak kadar FETÖ’ye bağlılık yemini etmiş bir isimden söz ediyoruz.

Kısacası, ROK ve FETÖ’cü liberallerin bu üslubu yeni bir durum olmamakla birlikte, değişen şey ROK ya da diğer liberaller olmadı, değişen, Türkiye oldu. Mesele tek başına ROK olmamakla birlikte, asıl üzerinde durulması ve mücadele edilmesi gereken, FETÖ’cü liberal cemaatin kendisidir.

Not: “Nereden çıktı bu Rasim Ozangiller…” diyen Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök başta Emin Çölaşan olmak üzere sert muhalefet eden bazı yazarları ROK’a rol model olmakla suçlamıştı.

Odatv.com (http://odatv.com/sahi-rok-kimin-projesiydi-2311171200.html)

***

Odatv, ROK’un yetiştiricisi olarak Atilla Yayla’yı, Sinan Çetin’i, “Altan Brothers”ı FETÖ’yü, Taraf’ı koyuyor da, Tayyipgiller’den, AKP’giller’den ve hepsinin de devşiricisi, eğiticisi, örgütleyicisi, koruyup kollayıcısı olan ABD Emperyalist Çakalından hiç söz etmiyor.

Eee, onların da gazeteciliği bu kadar işte…

ROK ve arkasındaki ekip, yani AKP’giller’iyle, Meclisteki Amerikancı Dörtlü Çete’siyle, TÜSİAD’cılarıyla, MÜSİAD’cılarıyla, “Milletin a… koyacağız” diyen yandaş Parababası müteahhitleriyle ve de yandaş havuz medyasıyla birlikte, tümü de ABD yapımıdır, ABD kuklasıdır… Hepsinin oynatıcısı CIA’dır, Pentagon’dur, Washington’dur. Ve hepsine de verilen görev, amaç bakımından aynıdır. Sadece oynadıkları roller farklıdır.

Bunlar, Laik Cumhuriyet’i yıkmak, vatanı parçalamak ve ülkemizi BOP cehennemine sürüklemekle görevlidirler ve bu hainane görevi yapmaktadırlar.

Tarihte aynı lanetli sayfalarda yazılacak bunların adları.

Tabiî ondan öncesinde de hesaba çekilecekler. Hukuk ve bağımsız mahkemeler önünde ihanetlerinin, hırsızlıklarının, saldırganlıklarının, küfürbazlıklarının bir bir hesabını verecekler…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

24 Kasım 2017
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı