Partimiz; İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme işleminin yürütmesinin durdurulması talebine ret oyu veren, tarafsızlığı şüpheli, objektif karar vermesi hayatın olağan akışına aykırı olan Hâkim Lütfiye Akbulut için reddi hâkim talebinde bulundu.
Partimiz; aynı zamanda MYK Üyemiz olan Av. Doğan Erkan Yoldaş aracılığıyla, İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararına karşı yürütmenin durdurulması ve iptal edilmesi istemiyle Danıştay 10’uncu Dairesinde dava açmıştı. Geçtiğimiz günlerde açılan bu davaya Cumhurbaşkanlığı savunma yapmış, “Cumhurbaşkanının işlemlerine karşı yargı yolunun kapalı olduğunu, Uluslararası Anlaşmaların feshedilmesi için Meclisin işlemine ihtiyaç duyulmadığını” ileri sürmüştü.
Reddi Hakim başvurusunda; Lütfiye Akbulut’un, AKP yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi döneminde Hukuk Müşavirliği yaparken Cumhurbaşkanlığı kararıyla Danıştay’a atandığı hatırlatıldı ve:
“Dolayısıyla davalı idare olan Cumhurbaşkanlığı tarafından atanan, Lütfiye Akbulut’un iktidar partisi ve partili Cumhurbaşkanıyla olan ilişkisi göz önüne alındığında tarafsızlığı konusunda şüphe edilmesini gerektiren önemli sebeplerin var olduğu açıkça görülmektedir”, ifadelerine yer verildi.
Dilekçenin devamında şu ifadelere yer verildi:
“Zira Cumhurbaşkanlığının kararıyla şu anda bulunduğu Danıştay üyeliği görevine gelen Hâkimin, yine bir Cumhurbaşkanlığı kararının iptali hakkında açılmış olan bir davada objektif bir karar vermesi, AKP iktidarının ve dolayısıyla Cumhurbaşkanlığının izlediği siyasette, hayatın olağan akışına aykırıdır. Kaldı ki, reddi hâkim talebinde bulunduğumuz Lütfiye Akbulut, Danıştay üyeliğinden önce, o dönem AKP tarafından yönetilen İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Hukuk Müşavirliğini yapmıştır. Hâkimin iktidar partisiyle ve dolayısıyla davalı Cumhurbaşkanlığıyla olan bu ilişkisi dahi, davaya konu İstanbul Sözleşmesi’nin önemi göz önüne alındığında davamıza ilişkin objektif bir karar verilmesi konusunda taraflarda şüphe uyanması için yeterlidir.
Ve başvurumuz “Dosyamızda görevli üye hâkim Lütfiye Akbulut’un reddini talep ettiğimizi bildirir, dava ve YÜRÜTMENİN DURDURULMASI talebimizin değerlendirilmesi süreçlerinde kendisinin yokluğunda karar verilmesini; ekseriyet oluşturulabilmesi için yeni ve tarafsız bir hâkimin görevlendirilmesini, neticede YD talebimizin ve davamızın kabulüne karar verilmesini talep ederiz” denilerek sonlandırıldı.
Böyle bir Hakimin Danıştayda bulunuyor olması bile Yargının AKP’giller’in ve Reisinin hukuk bürosuna dönüştürüldüğünün kanıtıdır. Nasıl objektif bir karar verebilir, vicdanının sesini dinleyebilir, AKP’giller’in ve Reisinin hep bir yerlere taşıdığı bir hakim? Onların aleyhine bir hüküm kurabilir, inşa edebilir mi böyle hakimler, böyle savcılar?
Ama hakimlerin, savcıların gerçek hukuku işletecekleri, vicdanlarının sesini dinleyecekleri o günler de gelecek. İşte o günlerde gülen halkımız olacak, emekçilerimiz olacak, kadınlarımız olacak.
3 Temmuz 2021
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi