Mustafa Kemal, 9 Ekim 1925’te Cumhuriyet Savcılarına şu şekilde seslenmişti:
“Her uygar ve çağdaş devlette olduğu gibi, Türk Cumhuriyeti Adliyesinde de, Cumhuriyet Savcılarını yüksek ve son derece önemli bir görev ve makamın temsilcileri olmak üzere tanırım. Devrim Savcılarının, kendilerine verilen bu büyük görevin önemine uygun olarak gayretli ve çalışkan olmaları konusunu, adliyemizin başarı ve üstünlüğünün en önemli etkenlerinden sayarım. Laik Türk Devrimi, çağımızın uluslara yaşama ve yükselme yeteneğini veren en son ve en uygar ilkelerinin bir ifadesi ve Türk Ulusunun büyük fedakârlıklarıyla sürdürülen ve kazanılan büyük mücadelesinin eseridir. Devrimlerin gerçekleşmesi, kararları ve kanunlarıyla, ulusal irade ve ulusal egemenliğin bir görünümü; bütünü itibariyle de Türk Ulusunun bütün haklarıdır. Devrimlerin her biri, ulusun emeği ve hakkı ile gerçekleşmiştir. Cumhuriyet Savcılarımızın, devrimin gerekleri etrafında, en kıskanç ve uzakları gören hassas nöbetçiler olmalarını, asıl görevlerinden sayarım.”
Emperyalist yedi düveli ve yerli işbirlikçilerini yenerek kurduğumuz Cumhuriyet’imizin 96’ncı yıldönümünü kutladığımız şu günlerde ne yazık ki “Cumhuriyet Savcıları” ve yargı mensupları bu bilinçle davranmıyor ve Cumhuriyet ve Mustafa Kemal düşmanlıklarını defalarca gösteren siyasi iktidarı aklıyor.
Ülkemiz üniversite diplomasının sahteliği defalarca kanıtlanmış birisi tarafından yönetiliyor. Bu sahtelik her seferinde yeni belgelerle kanıtlanmasına rağmen ne yazık ki yaptığımız suç duyurularına karşılık kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veriliyor, YSK başvrularımız olumsuz sonuçlanıyor.
En son Türkiye Noterler Birliği tarafından dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın üniversite diplomasının fotokosipini, tasdik eden noter yetkili katibi Emine Seven hakkında soruşturma açmayan İstanbul 15. Noteri Nejla Akgün’e uyarma cezası verildiği haberine dayanarak yaptığımız suç duyurusuna karşılık, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.
Karara gerekçe olarak da bu konuda daha önce yapılan suç duyurularının takipsizlikle sonuçlandığı ve itirazların reddedildiği, yeni bir delil olmadığı gösterildi.
Bu karara Halkın Kurtuluş Partisi olarak Mustafa Kemal’in Cumhuriyet Savcılarına yönelik yukarıdaki konuşmasını hatırlatarak itiraz ettik. İtirazda, Noterler Birliği’nin kararının önemli bir delil olduğunu ve bu yeni delile dayanılarak şüpheliler hakkında iddianame hazırlanarak cezalandırılmalarını talep ettik.
Bu itirazımıza karşı Cumhuriyetin gerçek hukukçuları cesaret edip kabul kararı verebilir mi bilinmez ama biz bu ülkenin en halksever, en yurtsever, en cesaretli Partisi olarak bütün haksızlıkların, hukuksuzlukların, vatan hainliklerinin, insan, hayvan, doğa düşmanlıklarının peşindeyiz. Diplomanın sahteliğini kanıtlamak için de mücadele etmeye devam edeceğiz!
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
30.10.2019
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi