Partimiz TÜGVA’ya çekilen peşkeşlerin peşini bırakmıyor

Sahnede gene TÜGVA…

Yani gene BİLAL oğlan…

Gene kamu malını lüpleme…

05 Eylül 2018 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan habere göre:

RTE’nin Bilal oğlanının yöneticilerinden olduğu TÜGVA’ya, Gaziantep’te “saray gibi” bir yurt peşkeş çekiliyor. Bilal oğlana yapılan kıyaklar bir türlü bitmiyor.

Yurt daha önce, yani iki Ortaçağcı gücün, yüzlerce vatan evladının canına malolan 15 Temmuz kapışmasından önce, Fetocuların İpek Eğitim ve Kültür Vakfına bağlı Gaziantep Zirve Üniversitesi’nin yurduymuş. Adı da “Feride-Halil Cevizli Erkek Öğrenci Yurdu” imiş. 667 Sayılı KHK ile el konulan yurt şimdi “TÜGVA Gaziantep-Şehristani Yükseköğrenim Erkek Öğrenci Yurdu” olmuş ve kayıtlar başlamış. Ama önce ön kayıt ve ardından mülakat… Yani “bizden misin?”, “paran da var mı?”

Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Kredi ve Yurtlar Kurumu ne güne duruyor? Bu tür yurtların öncelikle bu kuruma bağlanması gerekmiyor mu? Oldu olacak Kredi ve Yurtlar Kurumunu da Bilal oğlana yani TÜGVA’ya bağlasınlar bari…

Partimiz bu ayyuka çıkan yolsuzluk, hukuksuzluk, sorumsuzluk, kamu malı vurgunculuğu, soygunculuk, hırsızlık karşısında elbette sessiz kalamazdı.

Tespit edebildiği: İsmail Emanet (TÜGVA Genel Başkanı), Başta Bilal Erdoğan gelmek üzere TÜGVA’nın tüm Yönetim Kurulu ve Yüksek İstişare Kurulu Üyeleri, TÜGVA Gaziantep İl Temsilciliği yetkilisi Vehbi Dinçerler ve Gaziantep Zirve Üniversitesi’ni bünyesinde barındıran İpek Eğitim ve Kültür Vakfı’na atanan diğer yedi kuyyum, Ali Yerlikaya (Gaziantep Valisi), Suçun işlenmesine katkıda bulunan diğer yetkililerden oluşan sanıklar hakkında suç duyurusunda bulundu.

Suç: Görevi kötüye kullanma (TCK.257/1,2), görevinden   kaynaklı kişi ve kurum kayırma (ayırımcılık- TCK.122/1-a), bilerek ve isteyerek kamu zararına sebep olmak (İrtikap- TCK. 250/1), Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak nitelikli dolandırıcılığa neden olmak (TCK. 158/1-d-e), Nüfuz Ticareti (TCK. Md 255)

Ve savcılık uyarıldı:

Suç belli! Suçlu belli!

Soruşturma makamlarının, sadece Gaziantep’te değil ülkenin birçok yerinde benzer suçları işledikleri ve işlemeye devam ettiklerinden şüphelilerin fiillerinin ZİNCİRLEME SUÇ kapsamında değerlendirmesini;

artık ayyuka çıkan atılı suçlarla ilgili suçlular karşısında sessiz kalınmamasını talep ediyor;

ve Hz. Muhammed’in “zalim karşısında susan dilsiz şeytandır” sözünü hatırlatıyoruz. 6 Eylül 2018

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi

Suç duyurusu dilekçesini aynen yayımlıyoruz:

GAZİANTEPCUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

Gönderilmek Üzere

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

Şikayetçi…………………..: Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı

Karanfil Sk. No:24/15 Kızılay/ANKARA

V e k i l l e r i……………: Av. Metin BAYYAR, Av. Ayhan ERKAN, Av. Ali Serdar ÇINGI, Av. Tacettin ÇOLAK, Av. Sait KIRAN, Av. Ayça OKUR, Av. Halil AĞIRGÖL, Av. Pınar AKBİNA, Av. Doğan ERKAN

Atatürk Bulvarı Emlak Bankası Blokları B Blok K: 3 D:11

Aksaray-Fatih/İstanbul

S a n ı k l a r………….:

1- İsmail Emanet (Tügva Genel Başkanı)

2- Başta Bilal Erdoğan gelmek üzere Tügva’nın tüm Yönetim Kurulu ve Yüksek İstişare Kurulu Üyeleri.

3- Tügva Gaziantep İl Temsilciliği yetkilisi.

4- Vehbi Dinçerler ve Gaziantep Zirve Üniversitesini bünyesinde barındıran İpek Eğitim ve Kültür Vakfına atanan diğer yedi kayyum

5- Ali Yerlikaya (Gaziantep Valisi)

6- Suçun işlenmesine katkıda bulunan diğer yetkililer

S u ç……………….…….: Görevi kötüye kullanma (TCK.257/1,2), bilerek ve isteyerek kamu zararına sebep olmak (İrtikap- TCK. 250/1), Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak nitelikli dolandırıcılığa neden olmak (TCK. 158/1-d-e),Nüfuz Ticareti (TCK. Md 255)

Suç Tarihi…………..:05 Eylül 2018 (Cumhuriyet Gazetesinin suçla ilgili haber tarihi)

A ç ı k l a m a l a r…:

I- O L A Y        :

Fetocu cemaatin İpek Eğitim ve Kültür Vakfına bağlı olan Gaziantep Zirve Üniversitesi yurdu önce kayyuma, oradan da Tügva’ya peşkeş çekiliyor.

05 Eylül 2018 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde çıkan habere göre:

TÜGVA’ya ‘saray gibi’ yurt bedelsiz mi verildi?

“Gaziantep’te KHK ile kapatılan cemaatin öğrenci yurdu TÜGVA’ya devredildi. Öğrenciler yurda mülakatla alınacak.

“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlunun yönetiminde bulunduğu TÜGVA’ya (Türkiye Gençlik Vakfı) yapılan kıyaklar bitmiyor. Cemaatin kanlı darbe girişiminin ardından Gaziantep’te KHK ile kapatılan yurt TÜGVA ’ya devredildi. 15 Temmuz öncesi adı Özel Feride-Halil Cevizli Erkek Öğrenci Yurdu olan yurt, şimdilerde TÜGVA Gaziantep-Şehristani Yükseköğrenim Erkek Öğrenci Yurdu olarak üniversiteli konuklarını bekliyor.

TÜGVA Gaziantep internet sitesinde saray yavrusu gibi bir yurdu tanıtmaya başladı. 667 sayılı KHK ile kapatılan cemaat yurdu Şahinbey’de bulunuyor. Eski adının yer aldığı tabelalar sökülürken TÜGVA Gaziantep Yurdu sitede şöyle tanıtılıyor:

“Yurdumuz Gaziantep’te merkezi konumuyla; üniversite eğitimi süresince pratik yaşama rahatlığı sağlayan imkanları, akademik ve sosyal hayatınızı destekleyen faaliyetleriyle sizlere huzurlu, güvenli ve hijyenik bir ortam sunuyor. 202 kişilik kapasitesi ile Gaziantep Üniversitesi’ne ulaşım kolaylığı bulunan yurdumuz öğrenci kabulüne devam etmektedir. Yurdumuza kayıt yaptırmak isteyen öğrenciler www.tugva.org adresinde yer alan başvuru formunu doldurarak ön kayıt işlemlerini gerçekleştirebilirler. Ön kayıt işlemi sonrası öğrenciler mülakat için çağrılacak, yapılacak olan mülakatların ardından eğitim ve öğretim dönemi öncesi kesin kayıtlar açıklanmış olacaktır.” (www.cumhuriyet.com.tr/kaydet/oku/1071523)

Kamu mallarının Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜRGEV’e peşkeş haberleri daha önce de basında defalarca yer almıştı. Başta İstanbul olmak üzere, Konya, Antalya, Tekirdağ, Tokat, Şanlıurfa, Bursa, Kütahya, Adıyaman, Çanakkale, Zonguldak gibi Türkiye’nin birçok il ve ilçesinde bu Vakıflara kamu zararına bedelsiz veya bedelsiz sayılacak denli değersiz meblağlarla tahsisler yapıldığı çok açıktır.

Bu tahsislerin bazılarıyla ilgili müvekkil Parti adına benzer suç duyurularında bulunduk. Bunlardan Konya’da TÜRGEV’e yapılan bir yurt tahsisi ile ilgili olarak yaptığımız suç duyurusunda İçişleri Bakanlığının hukuksuz olarak verdiği“soruşturma izni vermeme” kararı itirazımız üzerine Danıştay 1. Dairesi’nin 16/09/2015 tarih ve 2015/218 E., 2015/1236 K. Sayılı kararıyla; “Bakanlık tarafından verilecek karara dayanak bir araştırma raporu hazırlanmadan, sadece Valilik görüşü ve ilgili yazışmalardan yola çıkılarak karar verilmesinin izin vermeye yetkili mercilerce verilecek işleme konulmama kararının objektifliğini, sıhhatini ve hukukiliğini tartışmalı hale getireceği ve 4483 sayılı Kanunun prensiplerine aykırı olacağı açıktır.” denilerek kaldırılmıştır.

Ayrıca, şüphelilerin Konya’daki vurgunlarına ilişkin şikâyetimiz üzerine İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü tarafından tahsis işleminin yeniden değerlendirilmesi Konya Valiliği ve Belediyesinden istenmiş, bunun üzerine Konya Valiliğinin 18/08/2014 tarih, 97229992/667.02-10737 sayılı yazısı ile Konya Belediye Başkanlığının ekteki 15/08/2014 tarih, 91498529-903.99-1019/21933 sayılı yazısı tarafımıza tebliğ edilmiştir.

Belediye Başkanlığının yazısında aynen şöyle denilmektedir:

“İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nün 14/03/2014 tarih ve 5695 sayılı yazısı ile Bakanlık Hukuk Müşavirliğinin 16/08/2013 tarih, 102776 sayılı görüşü dikkate alınarak TAHSİS İŞLEMİNİN yeniden değerlendirilmesi istenilmiştir.

“(…),

“Mülkiyeti İl Özel İdaresi’ne ait iken Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfına (TÜRGEV) tahsis edilen, 6360 sayılı yasa ile belediyemize devredilen öğrenci yurdu binası ile ilgili gerekli fiyat araştırması yapılarak, yer teslim tarihi olan 19.09.2013 tarihinden itibaren Büyükşehir Belediye Encümeninin 05/08/2014 tarih ve 933 nolu kararı ile aylık 5.000 TL (Beşbin) ECR-İ MİSİL BEDELİ ALINMASINA KARAR VERİLMİŞ VE KONUYLA İLGİLİ GEREKLİ YASAL ÇALIŞMALAR BAŞLATILMIŞTIR” (EK-1, 2)

Görüldüğü gibi, Konya Valiliği ve Konya Belediyesi, işbu şikâyetimize konu Gaziantep’teki ile aynı içerikteki bedelsiz tahsislerin usul ve yasaya uymadığını kabul etmiş ve aylık 5.000,00 TL. ecrimisil alınmasına karar verildiğini tarafımıza bildirmek zorunda kalmıştır. Yani müvekkil Partinin bu şikâyetleri ile (komik rakamlar da olsa) kamunun zararını bir nebze olsun önlemeye çalışmaktayız.

Bu nedenle;

Soruşturma makamlarının, şüphelilerin, sadece Gaziantep’te değil ülkenin birçok yerinde benzer suçları işledikleri ve işlemeye devam ettiklerinden şüphelilerin fiillerinin ZİNCİRLEME SUÇ kapsamında değerlendirmesini;

artık ayyuka çıkan atılı suçlarla ilgili suçlular karşısında sessiz kalınmamasını talep ediyor;

Ve Hz. Muhammed’in “zalim karşısında susan dilsiz şeytandır”sözünü hatırlatıyoruz.

II- HUKUKİ NİTELEME   :

a-)  Şüphelilerden TÜGVA yetkilileri,Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan’ın, Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu olmasından faydalanarak ve kamunun tüm imkânlarını kullanarak, menfaat elde etmeyi hedefleyen ve bu amaçla kurdukları TÜGVA’yı kullanarak hem iş çevrelerinde hem de kamu kurumlarında yasal dayanaktan yoksun “bağış” ve gelir elde etmektedirler.

Diğer kamu görevlisi şüpheliler ise  tamamen BİAT kültürüyle yetişmiş, bürokratlardır. Aldıkları kararların suç olduğunu bile bile, suça konu kararları alabilmişlerdir. Üstelik öğrenci yurtlarıyla ilgili özel olarak düzenlenmiş Kredi ve Yurtlar Kurumu gibi resmi bir kurum varken, yargı konusu yurt gibi yurtların bu kuruma bağlanması gerekirken TÜGVA’ya peşkeş çekilmesi tüm sorumluların suçlarını bir de bu yönden arttırmaktadır.

III- SUÇ NİTELEMESİ     :

Yukarıda açıklanan eylemlerle ilgili olarak:

a-) Sanıkların bilerek ve kasten memuriyet görevlerini kötüye kullandıkları (TCK.257/1,2);

b-) Bilerek ve isteyerek kamu zararına sebep oldukları ve böylece irtikap suçunu işledikleri (TCK. 250/1);

c-) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak Nitelikli dolandırıcılığa aracılık ettikleri (TCK.158/1-d, e) sabittir.

d-) Kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olduğundan bahisle, haksız bir işin gördürülmesi amacıyla girişimde bulunulmuş ve özel bir kuruma haksız menfaat sağlanmıştır. Böylece nüfuz ticareti suçunu işledikleri sabittir. (TCK md. 255)

Bu nedenle şüphelilerin hakka, hukuka, hakkaniyete ve yasaya en küçük bir saygı duymadan, paravan vakıfları aracılığıyla kamu mallarına sahip olmalarının önüne geçilmek zorunluluğu vardır.

Türkiye’nin en Yurtsever, Halkçı ve Kamucu Partisi olan müvekkil Halkın Kurtuluş Partisi, “tüyü bitmemiş yetimin hakkı”olan kamu mallarının göz göre göre peşkeş çekilmesine seyirci kalmamakta ve mücadele etmektedir. Halkına olan sorumluluğu nedeniyle işbu şikâyetin yapılması zorunlu olmuştur. Baştan beri anlatıldığı gibi kuvvetli şuç şüphesinin varlığı da gözetilerek soruşturmanın acilen başlatılması gerekmektedir.

Sonuç ve İstem…:Açıkladığımız ve soruşturma sonucu ulaşılacak diğer deliller ışığında, olayla ilgili gerekli soruşturmanın yürütülerek, ve haberde adları geçen siyasilerin ve habercilerin de tanık olarak ifadelerinin alınması suretiyle sanıklar hakkında gerekli kamu davasının açılmasını vekaleten saygıyla dileriz. 06/09/2018

MÜŞTEKİ HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ

Vekilleri

Av. F. Ayhan ERKAN, Av. Ali Serdar ÇINGI, Av. Pınar AKBİNA