Partimiz, Ortaçağcı Taliban’la ilgili sözleri nedeniyle Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu

Halkçı Hukukçularımız; AKP’giller’in Kaçak Saraylı Reisi hakkında, Ortaçağcı, Kadın düşmanı, Halk düşmanı; aydın, demokrat insanları katletmekten, kendilerinden olmayanın kanını dökmekten zevk alan Taliban’a övgüler düzdüğü için, Terörle Mücadele Kanununun 7/2’nci maddesinde belirtilen “Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak” suçunu işlediğini belirterek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Kaçak Saraylı’nın bu övgüleri Taliban’a bir mesajdır. Birbirimizden bir farkımız yok, hizmet ettiğimiz yer aynı, hepimiz CIA İslamcısıyız mesajlarıdır verilen. O yüzden HKP olarak bir kez daha Kaçak Saraylı’nın Tarihe kayıtlı amel defterine bir suç kaydını daha işlemiş olduk. Gün gelip devran dönünce, sorguya çekilme vakti gelince bu kayıtlar birer birer okunacak yüzüne, gücünü hukuktan ve vicdanlarından alan hukukçular tarafından.

Suç duyurumuz sonrası Partimiz MYK Üyesi Av. Doğan Erkan Yoldaş’ın yaptığı açıklama aşağıdadır:

***

AKP gericiliği artık sözünü, eylemini sakınmadan kendisini ortaya koyuyor.

Bütün dünyanın nefretle andığı ve hiçbir ulusal egemenlik değeri, hiçbir kültürel insani değer taşımayan Ortaçağcı Taliban örgütü, Afganistan’da iktidarı gasp ederek, katlederek, işgal ederek ele geçirdiklerinden sonra Tayyip Erdoğan ne dedi?

Bizim Taliban yöneticilerini memnuniyetle karşılıyoruz. Onların ılımlı açıklamalarını memnuniyetle karşılıyoruz. Onları kabul edebileceğimizi ifade etmiştik. Ve her türlü işbirliğine hazırız, dedi.

İşte biz diyoruz ki, bu açıklamanın kendisi Terörle Mücadele Kanununun 7/2 fıkrasındaki Terör Örgütü Propagandasına girer.

Neden girer?

Şundan girer: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Taliban’ı bir terör örgütü olarak ilan etti. Bütün dünyadaki mal varlıklarını dondurma kararı aldı.

Hangi karardı bu?

15 Ekim 1999 tarih ve 1267 sayılı karardı. Daha sonra bu karara atıflar yapan başka kararlar da aldı. Fakat bu 1267 sayılı karar şundan da önemli; buna dayanan bir de komite kurdu, Birleşmiş Milletler. Bu komitenin adına da “Taliban İzleme Komitesi” dedi. Taliban’la ilişki içinde, işbirliği içindeki bütün dünyadaki kişileri ve toplulukları takip etti. Ve bu denetime uyup, uymadığını başka ülkelere de denetleyen bir komiteydi.

Bizim ülkemiz açısından önemi ise, bizde terör örgütü finansmanının önlenmesi kanununun çıkartılma gerekçelerinden biridir.

1267 sayılı BM kararına atıf yaparak çıkarılan kanun gerekçesinde peki Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan, o koltuğu işgal eden Tayyip Erdoğan bu kararı bilmez mi?

Bilir… Bileceği gibi 1267 sayılı kanuna dayanan karar çıkarttı. Ekli listede bulunan kişilerin Taliban’la ilişkisi olduğu düşünülen kişilerin mal varlıklarını dondurma kararı alanlardan bir tanesi Tayyip Erdoğan’dır. 2015 yılında Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı bu. O zaman kendisi Cumhurbaşkanı ve Ahmet Davutoğlu da başbakan sıfatlarını taşırken, Tayyip Erdoğan bunu bilmiyor olamaz.

Bu ülkede hâlâ Deniz Gezmiş’i, Mahir Çayan’ı saygıyla yad eden birçok yurtsever insana, sosyalist insana Terör Örgütü Propagandasından dava açılabiliyor. İşte terör örgütünün daniskası buradadır. Taliban’dır.

Kadınlar Taliban’dan kaçmak için çatılardan atlayıp intihar ediyorlar. Öyle bir vahşet var, bildiğiniz gibi. Taliban’a övgü düzmek açıkça TMK 7/2 suçu oluşturur. Biz bu nedenle suç duyurusu yaptık. Suçun soruşturulmasını istiyoruz. Bu bir görev suçu değildir. Dolayısıyla hiçbir dokunulmazlık zırhından faydalanamaz. Doğrudan genel usullere göre iddianame tanzim edilmelidir.

Türkiye’de artık AKP gericiliğine yeter diyoruz. Türkiye’de Taliban’ı övmek, hiçbir zaman Türkiye’deki demokratik siyasal hayatın bir parçası olamayacak. Türkiye’deki demokratik siyasal güçler her zaman Taliban’ı nefretle anacaklar. Anayasamız da böyle diyor. Mustafa Kemal Atatürk de bildiğimiz gibi böyle söylüyor. Biz de zaten suç duyurusu dilekçemizi onunla bitirdik. Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamayacaktır. Tayyip Erdoğan bu sözlerinden dolayı yargılanmalıdır.

20 Ağustos 2021

HKP Genel Merkezi

Suç Duyurusu Dilekçesini aynen yayınlıyoruz:

ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

 

SUÇ DUYURUSUNDA

BULUNAN                           : HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞI

Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA

VEKİLLERİ                                    : Av. Metin BAYYAR – Av. Ayhan ERKAN – Av. Ali Serdar ÇINGI –  Av. Tacettin ÇOLAK – Av. Sait KIRAN – Av. Azime Ayça OKUR –  Av. Halil AĞIRGÖL – Av. Pınar AKBİNA – Av. Doğan ERKAN

Kızılırmak Cad. 7/9 Kavaklıdere, Çankaya/ANKARA

ŞÜPHELİ                             : Recep Tayyip ERDOĞAN

SUÇ                                       : TERÖR ÖRGÜTÜNÜN PROPAGANDASINI YAPMAK (TMK 7/2 MD.)

BEYANLARIMIZ               :

            Afganistan’da, Ortaçağcı bir terör örgütü olan TALİBAN, binlerce Afgan asker, polisin yanı sıra, on binlerce sivil insanı da öldürerek, işgal yoluyla ülkenin yönetimini ele geçirmiştir.

Her ne kadar önceki yönetim Emperyalistler tarafından iktidara zor yoluyla getirilmiş kukla bir yönetimse de, iktidarı sivil halk katliamları yaparak ele geçirmek hem tarihen, hem insancıl hukuk, hem devletler hukuku prensipleri karşısında kabul edilemez. Hatta savaş suçudur. Kaldı ki Taliban terör örgütü de Emperyalistler tarafından geçmişte ülkedeki sosyalist iktidara karşı başta ABD Emperyalizmi gelmek üzere Emperyalistler tarafından kurulmuştur.

Taliban, iktidar olma “yetki”sini, ulusların egemenlik hakkı ve bu hakkı tanıyan Evrensel Hukuktan değil, gerici ideolojisinden alarak, bu ideolojiyle uyuşmadığını düşündüğü başta Afgan kadınlar olmak üzere, sivil halkı, sanatçıları, bilim insanlarını, eğitimcileri, edebiyatçıları ve benzeri topluluklardan insanları katlederek iktidarı zor yoluyla almıştır. Çünkü Taliban ideolojisine göre sanat, bilim, edebiyat ve hatta eğitim bile günahtır. Kız çocukları ve kadınların kölelikten başka hakları yoktur. Bu ideolojilerine ve buna dayanan taarruzlarına karşı çıkan kadın, erkek, genç, yaşlı herkesin katli de vaciptir! Taliban vahşetinden kurtulabilmek için insanlar yolcu uçakların gövdelerinde, kanatlarında kaçmaya çalışmakta, kanatlardan düşmekteler. Kadınları savaş ganimeti olarak seks kölesi haline getirmeyi mübah gören bu insanlık dışı örgüte karşı kadınlar” Bizi Taliban götürmesin, bu ölüm daha şereflidir” diyerek çatılardan atlayarak intihar etmekteler.

(https://www.dw.com/tr/afganistan-kadınlar-talibanın-eline-düşmemek-için-çatılardan-atlıyor/av-58893215)

Yine, Taliban’ın gerici ideolojisine göre kadınlara sosyal ve siyasi hayatta hiçbir hak tanınmaması sebebiyle, Afganistan’ın ilk kadın belediye başkanı Zarifa Ghafari“Ben ve ailem için yardım edecek kimse yok. Taliban benim gibi insanlar için gelecek ve beni öldürecekler” diyerek öldürülmeyi beklemektedir.

(https://www.evrensel.net/haber/440429/afganistanin-ilk-kadin-belediye-baskani-talibanin-beni-oldurmesini-bekliyorum)

Keza Taliban liderlerinden Waheedullah Haşimi de 19 Ağustos 2021 tarihinde “NASIL BİR SİSTEM UYGULAYACAĞIMIZ AÇIK: ŞERİAT” şeklinde açıklama yapmış ve “Afganistan’da demokrasi olmayacağını ve şeriat kanunlarının uygulanacağını” söylemiştir

(https://www.dokuz8haber.net/taliban-nasil-bir-sistem-uygulayacagimiz-acik-seriat)

Peki, ülkemizde şaibeli bir “mühürsüz oy” referandumu sonrası yürütmenin başı haline gelen ve halen geçerli bir üniversite diploması ortaya koyamayan Tayyip Erdoğan bu şeriatçı canavarca örgüt hakkında ne diyor?

“Taliban yöneticilerinin yaptığı itidalli ve ılımlı açıklamaları bizler de memnuniyetle karşılıyoruz” 

(https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/erdogan-taliban-yoneticilerinin-yaptigi-itidalli-ve-ilimli-aciklamalari-bizler-de-memnuniyetle-karsiliyoruz-1861618)

Taliban yöneticilerini kabul edebileceğimizi daha önce ifade etmiştik… Her türlü işbirliğine hazırız”

( https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-haberi-erdogandan-talibanla-gorusme-mesaji-afgan-halki-icin-her-turlu-isbirligine-haziriz-41876062)

İşte bu sözler, yöntemi ve ideolojisi tümüyle halk üzerinde terör işlemek olan TALİBAN terör örgütünün propagandasını yapmak, onun terör yoluyla Afganistan’ı gasp etmesini meşrulaştırmak ve övmek anlamına gelmektedir.

Oysa TALİBAN, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, 15 Ekim 1999 tarih ve 1267 sayılı kararında açıkça terör örgütü niteliğinde bir grup olarak kabul edilmiş ve terörü finanse ettiği gerekçesiyle aynı karar numarası ile “Taliban Yaptırım Komitesi” kurularak tüm dünyadaki malvarlığının da durdurulmasına, bu yaptırıma uymayanların da takibine karar verilmiştir.

“Taliban Kararı” ve “1267 Komitesi” BM Güvenlik Konseyi’nin BM Şartı’nın 7. Bölümü uyarınca aldığı 126720 sayılı kararı ile El-Kaide ve Usame Bin Laden’le bağlantılı olan, terörizmin finansmanına destek sağlayan kişi ve kuruluşların faaliyetlerine engel olunması amaçlanmıştır. Bu karar daha sonraları muhtelif aralıklarla güncellenmiştir.1267 sayılı Kararı, diğer GK kararlarından ayıran en önemli özelliği ise bu karar ile “1267 Komitesi” ya da “Taliban Yaptırım Komitesi” olarak adlandırılan ve kararın gereklerinin üye devletlerce uygulanıp uygulanmadığını denetlemekle görevlendirilen bir komite de kurmuş olmasıdır. Bu Komite, aynı zamanda Taliban ve El- Kaide ile bağlantılı olan ve finansal kaynakları dondurulması gereken kişi ve Kurumların da güncel listelerini hazırlamakla görevlendirilmiştir. Bu kararlar 1390 (2002) ve 1455 (2003) kararlarla güncellenmiş ve kararların uygulanmasının devamı sağlanmıştır.” (Esra Yılmaz Eren, Terörün Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı Üzerine Bir Değerlendirme, s.8)

“Konsey’in,15 Ekim 1999 tarih ve 1267 sayılı kararında, Afgan topraklarının teröristlerce kullanılması kınanmış, Usame bin Ladin ve yandaşlarına, güvenli bir sığınak sağlanması ve bu sayede, uluslararası terör eğitim kampları ağını yönetmelerinden duyulan esef belirtilmiş, Taliban’ın 1214 sayılı kararın13.maddesinin85 gereklerini yerine getirmemesinin uluslararası barış ve güvenliğe yönelik bir tehdit oluşturduğu saptanmıştır.”(Sançar Sefer SÜER, Uluslararası Hukukta Terörizmin Finansmanının Önlenmesi, s.55).

Keza Birleşmiş Milletlerin üyesi olan Türkiye Cumhuriyeti de bu BMGK kararıyla bağlı olup, 1267 sayılı karar uyarınca T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçlar Araştırma Kurulu (MASAK) bu karara atıfla yaptırım kararları almış, Türkiye’nin tarafı olduğu BM Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Uluslararası Sözleşmenin gereklerinin iç hukukumuzla bağdaştırılması amacıyla 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun çıkartılmıştır.

Öyle ki 1267 sayılı BMGK kararı, 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun çıkarılmasının temel sebeplerinden biri olup, kanun gerekçesinde dahi bu BM kararına atıflar vardır:

“Bu Kanunun yürürlüğe girmesi öncesinde Bakanlar Kurulu Kararı çıkartılması suretiyle uygulanan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin “Taliban” ve “El Kaide”ye yönelik 1267 (1999) sayılı Kararı ekinde listelenen kişilerin malvarlıklarının dondurulmasına ilişkin mekanizma, bugüne kadarki uygulamalar ile paralel olacak şekilde hüküm altına alınmıştır.”

“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1267 (1999) ve devamı niteliğindeki Kararları, “Taliban” ve “El-Kaide” tarafından dünya genelinde gerçekleştirilen terör saldırılarının ardından bundan sonra gerçekleşmesi muhtemel terör saldırılarını engelleyebilmek ve bu örgütlenmelerin idamelerini önlemek amacıyla ilgili kişi ve kuruluşların mal varlıklarının dondurulması, bu kişilere seyahat yasağı getirilmesi, silah ambargosu uygulanması gibi yaptırımları içermektedir. Bu kararlar uyarınca, Usame Bin Ladin, Taliban ve El Kaide mensupları ile bunlarla ilişkisi bulunan kişi ve gruplar hakkında yaptırımların uygulanmasını sağlamak, bunları denetlemek ve konsolide liste oluşturmakla görevli bir “Yaptırım Komitesi” kurulmuştur.”

(https://masak.hmb.gov.tr/ulusal-mucadele-tf)

Dahası Tayyip Erdoğan’ın kendisi, hem Başbakanlık yaptığı dönemde hem de Cumhurbaşkanlığı döneminde, görebildiğimiz kadarıyla en az iki kez 1267 sayılı BMK kararı uyarınca, Taliban ve El Kaide bağlantılı malvarlıklarını dondurma kararları yayımlamıştır:

(https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/10/20131010-1.htm)

(https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/02/20150206-16.htm)

Görüleceği üzere Tayyip Erdoğan, kendisi yasal yetkisiyle, yasanın ve dayanağı olan BMGK kararının gereğiyle idari yaptırım tesis etmiştir bu örgüt hakkında. Dolayısıyla örgütü de, BMGK kararını da gayet iyi bilmektedir.

Buna rağmen TALİBAN’ı öven sözler söylemesi, üstelik Taliban işgal ve katliamlarını zirveye çıkardığı bir dönemde bunu yapması, bilerek ve isteyerek terör örgütün övmek anlamına gelmekte olup, TMK 7/2’deki suç açıkça oluşmuştur.

Biz şüphelinin bu eğilimini yadırgamıyoruz. Esasen Taliban ile düşünsel/siyasal yakınlığını yıllar boyunca yüz kez ispatlamıştır. Ancak Hukuk Devletinde bu koruma göremez.

Şüphelinin bu sözleri, görev kapsamında görülemez. Görevin gereği ya da icrası ile ilgisi yoktur. Dolayısıyla görevinin sağladığı dokunulmazlık zırhından faydalanamaz. Genel hükümlere göre soruşturma başlatılmalıdır.

Ülkemizi de Ortaçağ Afganistan’ına çevirmek isteyen Taliban sevdalıları bilmelidir ki, buna geçit vermeyeceğiz!

Sözümüz Mustafa Kemal’in sözüdür:

“Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz.”

Bu şiarla, Cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyoruz.

 

SONUÇ VE İSTEM             : Açıkladığımız nedenlerle şüphelinin sabit olan suçu karşısında soruşturma başlatılarak, atılı suçtan iddianame tanzimini bilvekale talep ederiz. 20.08.2021

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNAN

HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ VEKİLLERİ

Av. Metin BAYYAR – Av. Sait KIRAN

Av. Azime Ayça OKUR- Av. Doğan ERKAN