Partimiz 30 Ekim’de İzmir’de yaşanan 7 şiddetindeki depremden sonra yaşanan katliam için 9 Kasım 2020’de başta AKP’giller’in Reisi Tayyip Erdoğan olmak üzere, ilgili bakanlar, bürokratlar ve yerel yöneticiler hakkında soruşturma yapılması için Suç Duyurusunda bulunmuştu.
Bu depremde şu ana kadar 116 insanımız canından olmuştur, bine yakın insanımız da yaralanmıştır. 17 bina yıkılmış, yüzlerce bina ağır hasarlı, yüzlerce bina orta hasarlı, binlerce bina da hafif hasarlı hale gelmiştir.
Son olarak, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir’in; “Deprem öncesi İzmir’de master planı hazırlanıp uygulansaydı yıkımlar ve can kaybı daha az olacaktı.” şeklindeki açıklaması ve İzmir İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar’ın da; “RADIUS projesi atıl kaldı. Aslında RADIUS projesindeki hedeflere ulaşılmış olsa bugünkü manzarasıyla karşılaşmış olmayacaktık. İzmir özelinde bu risk gruplaması yapılmadı. Tüm bu çalışmaları ve hedefleri sekteye uğratan bir diğer gelişme de imar affı oldu.” şeklindeki açıklaması üzerine, 16 Kasım 2020 tarihinde, daha önce yaptığımız Suç Duyurusu dosyasına Soruşturmanın Genişletilmesi için Ek Dilekçe verdik.
Dilekçe verildikten sonra adliye çıkışında Partimiz Genel Sekreter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak bir açıklama yaptı.
Tacettin Çolak;
“Bundan bir hafta önce İzmir Depremi’nden önce önlemler almayan Tayyip Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Büyükşehir Belediye Başkanı ve İlçe Belediye Başkanlarının hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk. Suç duyurumuzdan sonra yeni bilgi ve belgeler ortaya çıktı. Bu bilgi ve belgeler çerçevesinde 2020/9015 sayılı dosyamıza soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunarak bir dilekçe daha koyduk. Bu belgelerin ne olduğuna geldiğimizde, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir medyaya bir açıklama yaptı. Bu açıklamasına göre İzmir’de 20 yıl önce hazırlanmış olan master planının uygulanmadığı şeklinde bilgi verdi. Eğer bu master planına uygun yapı stoku çıkarılmış olsaydı, önlemler alınmış olsaydı şu anda yaşanan can ve mal kaybının olmayacağı yönündeydi.
“İMO İzmir Şube Başkanı Sayın Eylem Ulutaş Ayatar da aynı şekilde İzmir’de çıkartılmış olan RADIUS planına göre eğer önlemler alınmış olsaydı, bugünkü manzarayla karşılaşılmamış olurdu yönünde açıklama yaptı. Özellikle stratejik eylem planı noktasında yerel yönetimlerin hazırlıksız oldukları şeklinde ve bunların sorumlularının da bu planda belli olduğunu belirtti.
“En son dün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “Gerçek şu ki; İzmir’in yapı stoku envanteri yok. İlçe belediyelerine yazdık, her ilçe durumunu bildirecek. Önce genel durumu ortaya çıkaracağız. Belediyeler sadece çöp toplayıp su getiren, altyapı yatırımı yapan kurumlar değildir, olmamalıdır.” diye bir itirafta bulundu.
“Bu itiraf, aslında bizim Suç Duyurumuzda belirtmiş olduğumuz suçların işlenmiş olduğunun da kanıtıdır.
“İşte bu suçların ortaya çıkması bakımından soruşturmanın genişletilmesi dilekçemizi savcılığa verdik. Bu dilekçenin sümenaltı edilmesi ya da işlemden kaldırılması, takipsiz bırakılması halka işlenen bir suç olacaktır. Dolayısıyla bugün itibarıyla 116’ya çıkan can kaybımızda vefat eden insanlarımızın kemiklerini sızlatacak bir uygulama olacaktır. Bu hassasiyetle savcıların davranmasını ve halka suç işleyenlere karşı da gerekli yaptırımların uygulanmasını talep ediyoruz. Bunun tersi savcıların da adli makamların da sorumluluğunu doğurur. O zaman da onlar hakkında da dosya açmasını biliriz.”, dedi.
Çolak’ın açıklama yaptığı sırada yine Adliye Polisi açıklamayı önlemek amacıyla harekete geçti. Ancak bu kez, konuşmanın sonunu bekleyerek, ne olduğunu anlamaya çalıştı. Yani haklı eylemimize müdahale edemedi.
Halkın Kurtuluş Partisi; İzmir Depremi’nde ve olası İstanbul Depremi’ndeki sorumluların peşlerini bırakmayacak, yargılanmaları için gerekeni yapmaya devam edecektir.
16 Kasım 2020
İzmir’den Kurtuluş Partililer