Asgari Ücret (Sefalet Ücreti) Görüşmelerini protesto ettik
Partimiz, Aralık ayında açıklanacak olan Asgari Ücretin insanca yaşanacak bir ücret olması için aylardır mücadele etmektedir. Şehir merkezleri ve pazarlarda bildiri dağıtımları, basın açıklamaları ve afişlemeler yapılmıştır. “Asgari Ücret Yoksulluk Sınırı Olan 10.393 TL’nin Altında Olamaz” şeklinde parti binalarımıza pankartlar asılmıştır. Asgari Ücret Ortaoyununu oynayan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısını yaptığı gün olan 1 Aralık’ta Ulus/Heykel önünde basın açıklamamızı gerçekleştirdik ve İşçi Sınıfımızın Sefalet Ücretine mahkum edilmesini protesto ettik.
“Asgari Ücret Yoksulluk Sınırı Olan 10.393 TL’nin Altında Olamaz” ve “Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın, İnsanca Yaşanacak Ücret İstiyoruz” yazılı pankartlarımızı açtık ve “Sefalet Ücreti İstemiyoruz”, “Asgari Ücret, Sefalet Ücreti Olmasın”, “Zam Zam Zam, Ucuzluk Ne Zaman?” sloganlarımızı haykırdık.
Partimiz adına açıklamayı HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve Ankara İl Başkanı Av. Sait Kıran Yoldaş gerçekleştirdi. Sait Kıran Yoldaş, 2022 yılının sonuna kadar geçerli olacak Asgari Ücreti belirlemek için toplanacak komisyonda İşçi Sınıfını “gerçekten temsil edecek kimsenin olmadığını”, AKP iktidarının ülkeyi uçuruma sürüklediğini belirtti ve “Cumhuriyet döneminin tüm fabrikalarını ve kurumlarını yerli ve yabancı Parabalarına yeyim ettirdiler. AKP’giller ülkemizi ekonomik bir krizin içine soktular. Bu kriz diğer tüm krizlerde olduğu gibi halkımız için daha çok işsizlik, daha çok pahalılık olarak katlanılamaz bir cehennem yarattı” ifadelerini kullandı. Kasım ayı verilerine göre Açlık Sınırının 3.193 TL, Yoksulluk Sınırının ise 10.393 TL olduğunu hatırlatan Sait Kıran Yoldaş, “Asgari ücret normal geçim endeksinden aşağı olmamalı, yoksulluk sınırı olan 10.393 TL’nin de altına düşmemelidir. Yani Asgari Ücret Sefalet Ücreti olmamalı, insanca yaşam ücreti olmalıdır” dedi.
İkinci Kurtuluş Savaşçıları HKP’lilerin önderliğinde kurulacak Halkın İktidarında:
“Asgari ücret normal geçim endeksinden (şu andaki rakamla günlük net 347-TL’den) aşağı düşmeyecek. Günümüzde uygulanmakta olan asgari ücretin böylece 4 mislinden fazla bir artış sağlanmış olacak. Normal geçim endeksi de üretimimizin verimindeki artışa paralel olarak yükseltilecek. Kişi emeğinin, sağlığının ve ulusal verimliliğin zararına olan prim usulü kaldırılacak. Ücretler, her hafta başı muntazam ödenecek. Genel tatil günleri tam ücretli olacak. Zorunlu haller ve işin niteliğinden dolayı o günler çalışana çift gündelik verilecek. Kadın, çocuk, din, ırk, farklarına bakmaksızın: AYNI İŞİ görene AYNI ÜCRET verilecek.”
Başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere Emekçi Halkımızı örgütleyeceğiz ve o günleri getireceğiz.
Buna İnancımız tam.
İstanbul
Asgari Ücreti Belirleyecek Olan Komisyonun Ortaoyununa Dönüşen Toplantısını protesto ettik
Halkın Kurtuluş Partisi İstanbul İl Örgütü olarak Asgari Ücret Ortaoyunu toplantılarını teşhir ederek protesto ettik.
Kadıköy’de bir araya gelen üyelerimiz “Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın” “Asgari Ücret Yoksulluk Sınırı Olan 10.393 TL’nin Altında Olamaz” diyerek Asgari Ücretin Sefalet Ücreti olmaması gerektiğini dile getirdiler.
Uzel Makine İşçilerinden Dayanışma
Eylemimize 14 yıldır ödenmeyen ve gasp edilen tazminatları için Nakliyat-İş Sendikası öncülüğünde 37 aydır direnişlerini sürdüren ve bunun 452 gününü Uzel Fabrikası’nın önüne kurdukları direniş çadırında devam ettiren Uzel Makina Direnişçisi arkadaşlarımız da katıldılar. Eylemde söz alan Uzel Direnişcisi İbrahim Cebeci; “Merhabalar. Aylardır meydanlarda hak arayan biz Uzel Direnişçileri 452 gündür çadır direnişinde bulunuyoruz. Sizlerin milyonlarca insanın Sefalet Ücreti alarak yaşamaya çalıştığı bu ortamda yapmış olduğunuz bu güzel mücadeleyi yürekten destekliyorum. İyiki varsınız” dedi.
Uzel Direnişçisi İbrahim Arkadaşımızın konuşmasından sonra Sarıgazi İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Bin Yoldaş’ımız basın açıklamasını yaptı.
Deniz Yoldaş’ımız yaptığı açıklamada; AKP’giller’in ABD Emperyalistleri tarafından iktidar koltuğuna oturtulduğu 2002 yılından bu yana yerli-yabancı Parababaları ile el ele vererek her geçen gün halkımızı İşsizlik ve Pahalılık Cehenneminde inim inim inlettiğini dile getirerek böyle bir ekonomik krizin ortasında 2022 yılı Asgari Ücretini belirlemek için güya “taraflar”ın bugün bir araya geldiklerini, iktidar, işveren ve işçiyi sözde temsilen toplantıya katılanların yıllardır olduğu gibi bugün de Asgari Ücret Ortaoyununda aynı sahnede yer aldıklarını belirtti.
Yoldaşımız konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Her yıl oynadıkları ortaoyununu bu yıl kısa kesmek peşindeler. Çünkü namuslu ekonomistlerin belirttiği gibi AKP’giller iktidarda tutuldukları sürece Türkiye Ekonomisi daha da batağa saplanacak. Bu durumda ortaoyununu uzatmak yerine son yılların sözde en büyük artışını yaptık, diyecekler. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay “45 yıllık Asgari Ücret tarihine bedel bir artış sağlayacağız”, diyor. Ne yazık ki İşçi Sınıfımızın örgütsüzlüğünün sonucu olarak açık bir ihanet içinde olan bu zat halen Başkan ve halen Asgari Ücret Tespit Komisyonu masasında işçiyi temsil ediyor. AKP’giller karşısında Asgari Ücret için bir rakam da zikredemiyor, sadece ‘Makul bir rakam’ diyebiliyor.”
Deniz Yoldaş’ımız konuşmasında, Asgari Ücrete zam gelmeden 2022 yılı vergi, ceza ve harçlara yüzde 36.20’lik zam yapıldığını, halkımızın alım gücünün sürekli düştüğünü belirtti. 2.825 liralık Sefalet Ücretinin dolar karşısında eridiğini, bu nedenle de Asgari Ücretle çalışmak zorunda bırakılan milyonlarca insanımızın içler acısı durumda olduğunu sözlerine ekledi.
Ülkemizdeki emeklilerin durumlarına da değinen Deniz Yoldaş’ımız, milyonlarca emeklinin durumunun da içler acısı olduğunu, emekli maaşlarında da Normal Geçim Endeksi oranında iyileştirme yapılması gerektiğini, ülkemizde Asgari Ücretin de normal geçim endeksinden aşağı olmaması gerektiğini, Yoksulluk Sınırı olan 10.393 TL’nin altına düşmemesi gerektiğini ifade etti.
Deniz Yoldaş’ımız şu sözlerle basın açıklamasını sonlandırdı:
“Yani Asgari Ücret sefalet ücreti olmamalı, insanca yaşam ücreti olmalıdır. Finans-Kapital ve Tefeci-Bezirgân işbirliği soygun ve sömürü düzenidir. Bu insanlık dışı sömürü ve soygun düzenine karşı yaşamın her alanında örgütlü mücadele etmeliyiz. Müzmin işsizlik, azgın pahalılık yok edilmedikçe mutlu olamayız.
Partimizin İlk Genel Başkanı Hikmet Kıvılcımlı, “İşsizlik ve Pahalılık, Kapitalist düzeninin, İşveren düzeninin en kaçınılmaz, en birinci zehirli sonucudur, zehirli meyvesidir!” diyordu.
Halkımıza reva görülen zehirli meyveyi yememenin tek yolu Parababaları Düzenine son verip, İşçi Sınıfı İktidarını kurmaktır. Partimiz yıllardır her fırsatta ‘AKP’giller’e ve diğer burjuva partilerinin söylediklerine inanma, peşinden gitme, gidersen bin kez kandırılırsın, bin kez daha büyük acılar çekersin’, diye uyardı halkımızı. Bir kez daha halkımıza çağrı yapıyoruz. İnanma onlara!
Değerli Halkımız,
Ancak ülkemizin en Halkçı, en Vatansever Partisi olan Halkın Kurtuluş Partisi saflarında mücadele ederek kurtulabiliriz insanı yük hayvanı olarak gören bu Kanser Düzeninden.”
Eylem boyunca “İşsizliğe, Pahalılığa, Zamma Zulme Son”, “AKP, İşsizlik, Pahalılık, Zam, Zulüm Demektir!”, “Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz” “Gün Gelecek, Devran Dönecek, AKP Halka Hesap Verecek!” “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek!”, “Zam Zam Ucuzluk Ne zaman?” “Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın!” “Yaşasın Uzel Direnişimiz!” “Uzel İşçisi Yalnız Değildir!” sloganlarımızı haykırdık.
Kadıköy’de işine, evine giden vatandaşların ilgiyle dinlediği, izlediği basın açıklamamız coşkulu sloganlarımızla sona erdi.
İzmir
HKP İzmir İl Örgütü Olarak Asgari Ücret çalışmalarımıza devam ediyoruz
Asgari Ücretin Sefalet Ücreti olmaması ve gerçek Asgari Ücretin ne olması gerektiğini halkımıza anlatmak için eylemler dizisinden birini daha gerçekleştirdik.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplandığı gün olan 1 Aralık Çarşamba günü saat 18.00’de Karşıyaka İzban İstasyonu’nda bir araya geldik. “Asagari Ücret Normal Geçim Endeksi Olan 10393 TL’nin Altında Olamaz”, “Sefalet Ücretlerine ve Acımasız Zamlara Karşı HKP Saflarında Örgütlü Mücadeleye” ve “Sefalet Ücretine Kölece Çalıştırılma Düzenine Taşeron Cehennemine Karşı Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz” pankartlarının arkasında yerimizi aldık. Eylemimiz “Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın”, “İnsanca Yaşam Ücreti İstiyoruz” sloganları ile başladı. Eylemde Partimiz adına açıklamamızı İl Yönetim Kurulu ve İşçi Komitesi Üyesi Fahri Kaya Yoldaş yaptı.
Fahri Kaya konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Dolar ve Euro karşısında TL’nin pula dönmesi, Aralık ayının da Halkımız için İşsizlik Ve Pahalılık Cehenneminin daha da katmerleneceğini göstermektedir. Türk-İş Kasım ayı için açlık sınırının 3.193 TL, yoksulluk sınırının ise 10.393 TL olduğunu açıkladı. Bu rakamları baz aldığımızda bile 2022 yılı için açıklanacak olan Asgari ücretin yine sefalet ücreti olacağı ortadadır. Asgari ücreti belirlerken çay-simit (ki simit dün gelen zamlarla 3,5-TL’ye çıkmıştır) hesabı yapanlar; milyonlarca çalışanı şu kadar simit yerseniz ay sonunu çıkarırsınız diyenler, ne yazık ki halkımızın örgütsüzlüğünden güç alarak, boyunlarına doladıkları 4.983 TL’lik atkıyla halkın karşısına çıkabilmektedir. Kamuda birden fazla kurumdan yüz binlerce maaşlar alanlar, halkın parasıyla halka caka satmaktadırlar.
“Kasım ayı verilerine göre Açlık sınırının 3.193 TL, yoksulluk sınırının ise 10.393 TL olan ülkemizde Asgari Ücret normal geçim endeksinden aşağı olmamalı, yoksulluk sınırı olan 10.393 TL’nin de altına düşmemelidir.
“Yani Asgari Ücret Sefalet Ücreti olmamalı, insanca yaşam ücreti olmalıdır.”
Fahri Kaya’nın ardından söz alan Partimiz Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak Yoldaş da konuşmasında şunları söyledi:
***
Saygıdeğer İzmir Halkı;
Asgari Ücret Komisyonu bugün ilk toplantısını yaptı. Hemen aceleyle 7 Aralık ve 9 Aralık’a iki toplantı daha koymuşlar. Gören de bunların aceleyle Asgari Ücreti belirleyeceğini sanır. Oysa Asgari Ücret belirlenmiş durumda. Tayyip Erdoğan bunun ipucunu verdi, “Eski rakamların da fevkinde”, diyerek. Görülmemiş bir zam yapacaklarını söyledi.
Aylardır ağzından çıkan her şey kanun olduğu için, Tayyip Erdoğan’ın aklındaki rakam ücret olacak. Ama bugünden açıklamayacak. Eskiden 31 Aralık’ta açıklanan Asgari Ücreti biraz daha erken açıklayacaklar.
O da neden?
Çünkü artık halkımız, başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere tüm emekçi halkımız, memurlarımız da aynı İşsizlik ve Pahalılık Cehenneminde inim inim inliyorlar. Hele hele okula giden, üniversiteye, liseye giden çoluk çocuğun da varsa büyükşehirde de yaşıyorsan vay haline Asgari Ücretle çalışanın… İzmir gibi İstanbul, Ankara gibi büyükşehirler artık sürgün merkezleri haline geldi. Eskiden buralarda çalışmak isteyen memurlar artık taşraya gitmek istiyor. Çünkü yaşam biraz daha ucuz oralarda.
Şimdi oradaki figüranlara da bakalım. Tayyip Erdoğan ne diyor?
Eski rakamların fevkinde verilecekmiş. TÜRK-İŞ başkanı da onun kankisi, birlikte parti kurdukları, milleti tebessüm ettirecek bir rakam, diyor.
Ya bu millet hangi rakama tebessüm eder?
Bal gibi biliyorlar ama bunu söylemiyorlar.
Desene benim maaşımın yarısı, benim maaşımı onda biri. O bile yeter inanın İşçi Sınıfına. Çünkü TÜRK-İŞ Başkanının şu anda 75 bin Lira civarında, ki tam rakam olarak da bilmiyorum ama tahminen söylüyorum, maaşı var. Vakıflardan, derneklerden ve dolaylı yollardan aldıkları maaşlarla bu 100 bin Lirayı bile bulabilir.
Diyelim ki içinde en gariban DİSK’çiler. Onlar da aslında sarı sendika karikatürü durumunda. DİSK’çilerin de aidat toplayan sendika yöneticilerinin bazılarının maaşları 25 bin Liradan aşağı değil, arkadaşlar. Onlar bir de her yıl 4 maaş da ikramiye alırlar, maaşlarına ek olarak. Oysa aynı DİSK’in bir bileşeni olan, onuru olan Nakliyat-İş Sendikası’nın hiçbir yöneticisi; sendikanın adına toplu sözleşme yaptığı işçilerin ortalama ücretinden bir kuruş dahi fazla ücret almamaktadır. İşte Gerçek Sendikacılık, Devrimci Sınıf Sendikacılığı budur!
Dolayısıyla hep söylüyorum, tok açın halinden anlamaz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndakilerin hepsi boğazlarına kadar, ümüklerine kadar tok insanlar.
Şimdi bir şey söylüyoruz; mevcut Asgari Ücreti bunlara bir günlüğüne verelim 2.825 Lirayı. Bir günlüğüne verelim acaba, razı gelirler mi?
Bu komisyon şimdiye kadar ne yaptıysa aynısını yapacaktır. Tezgâh geçecekler. Çünkü ülkede artık dolar 15 Lira civarına yaklaşmış, benzin 10 Liraya yaklaşmıştır. Marketlerden yağ alamıyorsun, şeker alamıyorsun, un alamıyorsun. Hatta bakın çiftçi örgütlerinin uyarısına göre önümüzdeki aylarda Türkiye’de peynir, süt, kırmızı et sıkıntısı başlayacak. Emekçi halkımız açısından bu düzen, bu ülke maalesef bir cehennem durumundadır.
Bu cehennemden bir çıkış nasıl olabilir?
O çıkış Demokratik Halk İktidarı ile olur. Onun parolasını, programını Halkın Kurtuluş Partisi 2005’ten bu yana halkımız içerisinde dövüştürüyor. Yani bilinçli ticaret, ucuz devlet hatta lüksün, şatafatın sıfırlandığı, devlet yöneticilerinin maaşlarının ortalama geçim endeksinin üzerinde olmadığı bir düzen. Bakıyorsunuz milletvekili maaşları da almış başını gidiyor. Bir sürü yandaş en az 10-11 yerden maaş alan vurguncu türemiş durumda. Memurların bazılarına hemşirelere, polislere 3600 göstergeyi sağlayacağız, diyor ama davranmıyor.
Niye, elini tutan mı var? Çoğunluğun var, ağzından her çıkan kanun oluyor. Bizdeki adam kafayı bozmuş “Faiz sebep enflasyon sonuç”, diyor. O zaman bu ülkede Şeriat Devleti var de. Parayı da ortadan kaldır, faizi de ortadan kaldır. Yüreğin yetiyor mu buna? Bunu da yapamazsın. Burada da sahtekârlık yapıyorlar.
Kur’an’da Nas varmış, faiz harammış. Ama Kuran’ın en az on beş yerinde “İnfak” geçiyor.
İnfak ne?
İnsanın kazancının kendine ve çocuklarına yeteceğini ayırdıktan sonra tamamını fakirlere dağıtmasıdır. Sen İnfakı niye görmüyorsun? Hiç birinin ağzından çıkıyor mu?
Muhalefet partilerini de dahil ediyorum ben buna. Bütün muhalefet partileri de madem hepsi dincilik yapmaya başladı. Kılıçdaroğlu da başta olmak üzere. Hepsi din alıp satmaya, din bezirganlığına başladılar. Aslında bu da Anayasaya göre suçtur. Anayasanın 24’üncü maddesinde dini siyasal çalışmalarına alet etmek Anayasal suçtur ve hepsi bunu kullanıyor. Çünkü oranın getirisi var, sermaye orada.
Ama gerçek anlamda Hz. Muhammed İslamı’nı hiç kimse aklına getirmiyor. Buyurun Kur’an’daki tanımıyla İnfakı hayata geçirsinler yeryüzünde, bakın Türkiye’de demiyorum, yeryüzünde; aç kimse kalmaz. Bunların hepsi sahtekâr değerli halkımız. Bu sahtekârlardan bir medet ummayın.
Halkın Kurtuluş Partisi böyle bir beklenti içinde değil. Ancak en somut rakamı burada bizim İşçi Komitemiz belirlemiştir. İlk bakışta belki sizin de aklınız almayabilir. 10.393 Lira. Bu rakamı biz de belirleyemiyoruz. Bu rakam TÜRK-İŞ de dahil, DİSK de dahil hatta TÜİK’e karşı alternatif araştırmalar yapan ENAG da dahil, belirlediği yoksulluk rakamıdır bu. Yani dört kişilik bir ailenin sadece yeme, içme, barınma ve kira, sağlık, eğitim gibi zorunlu giderlerinin rakamıdır. DİSK Başkanı, uluslararası sözleşmelerin Asgari Ücret kriterlerini baz alarak 5200 Lira önerdik, diyor. Ya bu arkadaş bile okuduğu sözleşmeyi çarpıtıyor, yalan söylüyor.
61 Anayasasından sonra 274-275 sayılı yasaların uygulandığı dönemde bu ülkede Asgari Ücret çok daha adildi. Çünkü bir kişi çalışsa da 4 kişilik bir ailenin demin saydığım yoksulluk sınırı kapsamında olan zorunlu giderlerini karşılayan rakam Asgari Ücret olarak belirleniyordu. Uluslararası sözleşmeler bunu tanımlıyor.
O zaman sen niye açlık sınırı 5200 Lira öneriyorsun? Yani bunların hepsi maalesef halkı ve İşçi Sınıfını aldatmak üzere görev yapıyorlar. Hepsi bir görev yapıyor. Birisi iktidar görevi yapıyor, birisi muhalefet. Bunları tanıyın. Bunlara inanmayın. Artık yeter, korku ile yaşanmaz, korku bir yere kadardır.
Ama insanın hakkının, hukukunun keyfiliklerle, kanunsuzluklarla gasp edilmesi karşısında hala korkuyor olması, o zaman o insanın kendini sorgulamasını gerektirir. Yani Cesaret bir Vatandır, bu Cesaret Vatanımızı kimseye işgal ettirmememiz gerekiyor. Çünkü bunun alt tarafı, halkımızın da çok güzel bir deyimi ile, alt tarafı ölümdür. Bizim de, her insanın da tadacağı bir andır; hepimiz ölümlüyüz. Yeter ki onurlu yaşayalım, Cesaretimizi kırdırmayalım. Saygılar sunarım.
***
Eylemimiz sırasında sık sık “Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın”, “Sefalet Ücreti İstemiyoruz”, “İşsizliğe Pahalılığa Zamma Zulme Son”, “Örgütsüz Halk Köle Halktır, Örgütlü Halk Yenilmez”, “AKP, İşsizlik Pahalılık, Zam Zulüm Demektir”, “Gün Gelecek, Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek”, “Halkız Haklıyız Yeneceğiz” sloganları atıldı.
1 Aralık 2021
Halkın Kurtuluş Partililer