HKP İzmir İl Örgütü olarak 2022 yılının ilk eyleminde, AKP’giller’in fahiş zamlarını, halkımıza yaptığı ihaneti protesto ettik
Halkın Kurtuluş Partisi İzmir İl Örgütü olarak, Halk düşmanı AKP’giller’in 2022 yılının ilk gününde iğneden ipliğe yaptığı fahiş zamlarla, işçi-emekçi halkımızın ocağına düşürdüğü ateşi protesto etmek için 4 Ocak günü saat 18:00’de Karşıyaka Çarşı’da eylem yaptık.
Eylemimize, Karşıyaka Örgüt binamızın önünden eylem alanına kadar önde “Parababaları ve AKP’giller’in; Halkımızı Açlığa, Yoksulluğa Mahkûm Eden Acımasız Zamlarına ve Hayat Pahalılığına Hayır!”, “İşsizliğe, Pahalılığa, Zamma Zulme Son” pankartlarımız, Parti bayraklarımız ve sloganlarımız eşliğinde gerçekleştirdiğimiz yürüyüşümüzle başladık.
Eylem alanında açış konuşmasını Yusuf Gençer Yoldaş yaptı. Gençer, konuşmasında şunları söyledi:
“2022 yılına bu sefer her zamankinden daha katmerli zamlarla girdik. Her zamankinden daha acımasız, daha insafsız zamlarla girdik. Temel ihtiyacımız ne varsa hepsine insafsızca zamlar yapıldı, hatta bazıları da yüzde yüz ellileri buldu. 20 yılın sonunda AKP’giller bizleri bir kez daha açlığa ve yoksulluğa mahkûm etti. Sadece ve sadece 2015 Haziranı’ndan bu yana Türk Lirası, Dolar karşısında yüzde üç yüz değer kaybetti.
“‘Türk Lirasına dönün’, diyen Tayyip Erdoğan, bu Türk Lirasının değerini sen düşürmedin mi? Bu ülkede banka mevduatlarının yüzde yetmişi dövize endeksliyse, bunun suçlusu ve sorumlusu da sensin! Kendi ülkemizde kendi paramız hesaba alınmıyor artık. Her şey Dolarla. Beyefendi de çıkmış diyor ki Dolarla hesap yapmayın. Neyle yapalım? Sütle yapalım, peynirle yapalım, elektrikle yapalım, doğalgazla yapalım!
“Bre vicdansızlar, bre insafsızlar, yeter artık! Bıktık sizden! Halkın Kurtuluş Partisi bunlarla her yerde mücadele etmeye devam edecek.”
Daha sonra Partimiz adına açıklamayı HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak yaptı.
Çolak, konuşmasında şunları söyledi:
***
“Tüm devlet olanaklarından yararlanıp üstüne bir de 100.750 TL. maaş alan birisi “hamdolsun emekli maaşlarını 2500 TL yaptık”, dedikten sonra bir de “biz size aşığız” diyerek milletin aklıyla dalga geçmektedir.
Oysa kendisi son beş yılda, 2018’de 59 bin, 2019’da 74.500, 2020’de 81.250, 2021’de 88 bin lira almaktaydı.
Asgari ücrete % 50 artış yapıp emeklinin en düşük maaşını 1000-1500 TL düzeyinde tutamazlardı. O nedenle en düşük emekli maaşını 2500 liraya çıkardılar.
Kaldı ki, 2500 TL üzerinde maaş alan emeklilere ne oranda zam yapıldığı da netçe belli değil. Ancak hiçbir koşulda % 25,48’den fazla olmayacağı besbelli.
TÜİK’in bile açıkladığı enflasyon oranı % 36,08.
Bu nasıl aşk böyle?
Sizin “aşkınız”(!) emekliye açıkladığınız resmi enflasyon oranında zam yapmayacak kadar sahtedir.
Peki, başta elektrik, doğalgaz, akaryakıt olmak üzere temel tüketim maddelerine ne kadar zam yaptınız?
Bu zamları yaparken bile hile yapıyorsunuz.
Sözde elektrik tüketimi 150 kilovatsaat altındaki konutlarda uygulanacak tarifelere yüzde 50, 150 kilovatsaatin üzerindeki tarifelere ise yüzde 125 zam geldi. Ancak dört kişilik bir ailenin oturduğu hiçbir konutta aylık 150 kilovatsaatin altında elektrik tüketimi mümkün değildir. Bu zamlar Ocak 2022’den itibaren geçerli olacaktır. Ama elektrik firmaları tarafından Aralık ayı tüketimleri için sayaç okumaları Ocak ayına bırakılmıştır. Halkımızın bu zamların Aralık faturalarına yansıtılma olasılığına karşı uyanık olması gerekir. Uyarıyoruz.
Artık ulaşımdan suya, köprü-otoyoldan otoparklara kadar iğneden ipliğe her şeye zam gelmiştir. Halkımızın Devlet dairelerinde hak aramak için açacağı her bir dava ya da başvuru için alınan harçlar da misliyle artırılmıştır. Bir araç muayenesi bile 507 liraya çıkartılmıştır.
Oysa; elektrik, su, doğalgaz, toplu ulaşım, haberleşme, sağlık, eğitim, barınma vb. hizmetleri devletin vatandaşına ücretsiz sağlaması gerekmektedir.
Ama bizimkiler ne yapıyor?
Tüm bu hizmetleri özelleştirerek, yapılan bu zamlardan yandaş yerli-yabancı Parababalarına haksız kazanç elde ettirmekteler.
Köprülere, otoyollara verdikleri geçiş garantileri, hastanelere verdikleri hasta garantileri hep dolar bazındadır. Dolar almış başını gidiyor. Merkez Bankası ve Devlet Bankaları eliyle yapılan korsan dolar satışlarıyla yandaşlar zengin edilirken, halkımızın yaşamı her geçen gün daha da pahalanmaktadır. Yaptıkları yapay müdahalelerle Doların değerini düşürürken, her nedense içerideki mal ve hizmetlere yapılan zamlar geri alınmadığı gibi, yeni yeni zamlar yapılmaktadır.
TÜİK’nin açıkladığı 36,08 enflasyon oranının gerçek dışı olduğu çok açık. Oysa ENAG raporuna göre enflasyon oranı % 82,8. Aradaki fark ise işçinin, memurun, emeklinin, tüm ücretlilerin cebinden alınan para.
Gerçek ekonomistler, AKP’giller’in yönetimde olduğu 19 yıllık sürede birikimli enflasyonda yüzde 644’e gelindiğini söylüyorlar. Yani AKP’nin iktidara geldiği 2002’deki 100 lira artık 13 lira. 100 liraya alınan bir şey 744 lira. Türkiye’deki gerçek enflasyonla hissedilen arasındaki fark ise gittikçe açılıyor. Yüzde 50’lik Asgari Ücret zammı şu anda Açlık Sınırının altında kalmakta; 3-5 ay içinde de olmamışa döneceği besbelli.
Bu zamların ve hayat pahalılığının zenginleri etkilemesi ile yoksulları etkilemesi farklı olmaktadır. Örneğin zenginler yaşadıkları kayıpları mali piyasalar kanalıyla döviz kuru, faiz vb. gelirleriyle zaten telafi ediyorlar. Bir de şimdi “Kur Garantili TL Hesabı” teşviki var ki AKP’giller’in, adamlar hiçbir riske girmeden, hiçbir yatırım, üretim yapmadan parasına para kazandıracaklar. Olası kur farklarını da emekçi halkın vergi gelirlerinden elde edilen hazineye yükleyecekler. Dolayısıyla zenginlerin hayat pahalılığından etkilenmesi ne mümkün!
Ama gerçek enflasyonun yüzde 85’ler düzeyinde olduğu bir ülkede işçiler, kamu çalışanları, emekçiler, emekliler yüzde 40-50-60 zam alsa bile yoksullaşmaktan kurtulamaz.
Örneğin geçtiğimiz aylarda kamu çalışanlarına verilen zam, son zamlarla eridi gitti. Sarı sendikalar ek zam taleplerini dillendiriyor. Sanki bu zamların geleceği sürprizmiş gibi, o zaman kamu çalışanlarını masa başında satanlar şimdi de tabanlarına şirin görünme telaşındalar. Aynı durum işçi sendikaları için de geçerli. Türk-İş’in talebinin üzerinde belirlenen Asgari Ücret eridi gitti.
Velhasıl değerli halkımız, hükümetinin de bakanının da bakmayanının da sarı sendikasının da sermayesi yalan olanlardır. Halkın aklıyla alay etmekteler. Arada “biz size aşığız, size hizmet etmek için varız” türünden hikâyelerle milleti oyalamak istemekteler. Siyası ömürlerini biraz daha uzatmak peşindeler. Maalesef ülkede belli bir çoğunluk bu manda tezeğinden iri yalanlara kanmakta, celladına aşık olmakta.
***
Çolak konuşmasını Melih Cevdet Anday’ın çok anlamlı şiiriyle sürdürdü:
***
Köle sahipleri ekmek kaygusu çekmedikleri
için felsefe yapıyorlardı, çünkü
Ekmeklerini köleler veriyordu onlara;
Köleler ekmek kaygusu çekmedikleri için
Felsefe yapmıyorlardı, çünkü ekmeklerini
Köle sahipleri veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Köleler felsefe kaygusu çekmedikleri
İçin ekmek yapıyorlardı, çünkü
Felsefelerini köle sahipleri veriyordu onlara;
Felsefe sahipleri köle kaygusu çekmedikleri
İçin ekmek yapmıyorlardı, çünkü kölelerini
Felsefe veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Felsefenin ekmeği yoktu, ekmeğin
Felsefesi. Ve sahipsiz felsefenin
Ekmeğini, sahipsiz ekmeğin felsefesi yedi.
Ekmeğin sahipsiz felsefesini
Felsefenin sahipsiz ekmeği.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Hala yeşil bir defne ormanı altında”
Tacettin Çolak, açıklamasını tüm coşkusuyla şöyle sonlandırdı:
“O zaman tercih edeceğiz;
Likya olmak mı, kölelerin ayaklanması mı?
Kapitalist efendilerin egemenliğine karşı bizim gibi kölelerin tercihi belli. Her türlü sömürü ve soyguna karşı sonuna kadar mücadele ediyoruz, edeceğiz.
Bu gidişin elbet bir sonu olacak. Bu zamların, soygunların hesabı Demokratik Halk İktidarında sorulacak. Açlığa, yoksulluğa, kan ve gözyaşına mahkûm edilen İşçi Sınıfımız ve Emekçi Halkımız; HKP önderliğinde yürüttüğü İkinci Kurtuluş Savaşı ile ABD-AB Emperyalistlerini ve işbirlikçilerini yenecek!
Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut’un dediği gibi:
“Her ne kadar kara günlerden geçiyor olsak da, yine de pek karamsar olma yeni yılda:
“Şundan adın gibi emin ol ki, sonunda mutlaka biz kazanacağız.”
***
Eylem boyunca ve eylemimizin sonunda, “AKP işsizlik, pahalılık, zam, zulüm demektir!”, “Zam, Zam, Zam Ucuzluk Ne Zaman?”, “Örgütsüz Halk Köle Halktır, Örgütlü Halk Yenilmez” sloganlarımızla Karşıyaka Çarşı’yı inlettik. İzmir Halkının coşkumuza tanıklık ettiği ve ilgiyle izlediği eylemimizi “Halkız, Haklıyız Yeneceğiz!” sloganımızla sonlandırdık.
Ankara
AKP’giller, cennet ülkemizde cehennemi yaşatıyorlar Halkımıza…
AB-D ve İsrail yapımı AKP; vurgunlarının, soygunlarının, Kamu Malı Yağmalamalarının, topraklarımızı peşkeş çekmenin maliyetini Halkımıza çıkartıyor. Enflasyon, kendi İstatistik Bürolarına dönüştürdükleri, yanlı ve yalan bürosu TÜİK’in rakamlarıyla bile %40’lara dayandı. Gerçekte ise %80’lerde. Güne zam haberleriyle, soygunla, vurgunla, kamu malı peşkeşiyle uyanılmayan bir sabah kalmadı. Alınteriyle geçinen ücretli-maaşlı bütün kesimlerin ücretleri sefalet ücreti artık.
İnsanlarımızı evinden çıkamaz, evinde elektriğini yakamaz, elektrikli ev aletlerini kullanamaz, doğalgazla ısınamaz, kirasını ödeyemez duruma düşürdüler.
Bu can dayanmaz hayat pahalılığını, Halkımızın İşsizlik, Pahalılık, Zam, Zulüm Cehenneminde kavrulmasını Ankara’da Genel merkez Binamızın önünde basın açıklamasıyla protesto ettik. Ankara İl Başkanımız Av. Sait Kıran Yoldaş’ın okuduğu basın açıklamasında, “AKP’giller’in Yeni Yılın İlk Günü İğneden İpliğe Yaptığı Zamlar Halkımıza İhanettir” ozalit açıldı ve AKP’giller’in bu ihanetine, zulmüne karşı “İşsizliğe, Pahalılığa, Zama, Zulme Son”, “AKP İşsizlik Pahalılık Zam Zulüm Demektir”, “Zam, Zam, Zam Ucuzluk Ne Zaman?”, “Gün Gelecek, Devran Dönecek, AKP Halka Hesap Verecek”, “Bu Zamlar Halka İhanettir” sloganlarını haykırdık.
İstanbul
Yeni yılla birlikte yağmur gibi yağan zamları protesto ettik
AKP’giller’in, 19 yıldır yürütemedikleri, daha doğrusu kendi küplerini doldurmak için kullandıkları Türkiye Ekonomisi artık dibe vurmuş durumda. Sona yaklaştıkça bir taraftan ücretlerde göstermelik artışlar, diğer taraftan boşalan bütçenin dibinde birkaç kuruş biriksin, onu da midemize indirelim diye iğneden ipiliğe her şeye yapılan fahiş zamlar…
Asgari Ücretli, kamu çalışanı, işçi, memur ve Bağ-Kur emeklileri kendilerine yapılan ücret zamlarını daha almadan o zamlar çoktan eridi, bitti.
Kurtuluş Partililer olarak AKP’giller’in göstermelik ücret zammına, devamında halkın en temel ihtiyaçlarına yapılan fahiş zamlara ve TUİK’in açıkladığı ve gerçeği yansıtmayan enflasyon oranlarına sesiz kalamazdık. Kalmadık. İstanbul’da Kadıköy İskele Meydanı’nda zamlarla ilgili basın açıklaması yaparak tepkimizi gösterdik.
Akşam iş çıkışı bir araya gelen Kurtuluş Partililer eylemde pankart, döviz ve bayraklar taşıyarak AKP’nin İşsizlik, Pahalılık, Zam, Zulüm demek olduğunu bir kez daha haykırdılar.
Basın açıklaması İstanbul İl Başkanımız Av. Pınar Akbina tarafından yapıldı.
Av. Pınar Akbina Yoldaş yaptığı açıklamada elektrik, doğalgaz, benzin, ulaşım, köprü geçişleri, emlak vergileri, ehliyet harçları gibi birçok şeye yeni yılla birlikte fahiş oranda zamlar geldiğini söyledi.
Ayrıca doğalgazda yüzde 25, motorinde 1 lira 29 kuruş, benzinde 61 kuruş ve LPG’de 78 kuruş, elektrik tarifelerinde mesken, sanayi ve ticarethane abone grupları için vergi ve fonlar dahil ortalama yüzde 52 ile yüzde 130 arasında değişen oranlarda zam yapıldığını ifade etti.
Pınar Akbina Yoldaş, konuşmasının devamında şunları söyledi
“Açıkladığı verilerin doğruluğu şaibeli olan ve artık kamuoyu nezdinde hiçbir güvenilirliği ve objektifliği kalmayan AKP’giller’in TÜİK’i; enflasyon oranını Aralık 2021’de aylık bazda yüzde 13,58, yıllık bazda yüzde 36,08 olarak duyurdu. Akademisyenlerin ve ekonomistlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıklamasından önce enflasyon artış oranını Aralık’ta aylık yüzde 19,35 olarak açıkladı. ENAG, enflasyondaki 12 aylık artışı ise yüzde 82,81 olarak açıkladı.
“ABD-AB Emperyalistleri ve onların yerli işbirlikçisi AKP’giller’in yarattığı kriz ortamında, paramız dolar ve Euro karşısında pula dönüştürüldü. Ülkemiz itibarsızlaştırıldı. Yerli-yabancı Parababaları ve onlara bekçilik eden AKP’giller, halkımıza yaşattıkları işsizlik ve pahalılık cehenneminin ateşini daha da harladılar bu fahiş zamlarla.
“AKP’giller bir yandan halkımızı Ortaçağ karanlığına sürükleyerek ruhlarını karanlıklarda boğarken, diğer yandan zamlarla yaşamlarını dar ediyor. Parababalarının değirmenine su taşıyor. Parababaları zenginliğine zenginlik katıyor. İşçiyi, emekçiyi sömürmeye devam ediyor.”
Yoldaşımız Açlık Sınırının Aralık ayı verilerine göre 4 bin 652 TL olarak açıklandığını, Yoksulluk Sınırının ise 13 bin 598 lirayı aştığını belirterek “Asgari Ücret” adı verilen sefalet ücretinin bu yılki zamlı halinin, emekçilerin daha cebine girmeden Açlık Sınırının altında kaldığını ifade ederek emeklilerin de yine sefalet ücretinin altındaki maaşlara mahkûm edildiğini söyledi.
Yoldaşımız konuşmasını şu cümlelerle bitirdi: “Ancak bu gidişin elbet bir sonu olacak. Bu zamların, soygunların hesabı Demokratik Halk İktidarında sorulacak. Açlığa, yoksulluğa, kan ve gözyaşına mahkûm edilen İşçi Sınıfımız ve Emekçi Halkımız ABD-AB Emperyalistlerini ve işbirlikçilerini yenecek.
Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut’un dediği gibi: “Her ne kadar kara günlerden geçiyor olsak da, yine de pek karamsar olma yeni yılda: “Şundan adın gibi emin ol ki, sonunda mutlaka biz kazanacağız.”
Meydanda bulunan halkımız, açıklamamızı ilgiyle dinlerken kimi vatandaşlar açıklamamızın video kaydını yaptı, kimisi de yanımıza gelerek bizimle birlikte açıklamaya katıldı.
Yaptığımız basın açıklamasında sık sık “İşsizliğe, Pahalılığa Zamma, Zume Son!”, “AKP İşsizlik, Pahalılık, Zam, Zulûm Demektir!”, “Zam, Zam, Zam Ucuzluk Ne Zaman?”, “Gün Gelecek, Devran Dönecek, AKP Halka Hesap Verecek!”, “Yapılan Zamlar Geri Alınsın!” “Evlerde Yangın, Sarayda Saltanat”, “AKP Zamını Al BAşına Çal!”, “Uçacağız Dediler, Halkı Uçuruma Attılar!”, “Kahrolsun ABD-AB Emperyalizmi!”, “Örgütsüz Halık Köle Halktır, Örgütiü HalkYenilmez”, “İşsizliğe Pahalılığa Zama Zulme Son” sloganlarını attık.
04 Ocak 2022
Kurtuluş Partililer