AKP’giller’in bitmiyor yolsuzlukları, peşkeşleri, vurgunları…
Her gün bir yenisi ortaya çıkıyor. Yıllardır boşuna demiyoruz; AKP’giller, Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin bütün hükümetlerinin toplamından çok daha fazla kamu malını hırsızladılar, Emekçi Halkımızın ürettikleri değerlerin üzerine çok daha fazla çöktüler, diye. Yapılan vurgunların, soygunların haddi hesabı yok.
Bir kez daha ortaya çıktı, İstanbul Büyükşehir Belediyesini neden çok istedikleri. Çok ağlamışlardı kaybettiklerinde, çok direnmişlerdi vermemek için. Nedeni belliymiş: İBB’yi tarikatlara, yandaşlara, derneklere, vakıflara kaynak aktarma, peşkeş çekme merkezi olarak kullanmışlar yıllarca.
Ravza Kavakçı Kan da kendisine İBB tarafından kaynak aktarılan bir CIA İslamcısı, bir AKP’giller elemanı. Hem de aile boyu. Hak etmediği şekilde İBB’de işe alınan, hak etmediği şekilde ABD’ye “eğitim” görsün diye gönderilen, hak etmediği şekilde bütün masrafları karşılanan bir Ortaçağcı, Ravza Kavakçı Kan.
İşte HKP olarak; İBB’nin Ravza Kavakçı Kan’a da yıllarca hak etmediği paralar göndermesini yargıya taşıdık. Toplamda 155 bin dolar ve 59 bin lira…
Milyon, milyar dolarların yanında okunur mu esamesi?
Evet okunur… Halkın parasıysa okunur. Peşkeşse okunur. Değil binler, milyonlar, milyarlar, bir kuruş bile olsa hesabı sorulur. Hesabını sorarız.
Suç duyurumuz sonrası Partimizin MYK Üyesi Adnan Okur Yoldaş’ın yaptığı açıklama aşağıdadır:
***
Evet, Değerli Halkımız;
Bir suç duyurusu daha yapıyoruz. Bir peşkeşi yine yargıya taşıyor, Tarihin hafızasına kaydediyoruz. Tarihe bir kez daha not düşüyoruz. Bir kez daha Savcılarımızı göreve davet ediyoruz. Ve bir kez daha umuyoruz ki, bu kadar aleni bir peşkeş için yaptığımız suç duyurusunu savcılar ihbar kabul eder, gereğini yaparlar. Peşkeş çekilen İstanbul Halkının parasının İstanbul Halkına iade ederler.
İstanbul Halkının parasının peşkeş çekildiği isim Ravza Kavakçı Kan. AKP Milletvekili. Müfettiş Raporunu haberleştiren Barış Pehlivan’dan anlatalım hikâyeyi, daha doğrusu peşkeşi.
Amacı Halkın ulaşım ihtiyacını karşılamak olan İBB’nin iştiraki İstanbul Ulaşım AŞ, ulaşım faaliyetleriyle ilgili İBB şirket personelinin yurtdışında eğitim görebilmesi için 4 Ağustos 2008’de bir karar alır. Ravza Kavakçı Kan, ABD’deki Harvard Üniversitesi’nin doktora bölümüne 24 Kasım 2008’de kabul edilir. Kabul mektubu, baba Yusuf Ziya Kavakçı’nın Teksas’taki evine gönderilir. Bu kabulden hemen sonra, yani 1 Aralık 2008’de Ravza Kavakçı Kan, İstanbul Ulaşım AŞ’ye iş başvurusunda bulunur, 16 Aralık 2008’de de şirketin çalışanı olur. Yani ABD’ye gideceği kesinleşen Ravza Kavakçı İBB şirketinde işe başlatılır.
23 Aralık 2008 tarihinde İstanbul Ulaşım AŞ Genel Müdürü Ömer Yıldız, Harvard Üniversitesi’ne sponsorluk mektubu yazar. Mektupta Ravza Kavakçı Kan’ın eğitim masraflarının, sağlık sigortası bedelinin, ABD’de kaldığı süre içerisindeki geçim harcamalarının ve daha birçok giderinin İBB tarafından karşılanacağı taahhüt edilir.
4 Ağustos 2008’de alınan karar ulaşım faaliyetleriyle ilgilidir, Ravza Kavakçı Siyaset Bilimi okumaya gönderilir.
Öğrenci Yurdu yapmayı lüks gören, üniversite öğrencisine burs için olmadık zorluklar çıkartan, ödediği krediyi almak için senetler imzalatan AKP’giller, kendi yandaşlarına karşılıksız veriyor krediyi. Nasılsa cebinden vermiyorlar. Kavakçı’ya elden verilen 4 bin dolar, Her ay da 2 bin dolar. Yol masrafları da İBB’den yani İstanbul Halkından. Toplamda 155 bin Dolar ve 59 bin Lira.
Bu peşkeş için; Ravza Kavakçı Kan, 2008 tarihinde görevli İBB Genel Sekreter ve Yardımcıları, Ömer Yıldız (İstanbul Ulaşım AŞ Eski Genel Müdürü), 2008 tarihinde görevli İstanbul Ulaşım AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyeleri, Suç Duyurusuna konu olan işleme imza atan İBB Çalışanları hakkında; “Nüfuz Ticareti”, “İrtikap”, “Görevi Kötüye Kullanma”, “Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi” suçlarından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk.
Biz bu peşkeşlere sessiz kalamayız. Milyonların hakkı var bunda. Bu suç duyurularını yapmak, bizim için bir görev. İnanıyoruz ki yapmış olduğumuz bu suç duyuruları, gün gelip devran dönünce, güçlerini Hukuktan ve vicdanlarından alan Hâkimlerin, Savcıların elinde birer iddianame olacak.
Buna inancımız tam!
14 Ağustos 2021
HKP Genel Merkezi
Suç Duyurusu Dilekçesini aynen yayınlıyoruz:
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
SUÇ DUYURUSUNDA
BULUNAN : HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞI
Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA
VEKİLLERİ : Av. Metin BAYYAR – Av. Ayhan ERKAN – Av. Ali Serdar ÇINGI – Av. Tacettin ÇOLAK – Av. Sait KIRAN – Av. Azime Ayça OKUR -Av. Halil AĞIRGÖL – Av. Pınar AKBİNA – Av. Doğan ERKAN
Atatürk Bulvarı Emlak Bankası Blokları B Blok No. 146 Kat:3 Daire 11 Fatih/ İSTANBUL
ŞÜPHELİ : 1- Ravza KAVAKÇI (AKP İstanbul Milletvekili)
2- 2008 tarihinde görevli İBB Genel Sekreter ve Yardımcıları
3- Ömer Yıldız (İstanbul Ulaşım AŞ Eski Genel Müdürü)
4- 2008 tarihinde İstanbul Ulaşım AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyeleri
5- Suç duyurusuna konu olan işleme imza atan İBB Çalışanları
6- Suça karıştığı tespit edilecek diğer kişiler
SUÇ :
- Nüfuz Ticareti (TCK m.255)
- İrtikap (TCK m. 250)
- Görevi Kötüye Kullanma (TCK m. 257)
- Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi (TCK m. 279/1)
AÇIKLAMALAR :
Antik Roma’da Hukukçu Ulpianus; toplum içinde yaşayan insanların ilişkilerini düzenleyen, ahlakî olsun, hukukî olsun, bütün kuralların temeli olarak, günümüzde de belli ölçüde geçerliliğini koruyan şu üç temel ilkeyi koyar. “Dürüst yaşamak (Honeste vivere), başkasına zarar vermemek (alterum non laedere), herkese hak ettiğini vermek (suum cuique tribuere). Suç duyurumuza konu olan olay ve şüpheliler özelinde şüphelilerin bağlı bulunduğu 19 yıllık AKP iktidarı, Antik Roma’da ortaya konan üç temel ilkenin ihlal edildiği uygulamalarla doludur. Ve kamu kaynaklarının, Halkın ödediği vergilerin heba edilmesine, peşkeş çekilmesine karşı hassasiyeti çok yüksek olan, kendini ülkenin en kamucu Partisi olarak ifade eden Müvekkil Partinin bu suç duyurusu, bu üç temel ilkenin ihlaline karşı da bir tepkisidir aynı zamanda. Umuyoruz ki Cumhuriyet Savcıları da bu saikle hareket edip, Kamunun Kaynaklarının sadece İktidar Partisinin milletvekili olması hasebiyle bir kişiye aktarılmasının peşine düşerler, kamunun kaynaklarının yeniden kamuya geri dönmesini sağlarlar.
İşte suç duyurumuza konu olan olay ile ilgili kamuoyuna yansıyan haberler:
“Köşemizi geçen hafta AKP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı’ya bıraktığımız için yazamamıştık. Gönüllü bir bırakma değildi tabii ki… Milletvekili olduğu halde İBB’nin aktif çalışanlar listesinde adının bulunduğunu ve Metro AŞ’nin sitesinde de fotoğraflı künyesinin durduğunu, İBB’de işe girdikten bir gün sonra da burs alıp ABD’ye gittiğini yazdığımız için mahkemeden tekzip göndermiş. O nedenle zorunlu bir bırakmaydı bizimkisi. Ama görünen o ki, haftada bir yazdığımız bu köşeyi Ravza Hanım’la dönüşümlü olarak kullanacağız galiba. Biz yazacağız o tekzip gönderecek, o tekzip ettikçe biz yazacağız.
“Gelelim yazımızdaki iddialarımıza verdiğiniz yanıtlara. İBB’ye kaç yılında girdiğinizi, kaç yılında doğum nedeniyle iş akdinizi dondurduğunuzu ve kaç yılında geri döndüğünüzü ve burs için sınavlarda kaç puan aldığınızı ayrıntılarıyla anlatmışsınız. Beyanınıza göre belediyeye ilk olarak Belbim AŞ’de 1996 yılında başlamışsınız. 1996’da doğum nedeniyle kadronuzu dondurmuş on yıl sonra 2006’da AB İlişkileri Müdürlüğü’ne dönüş yapmışsınız. 2008’de ise burs kazanıp ABD’ye gitmişsiniz. 2013’te Metro AŞ’de mecburi hizmete dönmüşsünüz.
İBB’nin Metro AŞ internet tanıtımında işe giriş tarihiniz 16.12.2008 görünüyor. Ne 2006 ne de 2013 tarihlerine uymuyor. Ayrıca Metro İstanbul AŞ’nin sitesine yazıyı yazdığımız tarihte girildiğinde Tasarım Hizmetleri Müdürlüğü’ne bağlı çalışan personel listesinde hâlâ resminiz ve isminiz yer aldığı gibi hemen altında yer alan “Ayrılış Bilgileri” bölümü boş görünüyor. Yani milletvekili olmanız nedeniyle ayrıldığınız ya da kadronuzun dondurulduğu bilgileri neden girilmemiş?
“Aynı şekilde tüm çalışanlar listesinde 2669. sırada isminiz yine aktif çalışanlar listesinde görünüyor ve burada da ayrılış bilgileri yer almadığı gibi IBAN bilgileriniz ve maaşınız aynen yer almış. Bazı çalışanların askere gittiği notu yer alırken sizinkinde neden bu bölümde kadronuzun dondurulduğu bilgisi yer almıyor. Aynı birimde çalışan arkadaşlarınız sizi bir gün bile işte görmediklerini söylüyorlar. İşyerinde çekilmiş masanızda ya da arkadaşlarınızla bir tane resminiz var mı mesela! Daha da vahimi sizin 2013 yılında işe başladığınız ama 2008 yılında giriş kaydı oluşturulduğu söyleniyor. Biz çalışma arkadaşlarınızın yalancısıyız! Ayrıca bir belediye mühendis kadrosundaki çalışanını neden siyaset doktorası için burs verir.”
- (https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-pehlivan/iste-kavakcinin-cebine-konan-paramiz-1855480)
“(…)
“İlk Cumhuriyet’te Miyase İlknur imzasıyla okumuştunuz. AKP milletvekili Ravza Kavakçı Kan halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) çalışanıydı. Aynı ismin belediyenin parasıyla yıllarca ABD’de eğitim aldığı da ortaya çıkmıştı. Sonra ne mi oldu?
Öğrendim ki Ekrem İmamoğlu, AKP milletvekilinin İBB ile ilişkisine dair bir müfettiş görevlendirmiş. Ve yapılan inceleme bir rapora dönüştürülmüş. İşte o rapor özetle diyordu ki…
“- İBB’nin iştiraki İstanbul Ulaşım AŞ’nin (bugünkü adıyla Metro İstanbul AŞ) amacı halkın ulaşım ihtiyacını karşılamaktı. Bu ulaşım faaliyetleriyle ilgili İBB şirket personelinin yurtdışında eğitim görebilmesi için 4 Ağustos 2008’de bir karar alındı.
“- Ravza Kavakçı Kan, ABD’deki Howard Üniversitesi’nin doktora bölümüne 24 Kasım 2008’de kabul edildi. Kabul mektubu, baba Yusuf Ziya Kavakçı’nın Teksas’taki evine gönderildi.
“- Bu kabulden hemen sonra, yani 1 Aralık 2008’de Ravza Kavakçı Kan, İstanbul Ulaşım AŞ’ye iş başvurusunda bulundu. 16 Aralık 2008’de de şirketin çalışanı oldu. Yani ABD’ye gideceği kesinleşen isim İBB şirketinde işe başlatıldı.
“- Çark ve takvim işliyordu. Aradan bir hafta geçti. 23 Aralık 2008 tarihinde İstanbul Ulaşım AŞ Genel Müdürü Ömer Yıldız, Howard Üniversitesi’ne sponsorluk mektubu yazdı. Mektupta Ravza Kavakçı Kan’ın eğitim masraflarının, sağlık sigortası bedelinin, ABD’de kaldığı süre içerisindeki geçim harcamalarının ve daha birçok giderinin İBB tarafından karşılanacağı taahhüt edildi. İstanbullunun ulaşımını çözmek için kurulan İBB şirketi, personelini amacından uzak şekilde siyaset bilimi okumaya ABD’ye gönderiyordu. Bunu yaparken de daha bir haftalık personelin, yani Ravza Kavakçı Kan’ın “başarılı bir çalışan” olduğu kâğıda dökülüyordu.
“- Takvim yaprakları 30 Aralık 2008’i gösterdiğinde, Kan’a yolculuk öncesi elden 4 bin dolar verildi. Elbette ki uçak parası da İBB’nin kasasından çıktı. ABD’de bulunduğu her ay 2 bin dolar para ödeneceği de yine üniversiteye bildirildi.
“155 BİN DOLAR VE 59 BİN LİRA
“Müfettiş raporunda, AKP milletvekili Ravza Kavakçı Kan’ın ABD’de yıllarca yaşaması için İBB paralarının nasıl akıtıldığı adım adım yazıyordu. Ve ortaya çıkıyordu ki 2013 yılına kadar, Kan’a toplamda yaklaşık 155 bin dolar ve 59 bin lira para verilmişti. Evet, İBB’nin toplu taşıma şirketi, ABD’de siyaset okusun diye bugünün AKP milletvekilinin cebini bu kadar parayla doldurmuştu.”
SUÇ NİTELEMELERİ:
- Yukarıda görüldüğü gibi olay müfettiş raporuyla da ispat edilmiştir. Olay organize olarak kamunun parasının ortaklaşa olarak yağmalanmasıdır. Yurtdışına gideceği kesinleşen bir kişiyi 1 hafta öncesinden işe almak, çalıştığı teknik bölümle hiçbir ilgisi olmayan siyaset doktorası yapması için yurtdışına göndermek, doktora yapacağı bölümle yazışmalar yapmak sonrasında yıllarca bütün harcamaları Belediyeye yani Kamuya ödetmek. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin parası yani İstanbul Halkının parası iktidar partisi mensubu bir kişi lehine, heba edilmektedir. Bu zincirleme kılıfına uyduruşlar artık suç teşkil etmektedir. Artık bunun adı nüfuz ticaretidir. Bu da TCK 255’de tanımlanmıştır. Dolayısıyla şüphelilerin:
Nüfuz ticareti (1) Madde 255- (Değişik: 2/7/2012-6352/89 md.) (1) Kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olduğundan bahisle, haksız bir işin gördürülmesi amacıyla girişimde bulunması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya bir başkasına menfaat temin eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kişinin kamu görevlisi olması halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır. İşinin gördürülmesi karşılığında veya gördürüleceği beklentisiyle menfaat sağlayan kişi ise, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
hükümleri gereğince cezalandırılmaları gerekmektedir.
- Şüphelilerden Ravza Kavakçıya aktarılan paranın tutarı 155 bin dolar ve 59 bin Türk Lirasıdır. Şüpheli Ravza Kavakçının işe alınmasından, hemen akabinde ABD’ye gönderilmesine, paranın aktarılabilmesi için doktorasını yapacağı Üniversite ile yapılan yazışmalara kadar, yapılan bütün işlemler, İBB’ye bağlı İstanbul Ulaşım AŞ’nin üst yönetiminin, İBB Yönetiminin haberi olmadan yapılabilecek işlemler değildir. Sıralı imza ve onay gerektirir. Yönetimin iradesi ve bilgisi dışında yapılabilecek işlemlerden değildir. Suç duyurusuna konu olan işleme imza atan İBB Çalışanları TCK 250 (1) ve (2)’de tanımlanan “İrtikap” suçunu işlemişlerdir ve:
“İrtikap”
“Madde 250- (1) (Değişik: 2/7/2012-6352/86 md.) (1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir.
“(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”
hükümleri gereğince cezalandırılmaları gerekmektedir.
3- Suç duyurusuna konu olan işleme imza atan İBB Yönetimi, İstanbul Ulaşım Genel Müdürü ve Yardımcıları, İstanbul Ulaşım AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyeleri görevlerinin gereğini yapmamışlardır. Sadece bir kişiye; haksız ve hak etmediği, üstelik çalışmış olduğu İBB şirketine hiçbir katkısı olmayacak bir alanda eğitime göndermek suretiyle bir menfeaat sağlayarak kamunun zararına neden olmuşlardır. Böylece TCK 257’de tanımlanan “Görevi Kötüye Kullanma” suçunu işlemişlerdir. Dolayısıyla Şüphelilerin bu eylemlerine uyan:
“Görevi kötüye kullanma
“Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
“(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
hükümleri gereğince cezalandırılmaları gerekmektedir.
- Yine yukarıda ayrıntılıca anlatıldığı üzere baştan sona haksız ve hukuksuz işlemlerle dolu bir süreçten; İBB Yönetiminin, İstanbul Ulaşım AŞ Yönetici kadrosunun ve ilgili birimde çalışanların bilgisinin olması gerektiği aşikardır. Ve olayın gerçekleştiği anda ve sonrasında yönetim kadrosunda bulunan yöneticiler aynı zamanda TCK 279’da tanımlanan “Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi” suçunu işlemişlerdir. Dolayısıyla anılan şüpheliler:
“Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi
“Madde 279- (1) Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”
hükümleri gereğince cezalandırılmaları gerekmektedir.
Müvekkil Parti; Devlet, belediye, özel idare ve her türlü mahalli bütçelerle, her türlü Devlet ve yarı-resmi Ekonomi kurumlarında fuzuli, kırtasiyeci lükse, mirasyedice israflara son vermenin mücadelesini de vermektedir. Kamuda liyakate, bilgiye, tecrübeye değil yandaşlığa verilen prime karşı da mücadele yürüten kamucu bir partidir. İşbu suç duyurusu da bu anlayışın bir sonucudur.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıkladığımız ve Cumhuriyet savcılığınca re’sen araştırılacak sebeplerle, şüphelilerin eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu, m. 255, m. 250, m. 257, m. 279 (1) ve ilgili diğer kanunlarda belirtilen suçlarından yargılanıp cezalandırılması amacıyla hakkında gerekli soruşturmanın yürütülerek Kamu Davası açılmasını müvekkil Parti adına talep ediyoruz. 13/08/2021
Suç Duyurusunda Bulunan
Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı
Vekilleri