ÖĞRETMENLERİMİZİN ÇEKTİĞİ ÇİLENİN SORUMLUSU PARABABALARI DEVLETİ ve TAYYİPGİLLERDİR

ÖĞRETMENLERİMİZİN ÇEKTİĞİ ÇİLENİN SORUMLUSU
PARABABALARI DEVLETİ ve TAYYİPGİLLERDİR
 
Sevgili öğretmenler, değerli meslektaşlarımız;
Hiçbirimiz bugüne kadar girdiğimiz sınavların sayısını bile hatırlayamıyoruz. Daha ilköğretim okuluna giderken dershanelere yüklü paralar vermek zorunda bırakıldık. Demokrasi görünümünde bir zulüm düzenini siyasi plandaki temsilcileriyle halkımıza dayatan Parababaları, bizleri birer yarış atına çevirdiler. Öyle ya, devletin verdiği eğitim yetmiyordu. Eğitim sisteminin piyasalaştırılması, dershanelerin para kazanmaları gerekiyordu. Öte yandan, özel dershaneler biçiminde de ülkemizi örümcek ağı gibi sarmış olan Ortaçağcı-Şeriatçı örgütlenmeler için gençlerin kafalarını gerici ideolojiyle doktrine edebilmek için bundan daha iyi bir fırsat olabilir miydi? Bu şekilde en verimli yıllarımızı dershanelerde, etüt merkezlerinde, deneme sınavlarında çürüttük.
Bu kahırlı sürecin sonunda üniversiteye adım attık. Hayalini kurduğumuz öğretmenlik mesleğinin ilk aşaması olan fakültelerde eğitim almaya başladık. Üniversite hayatında yaşadığımız birçok güçlüğe karşın, okullarımızı başarıyla bitirdik. Artık düşlediğimiz mesleğe kavuşmuştuk; ya da biz öyle düşünüyorduk. Ama ekonomiden siyasete, eğitimden sağlığa her şeyi belirleyen Parababaları hükümetleri bizimle aynı fikirde değillerdi. Ülkemizdeki binlerce öğretmen açığına rağmen bizleri öğretmen olarak atamadılar. Önümüze Kamu Personeli Seçme sınva (KPSS) gibi ucube bir engel koydular. Kendileri sırça köşklerde yaşayıp “gemicikler” satın alırken, biz işsiz öğretmenlere bütçeyi gerekçe göstererek bu zulmü uyguladılar, uygulamaya devam ediyorlar.
2003 yılında, AKP’nin AB-D Emperyalizmi eliyle iktidara getirilmesiyle üniversitelerden mezun olan öğretmenlerimize uygulanan kıyım büyük oranda arttı. AB-D Emperyalizmi ve onun emrindeki IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların dayatmasıyla bir taraftan çalışmakta olan öğretmenlerimizin maaşlarında ve özlük haklarında kısıtlamaya gidilirken, diğer taraftan öğretmen alımı yapılmayarak binlerce öğretmenimiz “ücretli”, “sözleşmeli” sıfatlarıyla iş güvencesinden ve tüm diğer özlük ve sosyal haklardan yoksun biçimde kölece çalışmaya mahkûm edildi. Bu kutsal mesleği icra eden bizler ücretli çalışmayı dahi bir şans olarak gördük. Geriye kalan yüz binlerce öğretmenimiz ise işsizlik heyulasının acımasızlığına terk edildiler. Sırf bu yüzden 16 öğretmenimiz yaşadığı ağır bunalıma dayanamayarak canına kıydı.
Devletin bütün kurumlarına çöreklenmiş olan Fethullah Gülen cemaatinin marifetiyle sınav sorularının sızdırıldığı 2010 yılında ilk kez ortaya çıktı. Bildiğimiz gibi bu tür olaylar onlar için nefes almak kadar doğaldır. Hatırlayalım; kısa bir süre önce de polislik sınavının sorularını çalarak kendi müritlerine servis etmişlerdi. Tayyipgiller İktidarı, bu durumu fırsat bilerek Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)’ye yönelik gerçekleştirdiği bir operasyonla bu kurumu da ele geçirdi, Ortaçağcılaştırdı. Bu süreçten sonra ÖSYM’nin düzenlediği bütün sınavların, yaptığı bütün icraatların, Tayyipgiller Hükümeti başta olmak üzere Ortaçağcılara hizmet edeceği su götürmez bir gerçeklik haline gelmiştir.
 
Kardeşler;
Biz ataması yapılmayan öğretmenlere reva görülen bu zulmü ortadan kaldırmanın biricik yolu, örgütlü mücadele etmekten geçer. Yaşadığımız sıkıntılar halklarımız üzerinde uygulanan ekonomik ve siyasi tahakkümden bağımsız değildir. Bu koşullarda yapmamız gereken en önemli görev, Parababalarının Ortaçağcı+Sevrci satılmışlar cephesine karşı, başta İşçi Sınıfımız olmak üzere, sıkı biçimde örgütlenerek, Halk Cephesi’nin örülmesine katkı sunup öğretmen atamaları ile birlikte tüm emekçi kitlelerin sorunlarının çözümü için kurulması gereken mücadele zincirinin sarsılmaz bir halkası olmaktır.
Bugünkü sıkıntılarımızın tamamının sorumlusu, başta Tayyipgiller olmak üzere gelmiş geçmiş tüm Parababaları iktidarlarıdır. Bizlere düşen görev; öğretmenlik mesleğinin onuruna yaraşır insanca çalışma koşullarını kazanana kadar örgütlü bir mücadele sürdürmek ve nihai hedef olarak da herkesin eşit koşullarda çalışıp eşit koşullarda hayatını devam ettireceği Demokratik Halk İktidarını kurmaktır. Biz Kurtuluş Partili Eğitim Emekçileri, bu uğurda kanımızın son damlasına kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.    
 
KPSS Kaldırılsın!
Sınavsız, Koşulsuz Tüm Öğretmenler Atansın!
Okullar Öğretmensiz, Öğretmenler İşsiz Kalmasın!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Halkız Haklıyız Kazanacağız!
 
Kurtuluş Partili Kamu Emekçileri