Mustafa Kemal’e hakaret eden imam müsveddesi hakkında suç duyurusunda bulunduk!

Halkın Kurtuluş Partisi olarak Ayasofya Camisi’ndeki icazet töreninde Mustafa Kemal’e lanet okuyan imam Mustafa Demirkan hakkında suç duyurusunda bulunduk.

AKP’giller’in Reisinin torunu ile  Meclis Başkanları Mustafa Şentop’un oğlunun “icazet aldığı” Ayasofya Camisi’ndeki törende, imam Mustafa Demirkan’ın “Onlardan daha zalim, daha kâfir kim olabilir. Ya Rabbi, o zihniyetin bir daha bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma” sözleriyle Ayasofya’yı müzeye çeviren Mustafa Kemal’e lanet okuması üzerine Partimiz harekete geçerek suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusu sonrası Partimizin Genel Sekreter Yardımcı Av. Tacettin Çolak’ın yaptığı açıklama aşağıdadır:

***

Saygı ve Sevgideğer Halkımız,

Bugünkü suç duyurumuzun konusu, Ayasofya’da Cuma günü bir Ortaçağcı gericinin Mustafa Kemal Atatürk’e ve Birinci Kuvayimilliyecilere ağzından salyalar akarak yapmış olduğu bir hakaret nedeniyledir.

Halkın Kurtuluş Partisi olarak bu tür hakaretlerin hiçbirinde sessiz ve tepkisiz kalmadık. Bundan sonra da kalmayacağız. Bu Ortaçağcı gerici Ayasofya’nın mabed olarak inşa edildiğini, burada yüzyıla kadar da ezan sesi duyulmadığı, namaz kılınmadığı ve bunu engelleyenlerin kâfir olduğunu söyledi. Yani Mustafa Kemal’in de kâfir olduğu şeklinde bir propaganda yaptı.

Oysa bu alçaklar bilmiyorlar mı ki, Ayasofya’nın Hristiyanların mabedi olarak yapıldığını? Ya da bu konuşmayı orada dinleyen Cumhurbaşkanı makamında oturan şahıs 19 yıldır bu ülkede iktidar. Niye 1 yıl öncesine kadar bekledi? Dolayısıyla burada tek amaç var, emekçi halkımızın işsizlik, pahalılık, zam, zulüm işkenceden bunalmış olan, açlıktan intiharlara sürüklenen halkımızın bu sıkıntılarını başka yöne çekmek amaçlıdır. Yani insanlarımızı Allah’la kandırma amaçlıdır. Din pazarı kurma amaçlıdır. Dolayısıyla bunların hiçbirisi samimi Müslüman bile değildir. Kaldı ki yapılan bu konuşma aynı zamanda toplumda kin ve nefreti teşvik edici ve insanları birbirine düşman edici niteliktedir. Ayrıca da bu kişi bir görevli din adamı olarak TCK’nin 219. maddesinde düzenlenen görevi sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçunu işlemiştir.

Yine 5816 sayılı kanun gereğince de Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret amaçlıdır. Bunlar sadece Atatürk’e hakaret etmekle kalmayıp şu an ülkenin Laik yapısını da fiilen ortadan kaldırdıkları gibi bu konuya ilişkin de halkımızı, toplumu alıştırma hareketleridir.

Halkın Kurtuluş Partisi, bunlara karşı halkımızı uyarmıştır, uyarmaya devam etmektedir. Yürürlükte olan yasalara göre suç olduğunu bildikleri konuşmaları rahatça bu ülkede yapabiliyorlarsa bu, ülkedeki yargı mekanizmasının da siyasetin emrine girdiğinin ya da siyasetin hukuk bürosu haline geldiğinin bir göstergesidir.

Geçmişte de İmam Boynukalın hakkında yaptığımız suç duyuruları vardı. Şu ana kadar Savcılardan herhangi bir sonuç alamadık. Dolayısıyla bunlar aslında namaz kılar gibi, ibadet eder gibi görünürler, dindar gibi görünürler ama riyaya saparlar, kul hakkı yerler. Bunlar kamu malı aşıranlardır. Bunlar yetimi, yoksulu doyurmayan kişisel menfaat, kişisel dünyalık sağlayanlardır. Bunlara kendi dillerinde cevap vereceksek Maun Suresi bunları en iyi tanımlar. Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk’ün söylediği gibi Cumhuriyet’e hakaret etmek, onun önderlerine hakaret etmek, onları çok iyi bir dindar yapmaz. Olsa olsa onları iyi bir alçak yapar, şerefsiz yapar.

Dolayısıyla Halkın Kurtuluş Partisi, bunlarla mücadele etmeye devam edecektir.

31 Mayıs 2021

HKP Genel Merkezi

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

MÜŞTEKİ                                      :    HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ

Karanfil sok. 24/15 Kızılay ANKARA

VEKİLLERİ                                   : Av. Metin BAYYAR, Av. Fettah Ayhan ERKAN, Av. Ali Serdar ÇINGI, Av. Tacettin ÇOLAK, Av. Sait KIRAN, Av. Halil AĞIRGÖL, Av. Azime Ayça OKUR, Av. Pınar AKBİNA, Av. Doğan ERKAN

Ortak adres: Kızılırmak cad. 7/9 Kavaklıdere, Çankaya/ANKARA

ŞÜPHELİLER                                :    MUSTAFA DEMİRKAN

                                                              Üsküdar Yıldırım Beyazıt Camii Eski İmamı

SUÇ                                                 :    1- Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret

2- Görevi Sırasında Din Hizmetlerini Kötüye

Kullanma (TCK 219. Madde)

SUÇ  TARİHİ                                 :    28.05.2021

BEYANLARIMIZ           : 

28.05.2021 tarihinde Ayasofya Camii’nde düzenlenen programda şüpheli imam Mustafa Demirkan imam sıfatıyla yer almış, Mustafa Kemal Atatürk hakkında medyadan yayınlanacağını bilerek ve isteyerek alenen hakarette bulunmuştur. Mustafa Demirkıran sözlerinde;

 “…Bu ve bu gibi mabedlerin mabed olarak kalması için inşa edilmiş. Öyle bir zaman geldi ki, bir asır gibi bir zaman içinde bu mabed-i şeriften Ezan-ı Muhammediye, namaz her şey yasak olarak müze haline çevrildi…. Bunlardan daha zalim daha kafir kim olabilir… Yarabbi bu zihniyetin bir daha bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma….” demiştir.

Yukarıda bahse konu sözlerin Mustafa Kemal Atatürk’e ve manevi şahsiyetine hakaret içerdiği açıktır. Böyle bir konuşmayı yapmak 5816 sayılı Kanuna muhalefet teşkil etmektedir. Şöyle ki:

1- 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun:

“Madde 1 – Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.

Madde 2 – Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.

Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.” Şeklindedir.

2- 3 Mart 1924 tarihinde İslâm dininin inançlarıibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kurum olarak, Mustafa Kemal Atatürk‘ün emriyle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı bir teşkilat olarak kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bünyesinde görev alan bir din adamının önderimiz Mustafa Kemal Atatürk hakkında sarf etmiş olduğu “zalim, kafir” gibi sözler kabul edilemez niteliktedir. Bu sözlerin sahibi, milletimizi Emperyalist 7 Düvelin işgal ve katliamlarından kurtarmak üzere giriştiği mukaddes Kurtuluş Savaşımızın başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk olmasa idi, çarpıttığı ve içeriğinden kopartarak zahiri hale indirgediği, kutsal din değerlerini de yaşayamayacaktı. Mustafa Kemal’e kafir demek, onur, ahlak, vicdan ve his yoksunu bir anlayışa delalet etmektedir, açıkça.

Ayrıca Şüpheli Mustafa Demirkan tarafından sarf edilmiş sözler, tamamen toplumu kışkırtmaya yönelik, görev ve sorumlulukları gereği bir din adamının topluma faydalı bilgiler paylaşmasının çok ötesinde Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetine alenen hakaret içermektedir.

Şüphelinin, 24 Kasım 1934 tarihli Kararname ile Ayasofya Camii’nin müze olmasına ilişkin karar altında Mustafa Kemal Atatürk’ün imzası bulunması karşısında, “Bunlardan daha zalim ve kafir kim olabilir…” demek suretiyle Mustafa Kemal Atatürk’ün kastedildiği çok açıktır. Bu sözleri ile şüpheli Atatürk’ün manevi hatırasına alenen hakaret etmiştir.

3- Şüpheli, bu konuşması ile düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırları dışına çıkarak, Atatürk’ün manevi hatırasını hiçe saymış, dayanağı olmayan sözler ile Cumhuriyetin Kurucusu Atatürk’e iftirada bulunmuştur.

Anayasanın 26. Maddesi çerçevesinde düşünceyi açıklama hürriyeti “başkalarının şöhret veya haklarının” korunması amacıyla sınırlandırabilmektedir. Üstelik burada ifade edilen “düşünce” açıkça Laiklik karşıtı bir gericiliğe tekabül etmektedir. Hukuken korunacak değer ise bu ülkede yaşayanların özgürce ibadet etmelerini de sağlayacak olan Mustafa Kemal Atatürk ve onun devrimleridir. 5816 saylı kanunun özel koruma alanı getirmesindeki maksat da bundandır.

4- Belirtmek gerekir ki, Anayasanın 136. Maddesine göre “Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.”

Şüpheli imam statülü zat müsnet eylemiyle, açıkça Anayasal görevini de ihlal etmekte ve hatta din görevlisi olma sıfatını kötüye kullanmaktadır. Bu nedenle TCK 219. Madde bağlamında “görevi sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma” suçundan da yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır.

Diğer yandan Anayasa 136 ve TCK 219 karşısında derhal görevinden ve devlet memuriyetinden el çektirilmesi gerektiği de açıktır.

            Parti programında LAİKLİK İLKESİ’nin korunması ve bunun için aktif mücadele edilmesi gereğine yer veren müvekkil Parti, suçtan hem kendisi, hem üyeleri, hem de halk adına zarar görendir.

Bu nedenlerle, Cumhuriyetin Kurucusu ve işgalcilere karşı zaferimizin ebedi başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk’e alenen hakarette bulunan şüpheli hakkında suç duyurusunda bulunmak gereği hasıl olmuştur.

SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen ve re’sen tespit olunacak nedenlerle; 5816 sayılı Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar Kanununa muhalefetten ve TCK 219 ihlalinden gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz. Saygılarımızla. 31.05.2021

HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ VEKİLLERİ

Av. Doğan ERKAN