Mustafa Kemal, İsmet İnönü ve Silah Arkadaşlarına Lanet Okuyan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında suç duyurusunda bulunduk

Bildiğimiz üzere son günlerde, halkımız nezdinde eriyip giden AKP’giller ve Reisi tarafından, denize düşenin yılana sarılması gibi sarıldıkları Ayasofya meselesi başta AKP’giller’in şefi olmak üzere tüm ortaçağcı gericilerce Mustafa Kemal’e, İsmet İnönü’ye hakaret ve sövgü yarışına çevrildi.

Özellikle iktidarlarının son demlerini yaşayan AKP’giller, din alıp satmaya hız vermeye başladılar. Her geçen gün din afyonuyla kandırdıkları, uyuttukları kitlelerin kendilerinden, gerçek yüzlerini gördüğü için uzaklaşmaları ve AKP’giller’in saltanatının sona ereceği gerçeği onları bu tarz ucuz tiyatrolar oynamaya zorladı.

Ancak hepimizin de gördüğü gibi bu ucuz tiyatrolar oynanırken dahi Mustafa Kemal’e, İsmet İnönü’ye, Birinci Kuvayimilliyecilere ve onların eseri Laik Cumhuriyete olan düşmanlıklarını her yerde gösteriyorlar. Buna yönelik son saldırı da AKP’giller’in Diyanet İşleri Başkanı, eski FETÖ’cü Ali Erbaş’tan geldi. Erbaş, Ayasofyanın Camii olarak açılışında minbere kılıçla çıkarak yaptığı konuşmada; “Fatih Sultan Mehmet Ayasofya’yı cami olması için vakfetti. Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar! Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar” dedi. Üstü kapalı şekilde isim kullanmadan vermeye çalıştığı mesaj direkt olarak Mustafa Kemal, İsmet İnönü ve Silah arkadaşlarını hedef almaktaydı. Bunun sebebi ise 1934 yılında Ayasofya’yı cami’den müzeye çeviren Bakanlar Kurulu kararında, Cumhurbaşkanı sıfatıyla Mustafa Kemal’in, Başvekil sıfatıyla İsmet İnönü’nün ve o dönemin aynı silah arkadaşları olan bakanlarının imzasının bulunmasıdır. Yani asıl hedef aslında o kararda imzası bulunan, ülkemizi Emperyalizmin işgalinden kurtarmış ve laik bir devlet kurmuş olan Mustafa Kemal, İsmet İnönü ve silah arkadaşlarıdır. Bu saldırının hedefi onlardır.

İşte bu pervasızlığa karşı harekete geçen Partimiz, Ali Erbaş hakkında; “5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanuna Aykırılık’, “Görevi Kötüye Kullanma (TCK m.257)”, ‘Görev Sırasında Din Hizmetlerini Kötüye Kullanma (TCK m.219)’, ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama’ (TCK m.216) ve Tehdit (TCK m.106) gerekçeleriyle suç duyurusunda bulundu.

Partimiz bundan birkaç gün önce de yine Mustafa Kemal’i, İsmet İnönü’yü ve silah arkadaşlarını ‘tarihe ve vatana ihanetle’ suçlayan Kaçak Saraylı Reis hakkında da suç duyurusunda bulunmuştu.

Halkın Kurtuluş Partisi olarak, Mustafa Kemal’e, Laikliğe ve Cumhuriyet’e düşman olanlara karşı her zaman mücadelemizi sürdüreceğiz.

Yaptığımız ve yapacağımız suç duyuruları ile tarihe not düşmeye devam edeceğiz.

Ortaçağcı gericiliğe, laiklik ve cumhuriyet düşmanlarına karşı mücadelemize devam edeceğiz.

Suç duyurusu dilekçesini veren HKP İstanbul İl Başkanı Av. Pınar Akbina, konuyla ilgili Çağlayan Adliyesi önünde yaptığı açıklamada şu sözleri dile getirdi:

***

Değerli Halkımız, Değerli Basın Emekçileri,

Bugün yine bir suç duyurusu yapmak üzere Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) adına buradayız. Bugünki suç duyurumuz Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında. Bildiğiniz gibi geçen Cuma günü Ayasofya’da bir tiyatro oyunu sergilendi.

Halkımız işsizlik, pahalılık, yoksulluk cehenneminde yanarken; kadınlarımız, çocuklarımız, hayvanlarımız cinayetlere kurban giderken; AKP’giller iktidarı baktı ki iktidardan yuvarlanıyorlar hemen bir tiyatro oyunu ortaya attılar. Yine din alıp din satmaya başladılar. Maalesef yaptıkları da Hz. Muhammed İslamiyetiyle asla ilgisi olmayan Amerikan, CIA, Muaviye ve Yezid İslamı’dır. Hz. Muhammed komşun açken tok yatma der, malının fazlasını paylaşın, infak edin der.

Ancak bunların Hz. Muhammed’in İslamiyet’iyle hiçbir ilgisi yoktur. Bunlar ne yazık ki suç örgütü biçiminde çalışmaktadırlar. Tek yaptıkları vurgunlar yapmak, talanlar yapmak, yalanlar söylemektir. Halkımızın temiz din duyguları üzerinden yapmaktadırlar. Bunu yaparken de ülkemizin kurucusu, Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşımız’ın Önderi Mustafa Kemal ve Silah Arkadaşları Kuvay-ı Milliye’nin önderlerine saldırılar yaparak bu açıklamaları, bu tiyatroları oynamaktadırlar. O Mustafa Kemal ki, O Kuvay-ı Milliyeciler ki eğer olmasalardı, bugün onlar bırakın burada namaz kılmayı, o camide namaz kılmayı belki Türkçe isimler bile taşımıyor olacaklardır.

18 Ada’mız Yunanistan’a peşkeş çekildi, silahlarını doğrultmuş her an bir savaş çıkartmayı beklemektedirler. Ama bugün AKP’giller’in gündeminde asla bunlar yoktur.

Onlar baktılar ki seçimi kaybedecekler hemen din oyununa sarıldılar tıpkı geçmişte Muaviye’nin yaptığı gibi Kuran-ı Kerim’i ellerine alarak, halkımızı temiz din duygularını sömürerek din alıp din satmaktan başka hiçbir şey yapmamaktadırlar.

En son biliyorsunuz AKP’giller’in Reisi, bir yıl önce, Sultanahmet dururken Ayasofya’nın ne işi var, diyerek kendisi belirtmiştir Ayasofya’yı ne amaçla kullanmak istediklerini. Ama bugün 180 derece dönerek Ayasofya’yı ibadete açtık yalanlarıyla yine halkımızın temiz din duygularını sömürmektedir.

Ve AKP’giller’in Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da eline bir kılıç alarak orada bu tiyatro oyununun başrolünü oynamıştır. Ve O da aynı şekilde Mustafa Kemal ve Silah arkadaşlarına saldırmıştır. 1934’te Bakanlar Kurulu kararıyla vakıf malı olduğu Bizans’ın ve Türklerin ve Anadolu’nun kültür mirası olan Ayasofya için maalesef imzayı atanları sahtecilikle suçlamışlardır. Ve lanetler okumuştur.

Bizde buradan Ali Erbaş’a o laneti okuyoruz. Lanet olsun ki halkımızın temiz din duygularını sömürenlere, lanet olsun ki muaviye-yezid-amerikan islamı yapanlara, Lanet olsun ki yetim hakkı yiyenlere.

Bugün Ali Erbaş hakkında, “5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’a Aykırılık”, “Görevi Kötüye Kullanma”, “Görev Sırasında Din Hizmetlerini Kötüye Kullanma”, “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama” ve “Tehdit” suç duyurusunda bulunduk.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

26 Temmuz 2020

HKP Genel Merkezi