Mümtaz Soysal insan olarak yaşadı, insan olarak ayrıldı bu dünyadan

Mümtaz Soysal öncelikle bir sosyalistti, taviz vermedi sosyalistliğinden.

Bu ülkenin görmüş olduğu en ileri Anayasa olan 61 Anayasası’nın mimarları arasında yer aldı. Ne 27 Mayıs Politik Devrimi’ni ne de onun ürünü 61 Anayasası’nı savunmaktan geri kaldı. Eşitlemedi 27 Mayıs Politik Devrimi’yle 12 Mart ve 12 Eylül Faşist Darbelerini.

61 Anayasası’nın mimarlarından olduğu ve sonuna kadar bu ilerici Anayasayı savunduğu için, Sosyalist olduğu için uğradı 12 Mart Faşizminin gazabına, ama geri adım atmadı. Satmadı insanlığını dünya menfaati için.

Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mıza ve Mustafa Kemal’e sahip çıktı her zaman. Her ortamda, her yazısında, her kitabında savunmaktan sakınmadı Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızı ve önderini.

Özelleştirmeye karşı oldu. Karşı olmakla yetinmedi özelleştirmeye karşı mücadele etti. Yürütmeyi durdurma kararları çıkarttırarak hukuki zaferler kazandı.

Kıbrıs konusunda yıllardır bizim savunusunu yaptığımız “Taksim”i savundu. AB-D Emperyalistlerinin ve yerli satılmışların Kıbrıs’ı emperyalistlerin bir adasına, onların havaalanına dönüştürme politikasına karşı duruş sergiledi. Yerli satılmışların sattığı Yurtsever Rauf Denktaş’ın yıllarca danışmanlığını yaptı.

AB-D Emperyalistlerinin ve yerli satılmışların Ermeni Politikasına karşı da net bir duruş sergiledi. Ermeni soykırımı yalanını “militanca” savunan Sevrci Soytarıların yanında yer almadı.

Dışişleri Bakanlığı yaptı. Rahatlıkla denebilir ki, 1950’den bugüne en namuslu, en dürüst Dışişleri Bakanı oldu. O yüzden Bakanlığı çok kısa sürdü. Dürüst olduğu, namuslu olduğu için. Dışişleri Bakanı olduğunda açıklamışlardı zaten ABD Emperyalistleri, ABD’nin çıkarlarını değil Türkiye’nin çıkarlarını savunur diye.

İşte Mümtaz Soysal’ı insan yapan, dürüst ve namuslu yapan en önemli özellik. İnsan soyunun en büyük düşmanının düşmanı olmak. Onların nefretini kazanmak. Bir yurtseverin başına gelebilecek en güzel olay.

Mümtaz Soysal, insan olarak geldiği bu dünyadaki yaşamını insan olarak tamamladı. Yaşarken ölenlerden olmadı. İnsanlığından, yurtseverliğinden, inancından taviz vermedi. Dünya malına tamah etmedi. O yüzdendir ki kaybı sadece bedencedir.

Halkın Kurtuluş Partisi olarak, öğrencilerinin deyimiyle Mümtaz Hoca’nın bedence kaybı nedeniyle halkımıza ve ailesine baş sağlığı dileklerimizi iletiyoruz. 11.11.2019

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi