Meslek Birliklerimiz Anayasal ve Tarihsel Kazanımlarımızdır. Parçalatmayacağız!
Mesleki faaliyet ve hizmetlerimizin doğrudan toplumsal alana dönük sonuçlar üretmesi, yüzyılları aşan mesleki formasyon sürecine iki kurallaştırma kazandırmıştır:
1- Meslek disiplini ve etiğine dönük bağlayıcı kurallar geliştirilmesi (meslek deontolojisi).
2- Topluma hizmet veren deontolojik mesleklerin kamusallaşması.
Bu gereklilikler ise, mesleki birliklerin/örgütlerin doğmasını getirmiştir.
Keza kamusal meslek kurallarını ve meslek ahlâkını hem geliştirip hem koruyacak meslek örgütlerinin de kamusal yetkilerle donatılması gerekmiş ve meslek örgütlerimize “kamu kurumu niteliği” kazandırılmıştır.
Meslek Örgütlerinin parçalanması, esasen doğrudan kamusallığının parçalanması demektir. Dolayısıyla AKP’nin bu saldırısındaki asıl amaç, mesleklerin kamu hizmeti olmasını yok edip, emperyalizmin çıkarları doğrultusunda vahşi piyasa koşullarına terk etmektir.
Böylece “Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’nün “Hizmet Ticareti Genel Anlaşması (GATS)” ile Türkiye’den koparttığı taahhüdü yerine getirmiş olacaklar.
“GATS ile hizmet sunumunun tüm DTÖ üyelerinin hizmet sunucularına eşit muamele sağlanacak; yerli ve yabancı hizmet sunucuları arasında ayrımcı muamele yapılmayacak şekilde gerçekleştirilmesi ilke olarak benimsenmektedir.” (https://www.ekonomi.gov.tr/portal/faces/home/hizmetTicareti/uluslararasiIliskiler/HizmetTicaretiAnlasmalari)
Bu anlaşma ve taahhütlerle amaçlanan, avukatlık “piyasası”nın dünya pazarına, dünya tekellerine açılmasıdır.
“Sivil Toplumcu”, “Projeci”, dolayısıyla “Sorosçu”, “Liberal Düşünce Topluluğu (LDT)” tarafından 2011 yılında hazırlanan“Türkiye’de Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Reform Önerisi” başlıklı proje ile meslek kuruluşlarımız hedef gösterilerek bu emperyalist plan açıkça savunulmuştur.
(http://www.liberal.org.tr/sayfa/turkiyede-kamu-kurumu-niteligindeki-meslek-kuruluslari-sivil-toplum-ve-demokrasi,484.php)
Bugün yapılmak istenen bu projenin yaşama geçirilmesidir.
İktidarın meslek kuruluşlarını parçalamak istemesi, kamusal yetkinin, kamusal denetimin, kamusal disiplinin yok olması demektir. Çok sayıda cumhurbaşkanı fikri nasıl kamusallıkla bağdaşmaz ise, çok sayıda meslek kuruluşu da aynı oranda bağdaşmaz. Kamusallığın yok olması ise, önce meslek nosyonunun kendisinin, hemen akabinde ise bu mesleklerin icrasından yararlanan halkın olumsuz etkilenmesi demektir.
Saldırının ikinci amacı ise, şüphesiz meslek örgütlerinin göreli bağımsızlığına yöneliktir.
AKP; kendisine yandaş olmayan her örgütü yok etmeyi amaçlamaktadır.
Bu açıkça demokrasi düşmanlığıdır.
OHAL Faşizmi ise, bağımsız, demokratik, ilerici kalabilen tüm kurum ve kuruluşların dağıtılma ve tek adam diktası kurulmasının “hukuksal” aracıdır.
Buna “hukuk” denebilirse…
OHAL’de YAPILMASI GEREKEN; KİTLESEL, KARARLI, DEMOKRATİK MEŞRU MÜCADELEDİR
* Mesele; yandaş meslek örgütü yaratmak ve onları fonlamaktır.
* Saldırı; planlıdır, programlıdır ve bir proje dahilinde uygulamaya konmaktadır.
* Konuyu “Sayın Cumhurbaşkanı’nı danışmanları yanlış yönlendiriyor” derekesine indirmek, yanlıştır. Emperyalist tekelleri ve AKP Genel Başkanı’nı aklamaktır.
* Yapılması gereken; bedel ödemeyi de göze alarak, her yöntemi kullanarak KESİNTİSİZ mücadele etmektir. Meslek örgütlerimiz de elimizden alınınca kaybedecek hiçbir şey kalmamaktadır.
* Saldırıya karşı dururken meslek şovenizmine düşülmemelidir. Sorun ortaktır, başta TBB, TTB, TMMOB olmak üzere toplumun tüm kesimleriyle birlikte mücadele hattı örülmelidir.
* Meslek örgütlerimize saldırının bu kadar yoğun olduğu bir dönemde salon toplantısı ile başlamak yanlış, en azından zaman kaybına neden olmuştur. Oysa öncelikle refleks eylemler konmalıydı.
* Tüm meslek örgütlerinin katılımıyla, gecikmeksizin BÜYÜK ANKARA MİTİNGİ örgütlenmelidir.
Halkçı Hukukçular, Türkiye Barolar Birliğini, Baroları; kitlesel, etkin, kararlı, meşru-demokratik mücadele örgütlemeye çağırmaktadır.
Cumhuriyet hukuku şeklen ve lafzen salonlarda kaleme alınmış olabilir, ancak ruhu cephede yazılmıştır!
Avukatlar; Göreve, Hukuk Mücadelesine, Savunma Mücadelesine…
24.02.2018
HALKÇI HUKUKÇULAR