Böylesine bir acıyı, bir halkın başına gelebilecek en büyük felaketlerden biri olan bir acıyı kendine başına gelmiş gibi, kendi vatanında olmuş gibi, kendi yakınları ölmüş yaralanmış gibi hissetmeyenin insanlığından şüphe ederiz.
O kadar büyük ki olayın çapı, dünya basını; “Beyrut’un Hiroşima’sı” olarak nitelendiriyorlar.
Ne kadar acılar yaşatıldı Lübnan Halkına AB-D Emperyalistleri ve Ortadoğu’daki Bekçi Köpeği İsrail tarafından. Bombalandı, Ekonomik altyapısı tahrip edildi, insanları katledildi, kardeşçe yaşayan farklı dinden, mezhepten, ırktan halklar birbirine düşürüldü, neredeyse hiç ara vermeden sürekli taciz edildi. Bütün bunlar yaşatıldı Lübnan Halkına. Özellikle AB-D Emperyalistleri tarafından o bölgede Siyonist İsrail’in 1948 yılında bir uydu devlet olarak kurulmasından sonra.
Ve son yaşanan acının, dramın büyüklüğünü gözler önüne sermek için olaya tanık olanlar; “Birçok savaş gördük ama böyle bir şeyi ilk kez yaşadık” diye değerlendiriyorlar. Ki patlamanın sonuçları da doğruluyor bu söylemi. Artması kesin olarak beklenen 100’ü geçkin ölü, evsiz kalan 300 bin kişi, Camı kırılmayan, penceresi tahrip olmayan neredeyse bir tek binanın kalmaması, patlamanın etkisinin Kıbrıs’tan hissedilmesi patlamanın çapının büyüklüğünü ortaya seriyor.
İhmalden kaynaklı bir patlama mı, bir sabotaj mı, AB-D Emperyalistlerin ve Bekçi Köpeği Siyonist İsrail’in Ortadoğu Halklarının hiç yabancısı olmadığı bir katliamı mı, şu an için belli değil. Bir karartma söz konusu. İlk açıklamalara göre neden; hem gübrelemede hem de bomba yapımında kullanılan ve 6 yıldır limanda hiçbir güvenlik önlemi olmadan saklanan 2750 ton amonyum nitratın patlaması.
Ne olursa olsun büyük patlamanın nedeni, Lübnan Halkının acısı çok büyük. Değişmiyor çekilen acılar, dökülen gözyaşları, yaşanan dramlar.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak Lübnan Halkının acısını paylaşıyor, başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. 05.08.2020
Halkın Kurtuluş Partisi
(HKP) Genel Merkezi
