AB-D’nin Büyük Ortadoğu Projesi hız kesmeden devam ediyor. ABD Emperyalist Haydutlarının satılmış kuklaları ne acıdır ki, BOP’un Suriye’ye yönelik yarım kalan planını tamamlamak için Suriye’deki meşru iktidarı yıktılar. ABD Emperyalistlerinin “Bin Devletli Dünya” projesinin Ortadoğu’daki yansıması olan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’ta ne yazık ki önemli bir aşama kaydedildi ve yaklaşık 13 yıldır emperyalist abluka altında bulunan meşru Suriye devleti ve Beşşar Esad liderliğindeki BAAS iktidarı çökertildi.
BM tarafından tanınan meşru bir devlet olan Suriye, ABD Emperyalizminin farklı kuklaları tarafından göz göre göre parçalanmış ve insan soyunun baş düşmanı ABD Emperyalist Haydudu, dünya tarihine bir haydutluk örneği daha sunmuştur.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak yıllardır hançeremizi yırtarcasına bağırıyor ve halkımızı yaklaşan büyük tehlikeye karşı uyarıyorduk. Hatta Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut kitabını yazdı: “Yugoslavya, Irak, Libya, Suriye… Sıra Sende Türkiye…”
Ne yazık ki Devrimci Teorimizin ışığında gördüğümüz öngörüler bir bir gerçekleşiyor. Yugoslavya’yı 7 parçaya böldüler, Irak’ı 3’e böldüler, Libya’nın antiemperyalist ve Arap Ulusunun birliğini savunan önderi Kaddafi’yi linç ettirip petrollerine el koydular. Ve şimdi Suriye’de yarım kalan işlerini tamamlamak için, ABD beslemesi, Siyonist İsrail dostu Ortaçağcı HTŞ Maskesiyle Suriye’yi işgal ettiler.
ABD, Suriye’yi parçalayarak orada kurduğu kukla Kürt Devletiyle ikinci bir İsrail yaratmaktadır. BOP’un sıradaki hedefi İran olacaktır. Sonrasında ise 1991’den beri dile getirdiğimiz gibi Türkiye’de Yeni Sevr’in hayata geçirilmesinin hızlandırılması adına adımlar atılacaktır. Yani BOP’un kilit ülkesi ve hedefi Türkiye’dir. BOP Eşbaşkanı Tayyip ve AKP’giller iktidarı işte bu işle yani Türkiye’nin en az üç parçaya bölünmesiyle görevlidir.
ABD Emperyalistlerinin bu aşağılık politikalarında en büyük müttefiki doğal olarak Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana 50 binden fazla masum Filistinliyi katleden Siyonist İsrail’dir.
ABD Emperyalistlerinin bu aşağılık operasyonlarında kukla olarak kullandığı güçler ise;
1- ABD Emperyalist Haydudunun “yerel güçlerim” diye nitelediği Amerikancı Burjuva Kürt Hareketinin temsilcileri PKK-PYD-YPG,
2- ABD Emperyalistlerin yarattığı, beslediği, AKP’giller gibi kuklalarına beslettiği, lojistik destek sağladığı, her biri gözü dönmüş insan kasabı olan HTŞ gibi Ortaçağcı Selefi örgütler,
3- Ve çıkar amaçlı organize bir suç örgütünden başka bir şey olmayan, Ortadoğu Halklarını parçalama, birbirlerine düşman etme projesi olan BOP Eşbaşkanı olmakla övünen AKP’giller iktidarıdır.
İşte önce 25 Kasım’da ABD ve AB Emperyalist Haydutlarının askeri örgütü NATO Genel Sekreteri geldi Ülkemize, kanlı ve kirli ayaklarıyla kirletti bu toprakları. Suriye’nin parçalanmasında üstleneceği rol için ABD Emperyalistlerinin emirlerini dikte etti. Emirlerinin gereğini yerine getirdi, Ortaçağcı AKP’giller. Meşru Suriye Devleti ve BAAS İktidarının çökertilmesinde kendilerine verilen rolü “layıkıyla” yerine getirdiler.
Şimdi de, ABD’de Temsilciler Meclisindeki oturumda Gazze politikaları nedeniyle “Gazze Kasabı” ve “Soykırım Bakanı” sloganlarıyla protesto edilen ABD Dışişleri Bakanı Blinken geliyor kanlı ve kirli ayaklarıyla ülkemize. ABD Emperyalist Haydudunun bölgedeki yerel müttefiki Amerikancı Burjuva Kürt Hareketinin önderliğinde kurulan Pekekistan yani Müslüman İsrail ile ilgili emirleri AKP’giller’e dikte etmek için geliyor ülkemize ABD Emperyalist Çakalının Soykırım Bakanı.
Gazze Kasabı Blinken; demografik yapıyı dönüştürmek, Türkiye’de Türkü azınlığa düşürmek için 1991’den bugüne kadar ülkemize doldurulan BOP’un Askerlerini Türkiye’de tutmalarını emretmek için kirletiyor topraklarımızı.
Suriye BOP çerçevesinde an itibarıyla dörde bölündü. Dört parçadan biri de Siyonist İsrail. İşte Blinken, AKP’giller’in bu durumu halka nasıl yedirebileceklerini anlatmak için geliyor. BOP Eşbaşkanlığının şartlarındandı İsrail’in önündeki tehlikelerin ve engellerin kaldırılması. İşte AKP’giller’e bu görevi hatırlatılacak. Suriye Devletinin ve BAAS İktidarının üstelik hiçbir dirençle karşılaşmadan, tek bir kurşun atmadan çökertilmesiyle Suriye’yi işgale girişen, Şam’ın 20 km yakınına kadar topraklarını genişleten Siyonist Faşist İsrail’e karşı, “sakın bir tavır, bir tutum almayın” emrini vermek için geliyor Halk Düşmanı Blinken.
Evet, BOP hızla yaşama geçiriliyor. Evet, BOP’un kilit ülkesi Türkiye. Ama Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut’un dediği gibi;
“ABD Uşağı BOP’çu hainler erken bayram etmesin. Mustafa Kemal Geleneği ve biz Gerçek Devrimciler var olduğu sürece bu halka hiçbir güç diz çöktüremez.
“Böyle bir Öndere ve onun geleneğine sahip bir ordu ve halk; asla yenilemez, teslim alınamaz…”
Mustafa Kemal nasıl bir önder?
Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’ndan hemen sonra, 1919 Eylül’ünde Sivas’a gelen ve Kurtuluş Savaşı’nın bir “milli intihar” olduğunu söyleyen ABD’li General Harbord’a Mustafa Kemal, “Biz emperyalistlerin pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkûm olmaktansa, babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz”, demişti.
İşte böyle bir önder Mustafa Kemal. Sonunu düşünmeyen bir kahraman, cesaret vatanına sahip gerçek bir asker, vatan söz konusu olursa tek başına bile kalsa düşmana karşı çarpışacağını tüm dünyaya ilan eden bir başkomutandı, Mustafa Kemal. Başında sallanan idam fermanına rağmen vazgeçmedi. Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızı örgütledi ve bu savaşı zaferle taçlandırdı. Savaştan kaçmadı, ölmekten öldürmekten korkmadı, nöbet yerini yani vatanını biran olsun terk etmeyi düşünmedi, “Söz konusu Vatansa, Gerisi Teferruattır!” diyerek cepheden cepheye koştu. Mazlum halklara, önderlerine işte böyle örnek ve umut oldu.
İşte bu ülkenin İkinci Kurtuluş Savaşçılarının, Halkın Kurtuluş Partililerin, insan soyunun baş düşmanı ABD ve Avrupa Birliği Emperyalizmine karşı mücadelesi, 17 yaşında Kuvayımilliye komutanı olan Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’dan bugüne kesintisizce sürüyor. Tıpkı Kuvayimilliyeci atalarımız ve Onların önderi Mustafa Kemal gibi biz de bu hainleri, bu işgalci insanlık düşmanlarını hezimete uğratıp ülkemizden ve Ortadoğu’dan yerli ortaklarıyla, hainleriyle birlikte defedeceğiz. O güne kadar savaşımız sürecek.
Hiç vazgeçmeyeceğiz Halk düşmanlarına karşı savaşmaktan. Hep düsturumuz olacak; “Vatan aşkını söylemekten ve gereğini yapmaktan korkar hale gelmektense ölmeyi yeğ tutmak.” Vazgeçmeyeceğiz; “Bağımsızlık bizim karakterimizdir!” ve “Emperyalistler, işbirlikçiler geldikleri gibi gidecekler!” sloganlarını haykırmaktan. En sonunda zafer yine bizim olacak. Mutlaka ama mutlaka İkinci Kurtuluş Savaşı’mızı da başarıya ulaştıracak ve Sosyal Kurtuluş ile taçlandıracağız.
Bunu da ABD ve AB Emperyalistleri ve yerli İşbirlikçileri kafalarına mıh gibi çaksınlar.
13 Aralık 2024
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi