Hikmet Kıvılcımlı Usta, aramızdan bedence ayrılışının 43. yıldönümünde
gerçek takipçileri tarafından anıldı
“Sonunda mutlaka Halklar kazanacak, özgürleşecek ve kardeşleşecek, Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın, ömrünün 50 yılını adadığı İnsanlık Davası zafer kazanacaktır.”
Türkiye Devrimi’nin Önderi Hikmet Kıvılcımlı, düşünce oğulları ve düşünce kızlarının örgütü Halkın Kurtuluş Partisi tarafından 11 Ekim’de Topkapı’daki mezarı başında anıldı.
Saat 11.00’de Topkapı’daki Fetihkapı tramvay durağı önünde toplanan biz Kurtuluş Partililer, buradan Hikmet Kıvılcımlı’nın mezarı başına kadar pankartlar, kızıl bayraklar ve sloganlar eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdik. Yürüyüşün sonunda mezar başında tüm Devrim Şehitleri ve Hikmet Kıvılcımlı anısına saygı duruşunda bulunduk.
Saygı duruşunun ardından Sema Olkun Kopal Yoldaş söz aldı ve mezarbaşı konuşmasını yaptı. Sema Yoldaş konuşmasında; Kıvılcımlı Usta’nın teorik ve pratik mirasıyla, Parti’mizin Önderliğinin Marksizm-Leninizmin ışığında olayları değerlendirmesi ve duruca açıklığa kavuşturması sayesinde, Parti’mizin öngörüleri ve değerlendirmelerinin hayat tarafından bir bir doğrulandığını vurguladı. Ardından Türkiye’deki iş cinayetlerine, politik gelişmelere, Ortadoğu’daki kanlı savaşa, yükselmeye devam eden Ortaçağcı gerici dalgaya ve emperyalistlerin Sevr Planına değinerek konuşmasını sonlandırdı.
Konuşmanın ardından aynı mezarlıkta bulunan, Hikmet Kıvılcımlı’nın öğrencisi, İşçi Önderi, Devrimci Sendikacı İsmet Demir’in mezarı başına geçildi. Burada Şahin Özen Yoldaş, İsmet Demir’in yaşamını ve sınıf mücadelesini anlatan bir konuşma yaptı. Konuşmaların sonrasında 26 Ekim’de bu sene Kartal’da Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan Hikmet Kıvılcımlı anmasına çağrı yapıldı.
Mezarlığa yürüyüş ve konuşmalar sırasında sık sık “Kahrolsun ABD-AB Emperyalizmi”, “Yeni Sevr’e Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşı’mız”, “Kahrolsun Emperyalizm Yaşasın Sosyalizm”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Kızıl Savaş Bayrağı Hikmet Kıvılcımlı”, “İşgal, Grev, Direniş! Yaşasın Kurtuluş Partimiz” sloganları atıldı. 11.10.2014
İstanbul’dan
Kurtuluş Partililer
***
Usta’mızı İzmir’de de andık
1. Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızda Köyceğiz Kuvayimilliye Komutanı, 2. Kurtuluş Savaşı’mızın ve Türkiye Devrimi’nin önderi Hikmet Kıvılcımlı bedence aramızdan ayrılışının 43. yılında İzmir’de HKP İzmir İl Örgütü tarafından anıldı. İl Başkanımız Tacettin Çolak, 11 Ekim günü sabah 11.00’de Can Radyo’da bir radyo programına katıldı. Hikmet Kıvılcımlı’nın yaşamı ve mücadelesi ile ilgili programda Çolak, Türkiye gündemindeki bir çok konuyla ilgili de görüşlerini dile getirdi.
HKP İzmir İl Örgütü olarak aynı gün saat 15.00’de Konak YKM önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdik. İl Başkanımız Av. Tacettin Çolak tarafından gerçekleştirilen açıklamada 50 yıllık mücadele hayatının 22,5 yılını zindanlarda geçiren, geride onlarca teorik eser bırakan Kıvılcımlı’nın teorik ve pratik mirasıyla, parti önderliğinin Marksizm-Leninizmin ışığında olayları değerlendirmesi ve duruca açıklığa kavuşturması sayesinde, öngörülerimizin ve değerlendirmelerimizin hayat tarafından bir bir doğrulandığı vurgulandı. “Kızıl Savaş Bayrağı Hikmet Kıvılcımlı”, “Kıvılcımlı Yaşıyor Savaşıyor”, “Kıvılcmlı Usta Ölümsüzdür”, “Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşı’mız”, “Kahrolsun Emperyalizm, Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganlarının atıldığı eylem İzmir Halkı tarafından ilgiyle takip edildi. 11.10.2014
İzmir’den Kurtuluş Partililer
Açıklama metni:
PARTİMİZİN İLK GENEL BAŞKANI, USTAMIZ HİKMET KIVILCIMLI’YI BEDENCE ARAMIZDAN AYRILIŞININ 43’ÜNCÜ YILDÖNÜMÜNDE ANIYORUZ.
İnsanlık Davasına adanmış 50 yıllık bir ömür…
“Ben insanın hayvan yerine konulmasına isyan ettiğim için Sosyalistim” diyen Hikmet Kıvılcımlı Usta, Türkiye’nin sınıflar savaşını, ekonomik, politik meselelerini, siyasi tarihini su götürmez bir berraklıkla yılmadan, bir an bile kavgasından ödün vermeden aydınlattı.
Yaşamı boyunca, Parababalarının, zulmün ve haksızlığın karşısında bir kez bile eğilmedi, yılmadı, onurlu yaşamından vazgeçmedi. Kıvılcımlı, daha 17 yaşındayken Birinci Kurtuluş Savaşımıza katıldı. Yörük Ali Efe Çetesi’nde Batılı Emperyalistlere ve onların yerli işbirlikçisi Tefeci Bezirgânlığa karşı savaştı. Ardından başarılarından dolayı Köyceğiz Kuvayimilliye Komutanlığına atandı.
Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluşunda Merkez Komite Üyesi-Genç Komünistler Birliği Başkanı oldu. Vatan Partisi Genel Başkanı, İPSD Kurucusu ve ömrünün 50 yılını Marksizm-Leninizm davasına adamış bir devrimciydi. Bu 50 yıllık devrimci ömrünün 22,5 yılını da kendi deyimiyle; “Yarıderebeyi Türkiye zindanları”nda geçirmişti.
Kıvılcımlı, bu zindan hayatını derviş sabrıyla tüketmemiş, Dünya ve Türkiye’nin ekonomik-siyasi sorunlarını çözümlediği, içlerinde anıt eserlerin de yer aldığı yüzlerce kitap ortaya çıkarmıştır.
Bugün Kıvılcımlı Usta’nın teorik ve pratik mirasıyla, Partimizin Önderliğinin Marksizm-Leninizmin ışığında olayları değerlendirmesi ve duruca açıklığa kavuşturması sayesinde, Partimizin öngörüleri ve değerlendirmeleri de hayat tarafından bir bir doğrulanıyor.
Usta’mızın geçen yılki anmasından bugüne İşçi Sınıfımız ve Yoksul Emekçi Halkımızın cephesinde değişen pek bir şey olmadı. İşçi Sınıfımızın ve Emekçi halkımızın payına yine işsizlik, pahalılık, iş cinayetleri, katliamlar düştü. Hem de artarak.
Ustamızın geçen yılki anmasından bu yana ülkemizin içinde bulunduğu siyasi durum da gittikçe kötüleşti. Partimizin on yıllar öncesinden öngördüğü-tespit ettiği olaylar bir bir gerçekleşti, ne yazık ki.
Biz ne demiştik?
Bunlar din bezirganı. Bunlar Amerikan İslamı’nın-CIA İslamının müritleri. Bunların tek derdi küplerini doldurmak ve makam-koltuk sahibi olmaktır, dedik. Bunlar sınıf karakterleri gereği kamu malı yiyerek küplerini doldurur, dedik.
17-25 Aralık operasyonlarıyla Tayyipgiller’in vurgunları bir geriz gibi patladı.
Bundan önce, Pensilvanyalının Cemaatıyla Tayyipgiller İktidarı 12 yıldan bu yana bir çıkar ortaklığı sürdürmekteydi.
Bu ortaklığı organize eden de her ikisinin de sahibi olan ABD Emperyalistleridir. Bu ortaklığın amacı, Laik, Mustafa Kemalci, Antiemperyalist, Yurtsever insanları, güçleri tasfiye etmek, sindirmek, korkutmaktı. Böylece de Türkiye’yi Yeni Sevr’e götürürken ortaya çıkacak direnç noktalarını ortadan kaldırmaktı.
Ve ne yazık ki bu işi başardılar. Türk Ordusu’ndaki, üniversiteler ve medyadaki Mustafa Kemalci, Antiemperyalist, Laik unsurların önde gelenlerini insan aklıyla alay eden düzmece delillerle Silivri, Hasdal Zindanlarına tıkarak bu kesimi bir süreliğine de olsa sindirdiler.
Türkiye bir yandan Yeni Sevr bataklığına sürüklenirken diğer yandan da Ortaçağın karanlıklarına doğru yani bir din devletine doğru götürülmektedir.
Emperyalistler Irak ve Libya’dan sonra Suriye’ye saldıracak, demiştik. Ve bugün durum tam da böyle oldu. Suriye de bugün fiilen bölünmüş durumdadır. Libya ise Muammer Kaddafi sonrasında aşiretlerin paylaşım mücadelesi verdikleri bir ülkeye dönüşmüştür.
Dikkat edersek; ABD Emperyalistlerinin BOP adlı projesi Irak, Suriye ve Libya’da hayata geçmiştir bugün için. Bu projenin öngördüğü parçalanmışlık ve oluşturulan yeni harita her geçen gün biraz daha pekiştirilmekte ve kalıcılaştırılmaktadır.
Ortadoğu’nun güncel figürü IŞİD ise emperyalistlerin bu amacını sağlayan önemli araçlardan biridir. Şu an AB-D Emperyalistleri bu Ortaçağcı güce karşıymış gibi görünseler de aslında onun yaratıcısı ve destekçisidirler. Bugün için çıkarları öyle gerektirdiği için IŞİD’e karşı koruyucu-kurtarıcı rolüne bürünmektedirler. Fakat Emperyalistler; IŞİD’in Suriye’de BAAS’çı askerleri ve Şii halkı katletmesine, infaz etmesine, boğazlarını kesmesine karşı değiller. Irak’ta, Şii Arapları ve Türkmenleri kesmesine karşı değiller. ABD Emperyalistlerinin karşı olduğu, IŞİD’in Rojova’ya ve Barzani’nin Kürt Devletine saldırmasıdır. Çünkü Barzani’nin Kürt devleti ABD’nin Ortadoğu’da fiilen yarattığı onun çıkarlarına hizmet eden kukla devletçiktir. Ve petrol kaynaklarının bekçisidir. Zaten dikkat edersek ABD, IŞİD’in Barzani Peşmergelerine saldırmasından sonra hava saldırılarını başlatmıştır. Buradaki amacı IŞİD’i gerçek anlamda durdurmak, canice halkları katletmesini önlemek değildir. Sınırını bil, uyarısı yapmaktır, amacı.
ABD Emperyalistleri IŞİD’i durdurma bahanesiyle Türk Ordusu’nu da Arap coğrafyasına sokmak istemektedir. Bu, ülkemiz için vahim bir hatadır. Tayyipgillerin Türkiye ve Ortadoğu halklarına bir kez daha ihanetiyle Tezkere Meclis’ten geçmiştir. Bu savaşta masum insanların dökülen kanında onların da eli vardır.
ABD Emperyalistlerinin ve Tayyipgiller’in derdi Türkiye’yi Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt ya da Afganistan benzeri bir din devleti haline getirmektir. Tabiî bununla yetinmeyecek emperyalistler; Türkiye’yi en az üç parçaya böleceklerdir. Müslüman Türk Devleti, Müslüman Kürt Devleti ve Hıristiyan Batı Ermenistan olmak üzere. Yani BOP’un Türkiye’ye ilişkin bölümü de hayata geçirilmek istenecektir. Bundan hiç kuşkumuz olmasın.
Biz ne demiştik? Türkiye’ye Sevr’i dayatıyor, emperyalistler. Bu öngörümüzün-değerlendirmemizin de doğrulandığını görüyoruz. İçinde yaşadığımız bu günlerde, bunun da provası yapılıyor emperyalistlerce.
Partimiz on yıllardan bu yana Kürt meselesinin, Kürtlerin ve Türklerin ortak meselesi olduğunu söylemiştir. Bu meseleyi bölge halkları kardeşlik ve dayanışma temelinde Devrimci bir anlayışla çözmelidirler. Çözümü AB-D Emperyalistlerinde aramak, AB-D Emperyalistlerinin çıkarları için Ortadoğu halklarının kanlı boğazlaşmalarına sebep olacaktır.
IŞİD’in yaratıcısı ve destekçisi ABD’den, IŞİD’ten kurtulmak için medet ummak boş bir hayaldir. Çözümü emperyalist başkentlerde ve Tayyipgiller’de aramak yerine, Kobani’de akan kanın durması için Şam’a gidilmeli ve Beşşar Esad’ın birkaç yıl önce yaptığı Federasyon teklifini hayata geçirmek amacıyla antiemperyalist bir mücadele hattı oluşturma girişiminde bulunulmalıdır. O zaman, Beşşar Esad ve BAAS yönetimiyle birlikte IŞİD canilerinin ve benzeri Ortaçağcıların hakkından gelmek çok daha kolay olacaktır.
Ortadoğu’da Arap, Kürt, Ezidi, Türkmen ve Türk Halklarının çektiği acıların tamamı AB-D Emperyalistlerinin Halklara, İnsanlığa ve Tarihe ettikleri ihanetin sonucudur. Ve Tayyipgiller gibi Amerikancı yerli işbirlikçiler de emperyalistlerin dolaysız suç ortaklarıdır.
Sonunda mutlaka Halklar kazanacak, özgürleşecek ve kardeşleşecek, Ustamız Hikmet Kıvılcımlı’nın ömrünün 50 yılını adadığı İnsanlık Davası zafer kazanacaktır. Buna inancımız tamdır. 11 Ekim 2014
Halkız haklıyız kazanacağız!
HKP İZMİR İL ÖRGÜTÜ