Sanık 508 yıl ceza aldı.
Sanığa verilen 508 yıllık ceza Adaleti sağlamadı.
Gerçek adaletin, adliye saraylarından ve AKP’giller’in Hukuk Bürosuna dönüştürülen yargıdan çıkacak kararlarda olmadığını, 20 Nisan 2016 tarihinde Karaman’da yaşanan davada bir kez daha gördük. Suçun işlendiği Ensar Vakfı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı başta olmak üzere, Karaman Valisi ve İl Milli Eğitim Müdürünün yasadışı açılan bu yurtlardaki sorumluluğu gözardı edilerek, suçu işleyen kişiye verilen ceza, tamamen istismarın genel ve gerçek sorumlularını gözden kaçırmaktan başka bir işe yaramamıştır. Bataklığı kurutmadan, (yani bu kanser düzenini ortadan kaldırmadan) sivrisinekleri yok etmeye çalışmaya benzeyen bu karar AKP’giller’i aklamaya yöneliktir.
Duruşmanın görüldüğü Karaman’da tam bir OHAL yönetimi uygulanırken, AKP’nin dindar nesil yetiştirme projesinin öncü kuvvetini üstlenen Ensar Vakfı, trajikomik bir şekilde davaya müdahil olarak kabul edildi.
AKP iktidarı tarafından desteklenen ve sayıları on binleri aşan bu yurtlar, hâlâ faaliyetlerini yasadışı bir şekilde sürdürürken, yaşanabilecek bu tür istismarlara da olanak sağlamaktadır. Bu vakıflara bağlı hiçbir hizmetin hayırlı(!) olamayacağı gibi, yürürlükte olan yasalar gereği hiçbir vakıf ortaöğrenim çağındaki çocuklara yönelik bu tür yurtlar açamaz. Ki işte bu Ortaçağcı vakıfların önünü açmak için yeni Anayasa yapmaya, bütün yasaları değiştirmeye çalışıyor AKP’giller.
Ensar Vakfı başta olmak üzere bu yurtların açılmasında sorumluluğu bulunanların yargılanmadığı hiçbir mahkeme de gerçek adaleti sağlayamaz. Karaman’da yaşanan, göstermelik bir yargılamadır. Böylesi aldatmaya yönelik karara öncülük eden bu yasadışı faaliyetleri hayırlı bir hizmet kılıfı altında sunmaya çalışan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz” demişti.
AKP iktidarıyla birlikte kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel saldırıların artması, her gün yaşayarak gördüğümüz acı gerçeklerin en başında gelmektedir. Karaman’da çocuk istismarına yönelik çıkan karar aslında “Adaletin ne olmadığını” tekrar gösterdi.
Şiddete uğrayan kadınları koruyamayan AKP düzeni mi sağlayacak bu adaleti?
Ya da dini istismar ederek varlığını sürdüren Ensar Vakfı yurtlarında tecavüze uğrayan çocukları koruyamayan devlet mi sağlayacak adaleti?
Hiçbiri… Kadına, çocuğa, emekçiye şiddeti doğuran toplumsal koşullar değişmedikçe, ahlâk düşmanı gerici zihniyetin temsili bugünkü gayrimeşru iktidar gitmedikçe, eğitim sistemimiz bilimsel ve laik düzene oturmadıkça ve verilen yargı kararları bu zihniyeti desteklemeye devam ettiği sürece adalet taleplerimiz maalesef soyut bir kavram olarak kalacaktır.
Verilecek astronomik cezaların hiçbiri adaleti sağlamaya yetmeyeceği gibi yüreğimizi de soğutmayacaktır. Yanan yüreklerimiz gerçek adaleti sağlayana kadar mücadele ateşiyle yanmaya devam edecektir. Katledilen her kadın ile tecavüze uğrayan her çocuğun çığlığında yaşam için adalet, adalet içinse eşitlik gerçek taleplerimiz olacaktır.20.04.2016
Ankara’dan Bir Kadın Eğitim Emekçisi