Kanuna uy, Kaçak Saray’ı boşalt, Amerikan Devşirmesi Hain!

Amerikan uşaklığını, ihaneti, vatan satıcılığını, hırsızlığı, yolsuzluğu, yalanı dümeni, riya ve iftirayı ve de kanunsuzluğu vazgeçilmez huy edinmiş; ahlâki, vicdani ve insani tüm değerleri koltuk ve küp doldurmak için duraksamadan satıp geçmiş Kaçak Saraylı Despot!

Danıştay kararına uyup boşaltsana ülen Kaçak Saray’ı!

Bak, Danıştay kaçıncı defadır diyor ki; “Atatürk Orman Çiftliği SİT alanıdır, orada inşaat yapılamaz. Orası imara açılamaz!

Niye uymuyorsun Yargı, hem de Yüksek Yargı kararına?

Niye ülen?

Cevap ver!

Tabiî niyesi belli… Ben ve avanem kanunlar üstüyüz, bize hiçbir mahkemenin kararı sökmez, işlemez, diyorsun.

Evet, 19 yıldır bunu diyorsun… Biliyoruz…

İşte biz de bunu bildiğimiz için hakkınızda 15 Temmuz sonrası üç ciltlik “Kanunsuzlar” “Bir, İki, Üç” diye kitap yazdık…

Diyorsun ki kendi kendine (ve avanenle birlikte) biz ne kanunsuzlukları yedirdik bu cahil ve “Allah’la Aldattığımız” millete. Bunu mu yediremeyeceğiz… Yerler yerler, hem de “askıda ekmeği” kapıp yer gibi…

Sadece kendin talan etmedin Mustafa Kemal’in vakfı olan o araziyi. Bir de efendin, devşiricin ve 19 yıldır iktidarda tutucun ABD Emperyalist Hayduduna yedirdin… O Emperyalist Çakala da Büyükelçilik Binasını yapması için 54 bin metrekarelik alanı yedirttin…

Otopark yaptırttın ve geriye kalan 74 bin metrekarelik bölümünü de yandaşlarına peşkeş çekme kararı aldın. Hem de metrekaresi senelik bir buçuk liradan… Aklınca aşağılıyorsun da o Ata mirası toprağı heee…

Böylece intikam almış oluyorsunuz Mustafa Kemal’den ve Türk Milletinden, öyle mi?

Fesli Kadir sizin ruhiyatınızı, zihniyetinizi ve fikriyatınızı çok açık ve kesin itiraf etti aslında.

Hepinizin ana düşüncesi; “Keşke Yunan Galip Gelseydi”, şeklinde, değil mi?

Öyle, öyle…

Kızgınlığınız oradan geliyor Kuvayimilliye’ye, Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş’a ve onun Komutanlarına; Mustafa Kemal, İnönü ve silah arkadaşlarına…

Eğer bugün dahi özlemini duyduğunuz gerçekleşmiş olsaydı-“Keşke Yunan Galip Gelseydi”; hiç tereddüt etmeden takacaktınız boynunuza Haç’ı, çıkıp haykıracaktınız meydanlarda: “Zalim Osmanlı, zalim Türkler bize dinimizi yaşatmadı. Biz de hayatta kalabilmek için ‘Müslüman olmuş’ gibi davrandık.”

Zaferimiz size bunu yaşatmadı. Hevesiniz kursağınızda kaldı. Türk’e, Türk Milletine, Türkiye Cumhuriyeti’ne, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına düşmanlığınızın bitip tükenmeyen kininizin, nefretinizin sebebi budur…

Ruhunuzun rahatsızlığının, psikozlu oluşunuzun kaynağı budur…

Evet, Hafız!

“Biz ne kanunsuzluklar yutturduk bu millete”, diyorsunuz. “Benim diplomam yok, diplomalıyım diye sattım kendimi… Cümle âlem biliyor diplomasız olduğumu ama kimse de ses çıkaramıyor, herkes beni meşru Cumhurbaşkanı kabul ediyor. ‘Sayın Cumhurbaşkanı’ diye söz ediyor benden, en muhalif geçinen siyasiler, yazarçizerler, televizyoncular, akademisyenler bile”, diyorsun…

Bu “Çiftliği talan etme kanunsuzluğu bunların yanında ne ki? Çerez… Bunu da yer bu korkaklar, avanaklar”, diyorsun…

“20’nci Adayı Ege’de Yunanistan’a verdim gitti, ona bile ses çıkarmadılar”, diyorsun…

“300 milyar dolarlık kamu malını lüpledim, ona bile itiraz etmediler”, diyorsun.

“Efendim ABD, İngiltere ve yandaşım İsrail’le birlikte Ortadoğu’da on milyon masum Müslümanın canına kıydık, bu kanlı katliamda onlara taşeronluk ettim, ona bile ses çıkaran olmadı”, diyorsun, değil mi?

“Ve daha binbir kanunsuzluk yaptık, zaten kanuni bir tek olsun işimiz yok ki, bunları bile yedirdik bu yoksul, cahil millete”, diyorsun, değil mi Tayyip?..

Fakat yanılıyorsun, hem de fena halde yanılıyorsun Hafız…

Biz varız… 1919’dan beri biz vardık, bugün de biz varız…

Suç dosyalarınızı bir bir hazırlayıp hem mahkemelere veriyoruz hem de dosyalıyoruz. Yarın devran değişecek, bütün despotlar gibi senin de Kaçak Saray’ın başına çökecek. İşte o zaman emri yalnızca yasalardan ve vicdanlarından alan, hukukun evrensel ilkelerinden alan Savcı ve Yargıçlardan oluşan Bağımsız ve Tarafsız Mahkemeler ortaya çıkacak… O zaman çıkarılacaksınız o mahkemelerin karşısına…

Çaldığınız tek bir kuruş yanınızda kalmayacak, tek bir kanunsuzluğunuz, ihanetiniz, vatan satıcılığınız yanınızda kalmayacak… Hak ettiğiniz cezalara çarptırılacaksınız…

Bunu adınız gibi bilin!.. Vicahi veya gıyabi, ama mutlaka yargılanacaksınız Tayyip… Asla kaçışınız, kurtuluşunuz olmayacak…

İktidarı kaybedersem Katar’a kaçarım filan diye de hesap yapıyorsan, yanlış hesap içinde olursun… Oradan da alır gelir, Gerçek Yargı önüne çıkarırız seni. Tabiî tüm avanen de aynı şekilde hesap verecek. Ve hep söyleyegeldiğimiz gibi, bugünkü-şu anki TCK kapsamında yargılayacağız sizi…

Bir de kalkmışsınız; “Biz Yargı Reformu yapacağız”, diyorsunuz…

Gülerler karganın bülbül taklidi yapmasına!

Ülen siz her türden insani değerin düşmanısınız, katilisiniz be!..

Ne dedi, sizi 2008’deki kapatma davasında kurtarıveren Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Haşim Kılıç sizin için?

“Bunlar Ahlâkı da Adaleti de bitirdiler.”

Son derece yerinde bir tespit…

Allah, namus, vicdan, merhamet, onur, dürüstlük, mertlik; hepsine saldırdınız, savaş açtınız… Hepsini düşman ilan ettiniz…

Şu İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan’ın Anayasa Mahkemesi üyeliğine getirilme rezaleti bile sizin kanundan, adaletten, hakkaniyetten, liyakatten ne anladığınızı ortaya koymaya yeter de artar bile…

Tabiî bu trajedi aynı zamanda 310 üyeli yaptığınız Yargıtayı ne hale getirdiğinizi, daha açığı, hemen tüm yargı organları gibi orayı da Kaçak Saray’ın Hukuk Bürosuna çevirdiğinizi netçe göstermiş olmaktadır…

Yargı artık Burjuva anlamda da olsa Adalet Dağıtan bir organ-bir devlet kurumu olmaktan çıkmış; Tayyipgiller’in bir Operasyon Silahına dönüşmüştür. Zaten böyle olmasa, binbir kanunsuzluğunuzla, sizin Türkiye’nin tepesinde bir tek gün bile kalmamanız, alayınızın cezaevlerini boylamanız gerekir.

O da olacak be Hafız, o da olacak…

Gerçek Yargı gelecek, siz önce çelik bilezikle tanışıp sonra da olmanız gereken yerde olacaksınız!..

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

3 Mart 2021

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı