AKP’giller; hukuk bürolarına dönüştürdükleri, tüm muhalif kesimleri susturmak, yıldırmak için bir operasyon silahı haline getirdikleri Yargı yoluyla Partimizin ve Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut’un mücadelesini engelleme yönündeki beyhude çabalarına devam ediyor.
Bilindiği gibi şimdiye kadar Genel Başkan’ımızın neredeyse her yazısına, her konuşmasına açılan davalarda kendisine, sadece “Tayyip Erdoğan’a hakaret” isnadıyla toplamda 9 yıl 10 ay 7 gün hapis cezası verilmişti. Devam eden derdest davalarda ise Genel Başkan’ımız hakkında tam 24 yıl ceza istenmektedir.
Genel Başkan’ımıza açılan bu davalardan birinin konusu, 11 Aralık 2020 tarihinde kaleme aldığı “Vatan Satıcı, Yezid Dincisi ve Amerikan Piyonu” başlıklı yazısıydı. İstanbul Anadolu Adliyesi 12. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan söz konusu davanın ilk duruşması 10 Haziran 2022 tarihinde görülmüştü. Genel Başkan’ımız o duruşmadaki savunmasına, daha doğrusu çıkar amaçlı organize bir suç örgütü olan AKP’giller’e yönelik yargılamasına “Masayı Devirecek” konuyla yani Tayyip Erdoğan’ın diplomasızlığıyla başlamış, tarihi yargılamasına AKP’giller’in işledikleri binbir suçu kanıtlarıyla, belgeleriyle ortaya koyarak devam etmiş ve AKP’giller’in halkımıza ve insanlığa karşı işledikleri suçlardan dolayı mutlaka hesaba çekileceğini bir kez daha vurgulayarak sözlerini tamamlamıştı.
Söz konusu davanın karar duruşması bugün Anadolu Adliyesi 12. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Saat 11.00 civarı başlayan duruşmanın başlarında izlemek için gelen Yoldaşlarımızın bir kısmının içeriye alınmak istenmemesi üzerine kısa süreli bir arbede yaşanarak duruşmaya 15 dakika ara verildi. Partimizin kararlı tutumuyla Yoldaşlarımızın duruşma salonuna alınmaması engellendi ve duruşmaya devam edildi.
Her duruşmada Devrimci Savunmanın, Jacques Verges’in tabiriyle “Kopuş Savunması”nın en çarpıcı örneklerini ortaya koyan Genel Başkan’ımız, bugünkü duruşmaya da “Ben buraya yargılanmaya değil, halkımıza ve insanlığa karşı binbir türlü suç işlemiş olan AKP’giller’i ve onun Kaçak Saray’da mukim şefini yargılamaya geldim!” diyerek başladı.
“Türkiye’de şu anda tıpkı Nazi Almanya’sında olduğu gibi ‘İkili Devlet’ vardır: Birincisi AKP’giller tarafından kolu kanadı kırılmış, tarumar edilmiş, Mustafa Kemal, İnönü ve Silah Arkadaşlarının kurduğu Laik Cumhuriyet; ikincisi ise ABD Emperyalistleri tarafından Türkiye’nin tepesinde çöktürülmüş AKP’giller’in Ortaçağcı Faşist Din Devleti”, diyerek sözlerine devam eden Genel Başkan’ımız, “İşte ben, Birinci Kuvayimilliyecilerin kanları pahasına kurulan Laik Cumhuriyet’i savunmak için buradayım”, ifadelerini kullandı.
AKP’giller Yargılamasına devam eden Genel Başkan’ımız, sözlerinde, yazılarında hiçbir hakaret unsurunun bulunmadığını, hakaretin siyasi argümanlardan yoksun olanların kullandığı bir yöntem olduğunu belirterek hakaretin gerçekte ne anlama geldiğini ve bu yöntemin kimler tarafından kullanıldığını, Tayyip Erdoğan’la Devlet Bahçeli’nin birbirlerine karşı sarf ettiği ağıza alınmayacak ifadelerden örnekler vererek ortaya koydu.
Konuşmasında Kontrgerilla’nın Özel Örgütü olan MHP tarafından torbacılara katlettirilen Sinan Ateş’e yönelik suikasta da değinen Genel Başkan’ımız, bu alçakça cinayet üzerine MHP ya da AKP’giller tarafından hiçbir açıklama yapılmadığını, hatta Sinan Ateş’in ailesine başsağlığı bile dilenmediğini dile getirerek “Bu katliamın da hesabını biz soracağız”, dedi.
AKP’giller’in ülkemizi Suriye bataklığına sokarak 600 vatan evladının ölümüne ve yüz milyarlarca dolar kayba neden olduğunu, şehirlerimizin demografik yapısını değiştirdiğini belirten Genel Başkan’ımız, AKP’giller’in bu ihanetlerinden dolayı da eninde sonunda yargılanacağını belirtti.
Genel Başkan’ımız sözlerine AKP’giller’in hırsızlıklarından, vurgunlarından, soygunlarından sadece birkaç örnek vererek devam etti. Her duruşmada söylediği gibi ortada yasalara uygun, meşru bir Cumhurbaşkanı bulunmadığını, Diplomasız Tayyip Erdoğan’ın “evrakta sahtecilik” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarını işlediğini dile getiren Genel Başkan’ımız, açılan bu davaların mücadelemizi bir an olsun sekteye uğratamayacağını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bizi asla korkutamazlar. Gençlik yıllarımızda MHP’liler bizi yaylım ateşine de tuttular. Yanı başımızdaki Niyazi Tekin Yoldaş’ımızı şehit ettiler. Daha başka yoldaşlarımızı da şehit ettiler. Ama biz asla korkuya kapılmadık.
‘“Bu namustur künyemize kazınmış, bu da sabır, ağulardan süzülmüş’, diyor şairimiz. Ve biz ki ustasıyız vatanı sevmenin. Vazgeçmek yok, korkmak yok, sinmek yok, geri çekilmek yok!
“78’in içindeyim, kanserle savaşıyorum. Ama her zaman “savaşacak kadar genç, ölmeye hazır olacak kadar ihtiyarım. Ben giderken de genç yoldaşlarıma teslim edeceğim bayrağı. Ama sizler göreceksiniz; bunlar tıpkı FETÖ gibi lanetlenecekler. Tarihin lanetli sayfalarında yer alacaklar. Ve gelecekler buralara. Ve emri sadece hukuktan, kanunlardan ve vicdanından alan savcı ve yargıçların önünde işledikleri binbir suçun hesabını verecekler. Kaçışları yok!”
Genel Başkan’ımız, tarihi AKP’giller Yargılamasını namuslu şairimiz Attila İlhan’ın “Ben Sana Mecburum” şiirini okuyarak sonlandırdı.
Genel Başkan’ımızın bu tarihi AKP Yargılamasının ardından söz alan Parti Avukatlarımız, söz konusu davadaki hukuksuzlukları hem usul hem esas yönüyle net bir şekilde ortaya koydular.
Duruşma sonucunda Genel Başkan’ımıza 1 yıl 9 ay 26 gün hapis cezası verildi. Böylece Genel Başkan’ımıza sadece “Tayyip Erdoğan’a hakaret” suçlamasıyla verilen hapis cezası miktarı toplamda 11 yıl 8 ay 3 gün oldu.
İstanbul Anadolu Adliyesi 12. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasının ardından adliye önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Basın açıklamamızda Parti Avukatımız ve Genel Sekreter Yardımcımız Tacettin Çolak ve Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut şunları dile getirdi:
***
Av. Tacettin Çolak: Saygıdeğer Arkadaşlar;
Halkın Kurtuluş Partisi şu anda yükselen değer değil. Halkın Kurtuluş Partisi üzerinde büyük bir susuş kumkuması var. Yandaş medyası, muhalif medyası aynı susuş kumkumasının içerisinde, bizim davalarımıza ilgisiz. Sayın Genel Başkanımız yargılanıyor, bir parti genel başkanı yargılanıyor, bu medya organları, muhalif geçinenler de ilgisiz. Dolayısıyla biz şimdi Emniyet TV’ye ve Kurtuluş Yolu’na konuşacağız.
Bugün İstanbul Anadolu Adliyesinde bir tiyatro sonuçlandı. Aylardır devam eden bir tiyatro… AKP’giller’in baskısı, yönlendirmesi ve denetlemesiyle, böyle bir sonuçla bitmesini de bekliyorduk zaten. Çünkü bu dosyalar gün gün Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından takip edilen dosyalar. Ve siyasal iktidarın takip ettiği bir dosyada şu an için hiçbir babayiğit hâkimin böylesine ifade özgürlüğü kapsamında olan siyasal eleştirilere devam kararı vermesini de beklemiyorduk. Maalesef, nitekim, bugün de böyle oldu.
Bugün İstanbul Anadolu Adliyesinde, 12. Asliye Ceza Mahkemesi, Sayın Genel Başkan’ımız, Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanı Nurullah Ankut’un yazmış olduğu, “Vatan Satıcı, Yezid Dincisi ve Amerikan Piyonu” başlıklı bir yazıdan dolayı başlatılan soruşturmayı polis ifadesindeki beyanlarından, iddianameye dönüştürdüler. Ve maalesef bu iddianame de bugün karara dönüştü. Dolayısıyla bağımsız, tarafsız bir yargılama yapılmadı. Bugün Genel Başkan’ımız hakkında verilen ceza, 1 yıl 9 ay 26 gündür.
Daha önceki verdikleri cezalarla birlikte şu an için, 11 yıl 8 ay, toplamda verilmiş ceza vardır. Bu yargılamaların tamamı da Genel Başkan’ımızın siyasal ifade özgürlüğü kapsamında kalan eleştirileri ve yazılarından dolayıdır.
Bu devran dönecek, bu düzen değişecek ve bu kararlar da olmamışa dönecek.
Şimdi ben sözü fazla uzatmadan Sayın Genel Başkan’ımıza veriyorum.
Nurullah Efe Ankut: Sevgi ve Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Şu an Türkiye’nin tepesine ABD Emperyalist Haydudu tarafından çöktürülmüş olan çetenin, suç örgütünün ne olduğunu, onun karakterini geçen ayın 30’unda Ankara’da namussuzca, alçakça, puştça işlenen Sinan Ateş cinayeti bir kez daha ortaya koydu.
Milliyetçi geçinen CIA Milliyetçisi partinin, MHP’nin Genel Başkanından bütün kadrolarına kadar, Veliaht Prenslerinin bu namussuzca katledilişine ilişkin bir tek kelime ağızlarından çıkmadı ya. Acılı yavruları, anneyi, eşi arayan bir tek devlet yetkilisi olmadı. Akademisyen düzeyinde bir bilim insanıydı Sinan Ateş. Ve Mustafa Kemal hayranıydı. Bu sebepten katledildi.
Bu nasıl devlet ya? Tayyip ne Devlet Başkanı?
Onun İçişleri Bakanı ne içişleri bakanı?
Onun Adalet Bakanı necidir yani?
Bir de tersine; buradan Gülsuyu’ndan işte yakından götürülen torbacı çetesinin elemanlarını koruyorlar ya. Tetikçi namussuzu olay yerinden alıp motosikletle Gölbaşı’na kaçıran Tolgahan Demirbaş nerede yakalanıyor?
Evinde.
Kimin?
MHP Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde ya. Onun hakkında açılmış bir soruşturma yok, arkadaşlar. Tersine; torbacıyı onun elinden alıp, yargının elinden alıp kurtaran İzzet Ulvi Yönter adlı MHP Milletvekilinin hakkında da bir soruşturma yok.
Ya, devlet artık bir çete devletine dönüşmüştür, onu gösteriyor, arkadaşlar. Kimsenin can, mal güvenliği kalmamıştır. Amerikan Emperyalist Haydutlarına karşı olan, Kuvayimilliye’yi ve Mustafa Kemal’i savunan herkes düşman ilan edilmiş durumdadır. O zaman iş bizlere düşüyor.
Biz, şairimizin dediği gibi, “Ustasıyız vatan sevmenin.”
Kuvayimilliye Şehitlerimize, Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mıza, önderlerine dil uzatanlar, laf söyleyenler bizim onulmaz düşmanlarımızdır. Eninde sonunda onları, arkalarını yasladıkları ABD-AB Haydutlarıyla birlikte, tıpkı Birinci Kuvayimilliye’de olduğu gibi göndereceğiz. O günler muhakkak gelecek.
Biz devletin tepesini tutan, ABD devşirmeleri gibi yüreksiz değiliz, inançsız değiliz. Bizi hiç kimse yıldıramaz, korkutamaz. Üzerimize kurşunlar yağarken de, 12 Eylül Faşist Diktatörlüğünün cellatları tepemizde yağlı urganları sallandırırken de, bizim yüreğimiz temposundan bir rakam fazla bile atmadı. Biz asla bu davadan vazgeçmeyiz.
Ne demişti Deniz Yoldaş’ımız?
“Biz ülkemizin bağımsızlığı ve halkımızın mutluluğundan başka bir şey istemedik. Siz Amerikan uşakları, işte bundan dolayı bizi asacaksınız. Ama biz çoktan Tarihe geçtik”, demişti.
Öyle mi oldu?
Evet, aynen öyle oldu.
O bakımdan, mafyatik bir çıkar örgütüne dönüşmüş olan AKP’giller ve onun Arkadan Bahçeli müttefiki eninde sonunda buralara gelecekler. İşledikleri binbir suçtan dolayı bağımsız yargıyla karşılaşacaklar. Bundan kaçışları olmayacak ve sonları yakınlaşıyor Yoldaşlar. Siz genç arkadaşlar göreceksiniz bunu. Tıpkı FETÖ’nün avanesi gibi bunlar da kaçacak delik arayacaklar. Sonları yaklaşıyor.
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
13 Ocak 2023
HKP Genel Merkezi