Evet, şikâyet eden E. Ala, şikâyet edilen Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanı NURULLAH ANKUT. Genel Başkan’ımız şahsında şeklen Halkın Kurtuluş Partisi yargılanacaktı. Ama aslında Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanı Nurullah Ankut, Efkan Ala’yı yargılayacaktı kovuşturma açılsaydı. Savcının verdiği “Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı”yla, Efkan Ala Halkın Kurtuluş Partisi’nin yargılamasından kurtulmuş oldu.
Bilindiği gibi, Tayyipgiller iktidarının, MİT eliyle Suriye’deki meşru iktidarı devirmek için emperyalistlerce devşirilen, IŞİD başta olmak üzere, Ortaçağcı çetelere gönderdiği silahların görüntüleri medyada yer almıştı. İki bin TIR dolusu silah, AKP’nin talimatıyla MİT gözetiminde gönderilmişti Ortaçağcı gruplara.
Partimiz, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Yerel mahkemelerde bir sonuç alınamaması üzerine suç duyurusu Uluslararası Ceza Mahkemesine taşındı.
Tayyipgiller’in bu eylemleri; Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nde, Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme’de ve Roma Şartı’ında açıkça SAVAŞ SUÇU ya da ULUSLARARASI TERÖR SUÇU olarak tanımlanıyordu.
Partimiz, yayınlanan görüntülerden ve medyada yer alan haberlerden sonra, SAVAŞ SUÇU ya da ULUSLARARASI TERÖR SUÇU olarak tanımlanan bu suçları yargılamakla görevli Uluslararası Ceza Mahkemesine Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Efkan Ala ve Hakan Fidan hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
UCM, başvurumuzun değerlendirmeye alındığını tarafımıza bildirdi.
Bu şikâyetimiz üzerine, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala Genel Başkanımız hakkında hakaret, iftira ve suç uydurma isnatlarıyla şikâyette bulunmuştu 8 Haziran 2015 tarihinde.
Hakkındaki şikâyetle ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına giden Genel Başkanımız Çağlayan Adliyesi önünde konuyla ilgili açıklama yapmak istemiş, polis tarafından açıklama yapması engellenmeye çalışılmıştı.
Polisin engelleme çabalarına karşılık Genel Başkanımız “Yaptığınız engelleme yasal değildir. Ben açıklamamı yapacağım” diyerek açıklamaya başlamıştı.
Genel Başkanımız Nurullah Ankut Çağlayan Adliyesi önünde yaptığı açıklamada Efkan Ala şahsında Tayyipgiller’e meydan okumuş: “Onların mahkemesinde, onların savcı ve yargıçları karşısında onlarla hesaplaşmaya hazırız! Davetimizdir! Bu davetten kaçan namerttir!” sözleriyle Efkan Ala’ya “Yalnız gelme. AKP’nin büyük patronunu da küçük patronunu da MİT başkanınızı da al gel. Biz hepinizi birden dava ettik. Yoksa şikâyetlerini cami avlusuna bırakılan bebekler gibi bırakıp sıvışıp gitmesinler” diye seslenmiştir.
Açıklamadan sonra Genel Başkanımız, Partimiz Avukatları ve Genel Başkan Yardımcımız Mustafa Şahbaz ile birlikte savcılığa çıkmış ve sözlü açıklamalarına ilaveten 10 sayfalık da Yazılı bir dilekçe sunmuştur.
Genel Başkan’ımızın sunduğu bu 10 sayfalık dilekçe, savunmadan ziyade bir iddianame niteliğinde olup, şikâyetçi Efkan Ala ve diğer suç ortaklarının işlediği savaş suçunu, UCM’ye yaptığımız şikâyetten sonra ortaya çıkan yeni delillerle de kanıtlamış ve Savcı huzurunda da bir kez daha savaş suçlularını hesaplaşmaya çağırmıştır.
Savcılık, Efkan Ala’nın bu şikâyetiyle ilgili olarak:
Partimizin UCK’ye yaptığı şikâyette gösterdiği delillerini dayandırdığı basın haberlerinin internet sitelerindeki sayfalarını belirterek, Genel Başkan’ımız hakkında TCK’nin 267/1 fıkrasında tanımlanan suç (suç atfında bulunmak) ve 271/1 maddesinde tanımlanan “delil ve emareler uydurmak” suçuyla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.
Efkan Ala, Genel Başkan’ımız hakkında bu suçlamayla da yetinmemiştir. Genel Başkan’ımızın Çağlayan Adliyesi önünde yaptığı açıklamada söylediği; mahkemeler ve savcılar önünde hesaplaşmaya davetini “tehdit” olarak algılayarak yeni bir şikâyette daha bunmuştur Genel Başkan’ımız hakkında.
Ne diyelim… Korku bacayı sarmış demek ki. Mahkemelerde hesaplaşma davetini bile tehdit olarak algılayan ve “beni tehdit ediyor” diye hemen savcıya koşan bir insan davranışına başka ne denebilir ki…
Korkuyorlar… Çünkü işledikleri suçların dehşetini en iyi kendileri biliyor. Ve bu suçları her gün büyüyen bir kâbus gibi çöküyor üzerlerine. Ama nereye kaçarlarsa kaçsınlar, nereye çıkarlarsa çıksınlar, kendi suçlarını örtmek çabalamasıyla ne kadar asılsız şikâyetler de bulunurlarsa bulunsunlar eninde sonunda çelik bileziklerle tanışacaklar ve yargılanacaklardır.
Bir davetimiz daha var E. Ala’ya: bu açıklamamızla ilgili olarak da suç duyurusunda bulunmaya çağırıyoruz kendisini ya da Tayyipgiller’in tümünü birden…
Var mısınız?.. Yüreğiniz yeter mi?.. 20.10.2015
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi