Ortaçağcı Gericiliğe, Kadına Yönelik Şiddete, Emperyalizme Karşı Emekçi Kadınlar Direniyor!Şan Olsun 8 Martı Yaratanlara ve Yaşatanlara
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Partimiz, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeni ile ülkemizin dört bir yanında anma etkinlikleri düzenledi.
İstanbul’da haftalar öncesinden başlayan çalışmalarımız kadın yoldaşlarımızın öncülüğünde, erkek yoldaşlarımızla birlikte devam etti. Kadıköy İskele’de, Kartal Meydanı’nda, Gebze ve Sancaktepe’de bildirilerimizi halkımızla buluşturduk. Bakırköy Meydanı’nda stant açarak bildirilerimizle birlikte kadın sorununa yönelik Genel Başkanımız Nurullah Ankut’un yazmış olduğu son çıkan “KADIN İnsanlığa Geçiş Tarih Sosyalizm” isimli kitabımızı ve Kurtuluş Yolu Gazetemizi de halkımızla buluşturduk.
8 Mart Salı günü ise Taksim-Galatasaray Lisesi’nin önünde kitlesel bir basın açıklaması yaptık. Odakule’nin önünde kortej oluşturarak sloganlar eşliğinde coşkulu bir şekilde Galatasaray Lisesi’ne doğru yürüyüşe geçtik. “Kadının Kurtuluşu İşçi Sınıfının Kurtuluşundan Bağımsız Değildir” pankartımızın arkasında yaptığımız yürüyüş sırasında “Kahrolsun ABD-AB Emperyalizmi”, “Yaşasın 8 Mart”, “Kadının Kurtuluşu Sosyalizmdedir”, “Şeriat Ortaçağdır”, “Kadın Erkek El Ele Örgütlü Mücadeleye” sloganları atıldı.
Galatasaray Lisesi’nin önüne geldiğimizde Partimiz Kadın Komitesi Üyesi Sema Yetkin Yoldaşımız açılış konuşması yaparak 8 Mart’ta yakılarak katledilen 129 kadın işçi, Kurtuluş Savaşımızda ve sosyalizm mücadelesinde şehit düşenler için yoldaşlarımızı saygı duruşuna davet etti. Saygı duruşunun ardından yine Partimiz Kadın Komitesi üyesi Gülay Akyürek Yoldaş söz alarak konuyla ilgili basın açıklamasını yaptı.
Yapılan basın açıklaması şöyle:
Değerli Basın Emekçileri, Değerli Halkımız
Bu gün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Dünyada emekçiler açısından önemli olan günlerin tarihleri kanla yazılmıştır. 8 Mart da bunlardan biridir. 1857 yılının 8 Mart’ında ABD’nin NewYork kentinde dokuma işçisi kadınlar 8 saatlik iş günü, eşit işe eşit ücret, insana yaraşır çalışma koşulları talebi ile greve gittiler. Grevi kanla bastıran Parababaları 129 kadın işçiyi katletti. Bu olaydan yıllar sonra 1910 yılında Kopenhag’da yapılan 2’nci Kadın Enternasyonali’nde Clara Zetkin’in önerisiyle katliamın yapıldığı 8 Mart günü bu yiğit dokuma işçisi kadınların anısına Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul edilmiştir.
Bu gün yas tutma günü değildir. Bu gün ölenlerin arkasından ağlanacak bir gün hiç değildir. Tam tersine bu gün öfkemizin, hıncımızın, bilincimizin, azmimizin bilendiği, mücadelemizin ivme kazandığı bir gündür. Çünkü yas tutmaya vaktimiz yok. Dünyada ve ülkemizde her gün onlarca kadın öldürülürken, tecavüze uğrarken, çocuklarımız seks kölesi yapılırken, şeriat kapımızı çalmışken, ülkemiz kan gölüne dönmüşken, işçiler- emekçiler kölece çalışma koşullarında cehennemi yaşarken, işsizlik pahalılık cehenneminde inim inim inlerken, yas tutmaya vaktimiz yok.
Değerli Halkımız
Emperyalizm, dünyayı milyonlarca insan için cehennem, bir avuç parababası için ise cennete çevirmiştir. Bu gün dünyada 62 “süper zenginin” toplam serveti, dünya nüfusunun yarısını oluşturan en fakir 3,5 milyar insanın servetinden daha fazladır. Üstelik bu 62 kişinin serveti 5 yıl içinde 3 kattan fazla arttı. Zengin %1’lik kesimin toplam serveti geri kalan %99’un servetinden daha fazladır. Dünya nüfusunun aşırı yoksulluk sınırında yaşayan %20’si günlük 1,90 dolar ile geçiniyor. (Oxfam Raporu)
Ülkemizde ise 15 milyon insan, toplam gelirin yüzde 6.2’sini paylaşırken en varlıklı 15 milyon kişi ise toplam kullanılabilir gelirin yüzde 45.9’unu paylaşıyor. Ülkemizde 16.5 milyon yoksul var, Nüfusumuzun yüzde 21.8’i yoksul. Şubat 2016 verilerine göre açlık sınırı yani dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı en az 1,407,00 TL, yoksulluk sınırı ise 4,584,00 TL. Asgari ücret AGİ dahil 1,300,00 TL. Ülkemizde geniş tanımlı işsizlik yüzde 17. Yani 5 milyon 480 kişi işsiz. 2015 yılında 1730 işçi, 2016 ocak ayında 110, Şubat ayında 140 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. İşte Emperyalistler insanlığa böylesine ekonomik zulüm yapıyorlar.
Emperyalistler ekonomik zulüm yetmezmiş gibi birde dünyada haksız savaşlar çıkartıyorlar. Dünyayı 1000 devlete bölüp daha rahat yönetmek için ulusal çıkarlarını savunan ülkelere çeşitli bahanelerle savaş açmakta ve o ulusların yeraltı-yerüstü zenginliklerini sömürmektedirler. Bunun en somut örneği bu gün Suriye’de yaşananlardır. ABD-AB Emperyalistleri Büyük Ortadoğu Projesini gerçekleştirmek ve petrol ganimetini paylaşmak için yarattıkları IŞİD ve Suriye’yi paylaşım kavgası ne yazık ki 4 milyonun üzerinde mülteci yaratmıştır. Sivillerle birlikte 370 bin insan bu savaşta hayatını kaybetti. Onlarca kadın ve kız çocuğu bu savaş yüzünden tecavüze uğradı. IŞİD tarafından zincirlenerek köle pazarlarında satıldılar. Ülkemizde bu savaştan payını almıştır. İki milyonun üzerinde Suriyeli mülteciyi ülkemizde barındırırken bir taraftan da terör saldırıları ile onlarca vatandaşımız katledilmiştir. Ne yazık ki ülkemizde Suriyeleşmektedir.
Değerli Halkımız Değerli Basın Emekçileri
Bugün kapitalizmin olduğu her yerde başta kadınlarımız olmak üzere tüm üreten, çalışan insanlar kadınıyla erkeğiyle sömürülür. Ancak Kadınlar bu sistemde erkeklerden ayrı olarak cinsiyetlerinden dolayı da sömürüldükleri için çifte sömürüye maruz kalırlar.
Bizim ülkemizde de durum farklı değildir. Kadınlar ucuz işgücüdür, işten çıkartmalarda ilk kapıya konulan, sosyal güvencesiz çalıştırılan kadınlardır. Kadınlarımızın ezilmesi, sömürülmesi bununla da sınırlı değil. Bu gün iktidarda olan Finans-Kapital ile birlikte, Tefeci-Bezirgân sınıfı temsil eden AKP’giller 14 yıllık iktidarları döneminde temsil ettikleri sınıfın özüne uygun davranarak kadını aşağılamakta ve yok saymaktadır. Kadın demeyi bile ayıp sayan bir zihniyete sahip olan AKP’giller Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığının adını değiştirerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yaptılar. Kadın sorunları ile ilgilenecek bu Bakanlıkta 17 üst düzey birimin 13’ünde erkekler yöneticilik yapıyor.
AKP’giller çıkartmak istedikleri yasalarla kadın istihdamını artırıyoruz diyorlar. Ancak bu yasalarla kadını iş hayatından ihraç ediyorlar. Bütün yapılan düzenlemelere rağmen esnek çalışma saatleri, kreş yardımı, doğum izninde artış, annelere kısmi çalışma-tam maaş gibi düzenlemeler tamamen kandırmacadır. Bu zihniyetin amacı kadını çalışma hayatından koparıp eve hapsetmektir. Nitekim Kadınlarda işsizlik % 24.4’tür. İşsiz kadınların sayısı son bir yıl içerisinde 41 bin kişi artmıştır. 4+4+4 eğitim sistemi ile kız çocuklarının okuma hakları ellerinden alınarak 36 bin 401 kız çocuğu hiçbir eğitim kurumuna kayıt yaptırmamıştır. Bu durum çocuk gelinlerinde sayısını artırmıştır.
AKP’giller, kadınların kürtaj yapma hakkını “cinayet” diyerek yasaklamak istediler. Tecavüz sonucu hamile kalan kadın için “çocuğu doğursun devlet bakar” dediler. Tecavüze uğrayan kadına “tecavüzcün ile evlen” dediler. Kadınları eve hapsetmek için “üç çocuk yapın, üç de yetmez beş çocuk yapın” dediler. Yetmedi çocuklarımıza gözlerini diktiler. Bu zihniyet “6 yaşındaki çocuğun evlenmesinde bir sakınca yoktur” diyerek evlilik yaşını sıfırladılar. “Annen de olsa diz kapağının üstü tahrik eder” dediler. Ellerinden gelse bebeklere bile göz dikecekler bu gözü dönmüşler. Nitekim “3 yaşında kız çocukları amcalarının yanına külotla çıkmamalı” diyerek ne kadar ahlaksızlaştıklarını ve sapkınlıklarını bir kez daha gösterdiler. Hatta bu zihniyet geçtiğimiz günlerde Sudi Arabistan’da “Kadın insan mıdır” konulu seminer yaparak kadını aşağılamışlardır.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi AKP’giller döneminde kadın cinayetleri, tecavüzler, çocuk istismarları tavan yapmış durumda. Sadece 2015 yılında 303 kadın eşi, sevgilisi, kardeşi, babası yada hiç tanımadığı bir erkek tarafından katledildi. 2016 ocak ayında 36 kadın daha katledildi. Bütün bu cinayet ve şiddet olayları için “Kadına şiddette bir algıda seçicilik var” diyen AKP’nin Aileden sorumlu Bakanı bu soruna yaklaşımlarını bir kez daha ortaya koymuştur.
Maalesef Ülkemizde kadına yönelik şiddeti caydıracak hiçbir yasal yaptırım olmadığı gibi birde iyi hal indirimleri yapılmaktadır. Katiller, tecavüzcüler mahkemelerde takım elbise giyerek, kravat takarak iyi hal indirimi alarak cezalar düşürülüyor. Oysaki Partimizin programında “ırz suçu işleyenlerin idamla cezalandırılacağı” belirtilmiştir.
Değerli Halkımız
Ülkemizdeki feminist burjuva akımlar da ne yazık ki kadının kapitalist sistemdeki sömürüsünü kadınla erkek arasındaki bir sorunmuş gibi değerlendirmekte ve mücadelelerini erkeğe karşı yürütmektedir. Bu düşünce yapısı tamamen emperyalizme hizmet etmektedir. Çünkü emperyalistlerinde amacı kadını sınıfsal mücadeleden uzak tutmaktır. Hem Feministler hem de 8 Mart’ın içini boşaltarak Dünya Kadınlar Günü ilan eden BM bilmelidir ki 8 Mart sermaye sınıfını temsil eden, emperyalizmin çıkarları uğruna ona uşaklık ve hizmet eden kadınların günü değildir. 8 Mart 8 saatlik iş günü için yakılan emekçi kadınların günüdür. 1960 yılında Dominik Cumhuriyetinde diktatörlüğe karşı mücadele ederken katledilen Mirabel Kardeşlerin, Kadın hakları için mücadele ederken faşist iktidarlar tarafından katledilen kadınların, Kurtuluş savaşımızda bebelerini geride bırakarak elde silah mücadele eden ve İşçi sınıfı mücadelesinde en önde yer alan, direnen emekçi kadınların günüdür. Bu nedenle kurtuluşumuz kadın erkek el ele vererek sınıfsal mücadelededir. Çünkü kadının kurtuluşu işçi sınıfının kurtuluşundan bağımsız değildir.
Değerli Halkımız
Kadın on bin yıl öncesine kadar insanlığa önderlik etmiştir. Ezen ve ezilenin olmadığı sömürünün olmadığı ilkel kominal toplumda yaşanan bu düzen, insanlığın orta barbarlık konağında yıkılmış ve kadın alt edilmiştir. O günden bu güne kadınlar ezilmekte kapitalizmle birlikte işçi sınıfı ile beraber sömürülmektedir.
Peki o zaman Kapitalist sistem içerisinde sömürülen, hor görülen, ikinci sınıf cinsiyet muamelesi gören biz kadınlar bu saldırılar karşısında ne yapmalıyız?
Emekçi Halklarımızın böylesine acı içinde olduğu bu günlerde yaşamın yarısı olan biz kadınları her zamankinden daha çok mücadele bekliyor. Ya sokağa yalnız çıkamayacak, çalışma hayatından çekilecek, kız çocuklarımızı okutamayacak ve köleleşeceğiz ya da 8 Mart’ı bize armağan eden NewYork’lu kadın tekstil işçileri gibi, Antiemperyalist I. Kurtuluş Savaşımızdaki gibi, Gezi Direnişimizdeki, Artvin Cerattepe’deki yiğit kadınlarımız gibi kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz.
Yolumuz Clara Zetkin’lerin, Rosa Lüksemburg’ların, Birinci Kuvayimilliye’deki Kara Fatma’ların, Kurupskaya’ların yoludur! Kadın erkek el ele örgütlenerek İkinci Kurtuluş Savaşımızı zaferle taçlandıracağız! Demokratik Halk İktidarını kurup özgür eşit kardeşçe yaşayacağımız düzeni kuracağız!
Buna inancımız tamdır!
Che Guevara’nın dediği gibi “Geceleri gülmek yasaksa bize, yasaksa gülmek bize şehirlerde, geceleri de değiştiririz, şehirlerde.”
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Yapılan basın açıklamasının ardından atılan sloganlarla eylemimiz sona erdi. 08.03.2016
***
Kurtuluş Partili Kadınlar Ankara’da da “Artık Yeter” dedi
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü alanlarda kutlayan HKP’li Kadınlar, Ankara’da da AKP’nin kadın ve emekçi düşmanı politikalarına karşı tek ses tek yürek olarak, tecavüze, kadın cinayetlerine, çocuk gelinlerin yasalarla desteklenmesine, kadının çalışma ve sosyal hayattan uzaklaştırılmasına “Artık Yeter” dedi.
Kadına şiddetin her geçen gün arttığı, kadın cinayetlerinin istatistiklere sayı olarak işlendiği ülkemizde, AKP’gillerin baskısı, zulmü altında ezilen kadınların sesi olan Kurtuluş Partili Kadınlar; Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirdikleri “Kadına Şiddete Hayır” adlı drama gösterisinde gerici, Ortaçağcı AKP zihniyetinin kadın kimliğini ve kadın işgücünü nasıl sömürdüğüne dikkat çekti.
Yaşanan tecavüz vakalarındaki artıştan, kadın cinayetlerine, emek gücü yok sayılan ev emekçisi kadınlardan, yaşamın her alanında çalışarak, üreterek varlığını sürdürmeye çalışan Kadın Emekçilere, kürtaj hakkının kadının elinden alınıp, tecavüz olaylarında bile kadının doğurmaya zorlanmasına, küçük yaşta evlendirilip çocuk gelin olmaya zorlanan kız çocuklarına, Halkın Kurtuluş Mücadelesi veren ve bu uğurda gözaltına alınıp işkence gören, kısacası hayatın her alanında yaşam mücadelesi veren kadınlara vurgu yapılan drama gösterisi Ankara Halkı tarafından beğeniyle izlendi.
Drama gösterisinin ardından basın açıklamasını yapan Sultan Kıran, Ortaçağcı Gericiliğe ve emperyalizme emekçi kadınların direnerek geçit vermeyeceğini belirterek, AKP’giller’in iktidarında kadına şiddetin %1400 oranında arttığını, kullanılan cinsiyetçi dil ile bu durumun kamuoyuna dayatılmak istendiğine dikkat çekti.
Basın açıklamasında; bu insanlık dışı duruma son vermenin ilk adımının HKP Programında belirtildiği gibi, kadının sosyal hayatın her alanında en aktif biçimde rol almasını sağlamak olduğu, kadının ekonomik hayatta da, siyasi ve entelektüel hayatta da erkeğe eşdeğer bir görev alması gerektiği, ekonomik hayatta erkeğin hâkimiyetine son verilerek kadınla erkeğin eşitlenmesi gerektiği belirtildi ve kadının kurtuluşunun İşçi Sınıfının kurtuluşundan bağımsız olamayacağı vurgusu yapıldı.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün Parababaları Düzeni tarafından bir eğlence sektörüne ve feminist yaklaşımlara teslim edilmek istendiğine vurgu yapılan açıklamada; 8 Mart’ı yaratanların, 1857 yılında ABD’de 15-16 saat çalıştırılan dokuma işçisi kadınların “eşit işe eşit ücret”,”insanca bir yaşam ve 8 saatlik iş günü” talepleriyle greve giden ve zalim ABD’li Parababaları tarafından yakılarak katledilen 129 kadın işçiler olduğu ve bunun için 8 Mart’ın bir direniş günü olarak kutlanması gerektiği vurgulandı.
Kadınların yolu Clara Zetkin’lerin, Rosa Lüxemburg’ların, Kurupskaya’ların yoludur.
Kadınların yolu Birinci Kuvayimilliyeci kadınların, Kara Fatma’ların, Şerife Bacı’ların, Halime Çavuş’ların yoludur.
Ant olsun ki; Kadın erkek el ele örgütlenerek İkinci Kurtuluş Savaşı’mızı zaferle taçlandıracağız.
Demokratik Halk İktidarını kurup özgür, eşit, kardeşçe yaşayacağımız düzeni kuracağız.
Gün Halkın Kurtuluş Partisi Saflarında Örgütlenme ve Mücadele Günüdür!
Selam Olsun 8 Mart’ı Yaratanlara!
Selam Olsun 8 Mart’ı Özüne Uygun Yaşatanlara!
08.03.2016
Ankara’dan Kurtuluş Partili Kadınlar
***
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Konya’da da coşkuyla kutlandı
8 Mart 1857 yılında ABD’de tekstil işçisi kadınlar 8 saatlik işgücü için direnişe geçtiler. Parababaları her zaman yaptıkları gibi bu onurlu direnişi, ölümle, kanla bastırdı ve 129 yiğit kadın dokuma işçisini katletti.
- Enternasyonal’de Clara Zetkin’in önerisiyle bu katliam günü, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak tarihe geçti.
Tıpkı 1857 yılında olduğu gibi kadınlarımız yine katliamlara, tecavüzlere, şiddete yani çifte sömürüye maruz kalmaktadır. Bu durumu bilen Kurtuluş Partili Kadınlar olarak Konya’da bu bilinçle 8 Mart’ı andık. Yiğit kadın dokuma işçilerinin; insanlık var olduğu sürece anılacağını haykırdık.
Etkinliğimiz ilk olarak 6 Mart sabahı Parti binamızda sıcak, samimi kahvaltı ile başladı. Daha sonra saat 13.30’da Huriye Yoldaş’ımızın açılış konuşması ile devam etti. Yoldaş’ımız 8 Mart’ın nasıl ortaya çıktığını, neden “emekçi” kelimesinin kullanıldığını anlattı. Daha sonra kadın komitemizin hazırlamış olduğu sinevizyon gösterimi izlendi.
Kadının ülkemizdeki durumunu anlatan konuşmayı Nurgül Yoldaş gerçekleştirdi. Yoldaş’ımız ülkemizin nasıl bir bataklığın içine sürüklendiğini, AB-D Emperyalistlerinin ülkemizi yaşanamaz hale getirdiğini, bu durumun kaçınılmaz olarak kadınlarımızı da etkilediğini örneklerle açıkladı. Kadınlarımızın yerli satılmışlar cephesi eliyle; cinayetlere, tecavüzlere, şiddete maruz bırakıldığını, bu durumun nasıl çözüleceğini, Parti Programımızdaki çözüm yolunu anlattı, HKP saflarında örgütlü mücadeleye çağırarak sözlerini sonlandırdı.
Daha sonra Tuğba Yoldaş söz aldı. Yoldaş’ımız Kadın Sorununu, hazırlamış olduğu sunumla anlattı. Sunumunda kadının hep sömürülen bir konumda olmadığını, İlkel Komünal Toplumlarda doğurganlığı ile toplumun önderi olduğunu, o dönemlerde kadın tanrıçaların erkek tanrılardan daha fazla olmasının bunun bir kanıtı olduğunu dile getirdi.
Daha sonra yoldaşımız kadının nasıl alt edildiğinden bahsetti. Orta Barbarlık Konağında sürüyü ele geçiren erkeğin kadının bu önderliğini kerte kerte aldığını mitolojiden örneklerle açıkladı ve ilk defa insanlığın aklına sömürü fikrinin yerleştiğini dile getirdi.
Yoldaşımız kadının sınıflı topluma geçilmesi ile birlikte sömürülmesinin doruğa ulaştığını dile getirdi. Bu sömürüye karşı kadının önüne çözüm olarak sunulan Şeriat ve Feminizmin bir aldatmaca olduğunu sunumundaki örneklerle açıkladı. Kadın sorunun Sınıf Savaşından ayrılamayacağını, İşçi Sınıfının onuru, namusu olan Sosyalist Küba’da kadının durumu ile ilgili istatistiki bilgiler vererek anlattı. Yoldaşımız, sorunun bu sömürü düzenini toptan yıkmadan çözülemeyeceğini dile getirerek sözlerini sonlardı. 08.03.2016.
Konya dan Kurtuluş Partili Kadınlar
***
Bursa’da 8 Mart Coşkusu
8 Mart günü, New York’ta daha iyi çalışma koşulları için greve çıkan kadın işçilerin katledildiği gündür. 8 Mart, kadınların sömürüye ve baskıya karşı mücadele günüdür.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak, bugünü anlamına uygun şekilde, 8 Mart’ta katledilen kadın işçilerini anarak, ve mücadeleyi daha da yukarılara taşımak için etkinlikler düzenledik.
İlkin, 6 Mart Pazar günü, salon etkinliği düzenledik. Bu salon etkinliğimizin başlangıcında yapılan kahvaltıdan sonra etkinliğimiz, katledilen emekçi kadınlar için saygı duruşu ve sineviyon gösterimi ile devam etti. Daha sonrasında 8 Mart’ın anlamını ve önemini içeren konuşmayı Bursa İl Sekreterimiz Gülistan Yoldaş yaptı. Gülistan Yoldaş konuşmasında AKP’giller döneminde kadının toplumdaki yerinin daha da arkalara atıldığını, kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin arttığını vurguladıktan sonra şunları ekledi: “Emekçi Halklarımızın böylesine acı içinde olduğu bu günlerde yaşamın yarısı olan biz kadınları her zamankinden daha çok mücadele bekliyor. Ya sokağa yalnız çıkamayacak, çalışma hayatından çekilecek, kız çocuklarımızı okutamayacak ve köleleşeceğiz ya da 8 Mart’ı bize armağan eden NewYork’lu kadın tekstil işçileri gibi, Antiemperyalist I. Kurtuluş Savaşımızdaki gibi, Gezi Direnişimizdeki, Artvin Cerattepe’deki yiğit kadınlarımız gibi kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz.”
Etkinliğimiz Gençlik Komitemizin hazırladığı Müzik etkinliği ve yoldaşlarımız halayları ile son buldu.
Daha sonrasında 8 Mart günü, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna bağlı emekçi sendikaların öncülük ettiği yürüyüşe bayraklarımızla ve “Selam olsun 8 Mart’ı yaratan kadınlarımıza” , “Laiklik yoksa Kadına özgürlük de yoktur” “Kadınlar sokağa, mücadeleye” yazılı dövizlerimiz ile katıldık. Kent Meydanı’ndan Fomara’ya kadar süren yürüyüşte sık sık “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” “Kadın-Erkek el ele mücadeleye” sloganları atıldı. Bizim de katıldığımız bu eylem Fomara’da yapılan basın açıklaması ile son buldu.
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
Kadın Erkek El Ele Örgütlü Mücadeleye!
Bursa’dan Kurtuluş Partili Kadınlar
***
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü çeşitli etkinliklerle İzmir’de kutlandı
Kadın sorunu toplum sorunudur. Kadın sorununu çözmeden toplumsal sorunlar da çözülmez. Bu nedenle örgütlü toplum yaratmak istiyorsak yaşamın yarısı olan kadınların örgütlü mücadele içerisinde olması gerekiyor. Bizler de bu bilinçle hareket ederek İzmir’in Yamanlar mahallesinde emekçi kadınlar olarak 8 Mart etkinliği yapmayı planladık. Biz Kurtuluş Partili Kadınların da yer aldığı çalışmalarımıza her kesimden kadının yer almasını sağladık. Kadın çalışmalarını İPSD İzmir Şubesinde gerçekleştirdik. 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü için bir salan toplantısı gerçekleştirdik. 5 Mart 2016 tarihinde Postacılar İsmet İnönü Kültür Merkezinde yaptığımız etkinliği İPSD ve SEV-DER destekledi. Çoğu kadınlardan oluşan yaklaşık 250 kişinin katıldığı etkinlikte kadın sorununun tarihçesi ve kadın sorununun ele alınışı ve çözüm önerileri anlatıldı. Konuşmalarımızın yanında şiir, müzik ve gençlerin hazırlamış olduğu tiyatro etkinliği yer aldı. Emekçi bir mahalle olan Yamanlar Mahallesi halkının katılımıyla gerçekleşen etkinlik halkın olumlu tepkileriyle son buldu.
Kurtuluş Partili kadınlar olarak ayrıca 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için bastırdığımız bildirileri Karşıyaka çarşıda dağıttık. Stand açıp Genel Başkanımız Nurullah Ankut’un, kadın sorununu tarihsel bir süreç içinde ele aldığı “ Kadın İnsanlığa Geçiş Tarih Sosyalizm” adlı kitabımızın tanıtımını yaptık. Basın açıklaması öncesi hazırladığımız karanfilleri dağıttık. Ayrıca İzmir’in genelinde afişleme çalışması yaptık.
8 Mart günü saat 19’da Karşıyaka Çarşı girişinde yaptığımız eylemle de, genç kadın yoldaşımız bugünün anlam ve önemine değinen açıklamamızı yaptı. Eylem sırasında, “Kadın Erkek Elele Örgütlü Mücadeleye”, “8 Mart Kızıldır Kızıl Kalacak”, “Kahrolsun Emperyalizm Yaşasın Sosyalizm”, “İşsizliğe Pahalılığa Zama Zulme Son”, “Kadın Erkek Elele Kurtuluş Partisine”, sloganları atıldı.
İzmir’den Kurtuluş Partili Kadınlar