“HKP’li Dayı” bu kez de Partimizin, Sedat Peker’in “Kayıp Silahlar” iddiasını yargıya taşımasından dolayı Adliyedeydi, bir kez daha AKP’giller’i yargıladı!

Yer: Basın Savcılığı…

İsnat: 299 ihlali…

Olay: Devletin elinde olması gereken çok sayıda silahın meçhul kişilere kayıt dışı dağıtıldığına ilişkin tarih, yer, tanık, otomobiller belirterek basında yer alan haberlere dayanarak başta Tayyip Erdoğan olmak üzere olayda adı geçen yetkililer hakkında İstanbul Savcılığına Partimizin yaptığı suç duyurusu.

Evet, yanlış yazmadık! Kitap değil, gazete değil, açıklama değil, bildiri değil; şikâyet dilekçesi kovuşturmaya neden olan.

Şikâyet dilekçemizde yer alan somut yer, isim, gün, saat, kişiler araştırılıp şüpheliler hakkında kovuşturma başlatılacağına, TCK 299 ihlali isnadıyla Genel Başkan’ımız Nurullah (Ankut) Efe kovuşturmaya uğratıldı. İşte bu yüzden 8 Aralık 2021 günü bir kez daha Çağlayan Adliyesindeydi.

Genel Başkan’ımız her zamanki gibi “Ortalıkta meşru bir Cumhurbaşkanı olmadığından Cumhurbaşkanına hakaret suçu da oluşmaz, çünkü Tayyip’in Cumhurbaşkanı olması için aranan yüksekokul diploması yok. O yüzden ortada Cumhurbaşkanı da yok”, diyerek söze başladı ve Tayyip’in diploma diye YSK’ye verdiği belgeye yani aslı olmayan bir fotokopiye “aslı gibidir” diye onay veren Noterin ceza aldığını açıkladı. Bu nedenle Tayyip’in evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçu işlediğini ve diğer yolsuzluklarıyla birlikte eninde sonunda yargılanacağını söyledi.

Ardından şikâyet dilekçesine geçti. “Dilekçede olaya ilişkin belirtilen yerler, kişiler, tarih, kullanılan araçlar ve kişilere ilişkin tüm açıklamaların Sedat Peker’in ve konuyla ilgili Partimizle ilişkisi olmayan kişilerin açıklamalarıdır. Tarafımızdan hiç yorum dahi yapılmadan tamamen bu somut açıklamalardan hareketle şikâyette bulunduk. Hiç kimseye hiçbir şekilde hakarette bulunulmamıştır” dedikten sonra Tayyip’in başkanı olduğu AKP’nin kriminal bir suç örgütü olduğunu; yolsuzluk, kamu malı aşırma, 20 Ada’mızı Yunanistan’a peşkeş çekme suçlarını bir bir zikrederek ortaya serdi. Ardından da gerçek Müslüman olmadıklarını, din ile Allah ile aldattıklarını Kuran’dan ayetlerle örnekleyerek açıkladı.

Söz alan avukatlarımız da; İddia ve Savunmanın dokunulmazlığından hareketle şikâyet dilekçesi nedeniyle kovuşturma yapılamayacağını, 299’un kaldırılması gerektiğine ilişkin AİHM kararı (Şorli kararı) olması nedeniyle bu kovuşturmanın ve 299 ile ilgili tüm dosyaların kaldırılması gerektiğini, 299’un tarafsız bir Cumhurbaşkanı için düzenlendiğini oysa Tayyip’in AKP Başkanı olduğu için 299’dan yararlanamayacağını; birçok AİHM, AYM, Yargıtay kararlarında siyasi kişiliği olanların, devlet yetkililerinin ağır eleştirilere katlanmaları gerektiğini belirtildiğini açıklamışlardır. Avukatlarımız aynı zamanda yargı kararlarını, Noterler Birliğinin Tayyip’in olmayan diplomasına aslı gibidir onayı veren Notere verdiği cezanın fotokopisini dosyaya sunmuşlardır.

Avukatlarımız, Genel Başkan’a söz verilmeden önce de usul eksikliği olduğundan bahisle Genel Başkan’ımızın şikâyet dilekçesi nedeniyle ifadeye çağrıldığını ama dilekçenin neresinde, hangi sözcükle hakaret suçu işlendiğinin belirtilmediği itirazında bulunmuştur.

HKP’li Dayı son sözlerinde asıl hakaret suçunu defalarca Tayyip’in işlediğini, Mustafa Kemal ve silah arkadaşı İnönü’ye “İki Ayyaş” dediğini; Hocam dediği Fesli Kadir’in “Keşke Yunan galip gelseydi” dediğini ve pek çok AKP’giller avenesinin bize bu vatanı armağan Kuvayimilliyeci Atalarımıza hakaret ettiklerini belirterek “Ben bunlara isyan ediyorum, bin tane Tayyip de gelse belaya atlar giderim” dedi.

Duruşma sonrası Adliye önünde kısa bir açıklama yapan Genel Başkan’ımız şu ifadeleri kullandı:

***

Kaçak Saraylı Hafız artık iyice işi şirazeden çıkardı…

Eskiden yazılarımızdan, kitaplarımızdan, açıklamalarımızdan dava açtırıyordu. Şimdi suç duyurularımızdan da dava açtırmaya başladı.

Ya biz Savcılara, onun suçları hakkında, şu konuya bir bakın, bir araştırın şunu, burada suç işlenmiş, somut kanıtlarıyla, belgeleriyle, kayıtlarıyla diye dilekçe veriyoruz; “Vay sen bunu nasıl yaparsın?” diye bize davalar açtırıyor. Artık adaleti getirdiği yer burası.

Ama bütün zalim despotlar gibi işin sonuna yaklaştıkça artık iyice pusulayı şaşırıyorlar. Sanıyorlar ki bizi korkutabilecekler…

Buna imkân var mı ya?

Vatan ve Halk söz konusu olduğu zaman; defalarca söylediğimiz gibi biz, belaya atlar gideriz!

Bir milyon Tayyip gelse, bir milyon Kaçak Saray avanesi gelse; hepsi vız gelir bize!

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

8 Aralık 2021

HKP Genel Merkezi