HKP’den Millete Küfür ve Gerizi Patlayan Yeni Yolsuzluğa Suç Duyurusu
Bilindiği gibi, geçtiğimiz günlerde, AKP’ye yakın iş adamlarının ve Tayyip Erdoğan ile Binali Yıldırım’ın isimleri geçen videolar açığa çıktı. İhalelerdeki vurgunların, rüşvet ve irtikapın yanı sıra, Millete “a… koyacağız” şeklinde arsızca küfreden hayasız hırsızlar hakkında Halkın Kurtuluş Partisi, hukukçuları aracılığıyla suç duyurusunda bulundu.
“Millete edilen küfür, milletin bir parçası olan ve içeriğinde “Halkın Partisi” ibareleri bulunan partimize ve üyelerine de edilmiş sayılır” denilen dilekçede, bu nedenle hakaret suçundan ayrıca şikayetçi olundu.
Kurtuluş Partili Hukukçular
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
ŞİKAYET VE
SUÇ DUYURUSUNDA
BULUNAN……………….: Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı
Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA
V E K İ L L E R İ………..: Av. Orhan Özer, Av. Metin BAYYAR,
Av. Ayhan ERKAN,Av. Ali Serdar ÇINGI,
Av. Tacettin ÇOLAK,Av. Sait Kıran,
Av. Azime Ayça ALPEL, Av. Halil AĞIRGÖL,
Av. Pınar AKBİNA,Av. Doğan Erkan
Necatibey Cad. Sezenler Sokak. No: 4/15 Sıhhıye/ANKARA
Ş Ü P H E L İLER………..: 1- Recep Tayyip Erdoğan
2- Binali Yıldırım
3- Mehmet Cengiz
4- Nihat Özdemir
5- Hayrettin Özaltın
6- Adnan Çebi
7- Suça karıştığı tespit edilecek diğer şüpheliler
S U Ç………………………: Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma (TCK 220),
İrtikap (TCK 250)
Rüşvet (TCK m. 252),
Görevi Kötüye Kullanma (TCK 257),
İhaleye fesat karıştırma (TCK 235),
Edimin ifasına fesat karıştırma (TCK 236)
Hakaret (TCK 125),
Haksız Mal Edinme
(Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 4, 13)
ŞİKAYETLERİMİZ……..:
1- Geçtiğimiz günlerde, 17 Aralık tarihinden beri Ülke gündeminin birinci sırasını işgal eden “yolsuzluk” eylem ve iddialarına bir yenisi daha eklendi.
Ne yazık ki, görevi adli soruşturma yürütmek olan Cumhuriyet Savcıları ve emrindeki adli kolluk görevlileri, sürdürmekte oldukları yolsuzluk soruşturmaları sebepleriyle görevlerinden alındılar, yerleri değiştirildi, ellerindeki dosyalar veya yetkileri alındı hatta kimileri tehdit edildiler, siyasi iktidar bileşenlerince.
Böylece bizlerin zaten işlemediğini düşündüğümüz hukuk, tümüyle dondurulmuş ve yürütmenin elinde bir oyuncak haline gelmiş oldu. Uluslararası ilke ve normlarla asla bağdaşmayan şekli hükümler sebebiyle, iktidar bileşenleri, hatta onların yakın çevreleri, çocukları, onlara yakın iş adamları, bütün suçlardan bağışık oldular.
İşte bu cezalandırmadan bağışıklık halinin verdiği pervasızlıkla, kamu parasının nasıl yeyim edildiği/ettirildiğine ve halkımızın nasıl aşağılanarak hakarete uğradığına, bir takım şüphelilerde nasıl bir halk düşmanlığı olduğuna ilişkin ortaya çıkan yeni durum şöyle:
“Başbakan Erdoğan’ın ATV-Sabah grubunu kendisine yakın işadamlarına aldırmak için, Haberleşme ve Ulaştırma eski Bakanı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ı görevlendirdiği iddia ediliyor.
Binali Yıldırım’ın Ankara Ahlatlıbel Sosyal Tesisleri’nde Mehmet Cengiz, Nihat Özdemir, Hayrettin Özaltın, Adnan Çebi gibi AKP Hükümeti döneminde çok önemli ihaleler almış işadamları ile bir toplantı yaptığı, ATV-Sabah Grubunu Başbakan Erdoğan’ın almalarını istediğini, hangi işadamının ne kadar para ödemesi gerektiğini söylediği iddia ediliyor. Bu işadamlarına verilen ihaleye göre para talep edildiği belirtiliyor.
“BİR İHALE VERİRLER ZARARI KAPATIRSIN“
Asıl ilginç olanı bundan sonra yaşananlar. Buradaki toplantıda yer alan işadamlarının telefon görüşmelerinde skandal ifadeler yer alıyor. İlk defa böyle bir şeyle karşılaştığı iddia edilen Adnan Çebi’nin istenilen parayı duyunca rahatsızlandığı, uykularının kaçtığı iddia edilirken Mehmet Cengiz’in “Biz alıştık bir hafta sonra gayet normal karşılarsın, bir ihale verirler zararı kapatırsın” şeklinde teskin ettiği söyleniyor.
Hayrettin Özaltın ile Mehmet Cengiz arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmesinde skandal ifadeler yer alıyor. Buradaki konuşmada hangi işadamının ne kadar vereceğine dair ifadeler bulunuyor. İşadamlarının istenilen rakamları çok buldukları, ilk duyduklarında sararıp morardıkları iddia ediliyor. İkili arasında geçen konuşmada küfürlü ifadelere sıklıkla rastlanırken bu konuştuklarının kendi aralarında kalması gerektiğini belirtiyorlar.
MİLLETE AĞIR KÜFÜR!
Mehmet Cengiz ile bir başka işadamı Celal Koloğlu arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmasında ise millete küfür edildi. İkili arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmelerinde Binali Yıldırım’dan övgüyle bahsediliyor. Yıldırım için “hakikaten bu adam başka adam” şeklinde bahsediliyor. Ulaştırma Bakanlığı’ndan aldıkları ihalelerden bahsedilirken Nihat Özdemir’in de ağzının kulaklarında olduğu söyleniyor. Mehmet Cengiz gülerek Celal Koloğlu’na “bu milletin a…. koyacağız, sen merak etme” derken Koloğlu’da “inşallah inşallah” şeklinde yanıt veriyor. Daha sonra Nihat Özdemir ile Mehmet Cengiz’in bir konuşması yer alıyor. AKP’ye yakın işadamlarının bir araya geleceği bir toplantı tertip ediyorlar. Bu toplantının nerede yapıldığı, ne konuşulduğu ile alakalı bir bilgi yer almamaktadır. Sadece ayın 22’sinde yapılacak olan görüşmelerin Mehmet Cengiz’in isteği ile ayın 21’i Cuma gününe alındığı anlaşılıyor.” (http://www.habererk.com/haber/3209/akpye-yakin-isadamlarinin-bomba-ses-kayitlari-millete-kufur)
2- Bir başka kaynağa göre, sürecin öncesi ve sonrasıyla detayları şöyle:
“Telefon kayıtlarının ortaya çıkardıklarına bakalım:
Tarih: 21 Temmuz 2013.
Erdoğan, evinde Kolin İnşaat sahibi Celal Koloğlu ile yaptığı görüşmede, Sabah ve atv ile ilgili olarak “sıkıntıdayız, hallolacak bu iş” diye talimat verdi.
Tarih: 21 Ağustos 2013.
Erdoğan’ın talimatı sonucu, Binali Yıldırım, “büyük müteahhitler” İbrahim Çeçen ve Mehmet Cengiz’den, Sabah ve atv’nin alınması için havuz oluşturmalarını istedi.
Tarih: 23 Ağustos 2013.
Kalyon Grup, Sabah ve atv’yi almak için Zirve Holding AŞ’yi kurdu.
Tarih: 3 Eylül 2013.
“Büyük müteahhitler” Binali Yıldırım ile Ankara Ahlatlıbel’de buluştu. İşadamlarının oluşturduğu 630 milyon dolarlık havuzun, 200 milyon dolarlık kısmının Türkiye Ziraat Bankası’ndan karşılanması kararlaştırıldı.
Tarih: 14 Kasım 2013.
Para toplama işini organize eden Mehmet Cengiz İstanbul’da Kıyı Emniyeti Sosyal Tesisleri’nde Binali Yıldırım ile buluştu. Sabiha Gökçen Havalimanı ihalesi “yüzde 10”a halledildi. Sırada 4 milyar dolarlık bir ihale daha vardı.
Tarih: 20 Aralık 2013.
Rekabet Kurulu, Zirve Holding AŞ’nin, Sabah ve atv’yi satın almasına onay verdi.
Tarih: 25 Aralık 2013.
İçlerinde “büyük müteahhitlerin” de bulunduğu AKP’ye yakın 41 işadamına yönelik polis operasyonu AKP Hükümeti tarafından durduruldu. Savcı soruşturmadan alındı.
Sonraki süreçte işadamlarının telefon görüşmeleri medyaya sızdırıldı.
Mehmet Cengiz, Celal Koloğlu ile görüşürken, “milletin a…. koyacağız” küfrü bir büyük gerçeği ortaya çıkardı…” (http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/soner-yalcin/bu-milletin-asina-boyle-koymuslar-453367)
3-Aynı Kaynağa göre, AKP’ye yakın olan bu iş adamlarının en dişlisi olan Mehmet Cengiz’in daha önce aldığı ihaleler ve ederleri neler? Şunlar:
“Peki…
Mehmet Cengiz, “milletin a… nasıl koyacaktı?”
Cengiz Holding’in aldığı kimi ihalelere bakalım:
İstanbul 3. Havalimanı: 58 milyar 890 milyon TL
Urfa Ilısu Barajı (Hasankeyf): 4 milyar 851 milyon TL
İstanbul Avrupa Yakası Boğaziçi Elektrik Dağıtım: 3 milyar 626 milyon TL
İstanbul Taksim-4. Levent Metrosu: 2 milyar TL
Çanakkale, Yalova, Balıkesir, Bursa Uludağ Elektrik Dağıtım: 1 milyar 457 milyon TL
Antalya, Burdur, Isparta Akdeniz Elektrik Dağıtım: 1 milyar 10 milyon TL
Ankara-İstanbul Hızlı Tren 2. Etap: 1 milyar TL
Trabzon Atasu Barajı: 874 milyon TL
Şile Ağva Yolu: 527 milyon 40 bin TL
Artvin Yusufeli Barajı: 486 milyon 80 bin TL
Trabzon-Aşkale Yolu: 484 milyon 50 bin TL
Seydişehir Eti Alüminyum/Oymapınar HES: 417 milyon 85 bin TL
Sivas, Tokat, Yozgat Çamlıbel Elektrik Dağıtım: 400 milyon 70 bin TL
Ankara Tren Garı: 250 milyon TL (iptal oldu yeniden yapılacak)
Ordu, Giresun Havalimanı: 144 milyon TL
Bingöl Genç Yolu: 72 milyon 80 bin TL
İstanbul Maltepe Dolgu: 65 milyon TL
Okumaktan yoruldunuz mu?
Hangisini yazayım:
Özelleştirmeden arsa fiyatına kapattığı Eti Bakır A.Ş.‘yi mi? Eti Alüminyum A.Ş.‘yi mi? (4 milyar dolar olan tesisleri 305 milyon dolara aldılar.)
Hangisini yazayım:
Samsun Mobil Enerji Santrali‘ni mi?
Bursa Wolfram madenleri veya İzmir Antimuan maden işletmelerini mi?
Doğalgaz ihalelerini mi?
Yine özelleştirmeden aldıkları Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba şeker fabrikalarını mı?
Hangisini yazayım:
Antalya Beldibi’ni yok ederek kurulan Türkiye’nin ilk 7 yıldızlı oteli Sungate Port Royal Resort Hotel ya da Le Jardin Resort Hoteli mi?
Bayramda Erdoğan, Bodrum’un en güzel yeri Cennet Koyu’nu gezdi. “Felaket! Bu kadar vicdansızlık olmaz” dedi. Ardından Bodrum’un incisi Cennet Koyu karşısındaki Mazıdağı, Yarımadası’nı (678 bin 963.72 metrekare) özelleştirdi. Alan kim miydi; Mehmet Cengiz!
Yeter yazmayayım; insanın siniri bozuluyor. 30 yıllık geçmişi olmayan, taşeronluktan gelme alaylı bir müteahhitin arkasında hangi politikacılar var?
Bu paraların “yüzde 10”u kimlerin cebine gidiyor?
Neler dönüyor?..
(a.g.y.)
4- İşte kamunun parası böyle yeyim ettiriliyor. Karşılığında iktidar temsilcileri (Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım ve diğer muhtemel bakanlar) yüzde 10 komisyonlarını alırken, iş adamları ise vurgunlarını millete pişkince, arsızca hakaret ederek yapıyorlar. Milleti sahipsiz zannediyorlar, ancak yanılıyorlar.
Mehmet Cengiz, Nihat Özdemir, Hayrettin Özaltın ve Adnan Çebi’nin ihbar niteliğindeki video ve haberlerinde anlatılan eylemleri, Türk Ceza Kanunu’nun 235. maddesinde düzenlenen “İhaleye fesat karıştırma” ve yine TCK’nın 236. maddesinde düzenlenen “Edimin ifasına fesat karıştırma” suçlarını oluşturmakta, diğer şüpheliler Recep Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım ve tespit edilecek diğer bakanların suçları Görevi Kötüye Kullanma, Rüşvet ve İrtikap suçlarını oluşturmaktadır.
TCK 252. madde “Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması hâlinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur” dendiğinden, anılan şüpheli iş adamları rüşvet suçundan da ayrıca cezalandırılmalıdır.
5- Bugüne kadar işbu yolsuzluk suçlarını işlemek ve kamu parasını yeyim etmek ortak gayesinde birleşerek, diğer vasıta suçları da işleyen şüphelilerin, eylemlerindeki süreklilik, ve uzun süren birliktelikleri yukarıda aktarılanlardan kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
“Biz alıştık bir hafta sonra gayet normal karşılarsın, bir ihale verirler zararı kapatırsın” ifadesi, kurulan organizasyonun niteliği ve devamlılığını gösterirken, “biz” şeklindeki söylem ortak hareket ve amaç birliğinin varlığını açığa çıkarmaktadır.
Bir arada kamunun parasını gasp edenler arasındaki bağ geçici, tesadüfi, basit, bir defalık kurulmuş değildir. İlişki ve organizasyonda mütemadilik mevcuttur.
Tüm bunlar, işlenen suçların TCK 220 unsurunu ihtiva eden bir suç örgütü dahilinde gerçekleştiğini ortaya sermektedir. Dolayısıyla şüpheliler, eylemlerine uyan suçların yanı sıra, suç örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak suçlarından da yargılanmalıdır.
Böyle olunca, anılan suçların soruşturulmasının izin şartına bağlı olmadığı yorumu yapılabilmelidir.
6- Şüphelilerden Mehmet Cengiz ve Celal Koloğlu’ndan ayrıca müvekkil parti adına şikayetimiz mevcuttur. “Millet” kavramı, hem millet için siyasal mücadele veren ve resmi isminde “Halkın Partisi” ibareleri geçen müvekkil partiyi, hem de tek tek parti üyelerini kapsamaktadır. Dolayısıyla Millet’e yapılan hakaret, müvekkil partiye de, üyelerine de yapılmış olmaktadır. Bu bağlamda “milletin a…ına koyacağız” hakareti ve buna iştirak eden “inşallah inşallah” ifadeleri, milletimizin geri kalan kesimleriyle birlikte müvekkil parti ve üyelerine de yapılmış olmaktadır.
Bu milletin gerçek ve tüzel fertleri olarak, hakaretten onur, şeref ve saygınlığımız rencide olmuştur. Millet, sahipsiz değildir!
SONUÇ VE İSTEM……..: Yukarıda arz edilen ve re’sen araştırılarak görülecek sebeplerle, şüphelilerin müştereken işledikleri ve ancak yasa dışı bir suç örgütü organizasyonuyla icrası kabil olan anılan suç eylemlerinden soruşturma yapılıp cezalandırılmaları için kamu davası açılmasını müvekkil parti adına arz ve talep ederiz. 10.02.104
Suç Duyurusunda Bulunan Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı
Vekilleri
Av. Metin BAYYAR Av. Sait KIRAN Av. Doğan ERKAN