HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ İZMİR İL ÖRGÜTÜ ve İŞSİZLİK ve PAHALILIKLA SAVAŞ DERNEĞİ İZMİR ŞUBESİ 2011 YILI İÇİN AÇIKLANAN ASGARİ ÜCRETİ PROTESTO ETTİ
Halkın Kurtuluş Partisi İzmir İl Örgütü ve İPSD üyeleri yılın ikinci gününde yaptıkları bir yürüyüşle Asgari Ücrete yapılan artışı protesto etti.
02 Ocak 2011 Pazar günü Saat 14:00’da Karşıyaka dolmuş son duraklarında bir araya gelen Kurtuluş Partisi ve İPSD üyeleri, pankartlar ve flamalar açarak yürüyüşe başladılar. Asgari Ücreti protesto eden sloganlarla Karşıyaka Çarşı’dan geçilen yürüyüş, basın açıklamasının yapılacağı yer olan Karşıyaka Çarşı’nın İskele tarafındaki girişinde sonlandırıldı.
Burada İPSD İzmir Şube Başkanı Yusuf Gençer, aşağıda yayımlayacağımız açıklamayı yaptı.
Ardından Halkın Kurtuluş Partisi İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak söz aldı.
Çolak da konuşmasında; Parti olarak kuruldukları 2005 yılından bu yana sefalet ücreti olan bu asgari ücretin iptal edilmesi ve insanca bir ücret belirlenmesi için her yıl protesto eylemi yaptıklarını, bunun yanı sıra Danıştaya da dava açtıklarını, söyledi. Bugün etkili olmayan bu eylemlerinin ve bu mücadelelerinin, bir gün mutlaka sonuca ulaşacağını ve halklarımızın insanca yaşayacakları bir ücrete sahip olacaklarını, bunu sağlayacak olan Demokratik Halk iktidarını mutlaka kuracaklarını söyledi.
Eylem haykırılan sloganlarla sonlandırıldı.
İPSD Şube Başkanının Okuduğu Açıklama:
TAYYİPGİLLER YALAN SÖYLEMEYE DEVAM EDİYORLAR!
Tayyipgiller, iktidara getirildiklerinden bu yana uyguladıkları zulüm politikalarıyla gelmiş geçmiş tüm hükümetlerden daha Amerikancı çıktılar. Her yıl milyonlarca çalışan insanımızın dört gözle beklediği “Asgari Ücret” artışı geçen yılları aratmadı. Sonuç yine hüsran, yine sefalet ücreti… Ve ne yazık ki bu hep böyle olagelmiştir. Yani Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi “Bozuk düzende sağlam çark olmuyor”. Soygun ve sömürü üzerine kurulmuş bu Parababaları düzeninde insanlıktan ve insanî değerlerden söz etmek halkımızın deyimiyle ölü gözünden yaş ummaktır.
Bu yıl da “Asgari Ücret” belirleme komisyonu toplandı. Yine Parababalarının temsilcileri, onların siyasi sözcüleri hükümet ve sarı gangster TÜRK-İŞ temsilcileri bir araya geldiler. Sonuç: birinci altı ay 30 lira, ikinci altı ay 27 lira artış. Bazı yerlerde bir simit bir çay parası, bazı yerlerde bir çay parası bile değil. Toplam, asgari geçim indirimi de dahil 630 lira…
Değerli halkımız,
Her türlü insanî değerden yoksun Tayyipgiller, yoksul halklarımızın dini duygularını sömürerek iktidar oldular. Oysa Müslümanlıkta der ki; “Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir”.
O zaman Tayyipgiller’in Müslümanlığından söz edilebilir mi?
Hayır ! Onların gerçek Müslümanlıkla bir alakası yok. Onların Müslümanlığı Muaviye’nin, Yezid’in Müslümanlığıdır. Onların tanrısı Para Tanrısıdır. Onlar zevk ü sefa içinde yaşarken halkı açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm ediyorlar. Bakın bunların arsızlıklarına bir örnek daha: Dışişleri konutu için Ankara Gaziosmanpaşa’da aylığı 39 bin liraya villa kiralıyorlar. Sanki devletin elinde konut kalmadı. Bu ne hayâsızlık, bu ne har vurup harman savurmaktır… Olsun varsın, Tayyipgiller için devletin malı deniz yemeyen domuz.
Bunların sahtekarlıklarını gelin bir de rakamlarla görelim. Bunlar iktidara getirildiklerinde mazot yaklaşık 1.100.000 lira idi (bugünkü rakamla 1 lira 10 kuruş). O günkü Asgari Ücret’le yani 2002 yılında yaklaşık 250 litre mazot alınıyordu. Eğer akaryakıta zam gelmezse yeni açıklanan Asgari Ücret’le ancak 185 litre alınabiliyor o da şimdilik… Bu durum tüm akaryakıt ürünlerinde aşağı yukarı aynıdır. Evlerde kullandığımız tüpgaz, artık uzaktan seyredilen et, süt ve süt ürünleri aklınıza ne gelirse halkımızın temel ihtiyaçları hepsi ateş pahası olmuştur. Her geçen gün alım gücü düşmekte, kendi aldatmacalı enflasyon hedeflerini bile tutturamamaktadırlar. 2011 yılında bazı vergi türlerinde ve harçlarda % 9’a varan artışlar devreye girdi bile. Yani neresinden bakarsanız bakın adaletsizlik diz boyu.
Tayyipgiller için halk yokluk çekiyormuş, işsizlik içinden çıkılmaz bir hal almış, hayat pahalılığı almış gidiyor, hiç önemli değil. Onlar için varsa yoksa onları iktidar eden yerli-yabancı Parababaları ve yerli satılmışlar cephesinin çıkarlarıdır. Birde dayandıkları sınıf olan Tefeci-Bezirgân Sermayenin Şeriat özlemidir.
Milyonlarca çalışanımızı sefalet ücretine mahkûm etmenin hiçbir vicdanı açıklaması yoktur. Kendileri servetlerine servet katarken, hatta bu servetlerini İsviçre bankalarındaki gizli hesaplara aktarırken halkımızın işsizlik ve pahalılık cehenneminde yanması umurlarında bile değil.
Ancak bu böyle gelmemiş, böyle gitmeyecektir. Emekçi halklarımız er geç bu hayâsız gidişe dur diyecek, bu soygun ve vurgun düzenini yerle bir edecektir. ABD-AB uşağı Parababalarının ve yerli satılmışlar cephesinin ihanetlerinin hesabını bir bir soracaktır.
Buna inancımız tamdır. 02.01.2011
İŞSİZLİK ve PAHALILIKLA SAVAŞ DERNEĞİ İZMİR ŞUBESİ