21 Temmuz Pazar günü HKP İzmir İl Örgütü olarak, üyelerimizle birlikte saat 20:00 de Karşıyaka İlçe Örgütümüzün önünde, AKP’giller’in Hayvan Katliamı Yasa Tasarısını protesto etmek toplandık. Açtığımız dövizlerle, Parti bayraklarımızla, alkışlar ve sloganlarla başlattığımız yürüyüşe halkımız da coşkuyla destek verdi. Yürüyüşümüzde ve eylem yerimiz olan Karşıyaka Çarşı girişinde hayvanseverler de yanlarında getirdikleri hayvanlarıyla eylemimize katıldılar. İnsana dost, doğaya dost, hayvana dost bir Parti olarak nerede bir zulüm politikası varsa biz karşısında olduk. İzmir’de de yasa tasarısı gündeme geldiğinden bu yana hayvanseverler nerede eylem yapmışlarsa, hepsinde yerimizi aldık ve düşüncelerimizi paylaştık. Kâh Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesinde, kâh Foça’da, kâh Seferihisar’da…
Karşıyaka Çarşı’da da Partimizin gerçek hayvan dostu olduğunu haykırmak için eylem yaptık.
Sloganlar ve alkışlarla Karşıyaka Çarşı girişine kadar yaptığımız yürüyüşün ardından burada Partimiz adına konuşmalar yapıldı. İlk konuşmayı Partimiz MYK Üyesi Zeki Olkun yaptı.
Zeki Olkun konuşmasında şunları söyledi:
“İçlerinde en ufacık insanlık, merhamet, vicdan duygusu taşımayan zalimler zalimi AKP’giller’in sokaktaki patili dostlarımıza yönelik kanlı katliam yasa tasarısı geçen hafta Mecliste görüşülmeye başlandı ve ilk üç maddesi kabul edildi bildiğimiz gibi. Görüşmelere 22 Temmuz Pazartesi günü de devam edilecek. Bu yasa tasarısına göre sokak köpekleri, sokak hayvanları toplatılıp barınaklara yerleştirilecek. Sahiplendirilmeleri için ilan açılacak. 30 gün içinde sahiplenilmeyen köpekler uyutulacak yani öldürülecek. Boşalan yerlere yeni köpekler getirilecek ve sistematik bir şekilde patili canlarımız katledilecek.
Biz Halkın Kurtuluş Partisi olarak bir kez daha hayvansever halkımıza sesleniyoruz: İnsan katliamlarının, Kadın cinayetlerinin, İş Cinayetlerinin, Hayvan, Çevre, Doğa katliamlarının, Çocuk taciz ve tecavüzlerinin ardı arkası kesilmeden yaşandığı şu kara günlerde, tüm bu kötülüklerin, ahlaksızlıkların hepsinin temeli sınıfsaldır, içinde yaşadığımız Parababaları düzenidir!
Şu anda da bu düzenin bekçiliğini 22 yıldır tepemize çökertilen, halkımıza gün yüzü göstermeyen Ortaçağcı gerici AKP’giller iktidarı yapmaktadır. Tüm diğer katliamların olduğu gibi Hayvan katliamlarının da baş müsebbibi onların topluma yaydıkları kendi rezil ve çamur ahlaklarıdır.
Halkın Kurtuluş Partisi, programının ve mücadelesinin temeline sevgiyi koymuş tek parti olarak, hayvan hakları mücadelesini de siyasi mücadelesinin bir parçası olarak gören tek partidir. Savunduğumuz her görüşte olduğu gibi hayvan sevgimizde de onların da özgürce yaşadığı bir dünya kurma çabamızda dürüst ve samimiyiz.
Bu mücadelede dürüst ve samimi olmak demek gerçek devrimciler olabilmek demektir. Bütün bu kötülüklerin, zalimliklerin müsebbibi olan bu hukuk dışı iktidarı teşhir etmek yerine, Cumhurbaşkanı sıfatını yürürlükteki Anayasaya göre hiçbir biçimde taşımayan bir zatın gayrimeşruluğunu teşhir etmek yerine “Sayın Cumhurbaşkanım” diyerek onu meşrulaştıran, bu yolla AKP’giller’in her türlü zulmünü pervasızca sürdürmesine payandalık yapan Meclisteki en sağından en soluna sözümona muhalefetin, üretilmiş muhalefetin de bu kanlı yasada sorumluluğu vardır. Kimse kimseyi kandırmasın! Yasal olmayanın yasa yapmasına izin verenlerin, “Diploma Nerede?” sorusunu soramayacak kadar korkak olanların, bu Ortaçağcı gericileri iktidara taşıyan ve 22 yıldır orada tutan ABD-AB Emperyalistlerine “Hayır” diyemeyenlerin meclis komisyonlarındaki teatral görüntülerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Genel Başkanı hayvan sevgisi ve onlar için verdiği mücadele nedeniyle yargılanmış ve cezalar almış tek parti olarak, Sokak Hayvanları konusundaki acil çözümlerimiz, Partimizin 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri Bildirgesinde de yer aldığı gibi çok açık ve nettir: Etkin kısırlaştırma ve kısırlaştırılan hayvanların aşılanarak doğal çevrelerine bırakılması, sokak hayvanlarının uğrak yerleri olan bölgelerde besleme noktalarının oluşturulması ve besleme yapan hayvanseverlere mama desteği sunulması, yaşlı ve hasta hayvanların rehabilite edilecekleri sağlıklı merkezlerin oluşturulması, patili canlarımızın ölümüne çiftleştirildiği üretim çiftliklerinin kapatılması, petshoplarda hayvan satışlarının engellenmesi kısa vadede gerçekleştirilebilecek en etkili çözümler olacaktır.
İnsan hayatının sürmesinin, bitkiler ve hayvanlarla birlikte, doğal dengeyi hiç bozmadan mümkün olabileceğini çok iyi bilen Partimiz, insana dost, hayvana dost, doğaya dost, tümünün birbirinin ayrılmaz bir parçası olarak uyum içinde varlığını sürdürdüğü bir dünyayı kurma mücadelesini kazanıncaya kadar sürdürecektir.
Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut’un söylediği gibi “Ne Zalimler İnsafa Geldi Ne de Biz Vicdanımızı Terk Ettik…” Her haksızlıkta olduğu gibi bu konuda da sesimizi, sözümüzü, mücadelemizi yükseltecek, sokaktaki canlarımızın yanında olacak, sevgisizliğinize birini bile feda etmeyeceğiz.”
İkinci olarak da kendisi de çok iyi bir hayvansever olan ve bunun için zamanının büyük bölümünü ayıran partimizin üyesi Ayça Oral Yoldaş’ımız yaptı. Oldukça duygulu ve coşkulu konuşmasında vicdanlara seslendi. Ayça Oral Yoldaş, konuşmasında yüreğinin sesini halkımıza şöyle yansıttı:
“Dövizlerimizden de gördüğünüz üzere burada Patili Canlarımız için toplandık. Ben buradan Recep Tayyip Erdoğan’a seslenmek istiyorum. 2018 yılında sosyal medyada bir paylaşımı vardı. Diyordu ki “Hayvanlara sahip çıkmak insanlık görevimizdir, inancımızın gereğidir, onlar mal değildir, onlar Hüda’nın bize emanetidir.”. 2018’den bu yana değişti Recep Tayyip Erdoğan? İmanınızdan mı oldunuz? Vicdanınızdan mı oldunuz? Hüda’nın emaneti olan Patili Canlar ne oldu da emanetten çıktı? Görevinizi yerine getirmediniz iktidar olarak. Çıkardığınız yasanın uygulanması için hiçbir yaptırımda bulunmadınız! Şimdi de diyorsunuz ki bu canları öldürmezseniz sana üç yıl hapis vereceğim, onu 20 yıl yatıracağım. Böyle bir dünya yok! Çıkardığınız yasayı uygulayamadınız, şimdi diyorsunuz ki:biz beceriksisiz, yasayı uygulayamadık, bu hayvanların çoğalmasını engelleyemedik ve popülasyon arttı o yüzden bu hayvanları öldüreceksiniz. Öldürmezseniz sizi hapse atacağız. Sorumlu olan sizlersiniz diyorsunuz.
Sorumlu olan iktidar. Bu zavallı hayvanların gözünün içine bir kere bakmadınız mı? Sokakta hiçbir hayvanın başını okşamadınız mı? Bu canlar dan ne istiyorsunuz? Doğayı katlettiniz. Dereleri, ormanları katlettiniz. İnsanlara huzur vermediniz. Herkes mutsuz. Yeter artık. Herkesi örgütlenmeye davet ediyoruz. Çünkü bunun önüne başka türlü geçemeyeceğiz. Kapınızın önünde yatan kedileri de köpekleri de öldürecekler. Hiç mi canınız yanmayacak? Müslümanım diyen insanlara biz müslümanlığı öğretmeye çağırıyoruz. Ateistler yalvarıyor “Bu hayvanları öldürmeyin, günah diyorlar”. Ateistler imana geldi, siz gelmediniz! Yüreğimiz yanıyor, lütfen örgütlenelim. HKP Çatısı altında örgütlenelim, Başka türlü olmayacak.”
Ayça Oral Yoldaş’ın bu coşkulu konuşmasının ardından, üçüncü ve son olarak da Partimiz Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanımız konuşma yaptı. Tacettin Çolak konuşmasında özetle şunları vurguladı:
“Ben işçi arkadaşımızın bıraktığı yerden devam ediyorum. Yüreğinin sesini dillendiren işçi kardeşimiz, hayvansever kardeşimiz, bunların Müslüman olmadıklarını söylüyor. Evet, bunlar Müslüman değil. Bunlar Allah’a falan da inanmıyorlar. Neden? Bakın gerçek Müslüman yalan söyler mi? Hırsızlık yapar mı? Kul hakkı yer mi? Kamu malı hırsızlığını vurgunu, talanı yapar mı ? Gerçek Müslüman diyorum bakın. Bunların hepsini başta Tayyip Erdoğan gelmek üzere bu AKP’giller’in hepsi yaptı, yapıyor. Yani artık Türkiye’de bir hırsızlar imparatorluğu kuruldu. Öbür dünyaya inanan yani orada hesaba çekilmeye inanan bir insan mümkün değil bunu yapamaz. Ya da eğer onların istediği şeriat rejimini uygulayacak olursak, o hırsızların hiçbirinde ne kol kalır ne ayak kalır ne bilek kalır. Çünkü şeriata göre hırsızın eli kesilir. Yani onlar kibrit kutusuna döner. İşte hayvanlarla ilgili En’âm suresi ne yazıyor bakın. Gerçek Müslümanlarsa, sure burada. “Bütün canlılar kanatlılar, can alıp verenler, bütün canlılar hepsi ümmettir” diyor. İnsanlar gibi ümmettir diyor.
Şimdi bunlar ne yaptı? Bakın değerli İzmir Halkı, 2001 yılında 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu çıkardılar. Herkes alkışladı. O zaman demokrat görünüyorlardı. Hatta bizim cenahta olanlar, sol sosyalist geçinenler de bunların tırnak içinde “demokratlıklarına” inandılar. Olumlu bir şeyler oluyor dediler. Daha sonra 2010 referandumunda ve onların bir kısmı “Yetmez ama Evet”çi hainlerden derleşik oldular. Şimdi o kanun, hayvanları koruma kanunu 2001 den bu yana yürürlükte ama uygulanmıyor. İşçi kardeşimiz anlattı, o kanunun gereklerini yerine getirmediler. Hayvanları aşılatmadılar, hayvanları kısırlaştırmadılar, petshoplardaki hayvan ticaretine izin verdiler. Oralardan menfaat temin ettiler. Onları yerine getirmediler, üstüne bir de bakın 2021 yılında yani 3 yıl önce bir göz boyama daha yaptı bu siyasi iktidar. Ne yaptı? Hayvanları mal olmaktan çıkartıp, can olarak değerlendiren yasal düzenleme getirdiler yani cana kast etmek, canın bir canlının bedensel bütünlüğüne zarar vermeyi, öldürmeyi, yaralamayı cezai yaptırıma bağladılar. Dediği gibi kardeşimizin 1 yıl 2 yıl 3 yıl 5 yıl arası hapis cezaları getirdiler. Peki kardeşim aradan geçen 3 yılda ne değişti? Değişen ne biliyor musunuz? Gündem değişti, gündem! Türkiye’nin gündemi değişti. Artık özellikle yerel seçimlerle birlikte, Yüz Yılın Felaketi AKP’giller iktidarından kurtulmak gerektiğinin bilincine vardı Türkiye halkı. O gündemi değiştirmek istiyorlar bunlar şimdi. Yerel seçimlere kadar bu Tayyip Erdoğan yıkılmaz, bu Tayyip Erdoğan yenilmez diyen bu siyasi iktidar yenildi. Hem de ezici bir yenilgi tattı. Ama bu yenilgiyi o kazanan kesim de maalesef o kazancını üstüne politikada belirlemek yerine gitti normalleşme yumuşama teraneleriyle o Tayyip Erdoğan’a can suyu verdi. Daha dün Kıbrıs’ta yılışıklık yapıyor Tayyip Erdoğan’a. Bakın önümüzdeki günlerde yeni anayasa değişikliği ile de karşımıza çıkarlarsa şaşmayalım.
Şimdi değerli vatandaşlarımız, ülke yangın yeri. Bir limonun kilosu 80 TL olmuş. Artık karpuz alamıyor insanımız. Artık domates salatalık yiyemiyor. 10 bin TL’lik sefalet ücreti bile diyemeyeceğimiz komik emekli maaşını 12bin TL’ye çıkarmakla hiçbir derde deva getiremiyorlar. O nedenle yangın yeri ülkemiz. Bu yangını yaratanlar, bu sorumluluğun hesabını ödemek zorundalar. Ama mecliste o Amerikancı muhalefet de üretilmiş muhalefet de onlara bu yangının hesabını sormak yerine o yangına su döküyor. Demek ki onlar da Amerika’nın projesi. Yani Büyük Orta Doğu projesi çerçevesinde görev verilmiş. Muhalefet görevi verilmiş bir ekip. Bunları da tanımamız lazım. Dolayısıyla ülkemizin işsizlik ve pahalılık cehenneminden kurtulması için bin bir türlü yasal düzenleme yapması gereken meclisteki milletvekilleri, meclisteki iktidarıyla, muhalefetiyle siyasi partiler, şimdi hayvan katliamı yasası hazırlığı içindeler. Ve onu görüşüyorlar. Bu yasaya imza veren, bu yasanın çıkmasına katkıda bulunan bütün milletvekilleri hayvan katilleri olarak tarihin kirli sayfasında yer alacaktır. Ve onlardan hesabı da mutlaka ama mutlaka Demokratik Halk İktidarında biz soracağız. Halkın Kurtuluş Partisi soracak. Ve sonuç olarak varsın bunlar, bu zalimler insafa gelmesin, biz vicdanımızı terk etmemeye devam edeceğiz.” dedi.
Coşkulu geçen eylemimiz sırasında sık sık “Canların Sesi Kurtuluş Partisi”, “İnsana, Doğaya, Hayvana Sevgi, İşte Kurtuluş Partisi”, “Gün Gelecek Devran Dönecek, AKP Halka Hesap Verecek”, “Öldüren Yasa İstemiyoruz”, “Kısırlaştır, Aşılat, Yerinde Yaşat”, “Patili Dostlar Yalnız Değildir” sloganları atıldı. Eylemimizde mücadele kararlılığımıza vurgu yapıldı.
21 Temmuz 2024
HKP İzmir İl Örgütü