Recep Tayyip ERDOĞAN ve oğlu Bilal ERDOĞAN hakkında suç duyurusu
Partimiz Avukatları tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan hakkında ” Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurmak, Rüşvet, İrtikap, 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet, Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa Muhalefet, Suçtan Kaynaklanan Malvarlığını Aklamak, Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs” den tutuklanmaları istemiyle suç duyurusunda bulunulmuştur.
Suç duyusuru:
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
SUÇ DUYURUSUNDA
BULUNAN……………….: Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı
Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA
V E K İ L L E R İ…………: Av. Orhan ÖZER, Av. Metin BAYYAR, Av. Ayhan ERKAN.
Av. Ali Serdar ÇINGI, Av. Tacettin ÇOLAK, Av. Sait KIRAN, Av. Halil AĞIRGÖL,
Av. Azime Ayça ALPEL, Av. Pınar AKBİNA, Av. Doğan ERKAN
Necatibey Cad. Sezenler Sokak. No: 4/15 Sıhhıye/ANKARA
Ş Ü P H E L İ……………….: 1- Recep Tayyip ERDOĞAN
2- Bilal ERDOĞAN
3- Suça karıştığı tespit edilecek diğer şüpheliler
S U Ç………………………: Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurmak, Rüşvet, İrtikap, 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet, Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa Muhalefet, Suçtan Kaynaklanan Malvarlığını Aklamak, Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs
İHBARLARIMIZ………….:
1- Bilindiği gibi, hakkında suç duyurusu bulunulan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında gerçekleşen telefon konuşmaları 24 Şubat 2014 tarihinde internet ve basın ortamında açığa çıkmıştır. http://www.youtube.com/watch?v=Cvf4aeRLu0E internet bağlantısında yer alan konuşmaların 17-18 Aralık 2013 tarihlerinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu tarihte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın geniş bir yolsuzluk operasyonunu başlattığı ve bir kısım bakan ve bunların çocuklarıyla AKP’ye yakın iş adamlarının soruşturulduğu aşikardır.
Tam da belirtilen soruşturmanın kamuoyuna yansıdığı ve bu soruşturmada gözaltı ve yakalama işlemlerinin yapıldığı anda yapıldığı anlaşılan bu bahse konu kayıtlara göre yüklü miktarda paranın evden çıkarılması R.T. Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında planlanıp değerlendirilmektedir.
Bu konuşmaların 1. Kısmında;
Tayyip Erdoğan (Ankara) – Bilal Erdoğan (İstanbul) 17.12.2013 – 08.02
Tayyip Erdoğan: Evde misin oğlum?
Bilal Erdoğan: Evet babacığım.
Tayyip Erdoğan: Sabah şeyler operasyon yaptılar, bu Ali Ağaoğlu, Reza Zerrab, işte bizim Erdoğan’ın oğlu, Zafer’in oğlu, Muammer’in oğlu filan, bunların şu anda evlerinde arama yapıyorlar.
Bilal Erdoğan: Bir daha söylesene babacığım.
Tayyip Erdoğan: Diyorum ki Muammer beyin oğlu, Zafer’in oğlu Erdoğan’ın oğlu, Ali Ağaoğlu, Reza Zerrab filan 18 kişiyi şu anda büyük yolsuzluk operasyonu şeyiyle evlerinde arama yapıyorlar filan falan.
Bilal Erdoğan: Evet.
Tayyip Erdoğan: Tamam mı, şimdi diyorum ki, senin evinde ne var ne yok, sen bunları bir çıkar. Tamam mı?
Bilal Erdoğan: Bende ne olabilir baba senin para var kasada.
Tayyip Erdoğan: Onu diyorum işte. Ondan sonra ben şimdi gönderiyorum kardeşini. Tamam mı?
Bilal Erdoğan: Kimi gönderiyorsun?
Tayyip Erdoğan: Kardeşini gönderiyorum diyorum.
Bilal Erdoğan: Hı tamam.
Tayyip Erdoğan: Ondan sonra aynı şekilde o bilgiler onda var tamam mı, abinle konuş.
Bilal Erdoğan: Evet.
Tayyip Erdoğan: Onda, onu şey yapalım, amcanla filan konuş. O da aynı şekilde çıkarsın, eniştenle konuş, o da.
Bilal Erdoğan: Ne yapalım bunları baba nereye koyalım?
Tayyip Erdoğan: Belirli yerlere oralara şey yap işte.
Bilal Erdoğan: Berat’ta da var.
Tayyip Erdoğan: Onu söylüyorum işte, şimdi bir araya gelin amcanı da al, Ziya enişten de var mı yok mu bilmiyorum da tamam mı, Burak abine de hemen şey yap. Tamam mı?
Bilal Erdoğan: Tamam baba, Sümeyye yani çıkarıp, Sümeyye bana nereye götüreceğimi söyleyecek.
Tayyip Erdoğan: Ya tamam, hadi şey yap, sizinkileri düşünün aranızda eniştenle filan.
Bilal Erdoğan: Ne yapalım diye.
Tayyip Erdoğan: Evet evet, hemen irtibat kuralım saat 10’a kadar, çünkü konu…
Bilal Erdoğan: Tamam baba.
Tayyip Erdoğan: Tamam mı, irtibatta kalın.
Bilal Erdoğan: Tamam babacım.
Konuşmaların 2. Kısmında;
Tayyip Erdoğan (Ankara) – N. Bilal Erdoğan (İstanbul) 17.12.2013 – 11.17
N. Bilal Erdoğan: Baba Hasan Abi ile filan bir araya geldik, abim Berat Berat, amcam beraber, bir şeyler düşünüyoruz, bu arada bir fikir daha geldi Berat’a, bir kısmını diyor Faruk’a diğer işler ilgili hemen vereyim diyor, öbür paraları işlediği gibi işlesin zaten konuşmuşsunuz önceden, onu yapalım mı ciddi bir miktarı o şekilde halledebiliriz.
R. Tayyip Erdoğan: Olabilir.
N. Bilal Erdoğan: Tamam, öbür bir kısmını da Mehmet Gür ile ortak işe başladığımız için, bir kısmını al sende dursun, projeler geldikçe oradan kullanırsın diye verelim mi diyoruz, böylelikle azaltıp geri kalanı da başka bir yere taşıyacağız.
R. Tayyip Erdoğan: Tamam işte onları şey yapın da.
N. Bilal Erdoğan: Tamam.
R. Tayyip Erdoğan: Sümeyye geldi mi?
N. Bilal Erdoğan: Sümeyye eve gelmiş, şimdi buraya gelecek, yanımıza gelecek, tamam babacım, hallediyoruz bugün inşallah, başka bir şey var mı?
R. Tayyip Erdoğan: Şey yapmanızda fayda var, tamamiyle sıfırlamanızda fayda var.
N. Bilal Erdoğan: Evet, tamamiyle sıfırlayacağız inşallah.
Konuşmaların 3. Kısmında;
Tayyip Erdoğan (Ankara) – Bilal Erdoğan (İstanbul) 17.12.2013 – 15.39
Tayyip Erdoğan: Sana diğer verdiğim görevler tamam mı?
Bilal Erdoğan: İşte akşam bitirmiş oluyoruz. Bir kısmını hallettik. Berat ile ilgili olan kısmını hallettik. Şimdi Mehmet Gür ile ilgili olan kısmı herhalde önce halledeceğiz. Geri kalan kısmını da artık karanlık olunca halledeceğiz.
Tayyip Erdoğan: …
Bilal Erdoğan: İnşallah.
Tayyip Erdoğan: Sümeyye ne yaptı?
Bilal Erdoğan: Sümeyye de işte onları çıkardı getirdi filan, konuştuk filan.
Tayyip Erdoğan: Her iki tarafı halletti mi?
Bilal Erdoğan: Verdi herhalde babacığım. İkisini de boşalttım dedi.
Tayyip Erdoğan: Her iki tarafı.
Bilal Erdoğan: Evet. İkisini de boşalttım dedi ama iki taraf derken onu diyorsun değil mi?
Tayyip Erdoğan: Neyse tamam.
Bilal Erdoğan: Siz kaçta geliyorsunuz?
Tayyip Erdoğan: On ikiyi filan bulur.
Bilal Erdoğan: Yolunuz açık olsun.
Tayyip Erdoğan: Telefonlarla konuşmayın.
Konuşmaların 4. Kısmında;
R. Tayyip Erdoğan (Ankara) – N. Bilal Erdoğan (İstanbul) 17.12.2013 – 23.15
Bilal Erdoğan: Şimdi babacığım, şey için aradım. Büyük ölçüde şey yaptık. Siz mi aradınız babacığım şimdi beni?
Tayyip Erdoğan: Yoo ben aramadım. Sen arıyorsun.
Bilal Erdoğan: Gizli numaradan arandım da. Şey şimdi,
Tayyip Erdoğan: Büyük ölçüde derken sıfırladınız mı yoksa…
Bilal Erdoğan: Sıfırlamadık babacığım, şöyle ki, ııı, bir 30 milyon Avro gibi bir miktar daha var, şey yapamadık, eritemedik henüz. Bu şey aklına geldi Berat’ların, bu Ahmet Çalık’ın alacağı ekstra bir 25 milyon dolar kalmış. Onu oraya verip o para gelince onu şey yaparız diyorlar, üstüyle de Şehrizar’dan daire alabiliriz diyor, sen nasıl bakarsın baba?
Bilal Erdoğan: Hı, babacım.
Tayyip Erdoğan: Sümeyye yanında mı senin?
Bilal Erdoğan: Yanımda çağırayım mı?
Tayyip Erdoğan: Yok bir ses karıştı da onun için dedim.
Bilal Erdoğan: Hıı, yani 25 milyon dolar Çalık’a aktarıp, geri kalan kısımla da Şehrizar’dan daire alabilir.
Tayyip Erdoğan: Neyse nasıl şey yapıyorsanız yapın, halledin.
Bilal Erdoğan: Öyle mi yapalım?
Tayyip Erdoğan: Tamam yapın, yapın.
Bilal Erdoğan: Tamamen sıfır mı kalsın baba, yoksa senin elinde biraz para kalsın mı?
Tayyip Erdoğan: Kalsın olmaz zaten oğlum, şeye öbür tarafa, Mehmet’le şey yapsaydınız onu da oraya aktarsaydınız.
Bilal Erdoğan: He onlara verdik tamam, 20 (milyon) dolar verdik.
Tayyip Erdoğan: Allah allah, ya aktarsaydınız sonra şey yapardınız.
Bilal Erdoğan: Ya ne bileyim, şimdilik bu kadar verebildik. O da zaten zor yer kaplıyor falan, başka bir kısmını başka bir yere koyuyoruz, bir kısmını bizim şeye verdik, işte ıı Tunç Abi’ye verdik, ondan sonra…
Tayyip Erdoğan: Tunç’a tamamını aktardın mı?
Bilal Erdoğan: (Sümeyye bakar mısın) Nereye baba?
Tayyip Erdoğan: Tunç’a.
Bilal Erdoğan: Hı?
Tayyip Erdoğan: Tunç’a diyorum, tamamını aktardın mı?
Bilal Erdoğan: Ya sormuşlar, 10 milyon Avro alabiliriz demişler herhalde.
Tayyip Erdoğan: Neyse bu kadar şeyleri konuşma şeyde, böyle de olsa konuşma.
Bilal Erdoğan: Tamam biz hallediyoruz o zaman.
Tayyip Erdoğan: Halledin şimdi tabi ben bu akşam ben gelemiyorum, biz Ankara’da kalacağız.
Bilal Erdoğan: Tamam baba, biz hallediyoruz sen merak etme.
Konuşmaların 5. Kısmında;
Tayyip Erdoğan (Ankara) – Bilal Erdoğan (İstanbul) 18.12.2013 – 10.58
Tayyip Erdoğan: Bir arayayım dedim, bir şey var mı yok mu diye.
Bilal Erdoğan: Yani herhangi bir şey yok, şeyleri, o verdiğin işleri bitirdik Allah’ın izniyle.
Tayyip Erdoğan: Tamamen sıfırlandı mı?
Bilal Erdoğan: Tamamen, yani sıfırlandı derken, nasıl diyeyim, işte bende bir, bu ıı Samandıra’nın ve Maltepe’nin paraları vardı, 730 bin dolar ve 300 bin lira, onları da şey yapacağım bizim Faik Işık’a borcumuz vardı 1 milyon lira, ona vereceğim, üstünü de akademiye aktar diyeceğim.
Tayyip Erdoğan: Şey konuşma, açık konuşma.
Bilal Erdoğan: Konuşmayayım mı?
Tayyip Erdoğan: Konuşma, tamam mı?
Bilal Erdoğan: Tamam babacığım.
Tayyip Erdoğan: Yani, şeyi Samandıra vs. nerenin olursa olsun üzerinde tutma, yerine gönder niye üzerinde tutuyorsun.
Bilal Erdoğan: Tamam babacığım ama güncel olarak herhalde takip altındayız, güncel olarak takip edildiğimi düşünüyorum.
Tayyip Erdoğan: Biz sana ne diyoruz, ta baştan beri sana.
Bilal Erdoğan: Ama işte koruma ekibi mi yapıyor, kim takip ediyor baba bizi.
Tayyip Erdoğan: Oğlum dinleniyorsunuz.
Bilal Erdoğan: Ama görüntülü de takip ediyorlarmış.
Tayyip Erdoğan: Doğrudur, şimdi işte İstanbul’da, Emniyet’te bazı şeyler şu anda yaptık.
Şeklinde ifadeler ve beyanlar bulunmaktadır.
Söz konusu bu konuşma kayıtlarının montaj olmadığı birçok uzman tarafından dile getirilmiştir. Örneğin bir dönem MESAM başkanlığı yapan müzisyen ve ses sanatçısı Attilla Özdemiroğlu, sosyal paylaşım sitesi twitter üzerinden Atilla Ozdemiroglu @attilao hesabından yine ses mühendisi Erdem Helvacıoğlu da facebook sosyal paylaşım sitesinden bu görüşlerini bildirmişlerdir. Bu açıklamalar ulusal basında da yer almıştır.
II- Parça parça miktarlarla bahsedilen ve evden çıkarılması planlanan nakit paranın toplamının yaklaşık 1 Milyar Doları bulduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu bu paranın nereden nasıl elde edildiği ve başlatılan bir yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında neden yok edilmesi (konuşan kişilerin deyimiyle “sıfırlanması”) gerektiği açıklığa kavuşturulmalıdır.
Yukardaki konuşmalardan anlaşılacağı üzere söz konusu bu meblağ nakit paraların meşru ve yasal bir şekilde elde edilmediği açıktır.
Yukarda belirtilen İstanbul Başsavcılığı soruşturmasında oğlu gözaltına alınan eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar 25 Aralık 2014 tarihinde basına yaptığı beyanatta : “17 Aralık tarihinde yapılan operasyon dosyasında, şahsımı rencide edecek veya izah edemeyeceğim hiçbir husus yoktur. Ancak Sayın Başbakan’ın, istediği bakanla çalışmak veya istediği bakanı görevden almak en tabii hakkıdır ve yetkisidir. Fakat, rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle ‘İstifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyon yayınlayınız’ şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. Bugün bize iki metin gönderildi. Bir tane istifa metni, bir tane de deklarasyon metni. Ben tabii ki partimi rahatlatmak isterim fakat böyle bir durumda bu işin yanlış olduğunu ifade ediyorum. Çünkü, soruşturma dosyasında var olan ve yasalara uygun olarak onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın talimatıyla yapılmıştır. Bu nedenle Bakanlık’tan ve milletvekilliğinden istifamı açıklıyorum. Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğini ifade ediyor, yüce milletimize saygılar sunuyorum” şeklinde ifadeler kullanmıştır. Bu ifadeler de yukarda belirtilen konuşma kayıtlarını doğrulamaktadır.
III- 03/12/2010 tarihinde yine Halkın Kurtuluş Partisi adına Recep Tayyip Erdoğan hakkında ortaya çıkan Wikileaks belgeleriyle ilgili suç duyurusunda bulunmuştuk.
Bu belgeler arasında bulunan zamanın ABD Ankara Büyükelçisi Eric EDELMAN, 30 Aralık 2004 tarihinde Ankara’dan geçilen belgenin 21. maddesinde, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsviçre Bankalarında 8 ayrı hesabının olduğu bildirilmiştir. Açıklanan 21. maddede şu ifadeler yer almaktaydı:
“AKP iktidara yolsuzlukların kökünü kazıyacağını söyleyerek geldi. Hâlbuki AKP’lilerin bize anlattığına göre, partinin ulusal, bölgesel ve yerel seviyesinde ve bakanların aile üyeleri arasında çıkar çatışmaları ve ciddi yolsuzluklar var. İKİ AYRI KAYNAKTAN EDİNDİĞİMİZ BİLGİYE GÖRE, ERDOĞAN’IN İSVİÇRE BANKALARINDA SEKİZ AYRI HESABI VAR. ERDOĞAN’IN VARLIĞININ OĞLUNUN DÜĞÜNÜNDE GELEN HEDİYELER VE DÖRT ÇOCUĞUNUN OKUL MASRAFLARINI KARŞILIKSIZ ÖDEYEN TÜRK İŞADAMINDAN KAYNAKLANDIĞINI SÖYLEMESİ İSE ÇOK YÜZEYSEL.”
“Öte yandan yine aynı büyükelçi, Eric Edelman tarafından kaleme alınan bir başka belgede de; “ERDOĞAN’IN TÜPRAŞ ÖZELLEŞTİRMESİNDEN DOĞRUDAN ÇIKAR SAĞLADIĞI” ifade edilmektedir. Anılan iddia belgelerde şöyle yer almaktaydı:
“AKP iktidarı, sokaktaki vatandaşın yolsuzluğa olan tepkisi sayesinde geldi. Erdoğan’ın zenginliğinin İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemdeki rüşvetlerden kaynaklandığına dair suçlamalar hiçbir zaman kanıtlanmamıştı ama artık gittikçe artan bir şekilde, içerdeki kaynaklarımızdan Erdoğan’ın yakın danışmanlarından özel kalemi Hikmet Balduk, Mücahit Aslan ve Cüneyd Zapsu’nun komisyonculuk yaptıklarını duyuyoruz. XXXX, Erdoğan ve kendisinin Tüpraş’ın bir Rus ortaklığa özelleştirilmesinden doğrudan fayda sağladıklarını söyledi.”
Görüleceği üzere bugün ortaya çıkan bu konuşma kayıtları geçmişte ortaya çıkan bu belgeleri doğrulamaktadır. Her ne kadar daha önce bu konuda yapılan suç duyurusu takipsizlikle sonuçlanmış olsa da bu gün bu iddiaların doğruluğu bir kez daha anlaşılmaktadır.
IV- Öte yandan şüpheli Tayyip Erdoğan; İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde, hemen hepsi de akçeli suçlardan oluşan sekiz ayrı yolsuzluk dosyasından hakkında soruşturma açılmış bir politikacıdır. Belgelerde yer aldığı gibi; “Erdoğan’ın zenginliğinin İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemdeki rüşvetlerden kaynaklandığına dair suçlamalar hiçbir zaman kanıtlanmamıştı” görüşü doğru değildir. Zira bu dosyalardaki soruşturmalar usulüne uygun bir şekilde sonuçlandırılmamıştır. Hepsi de dokunulmazlık gerekçesiyle kapatılmıştır. Bu nedenle kapatılan bir soruşturma dosyasındaki şüphelinin, yargılama yapılmadan suçsuzluğuna karar vermek hukuken mümkün değildir.
Şüpheli Başbakan’ın bu göreve gelmeden önceki yaşam biçimi itibariyle hiçbir şekilde kazanması mümkün olmayan bir servetin kaynağını açıklama zorunluluğu bulunmaktadır. Bilindiği gibi 2001 yılında ülkenin en zenginlerinden olan Rahmi KOÇ bile, “Başbakan, bu 1 Milyar doların kaynağını açıklamalıdır.” şeklinde açıklama yapmıştı. Yine o zamanki İstanbul Ticaret Odası Başkanı Mehmet YILDIRIM da benzer açıklamalarda bulunmuştu. Ancak o günden bugüne kadar şüpheli, hiçbir açıklama yapmadığı gibi kamuoyuna açıkladığı mal varlığında da gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğu bu konuşma kayıtlarıyla bir kez daha kanıtlanmıştır.
V- Şüpheli Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık resmi internet sayfasında yapılan açıklamaya göre; 16 Haziran 2011 tarihi itibariyle Güneysu-Dumankaya Köyü 2.000 metrekare arsa (Maliyeti 10 bin TL) Taşınmazı, Banka hesaplarında toplam 3.390.384 TL, 25.000 £, 199.867 $, 500.000 TL de alacağı olduğu bildirilmiştir. (http://www.basbakanlik.gov.tr/Forms/_Global/_PrimeMinister/pg_PrimeMinister.aspx)
Ancak ortaya çıkan ses kayıtlarında bu belirtilen miktarın çok üzerinde paranın evden derhal çıkarılmasından bahsedilmektedir.
Bu nedenle şüphelinin bu fiilinin 3628 Sayılı MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KANUNU kapsamında değerlendirilmelidir.
Ses kayıtlarında zikredilen meblağlardaki paranın kaynağının belli olmadığı, gizlendiği ve yargı makamlarından kaçırıldığı aşikardır. Ayrıca eski Bakan Erdoğan Bayraktar’ın yukarda basına yansıyan ifadeleriyle değerlendirildiğinde, bu paranın bizzat Başbakan’ın talimatıyla belirli işlerin yapılması için iş adamlarından, şirketlerden alındığı yönünde kuvvetli şüphe vardır.
Bilindiği gibi 3628 Sayılı Yasanın “HAKSIZ MAL EDİNME”yi düzenleyen 4. maddesinde; “Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılır.” hükmü öngörülmüştür.
Gerek 24 Şubat 2014 tarihi itibariyle basın yoluyla kamuoyuna yansıyan ses kayıtları gerekse yukarda bahsi geçen Wikileaks belgelerindeki Amerikan Büyükelçisinin raporları da suç fiilinin şüpheli tarafından işlendiğini açıkça gösterdiğinden, şüpheli Tayyip Erdoğan hakkında 3628 sayılı yasanın 19. maddesi çerçevesinde SORUŞTURMA BAŞLATILMAK ZORUNLULUĞU BULUNMAKTADIR. Bu maddede öngörülen soruşturma usulüne göre; “Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ile gelini ve damadından mal bildiriminde bulunmalarını iste”melidir.
Yine aynı yasanın “Bilgi Verme Zorunluluğu”nu düzenleyen 20. maddesine göre; “Özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları; bu Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve bu Kanundaki diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz vermek zorundadır.”
Bu madde çerçevesinde Sayın Savcılığınızca ilgili kurum ve kuruluşlara BU ARADA İSVİÇRE BANKALARINA DA yazılar yazılarak şüpheli Tayyip Erdoğan ve şüphelinin ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ile gelini ve damadı adına açılmış hesapların bulunup bulunmadığının sorulmasını talep etmekteyiz.
Kurulan organizasyonun çerçevesi, iş adamları ve aile bireyleri ile başka bakanların dahli, yolsuzluğa ve haksız mal edinmeye konu meblağın büyüklüğü göz önüne alındığında, anılan eylemlerin, ancak bir ÖRGÜT KURULARAK gerçekleştirilebileceği anlaşılmaktadır.
Nitekim konuşmadan anlaşılacağı üzere şüpheliler, organizasyona başkalarını dahil ederek onlara talimat verebilmektedirler. Yine eylemlerin uzunca bir sürece yayıldığı da anlaşılmaktadır.
TAYYİP ERDOĞAN’IN ANILAN EYLEMLERİ GÖREVİ KAPSAMINDA İŞLEDİĞİNİN KABULÜ MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Bu nedenle de, başbakanlık sıfatına dönük şekli dokunulmazlık hükümleri işletilerek soruşturma yapmaktan kaçınılamaz.
Kaldı ki suç örgütü kurulduğunun tespitiyle de, bu tür soruşturmaların, şüphelilerin görev ve statüleri ne olursa olsun dokunulmazlık hükümlerinden muaf tutulması gerekir.
Cumhuriyet Savcıları için duraksama noktası kalmamıştır. Kurulan suç organizasyonuyla, 75 milyonun rızkının zimmete geçirilmesidir söz konusu olan. Sıfırlama başladıktan sonra dahi elde kalan paranın 30 milyon Avro olması, vurgunun büyüklüğünü gözler önüne sermektedir.
Şüpheliler, daha önce başlatılan yolsuzluk operasyonu sebebiyle, savcıların, emniyet müdürlerinin görev yerlerini değiştirerek, ve dahi görevden alarak, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu da işlemişlerdir. Telefon konuşmalarında bunun da itirafı mevcuttur.
Bu nedenle, kendileri aleyhine yürüyecek soruşturmaları akamate uğratan şüphelilerin TUTUKLANMALARI gereği de ortaya çıkmaktadır.
Bu millet, bu suçlardan başka türlü arınamayacaktır!
Sonuç ve İstem: Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak, haklarında yukarıda belirtilen sevk maddeleri gereğince cezalandırılmaları için KAMU DAVASI açılmasına karar verilmesini müvekkil parti adına vekâleten saygıyla dileriz. 26/02/2014
Suç Duyurusunda Bulunan Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Başkanlığı Vekilleri
Av. Metin BAYYAR Av. Sait KIRAN Av. Doğan ERKAN