Sevgi ve Saygıdeğer Arkadaşlarım,
Bugün bildiğimiz gibi İstanbul Vezneciler’de bir katliam yaşandı ve bir bölümü polis, bir bölümü sivil halktan olmak üzere 11 insan hayatını kaybetti.
Daha önce de İstanbul’da, Ankara’da, Suruç’ta, Diyarbakır’da, Bursa’da, Reyhanlı’da bombalar patlatılmıştı ve onlarca, yüzlerce masum insanımız hayatını kaybetmişti.
Bugün yine Kürt illerine baktığımız zaman oraların harabe haline getirildiğini görüyoruz. O bölgelerin artık Suriye’den, Hama’dan, Humus’tan, Menbic’den bir farkının kalmadığını görüyoruz. Yani ülkemiz Suriyeleştirilmiştir artık.
Saygıdeğer arkadaşlarım,
Bu kitabımızın (“Yugoslavya, Irak, Libya, Suriye, Sıra Sende Türkiye…”) birinci baskısı Kasım 2014 tarihini taşır.
O zamanlar Tayyip’le PKK kankiydi. Tayyip Erdoğan bir taraftan İmralı’yla Hakan Fidan aracılığıyla ve Fidan’ın alt düzeydeki temsilcileri aracılığıyla devamlı görüş alışverişinde bulunuyordu. Bir taraftan da başta sinemacı Sırrı Süreyya olmak üzere HDP milletvekilleri aracılığıyla Kandil’le görüş alışverişinde bulunuyordu. Geçen Sırrı Süreyya’nın açıkladığına göre, Tayyip Erdoğan bizzat kendisi arıyor Kandil dönüşü; “Gel bakalım Kandil’den ne haberler getirdin bize?”, diye.
İşte o tarihlerde çıkmıştı bu kitabımız, Kasım 2014’te ve biz o zaman demiştik; “Yugoslavya, Irak, Libya, Suriye, Sıra Sende Türkiye…”, diye. Sıranın Türkiye’ye geleceğini devrimci teorimizin ışığında netçe, kesince görmüştük ve göstermiştik.
Ve hep diyoruz ya yıllardan bu yana; bu savaş ne Türklerin savaşı, ne Kürtlerin savaşı, bu savaş Amerika’nın savaşı. Meclisteki dört Amerikancı partiyi de (ki biz bunlara, Meclisteki Amerikancı dörtlü çete, diyoruz.), PKK’yi de, PYD’yi de, HDP’yi de, YPG’yi de, IŞİD’i de hepsini Amerika yönetiyor. Bunlar Amerika’nın bölgedeki değişik aktörleri ve kendilerine verilen rolü oynuyorlar, görevleri yerine getiriyorlar.
Peki, Amerika’nın amacı ne?
İşte bu harita da ortaya koymuş adam amacını, BOP haritasında yani. Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değiştirilecek ve bizim bugünkü çıkarlarımız doğrultusunda yeniden belirlenecektir, diyor. Ve yeni devletler oluşturulacaktır, diyor.
İşte Türkiye’nin bir bölümü bu haritada “Free Kürdistan”, bir bölümü de “West Ermenia” olarak gösterilmekte. Yani Türkiye üç parçaya bölünecek bu haritaya göre.
Ve bu savaş, bu harita tümüyle hayat bulmadan durmayacaktır. Çok daha önceden söyledik; bu katliamlar giderek, boyutlanarak, şiddeti daha da artarak devam edecek bu harita hayata geçinceye kadar dedik. Ve ne yazık ki süreç bizim öngördüğümüz şekilde gelişiyor.
Demek ki Amerika Ortadoğu’da ikinci bir İsrail yaratacak, ikinci bir petrol bekçisi yaratacak, arkadaşlar. Bu net, açık, kesin. Bu da Amerikancı Kürt devleti olacak.
Birkaç gün önce Suriye’de YPG Komutanı öldürüldü, IŞİD’in attığı bir havan mermisi sonucunda; Ebu Leyla.
İşte “Obama’nın temsilcisinden başsağlığı” diye Gündem Gazetesi bugünkü nüshasında açıkça koyuyor:
“ABD Başkanı Barack Obama’nın DAEŞ özel temsilcisi Brett McGurk’da Ebu Leyla için taziye mesajı yayımladı.”
Ve aynen şöyle diyor McGurk:
“Dualarımız, doğum yeri Menbic’i IŞİD teröristlerinden kurtarmak için düzenlenen operasyonda hayatını kaybeden komutan Ebu Leyla’yla birlikte.”
Yani Ebu Leyla esasında Amerika’nın komutanı ve tüm PKK kadroları Amerika’nın komutanları. Zaten Obama da açık bir şekilde söyledi bunu; “Bölgedeki yerel ortağımız.” dedi. Bu kadar net bu mesele.
Yine bölgede savaşan YPG güçlerini açıktan ve doğrudan Amerikan özel kuvvetleri yönetiyor. Geçenlerde basında resimleri de çıktı. Yine burada YPG güçleriyle yan yana ABD’nin CIA yetiştirmesi “Blackwater” diye adlandırdıkları insan öldürmekten zevk alan katiller sürüsü de savaşıyor. Bunların da resimleri ve bunlarla yapılan röportajlar da çıktı basında.
Ve tüm bunlara ilaveten geçen ay ABD’nin Merkezi Kuvvetler Komutanı general de bölgeye gelerek YPG’den ve ABD’li askerlerden oluşan güçleri teftiş etti-denetledi. Raporlar aldı, direktifler verdi. Hem de gizli falan değil, geleceğini günler öncesinden medyada ilan ederek. Oradan da doğrudan Türkiye’ye gelip Tayyipgillerle, AKP’gillerle görüşmeler yaptı.
Hani Tayyip kuru sıkı salladı ya ABD’ye “müttefikin biz miyiz yoksa YPG mi?”, diye. ABD de Tayyip’e açıkta cevap verdi. İşte müttefikimiz, gördün mü, anladın mı?, dedi bu davranışıyla. Zaten başta Obama gelmek üzere tüm ABD yetkilileri defalarca söylediler: “PYD bizim yerel müttefikimiz, ortağımız”, diye. Özel Kuvvetler Komutanı’nın bölgeye gelmesiyle bir kez daha davranışça bu kararlarını göstermiş oldular, sergilemiş oldular.
Bilindiği gibi, İncirlik’ten ve Ortadoğu’daki diğer ABD üslerinden kalkan Amerikan savaş uçakları da YPG’nin Suriye’de yürüttüğü savaşın hava gücü olarak içinde yer alıyorlar. Yani ABD de hem Hava Kuvvetleri hem de Kara Kuvvetleriyle bu savaşı sürdürüyor ve yönetiyor. Bu, kesin bir gerçektir. Dolayısıyla da bu savaş Amerika’nın savaşıdır, BOP’un savaşıdır.
7 Haziran seçimleri öncesi yaptığımız TRT konuşmalarında da söyledik, Meclisteki bu dört; ikiyüzlü, düzenbaz, sahtekâr, hep ikili oynayan Amerikancı dört burjuva partisinin de Türkiye’yi götürebilecekleri bir tek yer var: Suriyeleştirmek… Orada üç parça halinde parçalamak ve mevcut Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmaktır. Başka hiçbir yere götüremezler, dedik ve ne yazık ki süreç o doğrultuda akıp gidiyor…
Bu süreci sadece biz durdurabiliriz.
Ne şekilde?
Kürt Meselesi’nin gerçek anlamda devrimci bir tarzda çözümünü hayata geçirerek.
Şu an Kürt Meselesi’ni savunur görünümdeki kadrolar, örgütler bu meselenin Amerikancı çözümünü savunuyorlar ve onların savunduğu sürecin sonunda Ortadoğu’da İsrail’e kardeş bir devlet ortaya çıkacak, onu savunuyorlar.
Biz ise tam tersini savunuyoruz; Kürt Meselesi’nin devrimci bir tarzda, gerçek anlamda eşitlik, özgürlük, kardeşlik temelinde ve Kürt ağalarının, Kürt beylerinin, Kürt burjuvalarının, Kürt Tefeci-Bezirgânlarının değil; ezilen ve sömürülen Kürt işçilerinin, yoksul Kürt köylülerinin, Kürt esnaflarının ve Kürt aydınlarının çıkarı doğrultusunda çözmeyi amaçlıyoruz biz. Ve bizim çözümümüz devrimci bir çözüm olacaktır.
Demokratik Halk Devrim mücadelemizin sonunda oluşturacağımız Demokratik Halk İktidarında gerçekleşecektir bu çözüm. Bu çözümün de adını koyduk; Edirne’den Doğu Türkistan da içinde olmak üzere, Çin sınırına kadar Türk Kürt Halk Cumhuriyeti, dedik.
Ve bizim çözümümüz; Amerika’yı ülkemizden, bölgemiz Ortadoğu’dan ve Asya’dan tümüyle atmayı, püskürtmeyi, defetmeyi amaçlayan bir çözümdür, dedik. Ve tüm Ortadoğu ve Asya halklarına özgürlük getirecek olan bir çözümdür, dedik.
Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Ama ne yazık ki Türkiye’deki satılmış Amerikancı medya, bizi susuş suikastıyla yok etmek istiyor. Bize karşı bütün televizyonlar, bütün yayın organları yandaş ve bize düşman. Pensilvanyalı İblis Fethullah’ın medyasından, Tayyipgiller’in yandaş AKP medyasından tutun da CHP’nin Halk TV’sine kadar, İP’in Ulusal TV’sine kadar hepsi bize düşman. Bunların hiçbirinde bizim Partimizin adı geçmez, suretlerimiz görünmez. Çünkü bunların ortak paydası Amerikancılıktır. İzleyin, bir tekinde olsun Amerika’ya tık diyebilen var mı?
Hayır yok. Onlar hep ikili oynayarak, bir kayıkçı kavgası yaparak halkımızı kandırma derdindeler. Ve Mecliste çoğunluğu yahut etkinliği ele geçirerek Amerikalı efendilerine daha iyi hizmet etme derdindeler ve onun yarışındalar. Yoksa onların hiçbirinin ne vatanımızla, ne ülkemizle, ne halklarımızla zerre ilgileri yoktur.
Bakın geçenlerde, daha birkaç gün önce, emperyalist “Ermeni Soykırım” yalanı Alman Meclisinden de geçti ve biz o zaman yaptığımız açıklamada dedik ki; Yeni Sevrci emperyalist çember gittikçe daralıyor. Yani emperyalistler artık hızla Türkiye’yi Yeni Sevr bataklığına götürmek ve orada boğmak istiyorlar. Alman Meclisinden geçen bu emperyalist yalan da onun göstergelerinden, işaretlerinden biridir, dedik, yoldaşlar.
Nitekim Avrupa yayın organları açıkça başlık atıyorlar: “Boğazın hasta adamı yeniden diz çöktü”, diyorlar.
Yani artık Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızda hezimete uğrattığımız ve heveslerini kursaklarında bıraktığımız emperyalist haydutlar sürüsü, o zaman çöpe atılan Sevr haritasını yeniden Türkiye’nin önüne koyabiliriz ve onu “diz çökmüş hasta adam”a kabul ettirebiliriz, onun zamanı geldi, diyorlar ve onun sevincini yaşıyorlar, onun bayramını ediyorlar…
Bir kötümser öngörüde daha bulunalım, saygıdeğer arkadaşlarım.
Ne yazık ki bu alçaklar, bu namussuzca amaçlarına ulaşacaklar, Türkiye’yi ikiye değil üçü bölecekler.
Dikkat edersek Ermenistan devleti ve Amerika’daki Ermeni diasporası da çok açık bir şekilde fırsat bekliyor ve Türkiye’nin mevcut sınırlarını tanımıyoruz, diyorlar. Kars-Moskova Antlaşmalarını tanımıyoruz, diyorlar. Hepsi, Ermeni Anayasa Mahkemesi dâhil, Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan dâhil; “Türkiye’de bir çözülme olduğu anda, biz de tarihi topraklarımız üzerindeki haklı ve meşru davamızı hayata geçireceğiz.”, diyorlar.
“Peki, Amerika’daki, Avrupa’daki Ermeniler gelir mi buralara?”, diyorlar.
“Ortadoğu’da yaşayan yığınla Ermeni halkı var, onlar öncelikle gelir.”, diyorlar.
Yani insan soyunun başdüşmanı ve emperyalist haydutlar çetesinin lideri ABD Emperyalistlerinin bu haritası hayat bulmadan, demek ki Ortadoğu Halklarına rahat yok, gün yüzü gösterilmeyecek ve oluk oluk akan kanlar durmayacak.
O sebepten biz diyoruz ki; “Katil Amerika Ortadoğu’dan defol diyemeyen her siyasi ve her aydın ya gafildir ya hain!”
Bütün bu kanların sebebi ve bu kanlı savaşları, katliamları yöneten, devlet başkanlarını katleden ve ülkeleri parça parça eden, ölüm tarlalarına çeviren emperyalist haydutlar çetesinin önderi ABD Emperyalistleri ve müttefiki Avrupa Birliği Emperyalistleridir. Yani başdüşman onlardır. Onları bölgemizden defetmeden bu kanlar durmaz, bu ölümler bitmez, analar ağlamaya devam eder, gözyaşları akmaya devam eder…
En sonunda yine halklar kazanacak çünkü Tarihin akışı ileriyedir.
Bugün biz derdimizi anlatamıyoruz, ulaşamıyoruz çünkü insanlarımıza. Bir zindanın yaş ve taş duvarına vurulmuş bir yumruk gibi yansısız kalıyor mücadelemiz. Oysa Türkiye’nin kâbusu ve en büyük felaketi olan Tayyipgiller iktidarına karşı, AKP’giller iktidarına karşı en yoğun mücadeleyi biz veriyoruz. Ama bu halkımıza ulaştırılamıyor. Halkımız bizden ve mücadelemizden habersiz. O yüzden etkisiz kalıyoruz.
Ama bu da geçecek, bu ablukayı da yaracağız, sonunda halkımıza ulaşmayı başaracağız. Bu biricik haklı ve meşru davanın halklar için ne denli faydalı olduğunu ve onların tek kurtuluşları olduğunu anlatacağız ve yeniden parçalanmış, ayrı devletler içinde olmuş olsa bile Türk ve Kürt Halkını kardeşleştireceğiz. Bin yıldan bu yana nasıl kardeşçe yaşamışsak bundan sonra da öyle yaşamaya devam edeceğiz.
Ama başta da söylediğimiz gibi gerçek anlamda eşitlik, kardeşlik ve özgürlük temelinde bunu mutlaka gerçekleştireceğiz ve emperyalist haydutlar çetesini; ABD haydudunu ve Avrupa Birliği haydutlarını bir kez daha hezimete uğratacağız, o günler mutlaka gelecek.
Halkız, Haklıyız Yeneceğiz! 07.06.2016
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı