HKP; Adapazarı’ndaki Tank Palet Fabrikası Vurgununun peşini bırakmıyor: Danıştayda Yürütmeyi Durdurma talepli İptal Davası açtık

Bilindiği üzere  TSK’ye ait, 50 yıllık savunma sanayi deneyimi olan, Adapazarı’nda kurulu bulunan 20 milyar dolarlık Tank Palet Fabrikası;  “Anam, babam, çocuklarım Erdoğan’a feda olsun” diyen yandaş Ethem Sancak ve Katarlıların sahip olduğu BMC’ye devredilmişti.

Tank ve Palet Fabrikası Cumhurbaşkanlığı işlemiyle “özelleştirme kapsam ve programına” alınıp, bu “özelleştirme işlemlerinin 31.12.2019 tarihine kadar tamamlanması” ilan edilirken, diğer yandan 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’da öngörülen prosedürlerin hiçbirisine uyulmadan fabrikanın işletimi, aylar öncesinden fiilen BMC’ye teslim edilerek, Ethem Sancak ve ortakları Katar lehine haksız kazanç sağlanmıştı.

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) bu vurguna karşı 15 Ocak’ta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak Tank Palet Fabrikası’nın, hukuksuz bir şekilde devredilmesini sağlayan  kişiler hakkında Görevi Kötüye Kullanma, İrtikap, Zimmet  ve  “Temel Milli Yararlar Aleyhinde Faaliyette Bulunmak” suçlarından suç duyurusunda bulunmuştu.

HKP, bugün (17 Ocak 2019) ise,  bu peşkeşin durdurulması için, Tank Palet Fabrikası’nın işletmesinin devredildiği özelleştirme işleminin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştaya başvurdu.

HKP avukatları tarafından Danıştaya yapılan başvuruda; Arifiye İlçesinde kurulu Askeri Tank Palet Fabrikası’nın işletilmesinin 19 Aralık 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı işlemiyle devredilmesinin,  Anayasanın 5. Maddesine ve 4046 Sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’a aykırı olduğu belirtildi. Ayrıca bu özelleştirmeyle, 20 milyar dolarlık Tank ve Palet Fabrikası’nın Ethem Sancak ve Katar ortaklığına devredilerek büyük bir kamu zararı oluşmasının önünün açıldığı, stratejik bir kurumun yabancı ortaklı bir şirkete satışıyla  aynı zamanda Ordu’nun bir parçasının da devredilmiş olacağı vurgulandı. Dilekçede, bu özelleştirmenin sonucunda kamusal zararın oluşması ve stratejik bir kurumun yok edilmesinin yanında çalışanlar için de sendikasızlık ve işsizliğin  ortaya çıkacağı da ifade edildi.

Halkın Kurtuluş Partisi, kendi tüzüğünde belirtilen amaç maddesine uygun olarak kamunun zarara uğratılması,  ulusal değerlerimizin yerli-yabancı Parababalarına peşkeş çekilmesi  sonucunu doğuran hiçbir işi takipsiz bırakmayacaktır. Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızda dökülen kan ve gözyaşlarıyla,  halkımızın yıllarca akıttığı alınteriyle kurulmuş işletme ve değerlerin heba edilmesi, kanunsuzca kamunun elinden alınması anlamına gelen bu tür işlem ve düzenlemelere karşı   HKP tüm gücüyle mücadele etmektedir.

Birkaç yandaşa kâr amacıyla yapılan bu devir işlemiyle ilgili daha önce  Tayyip Erdoğan, Hulusi Akar ile Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Ümit Dündar ve Özelleştirme İdaresi Başkanı Ahmet Aksu hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk. Açtığımız bu davayla da;  hukuksuz, kanunsuz bu peşkeşin Danıştay tarafından durdurulmasını istedik.  Bugün değilse bile elbette bir gün tam bağımsız bir ülkede tam bağımsız namuslu yargıçlar, işlenen bu suçların, uğratılan zararın hesabını soracaklardır.17/01/2019

HKP Genel Merkezi

Danıştaya Sunulan Dava Dilekçesi:

“ Yürütmeyi Durdurma İstemimiz Vardır.”

DANIŞTAY 13. HUKUK DAİRESİ
SAYIN BAŞKANLIĞI’NA
  A N K A R A           

Davacı                   :  Halkın Kurtuluş Partisi
Karanfil Sokak No :24/15 Kızılay/ ANKARA

Vekilleri                 : Av. Metin BAYYAR, Av. Fettah Ayhan ERKAN, Av. Ali Serdar ÇINGI, Av. Tacettin ÇOLAK, Av.Sait KIRAN, Av. Azime Ayça OKUR, Av. Halil AĞIRGÖL, Av. Pınar AKBİNA, Av. Doğan ERKAN

Ortak Adres :Sezenler Cad. No: 4/15 Sıhhiye/ ANKARA

Davalı                    : Cumhurbaşkanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı

Ziya Gökalp Caddesi No: 80 Kurtuluş/ ANKARA

Konusu                 :Cumhurbaşkanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 19 Aralık  2018 tarih ve 481 Sayılı özelleştirme işlemi Anayasaya 4046 Sayılı Yasaya, İ.Y.U.Y’na usul

ve esastan aykırılığı Nedeniyle, ileride telafisi zor zararlara neden olacağın-

dan, ÖNCELİKLE YÜRÜTMENİN   DURDURULMASINA ve İPTALİNE karar

verilmesi istemimizin sunulmasıdır.

Tebliğ Tarihi         : Resmi Gazetenin 20 Aralık 2018 tarih ve 30631 Sayılı yayımı.

OLAY ve HUKUKİ

DURUM                 :

1- Cumhurbaşkanlığı 19 Aralık 2018 tarih 481 Sayılı Kararında ;

” Mülkiyeti Maliye Hazinesine ait ve Milli Savunma Bakanlığına (MSB) tahsisli Sakarya ili, Arifiye ilçesi, Hanlıköy Mahallesinde bulunan 1075 ada, 5 parsel numaralı 1.804.131 m2 yüzölçümlü taşınmaz ile üzerinde bulunan MSB Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü 1. Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü işletimindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin (Fabrika), özelleştirme ile hedeflenen genel amaçların karşılanmasının yanı sıra; milli savunma sanayinde ülke kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasının sağlanması ile fabrikanın işletme verimliliğinin artırılması ve yeni iş/üretim imkanları oluşturmaya özel sektör tarafından yapılması amacıyla;

” Özelleştirme kapsam ve programına alınmasına,

” Özelleştirme uygulamasının, işletme hakkının verilmesi yöntemiyle gerçekleştirilmesi ve işletme hakkı süresinin 25 yıl olarak belirlenmesine,

“………………………,

” Özelleştirme uygulanmasında teklif sahiplerinin savunma sanayi tesisi işletme deneyimleri, mali yeterlilikleri gibi MSB ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca uygun görülecek hususların ön yeterlilik kriteri olarak belirlenmesine,

” Özelleştirme işlemlerinin 31.12.2019 tarihine kadar tamamlanmasına,” denilmiştir…( EK-1)

              2- ANAYASA, 4046 SAYILI YASA VE  481 SAYILI İŞLEM :

Yürürlükte olan Anayasa’nın 5.Maddesi : ” Devletin temel amaç ve görevleri Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü,ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

           Yine, Anayasa’nın 47′. maddesi başlığı ” Devletleştirme Özelleştirme “den söz ederken kamu yararını belirtmektedir. Yine, Anayasa’nın 48.Maddesi ” Çalışma ve Sözleşme hürriyetinden, ve yine 172.Maddesi de; Tüketicinin korunmasından söz eder.

                 4046 Sayılı Yasanın 1.maddesi Özelleştirmenin amacını belirtirken; 

        ” Ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirmelerine ilişkin esasları düzenlemektir.”

           ” İLKELER” Başlığının 2. Maddesinin (ı) fıkrasında: ” Özelleştirme işlemlerinin değer saptaması da dahil aleniyet içerisinde yürütülmesi,”

              ” (i) fıkrasında da; Özelleştirme uygulamalarında, milli güvenlik ve kamu yararının gerektirdiği durumlar hariç, kamu kurum ve kuruluşları ile mahalli idarelere devir yapılmaması, ilkeleri esas alınır.” ( EK-2)

Sayın Başkan ve Üyeler,

İptalini istediğimiz işlemin amacında ;:“özelleştirme ile hedeflenen genel amaçların karşılanmasının yanı sıra; milli savunma sanayinde ülke kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasının sağlanması ile fabrikanın işletme verimliliğinin artırılması ve yeni iş/üretim imkanları oluşturmaya yönelik yatırımların özel sektör tarafından yapılması amacıyla; “ diye belirtilmektedir. Bugüne değin, ülkemizde yapılan tüm özelleştirmelerin sonucu ortada. Zaten özelleştirme olayı, kamunun, toplumun bin bir emekle,acılarla,zorluklarla oluşturduğu değerlerin, özel sektöre,iktidarların kendi yandaşlarına aktardığı sermayelerdir. Yapılan tüm özelleştirmelerin hazineye geliri, CHP Milletvekillinin sorusu üzerine; iktidarın ekonomiden sorumlu bakanın 15 yıllık AKP hükümeti döneminde yapılan özelleştirmelerden 59.558.255.000 ABD Doları gelir elde edildiği, bundan önceki diğer hükümetlerin de özelleştirme satışından gelirleri de sayarsak aşağı yukarı 80 Milyar ABD Doları olduğudur…( EK-3)  . Sayın Yargıçlar, yapılan özelleştirmelerle üretimin artacağı, ülke ekonomisinin kalkınacağı gerekçesi ile kamu oyunun ağzına bir parmak bal çalınmıştır. Bugün gelinen noktada kandırıldığı ortaya çıkmıştır. Özelleştirme ile elde edilen gelirlerle Türkiye ekonomisine hangi maddi varlıklar kazandırılmıştır. Yeni Limanlar mı yapılmış, yeni Rafineler mi, yeni Çimento Fabrikaları mı, yeni şeker fabrikaları mı, Bankalar mı, Sigorta şirketleri mi, Şeker Fabrikaları mı, Telefon, Elektrik Santraları mı, Gübre Sanayi mi, yeni Kıbrıs Hava Yolları mı, yeni İgdaş mı, TÜPRAŞ mı, PETKİM mi yeni Ttütün işleme fabrikaları mı, Tekstil İşletmeleri mi, Çelik İşletmeleri mi, TEKEL mi….daha sayalım mı?..Yapılanlarda köprü, hastane, tünel bunlarda Sayın Yargınızın da bildiği üzere Yap-İşlet gibi yine halkın kendi cebinden verdiği paralarla yapılmış, ya da yapılmakta…Görüldüğü üzere özelleştirmelerin halka, topluma bir faydası olmamış, aksine bugünkü ekonomik veriler bir iflasın, yoksullaşmanın, işsizliğin ortaya çıktığıdır. Bu olumsuzluğun bir sonucu da moral değerlerin aşındığı, eğitimde, kültürde çağın gerisine itilmeye başlanmıştır.

Bu yapılan özelleştirmeler Anayasanın 5.Maddesindeki hükme aykırılık oluşturuyor.Ülkenin bağımsızlığı, yurttaşlarının refahı olumsuz etkilenmiştir, bunları yaşayarak tanık oluyoruz her gün. Demokrasinin gereği olan çalışma ve sendikal örgütlenmeleri düzenleyen 48. Maddesi yapılan özelleştirmelerle ihlal edilmiş, özelleştirilen işyerlerinde sendikal örgütlülükler bitirilmiştir. Şimdi ekte sunduğumuz belgelerden de anlaşılacağı üzere,; geçmiş 1995 yıllarında toplam işçi sayısına göre, sendikalı işçi sayısı daha çoktu. Örneğin sendikalı işçi sayısı 2,5 milyon gibi. (EK-4) Bugün ise devlet arşivlerine göre 12 milyon işçinin 1,5 milyona yakın. Özelleştirmenin böylede bir zararı var.Bu özelleştirmelerle tarım, ziraat, hayvancılık sektörleri bitirilmiş, Bir zamanlar tarım ülkesi olan ülkemiz; şimdi buğdayını, nohutunu, mercimeğini, pamuğunu, hatta SAMANINI dışarıdan ithal hale gelmiştir.ET’ dede aynı durum. Halkın tükettiği doğalgaz, elektrik ve su da ki faturalar nasıl hakkaniyete aykırı olarak düzenlendiğini yaşayarak görüyoruz. Bununla anayasanın 172. Maddesindeki tüketicinin korunmasının ihlal edildiğidir..

Sayın Başkan ve Üyeler,

Özelleştirmeler, Sovyet Bloğunun çökmesi ile AB-D emperyalistlerinin “ Globalleşme” safsatası ile kendi dışlarında kalan ulusların değerlerini ele geçirmek için uydurdukları ideolojik bir yalandır. Tanksız, topsuz o ülkeleri “ Uluslaşma modası geçmiş bir şeydir, günümüzde finans sermayesi üretimin lokomotifi olacak.”, diye,kendilerine, o ülkenin yerli işbirlikçilerini de yedekleyerek ve yaratarak (Bilim adamı, medya,hükümet gibi), kamu mallarını yok pahasına ele geçirdiler.Buna direnen ulusları da bin bir yalanlarla,olmaz ise silah zoruyla, kan ve ateşle maddi varlıklarına çöktüler.(Libya,Irak,Suriye gibi)Ne var ki, bu devletler; örneğin Fransa DANONE, Markalı gıda sektöründeki işletmesini, Yine Çin, ABD’nin ÇELİK İŞLETMESİNİ almak istemiş, buna izin verilmemiştir. Ulus olmak,milli olmak böyle bir şey.

Eski Ekonomi Bakanı Mehmet ŞİMŞEK Türkiye’nin dış borcunun 453 milyar ABD Doları olduğunu belirtmiştir..( www diken .com.tr Mehmet şimşek)Bunun üzerine özelleştirmeden gelen 80 milyar ABD Dolarını da eklediğinizde gelişmişliğimiz, kalkınmışlığımız, refahımız ortadadır. Yapılan özelleştirmelerin, bu cefakar, fedakar halkın yarattığı değerlerin nasıl hiç edildiği ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle yapılan özelleştirme işlemlerindeki verimlilik, üretim artışı, istihdam yaratma gibi nedenlerin boş sözler olduğu ortadadır.

3- 481 SAYILI ÖZELLEŞTİRME KARARINDAKİ DURUM:

Bu günlerde sosyal medyada; “ Ethem Sancak ve Katar ortaklığına devredilmek istenilen Adapazarı ili, Arifiye  ilçesinde kurulu olan tank palet fabrikasında görevli bir teknisyen astsubay’ın Türk halkına mesajı…!”

          “  ………………………

1İnci ana bakım merkezi müdürlüğü fabrikasının 50 yılda oluşan savunma sanayi tecrübesiyle zırhlı araçları (fırtına obüs) sıfırdan üretmesi, tank modernizasyonunda tecrübe, bilgi ve deneyime sahip yetişmiş işgücü, son 10 yılda 3 defa özel sektörü bile gıpta ettirecek şekilde milli prodüktivite merkezinin en verimli iş yeri olarak tescil ettiği, dünya’daki ilk beş arasındaki bir işyeridir.bu fabrikanın bu gün yeniden kurulması sadece 20 milyar dolarlık bir yatırımı gerektirmekte, bilgi ve tecrübe oluşumu ise en az 10 yılı bulmaktadır.fabrikada gururumuz obüs seri üretimi, gündüz ve gece görüş dürbünleri üretimi, dünyanın en uzun süre dayanıklı tank ve tırtıl araç palet üretimi sıfırdan % 100 milli olarak yapılmakta, Leopard 1 ve 2 tanklarının ve diğer tankların modernizasyonu tamamen sökülerek yeniden yapılması şeklinde modernize edilmeye devam edilmektedir.TSK’nın mevcut taleplerine bile 7/24 esasına göre çalıştırılarak yetişmekte zorlanmaktadır. Fabrika Sakarya ili Arifiye ilçesinde e-5 ile Otabanın tam ortasında Adapazarı şehir girişinde,1 milyon 804 bin metrekarelik her türlü yeni yatırıma müsait çok geniş bir arazi üzerinde kuruludur.500-700 milyon dolarlık bir yatırımla 6 ay içerisinde seri Altay tankı üretim kapasitesi savunma sanayi başkanlığı tarafından MSB-asfalt a.ş kanalıyla yapılacağı deklere edilmiştir….” diyerek,bu vatansever teknisyen astsubayımız feryat etmektedir.https://eksisozluk.com/tank-palet-fabrikasının-satilmasi-5899002)

Yine, aynı şekilde de sosyal medyada da bu özelleştirmenin önceden kotarıldığına ilişkin beyanlar, iddialar da dolanmaktadır.(EK-5) (https://odatv.com/tank-palet-fabrikasinin-satisindan-kotu-kokular-geliyor-07011916.html)

4046 SAYILI YASA’NIN 18. MADDESİ VE 481 SAYILI KARAR:

4046 Sayılı Özelleştirme uygulamaları Hakkında Kanunun 18’inci maddesinde “ Özelleştirme, Değer Tespiti ve ihale Yöntemleri” ayrıntılı olarak sayılmıştır. Her ne kadar kararda “işletme hakkının devrinden” bahsetmekte ise de bu devirlerde bile anılan maddenin (B) maddesi gereğince, kurulacak “Değer Tespit Komisyonu “ ile fabrikanın değer tespitinin yapılması gerekmektedir. Bu tespitin kısacık bir zamanda yapılamayacağı çok açık olduğundan, Milli Savunma Bakanlığı’nın emir ve talimatıyla fiili devirlerin yapılması açıkça 4046 sayılı yasaya aykırıdır.Bize göre,20 milyar dolarlık Tank ve Palet fabrikası;BMC’ye devredilerek büyük bir kamu zararı oluşmuştur. Türk Ordusunun stratejik önemde bir tesisi olan anılan fabrikanın yabancılara devri, aynı zamanda Ordu’nun bir parçasının devridir. Başka bir ifadeyle; “Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir birliğini özelleştirmekle aynı durumu yaratır. Dolaysıyla TSK’nın özelleştirilmesi de hukuken mümkün olmayacağına göre, iptalini istediğimiz özelleştirme kararı açıkça hukuka aykırıdır. Ayrıca, Sayın Kurulunuzun da takdir edecekleri üzere; yapılan özelleştirmenin ŞEFFAF, AÇIK olacağı da yasa gereğidir.Yapılanlar ise bunun aksini gösteriyor, ben yaptım oldu denilerek,keyfi,hukuka aykırı işlem oluşturuluyor.…

4- DAVA EHLİYETİ BAKIMINDAN:

Halkın Kurtuluş Partisi 2005 yılında kurulmuş ve faaliyet yürüten bir siyasi partidir. Partinin Tüzüğünde belirtilen amaç maddesi şu şekilde belirtilmiştir;

“MADDE 2 – PARTİNİN AMACI

Oligarşik nüfuz yerine Halkın Demokratik İktidarıyla:

a-) Devleti Halk’tan üstün değil, Halk’ı Devlet’ten üstün tutan gerçek özgürlüğü fiilen kurmak ve antidemokratik yasaları ayıklamak.

b-) Müzmin İşsizlik ve azgın Hayat Pahalılığı kanser haline gelmiştir. Bunları köklerinden kazımak için ikinci bir Kuvayimilliye (Kurtuluş Savaşı) seferberliği gerekmektedir. Bu ekonomik seferberliğimizi bilim ve teknolojinin en son aşamasına dayanan ağır sanayi temeline oturtmak.

c-) Ulusal üretim mücadelemizin para maddesini -ne sadakayla ne zorla- ancak UCUZ DEVLET ve BİLİNÇLİ TİCARET yoluyla sağlamak.

d-) Bu kutsal ekonomik Kuvayimilliye seferberliğimizin güdücü ruhunu -başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere- cahil, alim, köylü, şehirli… bütün değer yaratan emekçi halkın tamamıyla aşağıdan gelme ve tamamıyla serbest; GİRİŞİM, ÖRGÜTLENME VE DENETİMİNDE bulmak ve bu amaçla bütün organlarda bilfiil üretmenleri çoğunlukta görmek, yarımız olan Kadını ön safta bulmak, Gençliğe sonsuz inanmak.

e-) Bu güdücü ruhu oluşturan her kesimden insanlarımızı, bu yüce davayı gerçekleştirebilmek ve nihai amacına ulaştırabilmek için insan, hayvan, bitki ve doğa sevgisiyle donatarak bencillikten uzak, toplum için her türlü fedakârlığı seve seve yapabilecek hale getirmek için gerekli çalışmayı şimdiden başlatmak.”

Bu nedenle, Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşımızda dökülen kan ve gözyaşlarıyla,  halkımızın yıllarca akıttığı alınteriyle kurulmuş işletme ve değerlerin heba edilmesi, kanunsuzca kamunun elinden alınması anlamına gelen dava konusu işlem ve düzenlemeler davacı HKP’yi doğrudan ilgilendirmektedir.

Ayrıca Anayasanın 68’inci maddesinde belirtildiği üzere  “Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.”

2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 3’üncü maddesinde de partiler; “Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak; milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.” şeklinde tanımlanmıştır.

Bu nedenlerle gerek Anayasanın gerekse 2820 Sayılı Yasanın kendisine verdiği görev ve sorumlulukla yukarıda belirtilen amaçlar doğrultusunda faaliyet yürüten davacı HKP ile ilgili olarak “menfaat ihlali” oluşmuştur. Zira iptali istenen idari işlem ve yasa maddelerinin uygulanması halinde müvekkil partinin çıkarlarını savunduğu tüm çalışan halk kesimlerinin çıkarları zedelenecek, hak kayıpları oluşacaktır. Dolayısıyla müvekkil parti HKP dava konusu idari işlem ve yasa hükümlerinin iptali için dava açma hakkına ve ehliyetine sahiptir.

Hukuki Nedenler: Anayasa, 4046 Sayılı yasa, İYUK, ilgili mevzuat.

Deliller                 : 20 Aralık 2018 tarihli 30631R.G, 19 Aralık 2018 tarihli 481 Sayılı Özelleştirme

Kararı ile sosyal medyadaki yazılar ve de her türlü delil.

Sonuç ve istem : Yukarıda sunulan nedenlerle; 19 Aralık 2018 tarihli 481 Sayılı C.Başkanlığı Özelleştirme İdaresinin İşlemi Anayasa’ya, 4046 Sayılı Yasa’ya, İdare Hukuku ilkelerine usul ve esastan aykırılığı nedeniyle, ileride telafisi zor kamu zararlarına neden olacağından, ÖNCELİKLE YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA ve İPTALİNE, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ederiz. 18.01.2019

Saygılarımızla
Davacı Vekilleri
Av. Metin BAYYAR, Av.Sait KIRAN