Hiç mi bitmeyecek bu halkın çektiği çileler…

Bitmiyor halkımızın başına gelenler
Hiç mi bitmeyecek bu halkın çektiği çileler…

“Bırakmıyor ölümler, acılar bu halkın yakasını” diyor ya Nazım:

İş cinayetleri, Tren Katliamları, Depremde ölenler ve şimdi de Çığ Felaketi. Hemen ardından da İstanbul’da Uçak Kazası. Yeter artık almayalım bu haberleri. Gitmesin artık canlarımız. Selanik türküsü “aman ölüm zalim ölüm 3 gün ara ver” diyor. Artık ara versin bu ölümler, ölüm olacak ama artık doğalı olsun.

Ancak ne kadar mümkün doğal ve sıralı ölümler bu kanser düzeninde?..

Bu kanser düzeninin merkezinde insan olmayınca, nefes alan hayvan, bitki, doğa bütün canlıların bu kanser düzeninde nefesleri kısılınca, her gün buna benzer acı haberlerle karşılaşıyoruz.

“Van’daki çığ faciasında iki günde toplam 38 kişi hayatını kaybetti. Bölgede üçüncü çığ uyarısı yapıldı. Üçüncü çığ riskine karşı, patlamayla suni çığ gerçekleştirileceği bildirildi.

“Van’ın Bahçesaray ilçesinde, dün 5 kişinin öldüğü çığ faciasında kayıp 2 kişiyi arayan ekiplerin üzerine de çığ düştü. 30’dan fazla kişi kurtarılırken 33 cansız bedene ulaşıldı. AFAD, bugünkü faciada 33 kişinin hayatını kaybettiğini, 53 kişinin ise yaralandığını duyurdu.

“Çığ altında olduğu değerlendirilen 10-15 kişiyi kurtarma çalışmaları devam ediyor.” (https://odatv.com/cig-felaketinden-ilk-fotograflar-04022021.html)

Daha atlatamamışken Elazığ Depremi’nin acısını, 38 insanımızın ölüm haberleriyle dağlandı yüreklerimiz. Çığ altında kalan 2 kişiyi kurtarmaya gidenler kurtulamıyorlar gelen çığdan. Oysaki ikinci bir çığın beklenmesi ve ona göre önlemlerinin alınmasının gerektiğini söyleniyor.

“HAVA KOŞULLARI OLASI ÇIĞ TEHLİKESİNİ TETİKLİYOR

“Şu anki hava koşulları da olası bir çığ tehlikesini de tetikliyor. Dağın havası da çok değişkendir. Bahçesaray Van merkezden neredeyse 1500 metre daha yüksek bir nokta. Şu anda yoğun bir şekilde kar devam ediyor. 21.00 sularına kadar kar yağışı devam ediyor. Yarın mola veriyor sonra yeniden bir kar dalgası geliyor. Konun uzmanları müdahale için detaylardan bahsettiler. Meteorolojik verilerin nasıl olduğu ve çığ tipinin belirlenmesi müdahale açısından çok önemli. Müdahale eden ekibe müdahale etmesi için bir ekibin tetikte bekletilmesi çok önemli.

“Vatandaşlarımızın da eğer bir işi yoksa orada ayrılması gerekir. Yardımdan ziyade bir zarara neden olabilirsiniz.” (https://www.cnnturk.com/video/turkiye/vandaki-cig-faciasiyla-ilgili-bunyamin-surmeliden-onemli-uyari)

Yandaş CNN’den Meteoroloji Mühendisi Bünyamin Sürmeli bu kadarını söyleyebiliyor.

NTV’den Gökhan Abur da aynı şeyleri söylüyor programında:

“Çığın mutlaka ölçülmesi, değerlendirilmesi ve ikazlarının yapılması gerekir. Mutlaka dışarıdan müdahaleyle çığ oluşabilecek bölgelerde önlenmesi gerekir. Yani buraya bir top atışı yapılabilir veya bölgede suni sesler oluşturularak bu çığ aşağıya indirilir, bölge boşaltıldığı için bölgede yaşayanlara veya o yoldan geçmekte olanlara zarar vermeden çığ etkisini tamamen kaybetmiş olur.”

Bu mevsimde sürekli kar alan bir bölge, 1500 metre yükseklik, en ufak bir seste çığ tehlikesi, daha önceden yine Van’da yaşanan çığ ölümleri, bütün bunlar biliniyor, alınabilir miydi önlemleri? Kurtarabilir miydik giden canları?

Sorular sorulmalı, bilim insanlarının sözlerine kulak verilmeli. Tabiî ki rehberi bilim olanlar kulak verebilir bilim insanlarına.

Sen bunları yapma, bölgede yaşayan insanları gözden çıkar ondan sonra açıklamalar yap:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan Kırıkkale’de yaptığı açıklamada, ‘Van’dan aldığımız haber ortada. Ailelerine başsağlığı diliyoruz. Ölümlü bir dünyanın içinde kimsenin kimseye efendilik yapmaya hakkı yok, bir faydası da yok. Geldik gidiyoruz. Maalesef çığdan yeni bir haber daha geldi. Çığda ölenlerin sayısı 33 oldu. Maalesef çığ, heyelan tüm bunlar hep tehditler’ ifadelerini kullandı.”

Nedense zamansız gelip gitmeler hep halkımız için oluyor. 3 bin kişilik koruma ordusuyla dolaş, yanında bir de doktoru, hemşiresiyle mini hastane taşı, ondan sonra “Maalesef çığ, heyelan tüm bunlar hep tehditler” diye mesajlar at. AKP’giller tehditlere karşı kendileri için önlemini alıyor ama iş halkımıza gelince “geldik gidiyoruz” diyor. Kuran İslam’ı da “sen önlemini al takdire Allah’a bırak” diyor. Ama dediğimiz gibi, önlem hep kendilerinin bu dünyada kalma sürelerini uzatmaya yönelik.

Burjuva politikacılarının hiçbirinde acıma duyguları, empati, vicdan denen bir şey de kalmamış. İki günde 38 insanımızı kaybetmişiz AKP’giller hiçbir şey olmamış gibi programlarına devam ediyorlar.

“Çığ faciasında hayatını kaybeden insanlar ve onları kurtarmaya çalışan ekipler adeta can pazarının ortasında kalırken, Erdoğan’ın mitingde, “icraat” güzellemesi yaptığı görüldü.

“Yapılan canlı yayın esnasında; çığ felaketinden sürekli yeni acı haberlerin geldiği sırada, Erdoğan’ın Elazığ ve Malatya depremlerinden bahsedip şehir hastanelerini övmesi, Delice’nin futbolda şampiyonluğunu konuşması ve TOKİ’den bahsetmesi dikkat çekti.

“Yani…

“Bir tarafta insanlar canlarıyla uğraşırken, diğer tarafta Erdoğan, mitinginde siyasi propagandaya yer verdi.” (https://odatv.com/turkiyede-neler-oluyor-diyene-bu-videoyu-izletin-06022040.html)

Halkımız, komşusu ölür evinde televizyonunu açmaz. Bunlar mahalle yanar… İmamın oğlu da Elazığ Depremi’ne uğrayıp Erzurum’a kayak yapmaya gitmişti, çocukları gelişim çağlarını babasız geçirmesinler, diye. Yok yok, bunlarda vicdan teşekkül etmemiş…

Halkın Kurtuluş Partisi olarak, halkımıza başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Temennimiz ölümlerin daha da artmaması, yaralı insanlarımızın sağlıklarına bir an önce kavuşmasıdır. 05.02.2020

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi